Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Körfez Ziyaretinin İran Kamuoyundaki Yansımaları

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Körfez Ziyaretinin İran Kamuoyundaki Yansımaları
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 23-24 Temmuz tarihlerinde Suudi Arabistan, Kuveyt ve Katar’ı kapsayan iki günlük ziyaretine ilişkin İranlı yetkililerin herhangi bir değerlendirmesi basına yansımamıştır. İran basını ise ziyaretin amacı, içeriği ve sonuçlarına dair çeşitli haber ve değerlendirmelere yer vermiştir. Bu kapsamda, ziyaretin iki amacının olduğu iddia edilmektedir. Birinci amaç; Katar krizinde Türkiye’nin arabuluculuk yapma arayışıdır. İkinci amaç; Türkiye’nin Körfez ülkeleri ile olan ilişkilerinin zarar görmesini önlemek için tedbir almaktır. Daha eleştirel bir pozisyon takınan bazı yayın organları ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir yandan Katar’a koşulsuz destek verirken diğer yandan Türkiye’nin bölge ülkeleri ile son yıllarda geliştirmiş olduğu ilişkilerin krizden etkilenmemesine çalıştığını iddia etmiştir. Suudi Arabistan’daki karşılama protokolünden yola çıkan kimi yayın organları bölge ülkelerinin Türkiye’ye karşı mesafeli durduğunu savunmuştur.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ziyaretine ilişkin en geniş değerlendirme Câm-i Cem gazetesinde Yusuf İsmaili’nin imzasıyla “Erdoğan’ın Körfez Ziyaretinin Sonuçları” başlığı ile yayımlanmıştır. Ziyaretin birden çok amacı olduğunu belirten yazar, Katar krizinin bir parçası olduğunu iddia ettiği Türkiye’nin krizin çözümüne katkı sunamayacağını ve Katar’a abluka uygulayan ülkelerin Türkiye’yi de hedef aldığını yazmıştır. Yazar ayrıca ablukacı ülkelerin Katar’a yönelttikleri suçlamaları Türkiye’ye de rahatlıkla yöneltebileceğini savunmuş ve bu iki ülkenin Müslüman Kardeşlere verdiği destek ve Suriye’deki ortak tutumlarından dolayı Türkiye’nin arabuluculuk girişimlerinin sonuçsuz kaldığını iddia etmiştir. İsmaili yazısında Sisi’nin Katar’a uygulanan yaptırımların benzerinin Türkiye’ye de uygulanması gerektiği yönündeki ifadelerine de yer vermiştir. İsmaili’ye göre Erdoğan’ın ziyaretinin temel amacı, Türkiye’nin son dönemlerde Körfez ülkeleri ile geliştirdiği ilişkilerin zarar görmesini engellemektir. Türkiye’nin Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üyesi ülkelerle ticari ilişkilerinin hacminin 17 milyar doları aştığını belirten İsmaili, bu ziyaretle Körfez ülkelerinin Türkiye’ye yatırımlarının, turizm ve savunma sanayi alanında iş birliklerinin sürdürülmesi ve geliştirilmesinin amaçlandığını belirtmiştir.

Kanun gazetesi ziyareti değerlendiren diğer bir yayın organıdır. Gazetenin ziyareti değerlendirirken kullandığı uluslararası ilişkiler jargonundan oldukça uzak ifadeler dikkat çekmiştir. Ziyareti “Erdoğan Hanedanı Suud Hanedanı’nın Hizmetinde” başlığıyla değerlendiren Mehdi Dilruşen Türkiye’nin son dönemlerde iyi bir durumda olmadığını, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gidişatı değiştirmek ve uluslararası toplumda kabul gördüğünü göstermek amacıyla bu ziyareti gerçekleştirdiğini savunmuştur. Türkiye’nin bir yandan ablukaya alınan Katar’a her türlü desteği verdiğini öte yandan ise Katar’ın baş düşmanı olduğunu iddia ettiği Suudi Arabistan ile dostluk ilişkilerini sürdürmeye çalıştığını yazan Dilruşen; dost ve düşmanla eş zamanlı ilişki sürdürmenin mümkün olmadığını savunmuştur. Dilruşen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Körfez ülkeleri ile Katar arasındaki sorunun diyalog yoluyla çözülmesi gerektiği ve Suudi Arabistan’a bu hususta önemli rol düştüğü yönündeki sözlerini hatırlatmıştır.

“Altıncı Arabulucu” başlığıyla ziyareti değerlendiren İbtikar gazetesi, Katar krizinin arabulucuların devreye girmesiyle kısa sürede sona ereceği yönündeki beklentilerin boşa çıktığını ve Katar’a 13 maddeden oluşan şartların empoze edildiğini satırlarına taşımıştır. Gazetede ayrıca, Katar’ın stratejik müttefiki Erdoğan’ın bölgeyi ziyaretinin önemli olduğu, Katar ve Türkiye’nin Arap Baharı sırasında Müslüman Kardeşleri desteklediği yazılmıştır. Katar’a ablukayı uygulayan 4 Arap ülkesinin ileri sürdüğü 13 şart arasında Türkiye’nin Doha’daki askeri üssünün kapatılmasının da yer aldığını hatırlatmıştır. Gazeteye göre Erdoğan, İran’ın bölgede elde ettiği başarılara karşı Körfez ülkeleri ile İran arasındaki sorunları bir koz olarak kullanıp Arabistan önderliğindeki Sünni Cepheye katılmak istemektedir.

Ziyarete ilişkin kısa bir değerlendirmeye yer veren Siyaset-i Rûz gazetesi, “Erdoğan’ın Gözü Nerelerde?” başlıklı yorumda Türkiye ve Körfez ülkeleri arasındaki siyasi, askeri ve ekonomik ilişkilere dikkat çekmiştir. Irak ve Suriye gibi ülkelerde güç kaybeden Türkiye’nin, AB ile de sorunlar yaşadığını ve ekonomik sorunlarla karşı karşıya olduğunu savunan gazete, Türkiye’nin bu sorunları çözmek için bölgesel gücünü canlandırmaya çalışarak arabuluculuk adı altında bütün amaçlarına ulaşmayı hedeflediğini iddia etmiştir.

Donya-yi İktisat Gazetesi, “Erdoğan’ın Sonuçsuz Turu” başlığıyla değerlendirdiği ziyarete ilişkin yorumunda Reuters Haber Ajansının açıklamalarını alıntılayarak Erdoğan’ın bu ziyaretten eli boş döndüğünü ileri sürmüştür. Gazete; Katar’da Emir ve Erdoğan’ın basın açıklamasında iki ülke arasında ekonomi ve savunma alanındaki iş birliklerinin arttırılacağına vurgu yapmalarını hatırlatmış ve BAE Dışişleri Bakanı Enver Karkaş’ın Twitter mesajında ‘Türkiye’nin önündeki en iyi seçeneğin tarafsız kalması’ yazdığını satırlarına taşımıştır. Gazete ayrıca iki ülkenin desteklediği Müslüman Kardeşlerden kaynaklı krizin temelinin siyasal İslam olduğunu ileri sürmüştür. Gazetede; ziyarette Cumhurbaşkanı Erdoğan’a eşlik eden Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun krizin çözülebilmesi için tarafların aynı masa etrafında oturmaları gerektiği yönündeki açıklamalarına yer verilmiştir.

Sonuç olarak İran basını Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ziyaretini amaçları itibari ile gerçekçi, sonuçları itibariyle başarısız görmektedir. Türkiye’nin Körfez ülkeleri ile olan ilişkilerini sürdürme noktasında gösterdiği çabayı ekonomik çıkar temelli gören İran basınının Türkiye’yi bölgede bütün ülkelerle sorunlu bir ilişkiye sahipmişçesine değerlendirmesi dikkatlerden kaçmamalıdır. Ayrıca İran’ın Arap Baharı sonrasında Irak, Suriye ve Yemen’de elde ettiği “başarıların” Türkiye’yi rahatsız ettiğini, bu yüzden Suudi Arabistan’ın önderliğinde oluşmakta olan Sünni ittifakın içerisinde yer almak istediği ileri sürülmektedir.