Haftalık Basın Özeti 24-30 Aralık 2016 (4-10 Dey 1395)

Haftalık Basın Özeti 24-30 Aralık 2016 (4-10 Dey 1395)
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz
Suriye Dışişleri Bakanının Tahran Ziyareti

Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim Suriye’deki son gelişmeleri görüşmek üzere İran’a ziyarette bulundu. Velid Muallim İran Dışişleri Bakanı Cevat Zarif ile bir araya geldi. Cevad Zarif Suriye’de sağlanan ateşkesten memnuniyetini dile getirdi ve ateşkesin kalıcı bir hale dönüşmesi gerekliliğini vurguladı. Toplantıda ele alınan konular ise terörle ortak mücadele, Esad rejimi ve muhalifler arasında siyasi görüşmelerin sağlanması ve Suriye’de barışın tesis edilmesi üzerine İran ve Suriye’nin atacağı adımlar konuşuldu. Velid Muallim’in Zarif ile görüşmesinden sonra Milli Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ve Cumhurbaşkanı Ruhani ile görüşmesi bekleniyor.

Suudi Arabistan ile İran Arasında Hac Görüşmeleri

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanı Muhammed Saleh bin Taher Benten, aralarında İran’ın da olduğu toplam 80 ülkenin temsilcilerini 2017 Hac koşullarını görüşmek üzere Suudi Arabistan’a davet etti. İran 2015 yılında Mina’da yaşanan faciadan sonra Suudi Arabistan ile yaşadığı anlaşmazlıklardan ötürü 2016 yılında Suudi Arabistan’a hacı adayı göndermemişti. İran’ın 2017’de Suudi Arabistan’a hacı adaylarını gönderip göndermeyeceği konusu yapılacak görüşmelerden sonra netlik kazanacak.

İran ve Azerbaycan Arasında Gerginlik 

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun Azerbaycan’a gerçekleştirdiği ziyaret sonrası İran’dan Azerbaycan’a yöneltilen sert açıklamalar sonrası Azerbaycan tarafından yanıt geldi. Azerbaycan Meclis Başkanı Oktay Esedov Parlamento toplantısında İran’ın hiçbir şekilde Azerbaycan iç işlerine karışma hakkının olmadığını ve İran’ın Ermenistan’a yaptığı ziyaret hakkında herhangi bir açıklama yapmadıklarını hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Ruhani Yeni Atanan Büyükelçileri Kabul Etti

Cumhurbaşkanı Ruhani cumartesi günü yeni atanan Almanya, Romanya, Fas ve Ekvator büyükelçilerini kabul etti. Büyükelçilerin güven mektubu sunma görüşmesinde, Ruhani büyükelçilerin ülkeleri hakkında değerlendirmelerde bulundu. Ruhani, Alman Büyükelçisi Michael Klor-Berchtold’a Almanya’nın AB nezdinde İran’ın en iyi ekonomik partneri olduğunu ve İran-Almanya ilişkilerinin derinleşmesi temennisinde bulundu. Romanya Büyükelçisi Adrian Kozjacski’ye Romanya’nın stratejik konumunun önemini anlatan Ruhani, Romanya’nın Karadeniz ile olan bağlantısından ötürü Avrupa ve Asya arasında ticari bir köprü olduğunu söyledi. Ekvator Büyükelçisine ise, Latin Amerika ülkeleri ile ilişkileri geliştirmenin İran dış politika ilkelerinden biri olduğunu belirtti. Ruhani, İran’ın Ekvator ile ortak vizyonları olduğunun altını çizdi. Son olarak Fas Büyükelçisi Hasan Hami’ye ise, İran’ın Fas ile ekonomik, kültürel ve bilimsel alanlarda iş birliklerinin olduğunu ve Fas’ın İran’ın uluslararası sorunlarında önemli arabuluculuklar üstlendiğini ifade etti.

İran’ın Taliban Üzerindeki Etkisi

Afganistan’ın Farah Eyaleti il genel meclisi başkanı Jamileh Amini Radyo Fransa’ya verdiği demeçte İran Devrim Muhafızlarının Taliban’ın üst kadrolarında etkili olduklarını iddia etti. Amini, Farah bölgesinde öldürülen 25 Taliban üyesinin Devrim Muhafızlarına bağlı askerler olduğunu savundu. Afgan Senatör Fadel Hadi Muslim Yar Taliban’ı İran dışında Rusya’nın da desteklediğini söyledi. İran her ne kadar bu iddiaları reddetse de Afganistan ve ABD’den yapılan üst düzey açıklamalarda İran’ın Taliban’ı desteklediği ve bu örgüt üzerinde ciddi tesirlerinin olduğu defalarca kamuoyu ile paylaşıldı.

İran Otobüs Alımına Devam Ediyor

İran geçen hafta bir Türk firması olan OTOKAR ile yaptığı otobüs anlaşmasının ardından, bu hafta yapılan açıklamaya göre Rusya'nın GAZ Grubu'ndan 2017 yılında 900 adet LiAZ sınıfı otobüs satın alacak. Gaz Grubu'nun doğal gazla çalışan otobüslerde seri üretim yapması ve araçların Euro-4, Euro-5 ve EEV çevre standartlarına uygun olması en göze çarpan özellikleri. Bunun yanı sıra Beyaz Rusya Başbakan Yardımcısı Vladimir Semashko da Belarus News'e yaptığı açıklamada İran'ın elektrikli otobüs siparişi verdiğini açıkladı. İran’daki hava kirliliği sorunu ve bu otobüs siparişleri birlikte düşünüldüğünde, filosunu genişletme yönünde adımlar atan İran'ın, bu adımları çevre duyarlılığı çerçevesinde attığını kanıtlamakta.

Para Birimi Tartışmaları

Bakanlar Kurulu'nun para biriminin riyalden tümene değiştirilmesini onaylamasının ardından yasa meclise gönderilecekti. Bu değişimin olası etkileri hakkında pek çok yetkiliden farklı açıklamalar geldi. Değişiklik önerisini yapanlar yeni banknot basımının çok maliyetli olmayacağını dile getirmişlerdi. Ancak durum hiç de öyle olmayabilir. Meclis Ekonomi Komisyonu Başkanı Muhammed Reza Pur Ebrahimi, ilk tahminlere göre para birimini değiştirmek için en az 30 trilyon riyal harcanması gerektiğini ve bu kararın uzmanlık çalışmalarına dayanması gerektiğini açıkladı. Komisyon Başkanı, bu kararın uygulanması halinde uygulama sürecinin uzatılması gerektiğini ve daha önce yapılan tek sıfır yerine 3 ila 4 sıfır düşürülmesi önerilerine de atıfta bulunarak tek sıfır ile başlayıp sonraki dönemlerde bu önerileri gerçekleştirmenin gereksiz maliyetler doğuracağını vurguladı. Pur-Ebrahimi bu konuda daha önce bu tür uygulamalar gerçekleştiren Türkiye örneğinden de yararlanılabileceğinin altını çizdi.

Son 9 Aylık Ticaret Verileri

İran Gümrük Bakanlığı Mart 2016'dan itibaren İran ekonomisinin son 9 aylık ticaret performansını açıklayan verileri yayınladı. Yaptırımların kalkmasının ekonomideki etkilerinin de daha fazla gözlemlendiği bu dönemde İran petrol üretimi ve ihracatında gözlemlenen artışın bu gelişimde önemli katkı sağladığı gözlemleniyor. Ülke içinde mineral endüstrisi ürünlerinden, petrokimyasal ürünlere ve taşıt üretimine kadar pek çok alanda gelişmeler kaydeden İran, bu ürünlerin ihracatında da büyük kazançlar sağladı. Verilere göre İran'ın son 9 aylık süre zarfında petrol dışı ürünlerin ihracatında %9'luk bir artış yaşandı. AB ülkeleri ile de ticaret hacmini arttıran İran, AB'den ithalatını %32 arttırdı.  Türkiye İran'la ticaret yapan ülkelerin de ilk sıralarında yer almakta. Verilere göre Türkiye 2,71 milyar dolar ile İran'ın ihracat merkezlerinde 3. sırada iken; 2,18 milyar dolar ithalat ile 4. sırada bulunuyor.

Bankalara Dolar Satma Yetkisi

İran Merkez Bankası son birkaç ayda doların riyal karşısındaki artışını kontrol etmek amacıyla  bankalara serbest piyasa kurundan döviz işlemlerinde bulunma yetkisi verdiğini açıkladı. Tüccarların ve işletmecilerin bankalar aracılığıyla döviz alım işlemlerini gerçekleştirebileceğini açıklayan Merkez Bankası, aynı zamanda petrol dışı ürünler ihraç edenlerden de banka ve alıcı arasındaki özel bir anlaşmaya dayanan oranlarla diğer yabancı para birimlerinin de alınabileceğini açıkladı. Ayrıca Merkez Bankası, bankalara müşterilerinin ihtiyaçlarını gidermek için gereken doları da sağlayacağını belirtti. Bu adım hızla artan dolar kuruna rağmen müdahale etmemekle eleştirilen Merkez Bankası'nın piyasaya dolaylı bir müdahalesi gibi görünmekte.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Camide Protesto Edildi

Cumhurbaşkanı Ruhani'nin Parlamentodan Sorumlu Yardımcısı Hüseyin Ali Emiri, Yezd şehrinde Cuma hutbesi arasında konuşma yaptığı sırada cemaatten bir grubun protestosuyla karşılaştı. Konuşmasında siyasete girmediğini, sadece milli birlik ve beraberlikten bahsettiğini belirten Emiri, konuşması sırasında cemaatten bir grubun ‘Kahrolsun Fitneci’ ve ‘Kahrolsun Münafık’ sloganları atarak kendisini protesto ettiğini aktardı.

“İran’ın Güvenliği Kutsal Savunmanın Büyük Hediyesidir”

Bilgi İletişim Teknolojisi Birinci Kongresinde konuşan İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Hüseyin Bakıri bölgedeki çatışmalara rağmen ülkenin güvende olmasının İran-Irak Savaşı’ndaki şehitlerin bereketinden kaynaklandığı yorumunu yaptı. Bu savaşın gelecek nesillere düşmanla mücadele etmeyi ve kendi ayakları üstünde durmayı öğrettiğini savunan Bakıri, bu nedenle hiç kimsenin İran’a saldırmaya cesaret edemeyeceğini belirtti. İnzivaya çekilmediklerini ve bölgesel gelişmelerde aktif olarak yer aldıklarını hatırlatan Bakıri, terörizmle mücadelede öncülük ettikleri için gurur duyduklarını belirtti.

Etnik Gruplara Tanınan Haklar Kâğıt Üzerinde Kaldı

Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin yayımlamış olduğu vatandaşlık hakları bildirgesinde azınlıklar önemli bir yer tutuyordu. Yüz yirmi maddelik söz konusu bildirgenin altısı dini ve etnik azınlıklara ilişkindi. 10. maddeye göre ‘siyasi ve toplumsal çeşitli grupları, dini inançları ve azınlıkları aşağılamaya ve küçümsemeye teşvik etmek’ yasaklanmıştır. İran’da anayasal azınlıklar Yahudi, Hıristiyan ve Zerdüşt vatandaşlardan ibarettir. Anayasanın on ikinci maddesi ise İran İslam Cumhuriyetinin resmi dininin Oniki İmam Şiiliğine dayalı İslamiyet olduğunu ortaya koymakta ve özellikle üst düzey yetkililerin bu şartları sağlamasını zorunlu kılmaktadır. Bu madde gereği, eşit yurttaşlık sadece kâğıt üzerinde kalmaktadır. Zira Sünni Müslümanlar anayasa gereği cumhurbaşkanı olamayacakları gibi pratikte bakanlık görevine bile getirilmemişlerdir.

“Emniyeti Sağlama Bahanesiyle Halk İçinde Hoşnutsuzluk Oluşturulmamalı”

İmam Humeyni’nin 1982 yılında yayımladığı sekiz maddelik fermanının yıldönümü vesilesiyle düzenlenen törende konuşan Devrim Muhafızları Ordusu Komutanı Muhammet Ali Caferi, halkın her alanda huzur ve memnuniyetinin İslam İnkılabını korumada en önemli hedef olduğunu ve güvenliği sağlama bahanesiyle millet içinde hoşnutsuzluk oluşturulmaması gerektiğini söyledi. Bir diğer konuşmasında Halep’i İslam İnkılabının ilk ileri hattı olarak tanımlayan Caferi, İran’ın savunma hatlarının ülke sınırları dışına taşındığını belirtti. Caferi ayrıca, İsrail ve Suudi Arabistan’ın son günlerde İran’ı güvensizleştirmek için yakın temasta olduklarını öne sürdü.

İçişleri Bakanı Hakkında Gensoru Hazırlığı

İçişleri Bakanı Abdul Rıza Rahmani Fazli hakkında iki ayrı gensoru verilmesine ilişkin hazırlık yapıldığı öğrenildi. İlki Horasan’da bulunan Türbet-i Câm Milletvekili Rahimi Cihan Abadi tarafından 40 imza ile hazırlandı. İkincisi ise Senendec Milletvekili Mehdi Ferşadan tarafından 35 imza ile düzenlendi. Gensoruların birkaç gün içerisinde Meclis Başkanlık Divanına sunulacağı açıklandı. Gensoruyu hazırlayan milletvekilleri girişimlerinin çeşitli gerekçelere dayandığını ifade ettiler. Buna göre, milletvekilleri ile sağlıklı bir etkileşim kuramadığı öne sürülen İçişleri Bakanı ayrıca görev süresince toplumsal sorunların artması karşısında etkisiz kalmakla ve partiler kanununu gerektiği şekilde işletmemekle eleştirilmektedir.

 Yurtdışındaki Rejim Karşıtlarından Donald Trump’a Mektup

 Yurtdışında yaşayan rejim karşıtı İranlılardan otuz kişilik bir grubun Amerika’nın yeni Başkanı Donald Trump’a mektup yazarak İran’a daha fazla yaptırım uygulanmasını istemeleri, ülke içerisindeki reformistler başta olmak üzere birçok kesimin tepkisini çekti. Trump’ın seçim kampanyasında dile getirdiği Nükleer Anlaşma karşıtı tutum ile milyonlarca İranlı olarak hemfikir olduklarını belirten muhalifler, yeni yönetimden ve senatodan ilk iş olarak bu anlaşmayı gözden geçirmesini istediler. İran basınına göre, bu girişimin arkasındaki isimler daha önce de İran’ı DAEŞ ile mukayese ederek Avrupa’da meydana gelen saldırıları İran ile ilişkilendirmiş ve İran’ı terör kaynaklarından birisi olarak tanımlamışlardı.

Hamenei’nin Evinin Yakınlarında Şüpheli Bir İnsansız Hava Aracı

Yaklaşık 30 yıllık bir aradan sonra, Tahran’da hava savunma sistemleri yeniden devreye girdi. İran’da son olarak İran-Irak savaşında kullanılan hava savunma sistemleri, 24 Aralık Cumartesi günü sabah saatlerinde Tahran’ın, Devrim Rehberi Hamenei’nin ikamet ettiği ve Beyt-i Rehberi olarak bilinen bölgede kaynağı belirsiz bir insansız hava aracının yasak bölgeye girmesiyle aktif hale getirildiği açıklandı. Yapılan açıklamada ayrıca söz konusu aracın vurulduğu bilgisine de yer verildi. Aracın çekim yapmak amacıyla İran Radyo ve Televizyon Kurumunu tarafından uçurulduğuna ilişkin bilginin kurum tarafından yalanlaması olaya dair şüpheleri artırdı.

2017 Seçimlerine Hazırlıklar Başladı

İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Selman Samani, 26 Aralık Pazartesi günü İLNA haber ajansına verdiği röportajda İçişleri Bakanının 19 Mayıs 2017 tarihinde Cumhurbaşkanlığı ve Yerel Yönetimler için yapılacak çifte seçimlerle ilgili yardımcısı Ali Asgar Ahmedi’yi seçim bürosu başkanlığına atadığını bildirdi.

İran’da Füze Tatbikatı

Devrim Muhafızları Ordusu ve İran Ordusu Hatemü’l Enbiya Hava Savunma Karargahında Mirsad ve Ya Zehra adındaki füzelerle ortak bir tatbikat gerçekleştirdi. Ülkenin güneyindeki kritik öneme sahip yerleri korumak için gerçekleştirilen tatbikatta Mirsad füzesinin havada hareket halindeki İHA’ları tam isabetle vurduğu ileri sürüldü. Aynı şekilde tamamen yerli üretim olan Ya Zehra S-3 füzesinin de hedefi vurduğu açıklandı.

“Besic Teşkilatının Kapasitesinden Ekonomik Alanda da Yararlanılmalıdır”

Devrim Muhafızları Ordusunun (DMO) ve Besic Teşkilatının Kutsal Savunma Değerlerini Koruma ve Yayma Kurumu Başkanı Ahmet Hak Talep, Besic Haber Ajansına verdiği röportajda “Direniş Ekonomisinde” Besic Teşkilatının rolüne dair açıklamalarda bulundu. Besic Teşkilatının rolünün ve öneminin Devrim Rehberi tarafından defalarca teyit edildiğini belirten Ahmet Hak Taleb hükümetin ekonomi alanında Besic Teşkilatından yararlanması gerektiğini söyledi. 25 milyon kişinin Besic Teşkilatına üye olduğunu hatırlatan Hak Talep, herhangi bir alana girmelerine izin verildiği taktirde özel değişimlerin olacağını vurguladı. Halihazırda DMO’nun ülke ekonomisinin üçte birini yönettiği göz önünde bulundurulduğunda Besic Teşkilatının da bu alandaki çalışmalara eklemlenerek toplumsal tabanı genişletme amacı güttüğünü söylemek mümkündür.

“Ambargo Zamanında Çin ve Hindistan’ın İran’dan Petrol Alma Yöntemi Tahkir Ediciydi”

Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin danışmanlarından Ekber Türkan, İran Gazetesine verdiği demeçte ambargo zamanında yapılan petrol satışlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkan, yaptırım süresince İran’dan sadece Çin ve Hindistan’ın petrol aldığını ancak bu alışveriş yönteminin onur kırıcı olduğunu belirtti. Önceki hükümetin Çin’e petrol sattığını ve bu satıştan elde edilmesi gereken 22 milyar doların Çin tarafından bloke edildiğini hatırlatan Türkan, Çinlilerin İran’a 22 milyar dolara denk gelen bir borç vereceklerini ancak 4 milyar doların kredi faizi olarak kesildiğini belirtti. Cumhurbaşkanı danışmanı ayrıca, bu ülke tarafından İran’a verilen 18 milyar dolar borcun %8’nin ise İran’ın taksitlerini ödeyemediği durumlar için sigorta bedeli olarak kesildiğini söyledi. Şu anda 22 milyar doların Çin’de ipotek altında olduğunu belirten Türkan ayrıca Hindistan’ın petrol ödemelerini iki şekilde gerçekleştirdiğini açıkladı. Paranın bir kısmının Euro diğer kısmının da Rupi olarak yatırıldığını söyleyen Türkan, Euro olarak yatırılan paranın durdurulduğunu ve bu parayla işlem yapamadıklarını Rupi olarak hesaba yatırılan parayla ise kendilerinden Hint malları alınmasının istendiğini açıkladı.

“Rusların Nuje Hava Üssündeki Faaliyetleri Şimdilik Durduruldu”

İran Savunma Bakanı Hüseyin Dehgan ‘Rusya el-Yevm’ kanalına verdiği röportajda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Suriye’deki son durumu değerlendiren Dehgan terörle mücadele için Rusya’ya daha önce Hemedan’da bulunan Nuje Hava Üssünü kullanma izni verdiklerini hatırlattı ve bu iznin durdurulduğunu söyledi. Dehgan, Rusya’nın hava üssünü yeniden kullanmak istemesi durumunda İran’ın tepkisinin ne olacağına ilişkin soruyu ise yabancı bir ülkenin İran’daki bir üssü kendi inisiyatifine göre kullanmasının anayasaya aykırı olduğunu ancak böyle bir talep gelirse bunu düşünüp ona göre karar vereceklerini ve gerekirse yeniden kullanımına izin verilebileceklerini söyledi. Röportajda Türkiye’nin Suriye’ye girmesinden duyduğu rahatsızlığı da dile getiren Dehgan, Türkiye’nin asıl hedefinin daha fazla araştırılması gerektiğini belirtti. Görünürde Türkiye’nin Rusya ile anlaşıp Türkiye-Suriye Kürtleri arasında mesafe oluşturmak bahanesiyle Suriye’ye girdiğini ancak işin bundan ibaret olmadığını öne süren Dehgan, Türkiye’nin orada kalıcı olmasının ciddi sonuçlar doğuracağını iddia etti. Savunma Bakanı son olarak Suudi Arabistan’ın İran-Rusya-Türkiye üçlü müzakerelerine giremeyeceğini sözlerine ekledi.

Muhafazakarların Cumhurbaşkanlığı İçin İlk Aday Adayı Belli Oldu

Muhafazakarlardan oluşan ve bir koalisyon partisi olan Mu’telife-i İslami Partisi 29 Aralık Perşembe günü Meşhed’de düzenlediği parti toplantısında 19 Mayıs 2017’de yapılacak olan İran cumhurbaşkanlığı seçimleri için aday adaylarının Haşimi Rafsancani döneminde Kültür ve İrşat Bakanlığı yapmış olan Mustafa Mir Selim olduğunu açıkladı. Mir Selim, halihazırda Mu’telife-i İslami Partisinin MKYK başkanlığı görevini yürütmektedir. 

Ahmed Cenneti ‘Cumhurbaşkanlığı Seçimlerini Denetleme Kurulu Başkanı’ Oldu

28 Aralık Çarşamba günü Koruyucular Konseyi Sözcüsü Abbas Kethudayi, Ahmed Cenneti’nin Cumhurbaşkanlığı Seçimlerini Denetleme Kurulu Başkanı olduğunu açıkladı. Ahmed Cenneti 1980 yılında Humeyni’nin emriyle Anayasa Konseyi üyesi olmuş ve 1993'ten beri bu konseyin bakanlığını yapmaktadır. Seksen sekiz yaşındaki Ayetullah Ahmed Cenneti halihazırda Uzmanlar Meclisi Başkanlığı görevini de yürütmektedir. Cenneti’nin bu birbirinden farklı kritik görevlere atanması ülkedeki muhafazakâr yapının güvenilebilir üst düzey devlet adamı bulma konusunda sıkıntılar yaşadığını göstermektedir.

Öğretim Görevlilerinden Ruhani’ye Mektup

Azadi İslami Üniversitesinden 1200’den fazla öğretim üyesi, Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’ye bir mektup yazarak İran öğretim bakanlığının Azadi İslami Üniversitesi aleyhine ayrımcı politikalardan vazgeçmesini istediler. Mektubu imzalayan Azadi İslami Üniversitesinin çeşitli birimlerine mensup öğretim üyeleri, bu üniversitenin İran’ın özel ve yarı özel diğer üniversiteleriyle karşılaştırılarak Azadi İslami Üniversitesinin gücünün yeniden incelenmesini talep ettiler. Bunun yanı sıra bu üniversitenin halkın güveni kazanmış ve ulusal sermayeden ve petrol gelirlerinden yararlanmayan, geniş bir öğrenci potansiyeli olan büyük bir üniversite olduğunu dile getirdiler. Kültürel devrimin yüksek şura başkanı olarak Hasan Ruhani’ye yazılan bu mektupta adil politikaların uygulanmasını, bu üniversite aleyhine ayrımcılığın giderilmesini, İran Öğretim Bakanlığının ikili oynamasının önlenmesini, Azadi İslami Üniversitesinin çalışmalarının devamlılığının korunmasını ve bu üniversitenin on binlerce mezununa iş garantisinin sağlanmasını istediler. Bu mektubun bir bölümünde; bu üniversite tarafından yapılan bilimsel çalışmaların kalitesine işaret edilmekte ve İran Öğretim Bakanlığı tarafından bu üniversitenin diplomalarının kalitesi hakkında yapılan peş peşe uyarılarla, açıkça bu üniversiteyi tehdit ettiği ve bu üniversite aleyhine ayrımcılık yaptığı vurgulandı. Ayrıca İran Öğretim Bakanlığına bağlı bazı üniversitelerin Azadi İslami Üniversitesine göre iki kat fazla bütçe aldığı halde, öğretim, uygulama, laboratuvar ve tesisler bakımından bu üniversitenin seviyesinde olamadıkları dile getirildi. Azadi İslami Üniversitesi, 1982 yılında Haşimi Rafsancani’nin girişimleriyle ve İmam Humeyni’nin o günün şartlarında verdiği 1 milyon tümen mali destekle kurulmuş ve bugün İran’ın her yerinde fakülteleri olan bir üniversitedir. Öğrenci sayısı bakımından dünyanın üçüncü büyük üniversitesidir. 70 bin öğretim üyesi ve akademik çalışanı bulunmaktadır ve kurulduğu günden beri yaklaşık 5 milyon öğrenci mezun olmuştur. Azad News Agency (ANA), Ruzname-ye Ferhikhtegan ve İran Öğrenci Muhabirler Kulübü (iscanews) gibi yayın kuruluşları da Azadi İslami Üniversitesine bağlı yayın kuruluşlarıdır. Açıklamalardan İran Yüksek Öğretim Bakanlığının bu akademik kurumu kendisine hedef seçerek üniversite üzerinde daha etkin ve belirleyici rol oynamaya çalıştığı anlaşılmaktadır.

 İran’da Kadın Aile Reisleri

İran Refah Kurumu Başkanı Enuşirvan Mohsini Bendpey, psikolojik bozuklukların yaygınlığı hakkında yaptığı açıklamada psikolojik bozuklukların %50’sinin 16 yaşın altında ve %75’nin 24 yaşın altında başladığını söyleyerek günümüz İran toplumunda görülen problemlerden birinin psikopati olduğunu belirtti. Günümüzde İran toplumunda 200 binden fazla kronik ruh hastasının bulunduğuna dikkat çekilerek yapılan açıklamalarda fiziksel, zihinsel, sosyal ve ruhsal sağlık sorunlarının boyutu hakkında şu tespitler yapıldı: Ruhsal bozukluklar ve depresyon kadınlarda erkeklere göre %1,3 daha fazla görülmekte ve İran’daki eyaletlerde bu durum %9 ila 36 arasında değişiklik göstermektedir. Dul bireyler diğerlerinden daha çok ruhsal bozukluk ve depresyon tehlikesi içinde yer almaktadırlar. Şu anda İran’da 2 milyon 600 bin kadın aile reisi bulunmaktadır. Bu kadınların 1.800.000’nin kocası ölmüş, 350 bin kadın kocası tarafından boşanmış ve 250 bin kadın ise kocasını boşamıştır. 135 bin kadın aile reisi de evlilik yapmamıştır. Araştırmalar, bu problemlerin %70’inde yoksullukla ruhsal bozuklukların arasında direkt ilişkinin olduğunu göstermektedir. Sosyal sağlığın göstergelerinden sayılan sosyal dayanışma, refah, sosyal uyum, sosyal kabul ve toplumsal katılımın İran toplumunda tam anlamıyla sağlanabilmesi için İran’da psikolojik ve ruhsal hastalıkların iyileştirilmesi için öncelikli olarak sağlıkla ilgi yasalarda bir dizi değişikliklerin yapılması gerektiği anlaşılmaktadır. Bu alanda yapılacak çalışmalarda kısa vadeli yaklaşımlardan ve çözüm yollarından kaçınılması, tüm stratejilerde ve devlet politikalarında ruh sağlığının tedavisinde eşitlik ilkesinin korunması, ruh sağlığının teşvik edilmesi ve geliştirilmesinin gerektiği gözlemlenmektedir. Zira yapılan araştırma sonuçlarına göre İran’da 2050 yılına kadar 15 yaş altı nüfus azalarak 60 yaş üstü nüfus sayısına eşitleneceği öngörülmektedir. Bunun da daha sonraki yıllarda genç nüfusun azalması, iş gücü kaybı, milli güvelik zafiyeti ve benzeri stratejik alanlarda telafisi mümkün olmayacak sonuçlara sebep olacağı tahmin edilmektedir.

İran’da Ekmek Tüketimi Dünya Standartlarının 6 Katı

“Gıda Güvenliği, Sağlık ve Kalkınma” konusunda Tahran’da düzenlenen bir toplantıda İran’da ekmek tüketiminin dünya standartlarının 6 katı olduğu, süt ve süt ürünlerinin tüketimin ise dünya standartlarının yarısı seviyesinde veya 3/1 oranında olduğu açıklandı. Gelişmiş ülkelerde süt tüketiminin kişi başına yılda 300 ila 500 litre arasında değiştiğini, İran’da ise 70 ila 80 litre süt tüketildiğine ve bundan dolayı İran halkının büyük bir kısmının kalsiyum ve D vitamini eksikliğine maruz kaldığına işaret edildi. Bu toplantıda ayrıca İran’da Malta Humması (Burecella) hastalığının arttığına dikkat çekildi. Yapılan açıklamalardan İran halkının pastörize veya hijyenik süt ve süt ürünleri yerine geleneksel süt ve süt ürünlerini tükettiği ve bunun da Malta Humması hastalığının artmasına sebep olduğunu anlaşılmaktadır. İran halkının süt ve süt ürünlerini az tüketmesinin başında devletin daha önce yapmakta olduğu temel gıda yardımını kaldırması olduğu görülmektedir. Zira bu yardımların kesilmesinden sonra süt ve süt ürünlerinin tüketiminde %42 oranında azalma olduğu gözlemlenmektedir. 

İran’da 33 bin AIDS’li Var

İran Sağlık, Tedavi ve Tıp Eğitimi Bakanı Yardımcısı Ali Ekber Seyyari, İran’da Aids’in yayılmasının tehlikeli boyutlara vardığını ve bugüne kadar Aids virüsü taşıyan 33 bin hastanın tespit edildiğini açıkladı. Son 15 yılda Aids virüsünün yalnızca %15’i cinsel temasla bulaşırken 2016 yılının Nisan-Eylül döneminde cinsel temasla Aids virüsü bulaşan hastaların oranı %43’e çıktı. Yetkililerin yaptığı açıklamalara göre; İran’daki toplam Aids hastalarının 8 binden fazlasının vefat ettiği, 18 binden Aids’li hastanın hastanelerde tedavi altında tutulduğu, ayrıca 2016 yılının Nisan-Eylül döneminde Aids virüsü taşıyan 344 hamile kadın tespit edildi. 2016 yılının Kasım ayının sonlarında İranlı yetkililer tarafından yapılan açıklamalarda İran’da 27 bin Aids’li hastanın bulunduğu ifade edilmişti. İran AIDS Araştırma Merkezi Müdürü Zahra Bayat Jozani, ülkede 27 bin AIDS hastasının bulunduğunu ve bu sayının en az 5 bininin kadın olduğunu söylemişti. Bunların dışında birçok Aids hastasının kültürel ve daha farklı nedenlerle hastalıklarını gizledikleri bilinmektedir. Bu hastalığa daha çok sokak kadınlarının ve uyuşturucu madde bağımlılarının sebep olduğu basında yer almaktadır. İran’da Aids virüsünün yayılmasının ve bu virüse yakalanan hastaların sayısının, gelişmiş ülkelere oranla daha fazla olduğu ve Aids virüsüne yakalanma yaşanın daha düşük olduğu gözlemlenmektedir. Aids virüsüne yakalanan kadınların sayısının arttığı bir dönemde bu hastalığı önlemek için danışma merkezlerinin kurulması ve hastalara ücretsiz danışmanlık hizmeti ve ilaç tedavisi imkanlarının sunulması gerekmektedir.