Laricani Kaldığı Yerden Devam

Laricani Kaldığı Yerden Devam
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

İran 10. dönem meclis seçimleri 26 Şubat ve 29 Nisan’da gerçekleştirilen iki turun ardından tamamlanmış oldu. Ancak ortaya çıkan aritmetik tabloya göre belirsiz bir durum vardı. Çünkü çekişmeli bir seçimin ardından Umut İttifakı mutlak değil, göreceli bir başarı kazanmış ve muhafazakârlar önemli kan kaybına rağmen meclisteki dengeleri önemli derecede etkileyebilecek düzeyde milletvekili kazanmışlardı.

Rekabet halindeki iki tarafın açıkladığı rakamlar, birbirleriyle uyuşmuyordu. Ancak ortada inkâr edilemeyecek bir gerçek vardı ki 80’e yakın milletvekili bağımsızlardan oluşmaktaydı. Yani neredeyse meclisin üçte bir çoğunluğuna sahip bağımsızlar sadece meclis başkanının seçiminde belirleyici rol oynamakla kalmayacak, ülkenin önünde bekleyen birçok ciddi sorunun çözümünde kritik öneme sahip olacaklar.

10. Meclis, 29 Mayıs 2016 tarihinde gerçekleştirilen açılış ve yemin töreninin ardından faaliyetlerine resmen başlamış oldu. Meclisin açılışı münasebetiyle Devrim Rehberinin mesajı okundu. Söz konusu mesajda yer alan iki temel öncelik ve amaç, meclisin çalışmalarına yön vermesi bakımından oldukça önemliydi. Mesajlardan ilki “Direniş Ekonomisi”, ikincisi “İslami Kültür” ün meclisin yeni faaliyet döneminde öncelik olarak gözetilmesiydi. Bu iki amaç, aslında Devrim Rehberi ile Cumhurbaşkanı Ruhani arasındaki temel görüş farklılıklarının başında gelmektedir. Küresel sisteme entegrasyona meyilli hükümetin “Rekabetçi Ekonomi”den yana olduğu bilinmektedir.

Ruhani meclis açılışı konuşmasında “Direniş Ekonomisi” çerçevesinde öngörülen %8’lik büyümeye ulaşabilmek için ülkenin petrol ve gaz gelirlerinin bu amaca ulaşmak için yetersiz kaldığını, dolayısıyla yıllık 30-50 milyar dolar kadar yabancı yatırıma ihtiyaç olduğunu belirtti. Ruhani, gereksiz yasalarla zaman kaybetmeden ülkenin öncelikli sorunları olan ekonomik meselelerin çözümü için gerekli şeffaflık yasaların çıkarılması ile birlikte yasama ve yürütme organlarının yakın işbirliğini vurguladı.

10. Meclis Başkanlığına aday Umut Fraksiyonu lideri Muhammed Rıza Arif ile Velayet Fraksiyonu lideri Ali Laricani arasında meclis açılış töreninin ertesi günü sabah gerçekleşen seçimi Laricani 173 oy alarak kazanırken Arif 103 oyda kaldı. Meclis başkanı birinci yardımcılığına reformist Mesut Pizişkiyan ve ikinci yardımcılığa da muhafazakâr Muhammed Dehkan seçildi. Dikkat çekici olan konu 8. Dönem meclis (çoğunluğu muhafazakâr) başkanlığına 232 oy ile seçilen Laricani’nin 9. Dönem meclis (çoğunluğu muhafazakâr) başkanlığına 173 oy ile seçilmiş iken %75 i yeni milletvekillerinden oluşan 10. Dönem meclis başkanlığına (reformistlerin göreceli üstün olduğu) yine 173 oy ile seçilmiş olmasıdır. 12 kişilik Meclis Başkanlığı Heyetinden 9’unu muhafazakârlar 3’ünü reformistler kazandı. Başkanlık heyetinde yer almasına kesin gözüyle bakılan Ali Mutahhari ise yeterli oyu alamadı.

Muhafazakârlar, kendisi ile seçimler öncesi yollarını ayırmış olmalarına rağmen reformist bir adayın meclis başkanı olmasını engelleyebilmek adına blok şeklinde hareket ederek Laricani’yi desteklediler. Ancak muhafazakârların oyu, Laricani’yi tek başına başkan yapmaya yetmiyordu. Kayda değer bir sayıya sahip olduğunu belirttiğimiz bağımsızların da yine kendileri gibi seçime bağımsız girerek kazanan Ali Laricani’den yana oy kullandıkları görülmektedir. Bağımsızlar,meclis başkanlığı seçimlerinde büyük oranda renklerini belli etmiş olsalar da meclis gündemine gelecek meselelerde de bu tür ortak bir tavır sergilemeleri beklenmemekle birlikte Laricani’nin tutum ve davranışlarının onları da etkileyeceği bir gerçektir.

Ortaya çıkan bu sonuçlara göre, bir yıl sonra gerçekleştirilecek olan cumhurbaşkanlığı seçimlerini hesaba katarak tarafların meclisteki olası tutumları şu şekilde sıralanabilir:

  • Velayet fraksiyonu, Devrim Rehberi’nin belirlediği öncelikler ve amaçlar doğrultusunda hareket ederek hükümetin ihtiyaç duyduğu yasal düzenlemeleri geciktirebilir. Böylelikle, hükümeti başarısız göstererek gelecek yıl yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendi adaylarının kazanma şansını arttırmaya çalışabilir.
  • Bağımsızlar bir sonraki genel seçimlerde aday olurken Koruyucu Konseyin vetosu ile karşılaşmamak için kritik oylamalarda büyük bir olasılıkla muhafazakârların lehine oy kullanacaklardır. Bu durumda hükümetin işi zora girer. Zira gelecek yılki seçimleri kazanabilmek için ekonomide somut iyileşmelere ihtiyacı vardır.
  • Reformistler, mecliste güçlü bir muhalefet bloğuna dönüşebilirler. Sadece muhalefet değil, aynı zamanda hükümetin ihtiyaç duyduğu yasal düzenlemelerin gerçekleştirilmesi için yoğun bir faaliyet sürecini de sürdürmelidirler.

Sonuç olarak her iki tarafın da en önemli kaygısı ve önceliği ekonomik sorunların çözümüdür. Bu konuda üzerine düşeni yerine getirmeyen kim olursa olsun sandıkta hesap vereceğinin bilincindedir. Ancak neredeyse her yasal düzenlemede tavrı önem arz eden Meclis Başkanı Ali Laricani belirleyici bir rol oynayabilecektir. Daha önceki meclis başkanlıkları döneminde mutlak çoğunluk muhafazakârdan oluştuğu için böyle bir durum söz konusu değildi. Ali Laricani, İran siyasetinde her geçen gün daha da önemli bir figüre dönüşmektedir. Önümüzdeki yasama döneminde kritik durumlarda meclis başkanlığını başarılı bir şekilde yürütürse ülke içerisinde Ruhani’nin öncülüğünde başlamış olan merkez-sağın güçlü liderlerinden birisi olabilir.