2. Karabağ Savaşı ve İran: Stratejik İletişim Perspektifi

2. Karabağ Savaşı ve İran: Stratejik İletişim Perspektifi
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

2020 yılında gerçekleşen 2. Karabağ Savaşı bölgesel aktörler açısından, konjonktür değişimi ve yeni bir jeopolitik durumun oluşum süreci olarak değerlendirilmiştir. Bu süreçte, bölgesel aktörlerin bir kısmı bu sürece destek sunan veya bu süreci temkinli bir biçimde takip eden konumlara sahip olurken diğer aktörler ise bu sürece yönelik olarak karşıt ve önleyici bir tutum ortaya koymuşlardır. Söz konusu bu aktörlerin başında gelen İran, 2. Karabağ Savaşı sürecinde gösterdiği tepkiler ve uyguladığı strateji ile bu süreçteki önleyicilik tutumunu açık biçimde sergilemiştir. Bölgede, yaklaşık 30 yıl süren statükonun korunması ve jeopolitik değişimin önlenmesi hedeflerine sahip olan İran, 2. Karabağ Savaşı sürecinde bu hedef doğrultusunda stratejik iletişim faaliyetini ön plana çıkarmıştır.

Bununla birlikte Eylül 2021’de Güney Kafkasya’da yaşanan gelişmeler ve bölgesel gündem, İran’ın bu bölgeye yönelik ilgisini bir kez daha yüksek seviyeye taşımıştır. Söz konusu gündemi; Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan tarafından gerçekleştirilen “3 Kardeş” askerî tatbikatı, İran’dan Ermenistan’a taşımacılık yapan tırların Azerbaycan güvenlik güçleri tarafından sınır hattında engellenmesi; Türkiye, Azerbaycan ve Ermenistan arasında normalleşme gündemi ve Zengezur Koridoru’nun açılmasına yönelik açıklamalar ve girişimler oluşturmuştur. Bu gelişmelerin her biri; İran açısından, bölgesel düzeyde ciddi bir risk ve potansiyel bir kayıp olarak değerlendirilmiş; bunun karşılığında sert bir tepki ve tutum gösterilmiştir. Bu bağlamda söz konusu gelişmelerde başat aktör olarak Azerbaycan’ın öne çıkması, İran’ın sert tepkilerinin bu ülkeye yönelmesine yol açmış ve bunun sonucunda bölgede, İran ve Azerbaycan arasında gerilim süreci başlamıştır.

...