ABD Doları 20 Bin Tümeni Gördü

ABD Doları 20 Bin Tümeni Gördü
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

İran’da risk algısı son günlerde ivmeleniyor ve ulusal para birimi (tümen) başta ABD doları olmak üzere diğer para birimlerine karşı hızla değer kaybediyor. Risk algısındaki tırmanışın gerek ekonomik gerekse de jeopolitik nedenleri var. ABD’nin maksimum baskı politikası kapsamında uyguladığı yaptırımlar, koronavirüs salgını, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansının (UAEA) geçtiğimiz günlerde açıkladığı karar ve enflasyon beklentisinin son aylarda artış göstermesi; İran para birimi tümenin değer kaybetmesine neden olan başlıca etkenler. Bu kadar risk bir arada olduğu hâlde Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Merkez Bankası Başkanı Abdulnasır Himmeti verdiği demeçlerde döviz kurlarındaki yükselişin geçici olduğunu belirterek bu artışın yapısal olmadığını vurgulamaktadır. 

2018 yılında çift aşamalı olarak ABD ambargolarının yürürlüğe girmesi ve 2020 Şubat’ında FAFT’ın İran’ı kara listeye alması döviz piyasalarında türbülansa neden oldu. Piyasadaki aktörlerin bu gibi jeopolitik gelişmeler karşısında genelde risk algıları artmakta ve buna tepki olarak bireyler ve işletmelerin döviz taleplerinde hissedilir bir artış gerçekleşmektedir. Dolayısıyla ABD dolarının tümen karşısında değeri yükselmektedir. Son iki yılda her ne kadar maksimum baskı kampanyası döviz piyasasında türbülans yaratsa da piyasadaki aktörlerin gelişmeler çerçevesinde pozisyonlarını güncelleyerek mevcut duruma adapte olmaları ve ayrıca İran Devleti tarafından alınan bazı tedbirler; döviz piyasalarının son 14-15 aydır sakinleşmesini ve yüksek seviyede durağan bir dengede istikrar kazanmasını sağladı. Ancak son 3 ayda koronavirüs salgının neden olduğu ekonomik yavaşlama ile bu yavaşlamanın uzun süreceğine yönelik beklentilerin güçlenmesi ve UAEA’nın geçtiğimiz günlerde İran’ın Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nda (KOEP) yer alan taahhütlerini yerine getirmediğini vurgulayan açıklamaları bir anda risk algısının yeniden yukarı yönlü tırmanmasına neden oldu.

Koronavirüs vakalarının resmî olarak ilk kez kabul edildiği mart ayı başlarında serbest piyasada 1 ABD doları 14 bin tümen düzeyindeydi. Koronavirüsün hızla yayılması ve bu kapsamda Tahran yönetiminin aldığı sokağa çıkma yasağı, iş yerlerinin kapatılması gibi önleyici tedbirler; yaptırımlar nedeniyle zaten zor günler geçiren ülkede “kötüye gidiş” algısını ateşledi. Ayrıca başta komşu ülkeler olmak üzere tüm ülkelerin gümrük kapılarını kapatması ve insanların evlerinde oturmasının yarattığı küresel talep daralması İran’ın dış ticaretinin ve dolayısıyla döviz arzının daha da kötüleşmesine yol açtı. Buna ilave olarak koronavirüs salgını nedeniyle enflasyonun yükselme eğilimine girmesi ayrıca hane halklarının yerli enstrümanlar yerine daha güvenli olduğuna inandıkları enstrümanlara (altın ve döviz) yönelmelerine neden oldu. Diğer uluslararası risk olan UAEA kararı, tümenin yabancı paralara karşı değerinin kaybetmesine neden olan önemli etkenler arasında yer almaktadır. Bu karara göre UAEA müfettişleri, İran’da bulunan iki nükleer santralin erişimine izin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Ancak İranlı yöneticiler, UAEA’nın bu kararına sert bir şekilde olumsuz karşılık verdi ve bu tepki döviz kurundaki yukarı yönlü hareketlenme riskini daha da artırdı.

Grafik -1: Ocak 2020’den İtibaren ABD Doları/Tümen Kuru
 
Kaynak: bonbast.com

İran’da Döviz Kuru Türbülansı ve Çeşitli Aktörlerin Duruma Bakışları 

Döviz kurunda meydana gelen türbülans ve yukarı yönlü hareketlenmenin hem siyasi hem de sosyoekonomik yönleri bulunmaktadır. Siyaset-sosyoloji bağlamında bu tür ekonomik ve finansal belirsizlikler ve ayrıca ekonomik sorunların diğer bazı ülkelerde toplumsal hareketlenmelere neden olduğu ile ilgili bazı örnekler gözlemlenmektedir. Ayrıca döviz piyasalarında meydana gelen dalgalanmaların gerek yatırım gerekse de üretim ve istihdam kararlarına olan olumsuz etkileri düşünüldüğünde döviz piyasalarında bu günlerde gözlemlenen negatif süreçlerin diğer ekonomik değişkenleri olumsuz etkileme potansiyelinin gözden kaçırılmaması gerekmektedir. Ekonomide işler kötüye giderken döviz piyasalarında artan gerilimin ekonominin diğer değişkenlerine yapacağı olumsuz etki ile bu doğrudan ve ikincil etkilerin yaratacağı sosyoekonomik gerilim, Ruhani hükûmetinin işini daha da zorlaştırabilir. Bu durumun yine siyasi güç dağılımında farklı siyasi güç odakları arasındaki mücadelenin dinamiklerine de etki etme potansiyeli bulunmaktadır.

Bu bağlamda sıradan halk için ulusal para biriminin değer kaybetmesi, gelirlerinin nispi olarak azalması anlamına gelmektedir. Bunun yanında döviz fiyatlarındaki yukarı yönlü hareketlenme ülke içindeki fiyatlara geçiş yapmakta ve döviz fiyatlarındaki artış belki bir miktar gecikme ile ciddi oranda ülke içindeki fiyatların artmasına neden olmaktadır. Bu yine tüketicilerin satın alım gücünde ciddi erozyona yol açmaktadır. Zaten yaptırımlar nedeniyle ekonomik sorunlarla baş etmek zorunda kalan halk, dövizde meydana gelen yükselişe paralel olarak yaşayacakları ilave zorluklar nedeniyle dişlerini daha fazla sıkmak zorunda kalacaktır. Bu tür durumlarda bir toplumsal hareketlenme yaşanması işten bile değildir. Bu sebeple İranlı yetkililer, toplumsal hareketlenme ihtimalini minimize etmek adına halkı konsolide edecek açıklamalarda bulunmaktadır.

23 Haziran 2020 tarihinde Meclis Ekonomi Komisyonu, Himmeti’nin katılımıyla döviz kurlarındaki hareketlenmeleri görüşmek amacıyla toplandı. Komisyon Üyesi Muhsin Alizade, Merkez Bankasının bir sonraki haftaya kadar döviz piyasası hakkındaki tavsiyelerini Komisyona sunacağını bildirdi. Buna ilave olarak Alizade, temel tüketim maddeleriyle alakalı bir müdahalenin olmayacağını belirterek Merkez Bankası ve Komisyonun ortak oturumlarıyla şekillenecek düzenlenmelerin hızlı bir şekilde döviz piyasasını kontrol altına alacağını söyledi. Himmeti, toplantıdan sonra Komisyonun desteği ve alınacak önlemler ile mevcut durumun üstesinden geleceklerini belirterek ekonomik hedefler kapsamında halkın refahını sağlamak için durumun iyileştirileceğini bildirdi.

Ruhani, döviz kurlarındaki yukarı yönlü hareketlerin yapısal sorun olmadığını belirterek uluslararası camiada İran aleyhine siyasi nedenlerle sürdürülen çabaların yurt içindeki döviz piyasalarında bir hareketlenme yaşanmasına neden olduğunu belirtti. Yine aynı şekilde Himmeti, bu süreç içinde yaptığı konuşmalarda döviz kurundaki yükselişin geçici olduğunu ileri sürerek sürecin psikolojik baskı yönüne atıfta bulundu. Bunun yanında İran’ın şahin kanadında yer alan grupların ekonomideki kötüye gidişin ana nedenini Ruhani hükûmetinin beceriksizliğine tahvil etmemesi, durumun siyasi arenadaki iz düşümü olarak okunabilir. 

Sonuç

Kısaca özetlenecek olursa 2020 yılının başından itibaren gerek küresel gerekse de İran özelinde yaşanan sorunlar, küresel ekonomiyi ve İran ekonomisini derinden sarsmaktadır. Yaptırımlar ve yapısal sorunlar gibi İran’ın kendine özgü risklerinin yanında küresel ölçekli koronavirüs salgınının ekonomik etkileri ve ayrıca İran özelinde birtakım jeopolitik riskler İran’ın ekonomik sıkışmışlığını daha da artırmaktadır. Özellikle UAEA ile artan tansiyon İran’da jeopolitik risk algısının bir kademe daha artmasına neden olmuştur. Salgına yönelik olarak uygulamaya konulan tedbirlerin ekonomik sorunları derinleştirmesi ve sonrasında Ruhani hükûmetinin bu tedbirleri kaldırması akabinde salgının yeniden yükselişe geçmesi, İran’da iç ve dış risk algısını artırmıştır. Bu nedenlerle döviz piyasalarında bir anda türbülans ve buna eşlik eden bir fiyat yükselişi gözlemlenmiştir. Artık ABD seçimlerine kilitlenen İran’da umutlar Trump’ın yeniden seçilmemesine endekslenmiş durumdadır. Kasım 2020’ye kadar İran’da farklı boyutlarda ve şiddette dalgalanmalar beklenilmektedir. Ülkede döviz rezervlerinin yeterince büyük olmaması nedeniyle bu tür dalgalanmaları yastıklayacak araç yoktur. Bu çok katmanlı belirsizlik sürecinde İran günü kurtarmaya çalışmakta ve seçimlere kadar “gemiyi kayalıklara çarptırmamaya” çalışan kaptanın mücadelesine benzer bir mücadele vermektedir.