ABD İran’a Yönelik Silah Ambargosunu Uzatabilecek mi?

ABD İran’a Yönelik Silah Ambargosunu Uzatabilecek mi?
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) 13 yıldır İran’a uyguladığı silah ambargosunun uzatılması yönündeki ABD tasarısı 14 Ağustos Cuma günü Konseyde oylamaya sunuldu. Tasarı sadece Dominik Cumhuriyeti’nden destek alırken içlerinde ABD müttefiklerinin de yer aldığı 11 ülke çekimser oy kullandı. Rusya ve Çin, öngörüldüğü gibi tasarıya ret oyu kullandı. Böylece 2015 Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) kapsamında 18 Ekim’de sona erecek olan İran’a yönelik silah ambargosunun uzatılması yönündeki ABD talebi BMGK’den geri dönmüş oldu.

Silah ambargosunun uzatılması için büyük bir diplomatik çaba sarf eden hatta zaman zaman “Ambargonun sona ermesine asla izin vermeyeceğiz.” şeklinde kesin ifadeler kullanan ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, karara ilişkin yaptığı değerlendirmede “Güvenlik Konseyinin en temel misyonunu yerine getiremediğini fakat bu yanlışı düzelteceklerini” belirtti. Konseyden çıkan karardan bir gün sonra açıklama yapan ABD Başkanı Donald Trump ise tetik mekanizmasını kısa sürede başlatacaklarını söyledi. Bu sonuç öngörülen bir sonuç olmasına ve silah ambargosunun uzatılması adına ABD’nin çabaları devam etmesine rağmen BMGK’de çıkan karar İran’da büyük bir coşku uyandırdı. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani Konseyden çıkan kararın İran tarihine geçecek önemli bir olay olduğunu vurgularken İran medyası durumu “ABD için eşi görülmemiş tarihî bir diplomatik yenilgi” olarak tanımladı. Yarı resmî haber ajansı olan ISNA, İran’ın uluslararası arenadaki parya devlet kimliğinin sonlandığını yazdı.

Şimdi Ne Olacak?

ABD ve bölgedeki müttefikleri için hayati bir konu olan İran’a yönelik silah ambargosunun süresiz uzatılması amacıyla atılan ilk adım başarısızlıkla sonuçlandı. Bu amaca yönelik ABD’nin atacağı bir sonraki adım tetik mekanizmasını başlatmak olarak görülüyor. Fakat bu konu da bir hayli tartışmalı. BMGK’nin 2231 sayılı kararında bahsi geçen mekanizmaya göre herhangi bir “KOEP katılımcı devlet” İran’ın verdiği taahhütleri ihlal ettiğine kanaat getirirse Anlaşma’da açıklanan prosedür dâhilinde mekanizmayı başlatabilir. Ancak AB dâhil 2015 İran Nükleer Anlaşması’nın tarafları ABD’nin 2018 yılında anlaşmayı tek taraflı terk ettiğinden artık “katılımcı devlet” olmadığı ve tetik mekanizmasını başlatamayacağını iddia ediyor. Diğer taraftan ABD, “KOEP katılımcı devlet” teriminin ABD dâhil Anlaşma’nın orijinal müzakerecilerine işaret eden bir terim olduğunu öne sürerek tetik mekanizmasını başlatabileceğini savunuyor. Başka bir ifadeyle ABD, Anlaşma metninde geçen “KOEP katılımcı devlet” kelime öbeğini ilk anlamıyla (plain meaning) yorumlayarak kendisini teknik olarak hâlâ Anlaşma’nın bir tarafı olarak görüyor. Fakat ABD’nin bu yaklaşımı yukarıda da işaret edildiği gibi Anlaşma’nın diğer taraflarınca kesin bir dille reddedilmektedir. Bu durumda ABD’nin İran’a silah satışını engellemek için kullanabileceği en gerçekçi seçenek İran’a silah satan ülkelere tek taraflı olarak yaptırım uygulamak olacaktır. Ancak bu durumda ABD, BM destekli çok taraflı yaptırımların sağladığı denetim ve maliyet avantajlarından yoksun kalacaktır. Ayrıca ABD’nin İran’a silah satmak isteyen –başta Çin ve Rusya olmak üzere– ülkelerle ilişkilerinin buna bağlı olarak önümüzdeki dönemde gerilmesi muhtemeldir.