Rusya ve İran'ın hedefi; ticari bağlarını Batı müdahalesine karşı korumak, Asya'nın güçlü ve büyüyen ekonomileri ile yeni bağlar kurmaktır.
Kazakistan, geliştirdiği ikili ilişkilerin yanında Azerbaycan ve Türkiye ile TDT kapsamında; İran’la ise ŞİÖ ve hatta AEB kapsamında ekonomik ve siyasi ilişkilerini geliştirmektedir.
İran'ın, Ukrayna krizi sırasında Rusya ile Güney Asya ülkeleri arasındaki ilişkilerin genişlemesinde “köprü” rolü oynadığı söylenebilir.
Geçmişte İran-Avrupa arasında Rüşdi meselesi ve Mikonos suikastı kriz yaratmışsa da Avrupa, tercihini diplomasiden yana kullanmıştır. Bugün de Nükleer Anlaşma’yı kurtarmak amacıyla benzer bir eğilimdedir.
İran ile ŞİÖ arasında imzalanan yeni mutabakat zaptı, Tahran ve ŞİÖ üyeleri arasında çeşitli siyasi ve ekonomik alanlarda iş birliğinin genişletilmesinin temelini oluşturacaktır.
NATO Stratejik Konsepti, Rusya ve İran’ı ötekileştirirken iki ülke de bu baskıya karşı jeopolitik konumlarını avantaja çevirme arzusuyla Hazar Zirvesi’ne katılmıştır.
Varil başına yaklaşık 30 dolara varan indirimle Asya ülkelerinin piyasalarına tedarik edilen Rusya petrolü, yine indirimlerle satılan İran petrolünü bu piyasadan kısmen çıkarmaya başlamıştır.
İmran Han'ın parlamentoda yapılan güven oylaması sonucunda görevden alınmasının ardından Pakistan Müslüman Birliği'nin (PML-N) lideri Şahbaz Şerif, mecliste yapılan oylama neticesinde Pakistan’ın 23. başbakanı olarak seçildi.
İran, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın patlak vermesinden bu yana gerek söylemde gerekse BM’de yapılan oylamalarda Rusya’yı destekleyen ülkelerden biri olarak ön plana çıktı.
Viyana görüşmeleriyle yaptırımlar üzerindeki denetim gevşese de son aylarda İran, petrol ticaretini sürdürmek amacıyla takas mekanizmasını kullanmaktadır.