Ayetullah Sistani’nin Halefi Hakkındaki Tartışmalar

Ayetullah Sistani’nin Halefi Hakkındaki Tartışmalar
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz
Kıdemli Uzman Müştak El-Hılo

Medyaya verdiği röportajları, merciilik makamının dolaylı mesajları olarak nitelendirilen Ayetullah Sistani’nin Beyrut’taki temsilcisi ve ofisinin etkin isimlerinden biri olan Hâmid Haffaf, 12 Eylül 2019 tarihinde yaptığı kısa bir söyleşide çeşitli konulara değinerek zaman zaman merciilik makamına yöneltilen eleştirileri yanıtladı. Söz konusu söyleşide Haffaf, merciilik makamındaki yöntemler ve karar mekanizması, merciiliğin finansal kaynakları, siyasal konulara ne derecede müdahil olduğu ve bu konuların nasıl yönetildiği, Haşdi Şabi ve milis örgütler, hassas bir mevzu olan Sistani’nin halefinin kim olabileceği gibi konulara değindi. Şia tarihinde büyük müçtehitlerin her zaman alimler, ileri gelenler ve genel olarak Şiilerin büyük bir kısmının desteği sayesinde merciilik makamını elde ettiğini söyleyen Haffaf, gelecekte de bu sürecin değişmeyeceğinin altını çizdi. Özellikle Sistani ofisinin, Sistani aile fertlerinin fıkhî ve yönetim konularında güçlü olmalarına rağmen merciilik makamının veraset yoluyla intikal etmesine karşı olduğunu da ekledi. Haffaf’a göre bir sonraki büyük müçtehit kim olursa olsun, Sistani’nin gittiği yolu takip edecektir. Çünkü onun uyguladığı yöntem, işlevselliğini ispat etmiş ve herkesin kabulünü kazanmıştır.

Sistani’nin Halefi Olacak İsmin Önemi

Merciilik kurumunun Necef şehrinde kurulmasından bugüne kadar, Necef’teki en büyük müçtehit, bilgi ve özelliklerine bakılmaksızın Şia dünyasının büyük müçtehidi olarak kabul edilmektedir. Zira Şiilerce Mekke ve Medine’den sonra Hz. Ali’nin türbesinin bulunduğu Necef şehri, büyük bir öneme sahiptir ve hiçbir şehir onunla yarışacak güce sahip değildir. Medreselerin bulunduğu diğer şehirlerde başka müçtehitler bulunsa da her zaman büyük mercii makamı Necef’teki büyük müçtehide ait olmuştur.

Necef merciilik makamının bu önemli konumunun yanı sıra Amerika’nın işgalinden sonra Irak’ın içinde bulunduğu durumdan dolayı bu makam özel bir konuma yerleşmiş oldu. Böylece Sistani’nin bulunduğu makamın önemi daha da arttı. Irak hükûmeti zayıf bir konumdaydı. Kendi siyasal itibarı için merciilik makamının sağlayacağı meşruluğa ihtiyacı vardı ve eski Irak rejimi veyahut şimdiki İran rejimi gibi merciilik işlerine karışacak konumda değildi. Diğer yandan ise Irak’ta yaşanan rejim değişikliğinden sonra ülkenin güney ve orta bölgelerinde yaşayan halk, geniş çaplı protestolar yaparak Necef merciilik makamını desteklediğini gösterdi. Bu girişim Irak Şiilerinin birçoğunun merciilik makamının siyasete ve yeni rejimin belirlenmesi konusuna müdahil olması talebi gibi algılandı. Tam da bu yüzden 2003’ten bugüne kadar Irak siyasetindeki önemli değişiklikler hep merciilik makamının onayıyla gerçekleşmiştir. Bu makam hem iç meselelerde hem de dış müdahalelerde belirleyici bir role sahip olmuş, birçok siyasi ihtilaf onun vasıtasıyla çözülmüştür. Irak içindeki hiçbir iç örgüt veya taraf aleni bir şekilde bu makama karşı çıkamamış aksine herkes, hatta Şii olmayanlar bile bu makama itaat ettiklerini dile getirmiştir.

Sistani’nin doksan yaşının eşiğine gelmesi hasebiyle bazı siyaset adamları diğer birçok konudan daha ziyade ölümünden sonra oluşacak boşluktan dolayı endişe etmektedir. Bazı siyasiler Sistani’nin devlet ve toplumla olan ilişkisindeki politikasının aynen devam etmesi için ofisinin müdürü ve Necef Medresesinin hocası olan 57 yaşındaki oğlu Muhammed Rıza’nın merciilik makamına geçmesinden yanadır. Onlara göre Seyyid Ammar Hakim’in Hakim Hanedan’ının vârisi ve aynı zamanda bir siyasi-mezhebî lider olarak tanınması, diğer yandan Seyyid Mukteda Sadr’ın da aynı şekilde Sadr Hanedanı’nın vârisi ve bir siyasi-mezhebî lider olarak bilinmesi gibi örnekler merciilik makamına Muhammed Rıza’nın geçmesini kolaylaştıracaktır.

Ancak Haffaf’ın bu sözleri, bir sonraki müçtehidi arayan gözleri Sistani’nin ofisine değil de dışarıya yönlendirdi. Bu durum halefin belirlenmesinde istisnai bir durumun olmayacağı ve müçtehidin eskisi gibi seçileceği tahminlerini güçlendirdi.

Dinî rejimin İran’daki başarısızlığı ve bu durumun toplum ve özellikle genç kuşak üzerindeki olumsuz etkileri, İslamcı partilerin Irak’ta başarısızlıklarla dolu karnesi, sosyal medyanın yaygınlaşması ve gençler arasında yeni düşüncelerin gelişmesi ve yeni yaklaşımların ortaya çıkması gibi durumlardan dolayı belki artık hiçbir müçtehidin, Sistani ve bir önceki müçtehitlerin elde ettiği konumu elde edemeyeceği göz önünde bulundurulmalıdır. Ancak bu durum yakın gelecekte söz konusu kurumun kapatılacağı veyahut önemini yitireceği anlamına gelmemektedir.

Necef Medresesinde Büyük Müçtehidin Seçilme Süreci

Bir sonraki büyük müçtehidin kim olacağını öngörmek çok zor olsa da geçmiş yıllarda Necef Medresesindeki büyük müçtehitlerin nasıl seçildiği göz önüne alındığında önümüzdeki seçimlerde şu kriterlerin dikkate alınacağı söylenebilir:

  • Büyük müçtehit, medresenin fıkıh alanındaki tartışılmaz hocalarından olacaktır.
     
  • Necef’teki müçtehitlerin arasından seçilecektir. Çünkü geçmişte diğer medreselerdeki müçtehitler hiçbir zaman Necef’teki büyük müçtehitlik makamına gelememiştir.
     
  • Muhtemelen seyitlerden olacaktır. Çünkü yaklaşık son yüz yıldır sadece seyitler bu makamda bulunmuştur. Seyit olmayan bir âlim, müçtehit olarak tanınabilir ama genellikle büyük müçtehit olamaz.
     
  • Bir önceki müçtehitler gibi şimdiki müçtehidin de halefini belirtmesi beklenmese de çok ihtimal ofisi, daha önce olduğu gibi bir sonraki büyük müçtehidin belirlenmesinde en etkin kurum olacaktır. Bu koşullarda çoğu zaman müçtehidin öğrencilerinden birisi seçilmektedir.
     
  • Genel olarak şimdiki müçtehidin çocukları, damatları ve vekilleri onun makamına geçemezler. Çünkü onlar ofisin işlerini yönettikleri için fıkıh konusunda uzmanlaşma ve donanımlı bir fakih olma fırsatından yoksundur.
     
  • Ünlü medrese hanedanları ve âlimlerinin oğulları söz konusu makama geçmek için diğerlerine göre daha şanslıdır çünkü halk tarafından daha hızlı bir şekilde kabul görürler.
     
  • Merciilik makamının finansal kaynaklara ihtiyacı olduğundan dolayı taklitçileri ve taraftarları tarafından yüksek mali destek gören bir âlim, merciilik makamını elde etme konusunda daha şanslıdır.
     
  • Hayır işleri, yoksullara ve medrese talebelerine yardımda bulunmak büyük müçtehit için umumi bir kabul arz etmektedir.
     
  • Siyasi meselelerle fazla uğraşan kişiler genel olarak bu makamdan uzaklaşmış olurlar.
     
  • Söz konusu makamın toplumdaki önemi ve rolüne nazaran Irak’ın komşuları ve özellikle İran’ın haricinde Şii toplumlarda menfaatleri bulunan büyük güçler de bu konuyu göz ardı edemezler. Dolayısıyla kendi amaçları doğrultusunda destekledikleri kişinin bu makamı elde etmesi konusunda çaba göstermeleri gerektiği açıktır.