Cumhuriyetçilerden İran’a Yönelik Yeni Yaptırım Yasası Hamlesi

Cumhuriyetçilerden İran’a Yönelik Yeni Yaptırım Yasası Hamlesi
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

ABD’nin Temsilciler Meclisindeki en büyük muhafazakâr grup olan Cumhuriyetçi Çalışma Komitesi (RSC), “Ulusal Güvenlik Stratejisi: Amerika’yı Güçlendirme ve Küresel Tehditlere Karşı Mücadele”1  adlı yasa tasarısını 10 Haziran Çarşamba günü ABD Meclisine sundu. Komitenin Ulusal Güvenlik ve Dışişleri Görev Gücü2  tarafından hazırlanan, 13 cumhuriyetçi üyenin imzasının yer aldığı ve dünyanın dört bir yanında İran’ın ve ayrıca ABD’nin karşısında konuşlanan diğer önemli ülkelerin ekonomik ve siyasi çıkarlarını törpülemeye yönelik 111 sayfadan oluşan oldukça kapsamlı bir yaptırım yasa tasarısı ile Trump, başkanlık seçimlerini kaybetse dahi ABD’nin İran üzerindeki baskısının devam etmesini amaçlıyor.

RSC’ye göre Ulusal Güvenlik Stratejisi, Amerikan liderliğini dünya çapında korumak ve Amerikan halkının çıkarlarını ilerletmek amacıyla bir dış politika önerisi olarak Çin Komünist Partisi, Rusya Putin yönetimi ve İran’a karşı en zorlu yaptırımları içeren 130’dan fazla çözüm önerisi sunuyor. Öneri aynı zamanda Birleşmiş Milletler içindeki otoriter nüfuza karşı koymak, ABD dış yardımlarının Amerikan çıkarlarını ve değerlerini teşvik etmek için çalışmasını sağlamak ve ABD diplomasisini ve Dışişleri Bakanlığını modernize etmek için cumhuriyetçilerin tabiriyle sağduyulu, sonuç odaklı reformları da içeriyor.

Tasarıda İran Hususunda Neler Yer Alıyor?

Cumhuriyetçiler, Çin ve Rusya’nın yükselişinin ABD için en büyük stratejik tehdidi teşkil ettiğini bununla birlikte nükleer silah peşinde koşan, İsrail’in yok edilmesini isteyen ve dünyanın en üretken terörizm sponsoru olarak konumlanan “haydut rejim” olarak nitelendirdikleri İran’ın, büyük bir güç ya da stratejik bir rakip olmadığı lakin son derece tehlikeli olmaya devam ettiği girizgâhıyla yola çıktıkları tekliflerinde, İran’a karşı en zorlu yaptırım planlarını ortaya koyuyorlar.

Tasarının üçüncü bölümünde, İran ve Cihadi Terörist Hareketler ile Karşı Karşıya Kalan Amerika’nın Orta Doğu’daki Çıkarlarını Korumak3  (s. 41-63) başlığıyla İran’a yer veriliyor. Bölüm, Obama ve Trump yönetiminin karşılaştırmalı bir analizi şeklinde Obama yönetiminin İran politikalarının bir eleştirisiyle başlıyor. Yönetimin İran’dan gelen tehditleri hiçbir zaman anlamaması ve İran ile mücadelede aşırı ölçülü bir yaklaşımın benimsenmesi eleştirilmiş ayrıca yönetim, İran ile nükleer bir anlaşmaya varmaya çalışarak “Orta Doğu” politikasının tamamını feda etmekle suçlanmıştır. Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın (KOEP) ise İran’ın nükleer silah geliştirme çabasını engelleyememesi aksine nükleer silah elde edebilmesi için yasal bir yol yarattığı savunulmuştur. Ayrıca Anlaşma İran’a bölgede; Esed rejimini desteklemek, Hizbullah’ı finanse etmek, Irak’taki İran destekli milisleri ve Yemen’de Husileri desteklemek gibi on binlerce terörist milisin parasını finanse etmek amacıyla Anlaşma’dan gelen fonu kullanarak istikrarsız davranışlarını artırma fırsatı sağlamıştır. Bu gibi örneklerle birçok açıdan eleştirilen Obama yönetiminin aksine Trump yönetiminin bu politikaları tersine çevirdiği KOEP’ten çekilip “maksimum baskı” kampanyasıyla beraber İran’a görülmemiş yaptırımlar getirdiği belirtilmiştir.

Başkan Trump’ın İran’ın bölgedeki hâkimiyetini dizginleme yaklaşımının bir parçası olarak Irak ve Lübnan üzerinde artan baskılar, İsrail’in Suriye’de İran karşıtı operasyonlarına ve Yemen’de Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyona verilen desteğin artırılması gösterilmiştir. Kasım Süleymani’nin öldürülmesi ise başarılı bir operasyon olarak değerlendirilmiştir. Trump’ın yaklaşımlarının başarı elde etmeye başladığı vurgulanmış, İran’ın ekonomik açıdan şu an her zamankinden daha zayıf olmasına işaret edilerek bu fikir desteklenmiştir. Sistem karşıtı protestoların artması, bölgede özellikle Irak, Lübnan ve Suriye’de gözlemlenen diğer demokrasi yanlısı protesto hareketleri, İran’ın ülkelerdeki hâkimiyetinin sona ermesinin istendiğinin bir parçası olarak yansıtılmıştır.

Görev Gücü (The Task Force), yönetimin 27 Mayıs 2020’de İran’ın sivil nükleer feragatlerini sona erdirme kararını güçlü bir şekilde desteklemekte ayrıca ABD’nin İran’ın bölgedeki nüfuzuna karşı koymak amacıyla İran kontrolü altındaki ülkelere destek ve finansman sağlamasının sona erdirilmesini ve İran karşıtı protestocuların desteklenmesini önermektedir.

İran yönetiminin yaptırımların kaldırılması için koronavirüs salgınını bahane ettiğini öne süren teklif, yaptırımların kaldırılmasının gereksiz olduğunu çünkü insani yardım, ilaç, tıbbi cihaz ve yiyeceklerin yaptırımlardan muaf olduğunu savunuyor. Dahası Ocak 2020’de, İran ile insani ticaret için ABD-İsviçre kanalı aracılığıyla ilaç ithalatı yapıldığını belirtip terörizmi desteklemek için maddi gücü olan İran’ın, küresel salgın hususuna gelindiğinde para bulamaması fikrinin trajikliğinin altı çizilerek İran’ın salgına ABD’nin sebep olduğu iddialarıyla ortalığı kızıştırması üzerinde duruluyor.

Tüm bu savlar gerekçe gösterilerek Görev Gücü, İran’ın tutumlarının bir sonucu olarak yaptırımların zayıflatılması yönündeki çağrıları reddetmekte ve hatta Kongreye yaptırımları önemli ölçüde genişletmek için harekete geçilmesi yönünde çeşitli politika önerileri sunmaktadır. Bu öneriler şu şekilde listelenebilir:

ABD Kongresi,

  1. İran’a yaptırımları sınırlayan ya da kaldıran yürütme muafiyet ve istisnaları sınırlamalıdır.
     
  2. KOEP’te yer alan ve snapback ya da Tetik Mekanizması denilen ve İran’a Birleşmiş Milletlerce uygulanan yaptırımların yeniden tesis edilmesini sağlayan Mekanizma’nın çalıştırılması için Trump yönetiminin yürüttüğü diplomatik çabalara destek vermelidir.
     
  3. BM’nin İran’a yönelik silah ambargosunun bitiş süresi için proaktif olarak hazırlanmalı ve Hazine Bakanlığını, kitle imha silahlarının temsil gücü olması hasebiyle Devrim Muhafızları Ordusu Havacılık ve Uzay Kuvvetleri Komutanı Emir Ali Hacızade’ye yaptırım uygulamaya yönlendirmelidir.
     
  4. İran’ın petrokimya, finans, otomotiv ve inşaat sektörlerine yaptırımlar uygulamalıdır.
     
  5. INSTEX (Ticareti Destekleme Enstrümanı) ve İranlı muadili Özel Ticaret ve Finans Enstitüsüne yaptırım uygulamalıdır.
     
  6. Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisinden (OFAC) İran’ın denizcilik sektörüne “önemli destek” teşkil eden faaliyetlerin kapsamının genişletilmesini talep etmelidir.
     
  7. İran’a yönelik mevcut insan hakları yaptırımlarını sistemleştirmeli ve genişletmelidir.
     
  8. Yozlaşmış İran oligarkları ve devlete bağlı varlıklar hakkında rapor vermek için Yolsuzluğu Durdurma İran Oligarkları ve Varlıkları Yasası’nı (Stop Corrupt Iranian Oligarchs and Entities Act) yürürlüğe koymalıdır.
     
  9. Dışişleri Bakanı Pompeo’nun İran politikasına ilişkin yaptırımların kaldırılması için on iki maddelik koşulunu desteklemeli ve genişletmelidir.
     
  10. Başkan’ın ülkeyi Yabancı Terör Örgütleri’ne (YTÖ) karşı koruma konusunda açık bir yetkiye sahip olmasını sağlamak için yeni bir Askerî Kuvvet Kullanma Yetkisi (AKKY) çıkarmalıdır.
     

Tasarının devamında İran’ın bölgesel rolünün -özellikle Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen tutumu- ABD, İsrail ve Suudi Arabistan gibi müttefikler için doğrudan bir tehdit oluşturduğu ve bu tutumun görmezden gelinemeyeceği konusuna vurgu yapılmıştır. Bu bağlamda çeşitli politikalar tavsiye edilmiştir:

ABD Kongresi,

  1. Dışişleri Bakanlığının, Irak ve Suriye’deki birtakım İran destekli milisleri YTÖ olarak belirlemesini ve gelecekteki İran destekli milislerin bir izleme listesi tutmasını şart koşmalıdır.
     
  2. Haşdi Şabi güçlerinin ve diğer İran destekli milislerin, Obama Dönemi’nde DEAŞ’a karşı savaşta ABD’ye destek vermesiyle ortaya çıkan uzun vadeli tehditler hakkında bir rapor talep etmelidir.
     
  3. Bazı güvenceler sağlanana kadar Irak İçişleri Bakanlığı ve Federal Polis için oluşturulan fonları engellemelidir.
     
  4. İran hâkimiyetine karşı duran Iraklı demokrasi yanlısı protestocuları desteklemek için Irak İnsan Hakları ve Sorumluluk Yasası’nı yürürlüğe koymalıdır.
     
  5. Irak’ın İran’a yönelik yaptırımlara uymasını şart koşmalıdır.
     
  6. Lübnan Silahlı Kuvvetlerine sağlanan ABD güvenlik yardımını kesmeli ve IMF’nin kurtarma paketini yasaklamalıdır.
     
  7. Hizbullah ve Lübnan’daki müttefikleri üzerindeki yaptırımları genişletmelidir.
     
  8. Trump yönetiminin siyasi bir geçiş hamlesini ve tüm İran kuvvetlerinin Suriye’den çekilmesini desteklemeli ve Savunma Bakanlığının İdlib’de uçuşa yasak bölge için fizibilite değerlendirmesi yapmasını istemelidir.
     
  9. Yemen’deki Husileri YTÖ olarak onaylamalı, Husileri destekleyen ve Yemen’i istikrarsızlaştıranlara karşı yaptırım düzenlemelidir.
     
  10. Suudi Arabistan ve BAE’ye silah satışını kesmekten kaçınmalıdır.
     
  11. ABD’nin İran balistik füzelerine, seyir füzelerine ve insansız savaş araçlarına karşı savunma yeteneklerinin kapsamlı bir değerlendirmesini sağlamak için Savunma Bakanlığını yönlendirmelidir.
     

Yer verilen ilk beş madde Irak, altı ve yedinci maddeler Lübnan, sekizinci madde Suriye ve son üç madde ise Yemen ana temaları altında işlenmiştir. Bölümün devamı selefi-cihadi hareketlerle ilgili olmakla beraber İran’a dair maddeler burada da yer yer geçmektedir. Ayrıca tasarının Rusya bölümünde de İran’a yer verilmiş, ülke Devrim Muhafızları Ordusuna verdiği destek hasebiyle “terörizmi destekleyen devletler”den biri olarak nitelendirilmiştir.

Sonuç olarak tasarı, mevcut İran yaptırımlarının daha da katılaştırılıp tüm feragatlerin durdurulmasını isteyerek İran yönetimini daha da baskılamak üzerine kuruludur. Tüm bunlar maksimum baskı kampanyasını genişletmek, söylemler ve eylemleri tamamlayıcı bir niteliğe kavuşturmak üzere İran’ı daha da çevrelemek amacıyla oluşturulmuş önerilerdir. Tüm bu meydan okuma ise geride bir soru bırakmaktadır, demokratlar bu öneriyi destekleyecekler mi? 


  The Republican Study Committee (RSC) - The RSC National Security Strategy: Strengthening America & Countering Global Threats.
  The Republican Study Committee’s National Security & Foreign Affairs Task Force.
  3 Advancing American Interest in The Middle East Confronting Iran & The Jihadi Terrorist Movement.