Haftalık Basın Özeti 1-7 Eylül 2018

Haftalık Basın Özeti 1-7 Eylül 2018
10-16 Şehriver 1397
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

Mehdi Kerrubi’den Uzmanlar Meclisine Mektup

2009 Yeşil Hareketi’nin liderlerinden ve 2011’den bu yana ev hapsinde olan Mehdi Kerrubi 2 Eylül Pazar günü Devrim Rehberini seçme ve denetleme yetkisine sahip Uzmanlar Meclisi’ne bir açık mektup yazdı. Kerrubi, Uzmanlar Meclisi’nin Rehbere soru sorma ve denetleme araçlarıyla kendi şer’i ve yasal sorumluluklarını yerine getirerek ülkenin ‘vahim’ durumuyla ilgilenmesi gerektiğini söyledi. Devrim Rehberi Ali Hamenei’yi denetlemekle görevli Uzmanlar Meclisini görevini yapmamakla suçlayan Kerrubi, “Hamenei’yi sürekli övmek yerine 30 yılda ülkeyi neden bu hale getirdiğini açıklamasını isteyin.” dedi. “Eğer Uzmanlar Meclisi asli görevini yerine getirseydi, ülkeyi bu hale getiren liderin (Hamenei) 30 yıldır süren stratejisini sorgulardı.” ifadelerini kullanan Kerrubi, “Neden Devrim Muhafızları ve Besic’in bankacılık işlerine ve petrol satışına müdahil olmasıyla ilgili hakkında soruşturma başlatmıyorsunuz? Anayasaya aykırı bir şekilde ülke siyaseti ve ekonomisine müdahale eden, dış siyasete karışan Devrim Muhafızları komutanları hakkında niçin inceleme başlatmıyorsunuz?” sorusunu yöneltti. Devrim Muhafızları, Besic Teşkilatı, Yargı, İran Radyo Televizyon Kurumu ve bazı iktisadi teşekküllerin Uzmanlar Meclisi tarafından etkin bir şekilde denetlenmemesinin halka zarar verdiğini öne süren Kerrubi, İran’da bu şekilde ülke yönetiminin Şii din adamlarının itibarını yerle bir ettiğini ve hatada ısrar edilmesinin halkı rejim karşıtı yaptığını vurguladı.

Milletvekillerinden Şeffaflık Tasarısı

Kum Milletvekili Mücteba Zunnur, Milletvekillerinin Faaliyetlerinin Şeffaflığı adında iki tasarıyı 190 milletvekilinin imzasıyla Meclis Başkanlık Divanı’na sunduklarını söyledi. Ülkedeki en önemli sorunlardan birinin milletvekillerinin oylarının ve faaliyetlerinin şeffaf olmaması olduğuna dikkat çeken Zunnur, halkın milletvekillerinin mecliste olup olmadığını, çalışıp çalışmadıklarını, oy kullanıp kullanmadığını ve kullansa bile oyunun ne olduğunu bilmediğini belirtti. Tasarının amacının meclisteki milletvekillerinin ve komisyonların faaliyetleri hakkında halkı aydınlatmak olduğunu vurgulayan Zunnur, milletvekillerinin tasarıya oy vermesini ümit ettiğini ifade etti. Tasarılardan birisi ise milletvekillerinin önceden kullandığı oyların bir arşiv sitesinde vatandaşların özgürce ulaşabilmesini ön görüyor. Ancak çarşamba günü yapılan açık oturumda 60 milletvekilinin imzasıyla incelenmek üzere sunulan tasarı 196 milletvekilinin katıldığı oylamada 108 olumsuz, 59 olumlu ve beş çekimser oyla kabul edilmedi.

Bethayi’nin Gensoru Tasarısı Geri Çekildi

Meclis Başkanlık Divanı Üyesi Ahmet Emir Abadi Ferahani geçen hafta Eğitim ve Öğretim Bakanı Muhammet Bethayi hakkında 20 milletvekilinin imzasıyla hazırlanan ve Meclis Başkanlığına sunulan gensoru tasarısından vazgeçildiğini söyledi. Ferahani gensoru tasarısına imza atan milletvekillerinin imzalarını geri çektiğini ve sadece beş imzanın bulunduğunu aktardı. Ferahani okulların açılacak olması nedeniyle milletvekillerinin gensoru tasarısını geri çektiklerini bildirdi. Bunun yanı sıra Dışişleri Bakanı Cevad Zarif 2 Eylül Pazar günü meclis açık oturumunda Urumiye, Meşhed ve Tahran milletvekillerinin bazı konularda kendisine yönelttiği soruları yanıtladı. Zarif’in cevapları ikna edici bulundu.

Hamenei: Savaş İhtimali Yoktur

Devrim Rehberi Ali Hamenei 2 Eylül Pazar günü Hava Savunma Karargâhı komutanlarıyla yaptığı görüşmede siyasi analizler açısından askeri bir savaşın olma ihtimalinin gözükmediğini söyledi. Hamenei ayrıca Silahlı Kuvvetlerin çevik ve verimli yönetimiyle birlikte insan gücünü ve teçhizatını günden güne artırması gerektiğini vurguladı.

“Askerler Kışlaya Dönsün!”

Tahran Milletvekili Pervane Silahşöri 4 Eylül Salı günü meclis açık oturumunda yaptığı konuşmada askeri kuvvetlerin siyaset, ekonomi ve kültür alanlarına müdahale ettiklerine ve faaliyetlerde bulunduklarına şahit olduklarını söyledi. “Ülke işlerine çok yönlü olarak müdahil olan askeri kurumları eleştirmeyi isterdim.” diyen Silahşöri, askeri kurumların kışlalarına dönmeleri ve kendi işleriyle ilgilenmeleri gerektiğini ifade etti. Silahşöri ayrıca devletin cumhuriyet boyutunun (halkın oyuna dayalı boyutu) ciddi bir şekilde zayıfladığını ileri sürerek dış politika, Radyo Televizyon Kurumu’nun yönetimi, milletvekilleri seçiminde ve Uzmanlar Meclisi üyeleri seçimlerinde müdahaleci denetim yetkisine sahip Anayasayı Koruyucular Konseyi’ne dikkat çekerek Devrim Rehberi kontrolü altında olan kurum ve yetkilerin kaderinin belirlenmesi için referanduma ihtiyaç olduğunu ima etti.

Altı PJAK Mensubu Öldürüldü

Devrim Muhafızları Ordusu 7 Eylül Cuma günü Kürdistan eyaletine bağlı Merivan şehrinde Tahran’da üçlü zirvenin gerçekleştiği saatlerde 6 PJAK mensubunun öldürüldüğünü ve bir kısmının da yaralandığını açıkladı. Yapılan açıklamada silahlı gruba ait silah ve mühimmat ele geçirildiği bildirildi.

İran Suriye’den Çekilmedikçe ABD Çekilmeyecek

ABD Başkanı Donald Trump, İran güçlerinin Suriye’den çekilmedikçe, Tahran’a baskı yapmak amacıyla askeri birliklerini Suriye’den çekmeyeceğine dair planı onayladığı belirtti. The Washington Post’ta çıkan makaleye göre Trump, Suriye’yle ilgili bu yeni stratejiyi kabul etti.

ABD Suriye’yi Nükleer Silahların Kullanılmaması Konusunda Uyardı

5 Eylül’de Beyaz Saray Sözcüsü ABD’nin İdlib bölgesindeki askeri gelişmeleri yakından takip ettiğini bildirdi. Sözcü Sara Sanders bu açıklamada “Daha açık söyleyim. Bizim duruşumuz kesindir. Eğer Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esed kimyasal silah kullanmaya karar verirse, ABD ve müttefikleri hızlı ve uygun cevabı verecekler.” dedi.

Trump: Ruhani ile Buluşma İhtimalini Reddetmiyorum

ABD Başkanı Donald Trump Kuveyt Emiri ile Beyaz Saray’da yaptığı buluşmada Hasan Ruhani ile New York’ta buluşma ihtimalini göz ardı etmeyeceğini açıkladı. Trump “Her şey mümkün. Ne olacağını görelim. Acaba müzakere yapmak istiyorlar mı yoksa istemiyorlar mı? Her durumda benim için çok önemli değil” sözlerini basın mensupları önünde dile getirdi. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu Toplantısı’na katılmak üzere ABD’ye gideceği biliniyor.

Türkiye, İran ve Rusya Tahran’da Buluştu

Suriye Krizi’ni görüşmek için Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 7 Eylül Cuma günü Tahran’da bir araya geldiler. Zirveden önce üç ülke aralarında ikili görüşmeler gerçekleştirdiler. Zirvenin başında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Dünyanın zirve sonuçlarına odaklandığını” beyan etti. Erdoğan, konuşmasında Suriye’nin toprak bütünlüğüne ve İdlib’de olası operasyon nedeniyle oluşabilecek felakete vurgu yaptı. Yine İdlib konusunda “Orada yaşayan insanları Esed rejiminin insafına bırakmayız” açıklamasında bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca ABD’nin YPG/PYD terör örgütüne verdiği desteği eleştirdi. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani “ABD’nin Suriye’deki varlığını tenkit etti” ve “ABD Fırat’ın doğusundan çekilmeli” dedi. Ruhani ayrıca “Uluslararası toplumun Suriyeli mültecilerin dönüşleri ve ülkenin yeniden inşası için yardımda bulunmalarını ve İran’ın yeniden yapılandırma için hazır olduğunu” beyan etti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin “Suriye rejiminin ülkenin %90’ını kontrolü altına aldığını söyleyerek muhalif grupları “terörist” olarak niteleyerek, onların İdlib’te toplandığını” beyan etti. Putin ayrıca mültecilerin geri dönüşü için Rusya’nın uluslararası bir program hazırlandığını ve bu programın Türkiye ve İran tarafından da iyi karşılandığını sözlerine ekledi. Rus Devlet Başkanı yine Suriye’de barışın üç ülke tarafından sağlanması gerektiğini açıklamalarında belirtti.

Hamenei: Savaş Olası Değil Ancak İran Savunmasını Geliştirmeli

İran Devrim Rehberi Ali Hamenei, ABD’nin nükleer anlaşmadan çekilmesi sonrasında İran Savunma Güçleri’nin teyakkuzda olmasını istedi. İran geçen hafta misil kapasitesini artırmayı ve modern savaş jetleri ve deniz altılar almayı askeri büyüme kapsamında planladığını açıklamıştı. Hamenei ayrıca “İran asla kaba ve zıtlaşan ABD diplomatları ile müzakere yapmayacak” açıklamasında bulundu.

Zarif: ABD İran’a Zarar Vermek için BM Güvenlik Konseyi’ni Kullanıyor

İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif sosyal medyada paylaştığı mesajında ABD’nin İran’ı suçlamak için BM Güvenlik Konseyi’ni İran konulu toplantı düzenleyerek kötüye kullandığını açıkladı. ABD’nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Nikki Haley 4 Eylül Salı günü yaptığı açıklamada Donald Trump’ın Güvenlik Kurulu’nda İran’ın uluslararası hukuku ihlal ettiğine dikkat çekmek için yer alacağını açıklamıştı.

İran Petrol İhracatında Düşüş

Bloomberg tarafından yayımlanan kargo verilerine göre, İran’ın petrol ihracatı Ağustos 2018’de günde 2,1 milyon varilin altına düştü. Bu seviye Mart 2016’dan bu yana en düşük seviye. İran petrolünün en önemli müşterileri olan Çin, Hindistan ve Japonya’nın petrol alımında azaltmaya gittiği görülmektedir. Bu bağlamda İran’ın bu üç ülkeye temmuz ayında yapmış olduğu ham petrol ihracatı günlük 1,8 milyon varil iken ağustos ayında aynı ülkelere yapılan toplam ham petrol ihracatı 1,1 milyon varile gerilediği gözlemlenmiştir.

Türkiye Dolarla Ticarete Karşı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye’nin İran ve Çin ile dolarla ticaret yapmayı durduracağını ve bu konuda Moskova ile de görüştüklerini ve bu ülkelerle ulusal para birimleri ile ticaret yapacaklarını söyledi. Erdoğan, “Küresel ticaretin özellikle ABD dolarına bağlılığı günden günde büyük bir sorun haline gelmektedir.” dedi.

Çin-İran Ticaretinde Gelişme

İran’ın Çin Büyükelçisi Pang Sen, İran’ın Çin ile olan ticaretinin 2018’in ilk yarısında yaklaşık 20 milyar dolara ulaştığını ve geçen yılın aynı dönemine kıyasla %2,2’lik bir artış kaydedildiğini söyledi. Pang Sen, Çin’in İran’a yaptığı ihracatın altı ayda 8,40 milyar dolar seviyesinde olduğunu ve İran’ın Çin’e yaptığı ihracatın %22,7 artışla 11,26 milyar dolara ulaştığını bildirdi.

İran-Avrupa Birliği’nin Ticari Rakamları

İran’ın 2018 yılının ilk yedi ayında Avrupa Birliği’ne üye 28 ülkesiyle yaptığı ticaret geçen yılın aynı dönemine göre %7,95’lik bir düşüşle 10,2 milyar avro olarak gerçekleşti. İran’ın bu dönemdeki Birlik içerisinde en büyük beş ticari ortağı: İtalya, Fransa, İspanya, Almanya ve Yunanistan oldu ve sırasıyla 2,55 milyar, 1,6 milyar, 1,52 milyar, 1,39 milyar ve 976,3 milyon avro değerinde ticaret yaptı.

İran Halı Sektörünün İhracat Krizi

İran Ticaret, Sanayi, Maden ve Ziraat Odaları Temsilciler Heyeti Üyesi Razi Miri, 3 Eylül Pazartesi günü basına yaptığı açıklamada Avrupa ülkelerinin geçtiğimiz 10 yıl zarfında yaşadığı ekonomik kriz sonucu bu ülkelerdeki halı ithalatçılarının piyasalardan çekilmeye başlaması İran halısının Avrupa piyasalarındaki alımlarını olumsuz etkilediğini belirtti. Aynı zamanda kendisi de bir halı üreticisi ve Avrupa’ya halı ihraç eden biri olan Razi Miri, Avrupa’daki ekonomik krizin yanında halı alıcılarının 50 ila 70 arası yaş ortalamasına sahip olduklarını, daha çok emeklilerden olan bu kesimin Avrupa’da alım gücünün düştüğünden bahsetti ve bu durumu halı satışlarını etkileyen faktörlerden bir diğeri olarak niteledi. Satışların azalması nedeniyle Avrupa’da ve İran’da el dokuma halı dükkanlarının kapanmaya başladığını söyleyen Miri, bu seyir devam ettiği takdirde sektörün ciddi zarar göreceğini belirtti. Satışların artırılması için uluslararası düzeyde reklamcılığa ve yeni piyasalar oluşturma tekniklerine yeterli önemin verilmediğine dikkat çeken Razi Miri, sektörde ciddi bir ihracat planının yapılmadığından da söz etti.

Geçen yılki (2017) ekonomik verilere göre; İran’dan 425 milyon dolar değerinde, 5400 ton el dokuması halı ihraç edilmişti ve ABD, İran’ın halılarının ilk sıradaki müşterisiydi. Zira 425 milyon dolar içerisinde 126 milyon dolarlık ihracat yalnızca bu ülkeye yapılmaktaydı. Ancak ambargo nedeniyle bu rakam geçtiğimiz aylar içerisinde sıfıra kadar indi. ABD’den sonra Almanya, Lübnan, İngiltere ve Japonya, İran el dokuma halılarının başta gelen müşterisi ülkeler arasında yer alıyorlar. Almanya geçen yılın verilerine göre; 57,5 milyon dolarlık rakamla İran halı ihracatının %13,6’lık payını elinde tutuyor.

Ataullah Saferpur Vefat Etti

İran’ın ünlü tiyatro, sinema ve televizyon oyuncusu Ataullah Saferpur, geçirdiği bir akciğer hastalığı sonucu tedavi nedeniyle kaldırıldığı hastanede 1 Eylül Cumartesi günü yaşamını yitirdi.

Ataullah Saferpur, 1945 yılında Gülistan’ın Gorgan şehrinde doğdu. 1953 yılında Serbaz-i Eyalvar adlı bir oyunla tiyatro kariyerine başladı. 1967 yılında yine oyuncu olarak Gorgan Radyosu’na girdi ve bir müddet sonra senaryo yazarlığı ve yönetmenlik alanlarında faaliyete başladı. Bu alanda toplumu eğiten tarzda birçok televizyon programına imza attı. Aberu Afitab, Dohter-i be Nam-i Tonder, Resm-i Aşıgi, Şimşad Han adlı filmlerin yanında Payitaht ve Golşifte adlı diziler Ataullah Saferpur’un oynadığı sinema ve televizyon eserlerini oluşturmaktadır. Saferpur ayrıca İran geleneksel tiyatrosunda “siyahbazi” denilen komik zenci uşak tiplemesiyle sanatseverlerin hatıralarında yaşamaya devam edecektir.

Ermeni Milletvekili Karen Hanleri, İran’daki Yerel Diller Hakkında Konuştu

Kuzey Ermenileri (Tahran) Milletvekili ve Meclis Eğitim Komisyonu Üyesi Karen Hanleri, 31 Ağustos Cuma günü basına verdiği demecinde, öncelikle iyi bir Farsça eğitimi almak koşuluyla orta öğrenimdeki öğrencilerin kendi anadillerini öğrenmelerinin ülke anayasasına göre bir sakıncasının olmadığını açıkladı. Milletvekili Karen Hanleri konuşmasında, yetkililerinin okullarda Farsça öğrenimini daha etkili hale getirmeleri gerekliliğinden bahsetti ve günümüzde ülkedeki Farsça öğrenimi konusunda sıkıntıların varlığına değindi. Hanleri, öğrencilerin Fars dilini yeterli düzeyde öğrenememiş vaziyette okullarından mezun olduklarını ve hükûmetin bu sorunun üzerine eğilmesi gerektiğini belirtti. İran anayasasının 13. ve 15. maddelerinde ülkenin resmî dili olan Farsça haricinde yerel dillere atıfta bulunulduğunu belirten Hanleri, İran’daki her yerel dilin saygıya layık olduğunu ve Farsçanın iyi öğrenilmesinden sonra herkesin kendi anadilini iyi bir şekilde öğrenmesinin doğal bir hak olduğunu söyledi. Hanleri, İran’da bu tür dillerin yaşatılması konusunda bir sorunun ile karşı karşıya olunmadığını da sözlerine ekledi. Eğitim Bakanı’nın resmî dilin önemine vurgu yapan konuşmasını desteklediğini belirten Hanleri, bakanı eleştiren ve anadile resmî dilden daha çok önem verilmesi gerektiğini söyleyen şahısların görüşlerini masum bulmadığını ve bu kişilerin başka emeller taşıdıklarını söyledi.

Doğu Süryani Kilisesi Piskoposunun Huzurunda El Yazması İncil İncelendi

Tebriz Merkez Kütüphanesi’nde bulunan eski bir el yazması İncil, 27 Ağustos Pazar günü Doğu Süryani Kilisesi Piskoposluğu ve Tebriz Merkez Kütüphanesi tarafından icra edilen programda sergilendi. UNESCO Dünya Hafızası Milli Komitesi üyelerinin de katıldığı programda UNESCO temsilcilerinin söz konusu İncilin Dünya Mirası Eserler Listesi’ne kaydedilmesi işlemi için programda hazır bulundukları belirtildi. İran Milli Kütüphanesi ve Arşiv Kurumu Halkla İlişkiler Biriminin açıklamasına göre; Doğu Süryani Kilisesi Baş Piskoposu Marenresay Binyamin, Tebriz Merkez Kütüphanesi’nin böyle bir sergiye ev sahipliği yapmasına ve Dünya Hafızası Komitesi üyelerinin de programa katılımlarına teşekkürlerini arz eden bir konuşma yaptı. İran topraklarında 3700 yıldır var olan ve İran’daki diğer halklarla hiçbir zaman kendilerini ayrı bir millet olarak addetmediklerini belirten Piskopos Binyamin, Doğu Süryani Kilisesi’nin İran’daki diğer resmî kurumlarla her zaman iyi ilişkiler içerisinde bulunduğundan söz etti. Söz konusu el yazması İncil’in incelenmesi ve dünya mirasına kaydedilmesi için yapılan girişimin İran Süryani halkı ile İran’daki diğer halkların kardeşliği için önemli bir adım olduğunu söyleyen Marenseray Binyamin, bu girişim aynı zamanda İran’da Müslüman toplumun farklı dinlere karşı ne kadar hoşgörülü ve saygılı bir tutum içerisinde olduğuna yönelik bir delildir ifadelerini kullandı.

Ünlü İranologlardan İhsan Yarşatır Vefat Etti

ABD’de İran Araştırmaları Merkezi’nin kurucusu ve Iranica Ansiklopedisi projesinin fikir babası olan İhsan Yarşatır, 2 Eylül Pazar günü, 98 yaşında, ABD’nin Kaliforniya kentinde yaşamını yitirdi.

ABD’nin New York kentinde yer alan Colombia Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan İhsan Yarşatır, yaklaşık bir asır süren ömrünün yarısını İran tarihi, kültürü ve Fars diline vakfetti. Yarşatır, 3 Nisan 1920’de İran’ın Hemedan şehrinde doğdu. Ailesi 1926 yılında önce Kirmanşah’a daha sonra Tahran’a taşınmıştı. Yarşatır, Bahailik inancına mensup bir aileden geliyordu. Küçük yaşta annesini ve babasını yitiren Yarşatır, bu kötü hadise ile eğitimine ara vermek zorunda kalmıştı. Ancak daha sonra Rıza Şah döneminin Eğitim Bakanı’na başvurarak kendisine bakacak kimsenin olmadığını ve yarım kalan tahsiline devam etmek istediğini söylemişti. Yarşatır’ın halinden etkilenen Eğitim Bakanı, kendisini o dönemde büyük bir baskıya uğrayan konar göçer aşiretlerin çocuklarına eğitim verilen Aşiretler Eğitim Kurumu’na gönderdi ve burada bir müddet okuyan Yarşatır, daha sonra devlet tarafından verilen burs yardımıyla üniversitede Fars Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirdi. Ardından yine devlet tarafından tahsil için Londra Üniversitesi’ne gönderilen Yarşatır, burada ünlü Alman İranologlarından Walter Bruno Henning danışmanlığında doktorasını bitirdi. Doktorasını tamamladıktan sonra Colombia Üniversitesi’nde Fars Dili ve Edebiyatı bölümünde çalışmaya başladı. Yazdığı hatıratında, Türkiye’de yoğun biçimde Avrupa edebiyat eserlerinin tercümelerinin yapıldığını fark ettiğini belirten Yarşatır, İran’ın bu konudaki yetersizliği ve ilgisizliğinden şikâyet ediyordu. Yarşatır’ın bu düşüncesi dönemin İran hükumetini etkiledi ve 1954 yılında İran’da Kitap Tercüme ve Yayımlama Kurumu’nun kurulmasında ön ayak oldu. 1968 yılında Colombia Üniversitesi bünyesinde İran Araştırmaları Enstitüsü’nü kuran kişi de bizzat kendisiydi. Bunun yanında Iranica Ansiklopedisi’nin kuruluşu da Yarşatır’ın girişimleri neticesi olmuştur. Yarşatır proje için İran’a gitmiş ve Muhammed Rıza Şah hükûmetinden sermaye yardımı istemiştir. Muhammed Rıza Şah dönemi başbakanlarından Emir Abbas Huveyda’dan proje için gerekli maddi desteği kendisine vermiş İran’da İslam Devrimi’ne kadar bu yardımlar devam ettirmiştir. İslam Devrimi’nden sonra yardımın kesilmesi neticesinde proje, Amerikan Sosyal Bilimler Kurumu’ndan finansal destek almaya başlamıştır. Yarşatır’ın başlattığı Iranica Ansiklopedisi projesinin 2020 yılında tamamlanması planlanmaktadır.

Rusya’da İran Kültür Haftası Başladı

İran İslam Cumhuriyeti Kültür Haftası açılış programı 3 Eylül Pazartesi günü Rusya’da, İran Büyükelçisi ve İslami Kültür ve İletişim Kurumu Başkanının konuşmalarıyla başladı. İran’ın Rusya Büyükelçisi Mehdi Senayi konuşmasında önümüzdeki günlerde her iki ülkenin üst düzey makamları siyasi ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi için toplantılar teşkil edeceklerini, kültürel programların amacının da her iki milletin birbirlerini yakından tanıması ve bu surette ilişkilerini güçlendirmelerine imkân sağlaması olduğunu belirtti. Programda katılımcılar arasında yer alan İran İslami Kültür ve İletişim Kurumu Başkanı Ebuzer İbrahimi’nin konuşmasında İran ve Rusya arasındaki kültürel ilişkinin derinliğini vurgulayan sözleri ön plandaydı. İbrahimi buna örnek olarak yaklaşık 200 yıl önce ilk Farsça kitabın Rusçaya tercümesinin yapıldığını ve bir asır önce de İran’da ilk Rusça kitapların Farsçaya tercümelerinin yapılmaya başlanmış olduğunu söyledi. Açılış töreninde iki ülkenin kültürel etkileşimini artıran kurumların takdir edilmesi de programın önemli yönlerinden biriydi. Bu minvalde Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Araştırmaları Enstitüsü Başkanı Vitali Nao Mekin, Ermitaj Müzesi Müdürü Mihail Barisviç Petrovski ve Rusya El Yazmaları Enstitüsü Başkanı Vladimir Sergoviç Malişef temsil ettikleri kurumların Rusya halkına İran sanatı ve kültürünü tanıtmak adına değerli faaliyetlerinden dolayı tebrik edildiler. İran İslam Cumhuriyeti Kültür Haftası’nın, Rusya’nın Moskova ve Ufa kentlerinde, 3 – 9 Eylül tarihleri arasında devam etmesi planlanmaktadır. Program; Rusya’daki İran Büyükelçiliği ve Kültür Müsteşarlığı, İran İslami Kültür ve İletişim Kurumu ve Rusya Kültür Bakanlığı’nın iş birliği ile düzenlenmektedir. Kültür Haftası boyunca geleneksel İran müziği, el sanatları, mutfak ve yemek kültürü gibi öğeleri Rus ziyaretçilere tanıtan sergiler ve organizasyonlar icra edilecektir. Bunun yanında İran filmlerinden birkaç filmlik seçki de Rus seyircilerin gösterimine sunulacaktır.

400 Bin Kişi Huzistan’dan Kuzeydeki Kentlere Göç Etti

Tahran Milletvekili Pervane Salahşuri, 5 Eylül Çarşamba günü meclisteki konuşmasında geçtiğimiz son birkaç yıl içerisinde 400 bin kişinin Huzistan’ı terk ederek daha kuzeyde yer alan bölgelere göç ettiklerini belirtti. Bu göçlerin devam etmekte olduğunu söyleyen Tahran Milletvekili göçün bölgedeki toplumsal dokuyu değiştirdiğini de sözlerine ekledi. Salahşuri, Huzistan’ın 4 milyon 700 bin nüfusa sahip olduğunu ve 400 bin kişinin göçü dikkate alınırsa bu eyalet nüfusunun neredeyse %10’una yakın kişinin göç etmiş olduğu anlamına geleceğini söyledi.

2017 yılında yayımlanan bir habere göre ise son beş yıl içerisinde en az 200 bin kişi Huzistan eyaletini terk ettiği belirtilmekteydi.

Meclis Ahvaz Milletvekili Cevad Kazımneseb ise Huzistan’da yaşanan göçlerin daha ziyade Kerec ve Meşhed’e yöneldiğini belirtti. Kazımneseb’e göre Huzistan’da yaşanan göçün asıl sebebini geçtiğimiz yıllar içerisinde çokça bahsedilen kum fırtınaları olarak gösterdi ve bu sorunun son 13 yılda arttığından bahsetti. Huzistan Çevre Genel Müdürü Ahmed Reza Lahicanzade’nin geçen yıl şubat ayında yaptığı Huzistan’daki yağışların %95 oranında azaldığına yönelik açıklamasını hatırlatan Ahvaz Milletvekili Kazımneseb, yağışın azlığı nedeniyle toz bulutlarının uzun süre bölgeyi etkilemeye devam ettiğini ve halkın ciddi solunum rahatsızlıkları çektiğini belirtti. İdare ve Planlama Kurumu’nun Huzistan’da yılın 235 günü havanın kötü koşullarda olduğunu aktaran raporuna atıfta bulunan Kazımneseb, hava şartlarındaki bozulmanın nedeniyle yaşanılan göç ile eyalette çalışacak insan gücünün azalmaya başladığını ve bunun bölgenin ekonomisini zayıflattığını da ekledi. Kötü hava koşullarının yanında bölgede kuraklık ve ziraatın kötüye gitmesi, sıcaklığın giderek artması da Huzistan’daki göçlerin en etkili nedenleri arasında yer alıyor.