Haftalık Basın Özeti 3-9 Kasım 2018

Haftalık Basın Özeti 3-9 Kasım 2018
12-18 Aban 1397
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

ABD Yeni Yaptırımları Başlattı

Amerika Birleşik Devletleri 4 Kasım Pazar günü İran’a uygulanacak yaptırımların ikinci fazını başlattı. ABD Hazine Bakanlığı, İran yaptırımlarının ikinci paketi kapsamında ambargo uygulanacak 700’ü aşkın kişi, kurum, uçak ve geminin isimlerini yayımladı. ABD Hazine Bakanlığının sitesinde yayımlanan listede, 300’den fazla İran vatandaşı, enerji taşımacılık sektörlerinde faaliyet gösteren 100’den fazla kurum ve 200’ün üstünde gemi, 50’si İranlı bankalar olmak üzere 70 finans kuruluşu, İran Havayolları ve 65 uçağı da yer aldı. İran İslam Cumhuriyeti Gemicilik Şirketi (IRISL), İran Ulusal Tanker Şirketi (NITC) ve kontrol ettikleri 211 gemi ve ilişkili oldukları 65 özel ve tüzel kişiye de ambargo uygulanacağı bildirildi. Valfair, Hafez Darya Arya, Safiran Payam Darya isimli taşımacılık şirketleri de IRISL ve NITC’nin iştirakleri oldukları gerekçesiyle yaptırım listesine alındı. Yaptırım uygulanacak bankalar arasında İran İhracat Kalkınma Bankası, Bank Milli, Arian Bank, Future Bank, Gavamin Bank, Bank Sepah, Endüstri ve Maden Bankası, Post Bank, Bank Ticaret, Ayendah Bank, Europaisch-Iranische Handelsbank AG ve Day Bank öne çıktı. ABD Hazinesi, bu bankaların yurt içi ve yurt dışı iştiraklerini de yaptırım kapsamına aldı.

Yaptırımlardan Muaf Tutulan Ülkeler Açıklandı

ABD, 5 Kasım itibariyle devreye giren yaptırım paketinin ikinci aşaması kapsamında 50 İran bankasıyla 700’den fazla tüzel ve gerçek kişiyi yaptırım listesine eklemişti. ABD yönetimi, Türkiye, Güney Kore, İtalya, Yunanistan, Çin, Tayvan, Hindistan ve Japonya’ya 180 gün daha İran ile petrol ticareti konusunda muafiyet tanındığını açıkladı.

Çabahar Limanı Projesi Yaptırımlardan Muaf Tutuldu

ABD’nin, İran’ın güneydoğusunda Umman Denizi kıyısında bulunan Çabahar Limanı’nın geliştirilmesi projesini de İran’a yönelik yaptırımlardan muafiyet kapsamına aldığını belirtildi. Çabahar Limanı projesi, İran’ın güneydoğusundan başlayan Afganistan ve Orta Asya’nın derinliklerine uzanan, transit taşımacılıkta kullanılacak kara ve demir yolu bağlantısını içeriyor. Anlaşma, 23 Mayıs 2016’da İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani ve Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin katıldığı törenle Tahran’da imzalanmıştı.

İran’dan Yaptırımlara Tepkiler

Amerika’nın İran’a yönelik yaptırımlarının ikinci kısmı 4 Kasım Pazar günü başladı. ABD’nin yaptırımlarına İran’ın üst düzey yetkililerinden tepki geldi. Devrim Rehberi Ali Hamenei, ABD’nin yaptırımlarla İran ekonomisini felç ederek geri bırakmayı amaçladığını, ancak sürecin kendi kendine yetecek bir ekonominin gelişmesiyle sonuçlanacağını söyledi. Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise Amerika’nın İran’ın petrol satışını sıfıra indirmek istediğini ancak, petrol satmaya devam edeceklerini ve yaptırımları deleceklerini ifade etti. Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, “ABD yaptırımları yeniden yürürlüğe koyarak, BM ve Güvenlik Konseyi’ni hiçe saydı. Fakat ABD’nin kabadayılığı ters tepiyor. İzole olan ABD, İran değil” şeklinde tepki gösterirken, Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Behram Kasımi, yaptırımların psikolojik savaştan başka bir şey olmadığını belirtti. Meclis Başkanı Ali Laricani, “Amerika’ya İran’a diz çöktüremeyeceğini göstereceğiz” açıklamasında bulunurken, Devrim Muhafızları Komutanı Tümgeneral Muhammed Ali Caferi ise, “Bizi asla tehdit etme ve askeri tehditle korkutmaya çalışma, çünkü Amerikan askerlerinin İran’ın Tebes kenti ve Basra Körfezindeki korku dolu bağırışları unutulmuş değil” şeklinde tepkisini dile getirdi.

1979 Rehine Krizi Anıldı

Tahran başta olmak üzere ülkedeki birçok şehirde 4 Kasım 1979’da yaşanan ve İran’da “Emperyalizmle Mücadele Günü” olarak geçen ABD-İran arasındaki diplomatik kriz anıldı. Tahran’da eski ABD Büyükelçiliği’nin önünde toplanan grup ABD aleyhinde sloganlar attı. Bu protesto gösterisine Devrim Muhafızları Genel Komutanı Tümgeneral Muhammet Ali Caferi de katıldı ve bir konuşma gerçekleştirdi.

Bu kriz, İran İslam Devrimi’nden hemen sonra ülkeden kaçan Şah Rıza Pehlevi’nin ABD’ye tedavi için kabul edilmesinin ardından 4 Kasım 1979’da bir grup İranlı öğrencinin ABD’nin Tahran Büyükelçiliği’ni basarak 52 Amerikalıyı rehin alması ile başlayıp 444. gün sonunda, yani 20 Ocak 1981’de, serbest bırakmasıyla son buldu.

Anayasayı Koruyucular Konseyi’nden CFT’ye Ret

Anayasayı Koruyucular Konseyi yayımladığı metinle İran’ın Terör Finansmanıyla Mücadele Konvansiyonuna (CFT) girmesini öngören tasarıda 22 konuda yanlış bulduğunu ve eleştirileri olduğunu bildirdi. Anayasayı Koruyucular Konseyi Sözcüsü Abbas Ali Kethüdayi sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada konseyin, söz konusu tasarıda itirazları olduğunu, bunların hem Şer’i kanunlara hem anayasaya aykırı bulunduğu ve belirsizlikleri olması nedeniyle reddettiğini ve tekrar meclise gönderildiğini belirtti. İran Meclisi 7 Ekim Pazar günü yapılan gizli oylamada Kara Paranın Aklanmasının Önlenmesine İlişkin Mali Çalışma Grubu’nun (FATF) bir parçası olan İran’ın Terör Finansmanıyla Mücadele Konvansiyonuna (CFT) girmesini öngören tasarıyı onaylamıştı.

İran’da Meclis’te kabul edilen bir yasanın, Anayasayı Koruyucular Konseyi tarafından Şer’i kanunlara ve anayasaya uygun olduğuna dair onay alması gerekmektedir.

11 Silahlı Grup Yakalandı

İstihbarat Bakanı Mahmud Alevi yaptığı açıklamada son günlerde 300’den fazla terör eylemini etkisiz hâle getirdiklerini, Erbain yürüyüşlerinde ise 11 silahlı grubun tespit edilerek yakalandığını bildirdi.

Vilayet 97 Hava Savunma Tatbikatı

Ordu Hatemü’l Enbiya Karargâhı, Devrim Muhafızları Hava-Uzay Kuvvetleri ve Ordu Hava Kuvvetlerinin katılımıyla 5 Kasım Pazartesi günü başlayan ve iki gün süren Vilayet 97 Hava Savunma tatbikatı gerçekleştirildi. Ülkenin kuzey batı ve merkezinde 500 kilometrekare alanda yapılan tatbikatta top ve füze radar sistemlerinin çeşitleri kullanıldı.

Zarif’ten Pompeo’ya Yanıt

İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, Mike Pompeo’nun BBC Farsça televizyonuna verdiği mülakatta beyan ettiği “İran devleti, halkının ağır yaptırımlardan etkilenmemesi için siyasetini değiştirmeli” sözlerine Twitter hesabından yanıt verdi. Zarif yayımladığı mesajında “Biz ABD’nin çabalarına rağmen halkımız için ilaç ve erzak temin edeceğiz ancak İran ve Yemen ile alakalı insanlığa karşı suçlardan ABD sorumludur” ifadelerini kullandı.

Danimarka Ahvaz Saldırısını Öven 3 İranlıyı Tutukladı

22 Eylül’de Huzistan’ın Ahvaz kentinde askeri geçit törenine düzenlenen ve 24 kişinin hayatını kaybettiği saldırıları övdükleri gerekçesiyle ayrılıkçı Ahvaz Hareketi’ne mensup oldukları açıklanan üç kişi Danimarka emniyeti tarafından tutuklandı. Danimarka yasalarına göre terör saldırılarını övmek suç sayılıyor ve polis kaynakları tutuklanan şahısların hüküm giydikleri takdirde iki yıla kadar hapis cezası alabileceklerini beyan etti..

Arakçi: Avrupalılar Düşündüğümüzden Daha Yavaş Davranıyorlar

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Abbas Arakçi Avrupa’nın daha önce sözünü verdiği yaptırımları aşabilecek mekanizmayı kastederek İran’ın henüz beklentilerinin karşılanmadığını belirtti. Arakçi Avrupalıların siyasi duruşlarını takdir ederek “Karmaşaya yol açan birçok boyut nedeniyle bu mekanizmanın ne zaman çalışmaya başlayacağı ilan edilmedi ancak çok yakın zamanda uygulanmaya başlamasını umut ediyoruz” açıklamasında bulundu.

İran’ın Komşu Ülkelere Petrol Dışı İhracatında Artış

İran Gümrük İdaresine göre 2018’in ilk altı ayında 15 komşu ülkeye 12,95 milyar dolar değerinde petrol dışı ürünü ihraç edilmiş ve geçen yılın aynı dönemine göre %32’lik bir artış gözlemlenmiştir. Bu dönemde Irak, İran’ın petrol dışı ihracat listesinde %35 artışla 4,65 milyar dolar ile birinci sırada yer almaktadır.

Türkiye ve İran Ticaret Rakamları

Türkiye İstatistik Bürosu istatistiklerine göre İran’ın 2018’in ilk dokuz ayında Türkiye ile yaptığı ihracat geçen yılın aynı dönemine göre %2,9 düşüşle 5.664 milyar dolara inmiştir. İran’ın Türkiye’den yaptığı ithalat 2018’in ilk sekiz ayında geçen yılın aynı dönemine göre %20 düşüşle, 1.669 milyar dolara gerilemiştir.

Hatemi: 2009 Seçimlerinde 8 Milyon Oy Sandıklara Eklendi

Moşareket (Sosyalist) Partisinin Eski Genel Sekreteri Muhammed Rıza Hatemi, büyük kitlesel gösterilere neden olan 2009 seçimlerine dair yeni bir iddia ortaya attı ve Mahmud Ahmedinejad’ın kazandığı seçimde İçişleri Bakanlığı Seçim Dairesinde Ahmedinejad’ın lehine 8 milyondan fazla oyun seçim sandıklarına eklendiğini açıkladı. İçişleri Bakanlığı Seçim Dairesinin 39 milyon seçmenin oy kullandığını açıklanmasına rağmen seçim sandıklarında 32 milyon oy olduğunu, aradaki 8 milyona yakın oyun daha sonradan eklenmiş olabileceği iddiasını ortaya atan Hatemi, bilgi kaynağının bahsi geçen kurumda çalışan ve ismini açıklamak istemeyen biri olduğunu söyledi. Hatemi 2009 seçimlerine hâlen itirazlarının olduğunu belirterek tekrar o tarihe dönülecek olsa seçimlere aday olmayacağını, İran’da reformist bir adayın cumhurbaşkanı olmasının mümkün olmadığını ifade etti.

2009 seçimlerinden sonra reformist MirHüseyin Musevi, Mehdi Kerrubi ile muhafazakâr kanattan Mahmud Ahmedinejad arasında tartışmalar başlamış, Tahran başta olmak üzere İran’ın birçok şehrinde halk protesto gösterilerinde bulunmuştu. Gösteriler 7 gün içerisinde şiddetli biçimde bastırılmış, siyasal otorite söz konusu protestoları seçimin hicri şemsi 1388 (2009) yılında olması hasebiyle “88 fitnesi” olarak adlandırmıştı.

Masume İbtikar: İran Kadını Stattaki Yerini Almalı

Cumhurbaşkanlığı Kadın ve Aile İşleri Yardımcısı Masume İbtikar’ın 5 Kasım Pazartesi günü düzenlediği basın toplantısında kendisine, Persopolis’in, Asya Şampiyonlar Ligi’nde Japon rakibi Kaşima takımıyla oynayacağı final maçında İranlı kadınların izleyici olarak stada alınmalarına izin verilip verilmeyeceği soruldu. İbtikar, gazetecinin sorusuna verdiği cevapta; İran kadınının müsabaka gününde statta erkek izleyicilerle beraber yerlerini alması gerektiğini ve kendisinin kesin olmasa da statta izleyiciler arasında yer almak için çaba göstereceğini açıkladı.

İran’da kadınların stada alınmamasına dair resmî bir yasak bulunmamakla birlikte rejim kadınların stada girmelerini dini inanışa uygun görmemekte ve emniyet güçleri vasıtasıyla bunu engellemektedir.

Sinema Tarihinin En İyi 100 Filmi İçerisinde 4 İran Filmi Yer Alıyor

BBC, dünya sinemasının gelmiş geçmiş en iyi filmlerini belirlemek için 43 ülkeden 209 film eleştirmeninin görüşlerine başvurdu. Ankete katılan film eleştirmenlerinin her birinden, İngilizce filmler dışında dünya sinemasından en beğendikleri 10 filmi sıralamaları istendi. En fazla listeye giren filmler, sıralamaya göre ilk 100’deki yerini aldı. Bu 100 film 24 ülke, 19 dil ve 67 yönetmene ait. Listeye giren filmlerin 27’si Fransızca, 12’si Mandarin (Çince) ve 11’er tanesi de İtalyanca ve Japonca. Film eleştirmenlerinin 94’ü kadın olsa da ilk 100’e giren filmlerin sadece dördü kadın yönetmene ait. Listenin dörtte biri Doğu Asya filmlerinden oluşuyor. Liste başı olan film de Japon yönetmen Akira Kurosawa’nın 1954 yapımı Yedi Samuray filmi oldu.

Listede İran sinemasından Asgar Ferhadi’nin Oscar ödüllü filmi Coda-yi Nadir Ez Simin / Ayrılık; Abbas Kiyarostemi’nin, Close-up, Hane-yi Dust Kocast / Arkadaşın Evi Nerede ve Ta’m-i Gilas / Kirazın Tadı filmleri yer aldı. Asgar Ferhadi’nin eseri 21. sırada yer alırken Kiyarostemi’nin filmleri sırayla 39, 94 ve 97. sırada yer aldı.

8. Uluslararası İspanya İran Araştırmaları Derneği Kongresi

Sekizinci Uluslararası İspanya İranoloji Derneği Kongresi, 4-5 Kasım tarihlerinde Tahran Üniversitesinde gerçekleştirildi. Kongreye İspanya’nın İran Büyükelçisi, İspanya İranoloji Derneği Başkanı ve Tahran Üniversitesi rektörü katıldı.

Kongrenin açılışında İspanya’da bulunan İran Araştırmaları Derneği hakkında katılımcıları bilgilendirici konuşmalar yapıldı. Bu konuşmalar arasında en dikkat çeken ifadeler Rodrigez Vargas’a aitti. Vargas, Avrupa’daki diğer ülkelerde İran Araştırmaları alanında kurulmuş olan enstitülerin en az bir asırlık bir geçmişe sahipken İspanya’da bu disiplinin yeni olduğunu ve İngiltere ve Fransa’da bu disiplinin oldukça uzun bir maziye ve birikime sahip olduğunu ancak İspanya’daki İran Araştırmaları disiplinin geleceği hakkında ümitvar olduklarını belirtti. İki gün süren kongrede toplam 7 panel gerçekleştirildi.

Kongrede sunulan bildiriler arasında “İran’ın UNESCO tarafından tehlike altındaki diller başlığı altında olan yerel dilleri”, “Huzistan’ın İslam’ın ilk asrında kültürel konumu”, “İran kadının Sasaniler döneminin sonu ve İslamiyet’in ilk yıllarındaki rolü”, “İran Kültür ve Sanatının İspanya’ya Taşınmasında Rol Oynamış İranlılar”, “İran İslam Cumhuriyeti’nin Latin Amerika’daki Kültür ve Din Diplomasisi”, “Şii Fıkhında Safevi Dönemi Öncesi İranlı Fakihlerin Rolü” başlıkları altında çeşitli konular hakkında yazılmış makaleler yer aldı. Uluslararası kongrenin ikinci günü düzenlenen 6. panelin oturum başkanlığı ise Türkiye’den katılan Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırmaları Enstitüsü Müdürü ve Fars Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Temizel tarafından yapıldı. Ali Temizel panelde ayrıca “Caygah-i Erzişî der Edebiyat-i Farsî-yi Ahmedî-yi Germiyanî” (Ahmedi Germiyani’nin Farsça Beyitlerinde Bilimin Değeri) adlı makalesini sundu. Seyyid Ahmed Rıza Hazeri, kongrenin kapanış konuşmasında Tahran Üniversitesini İran Araştırmaları konusunda uluslararası düzeyde önemli bir konuma taşımak hedefine sahip olduklarını ve 8. Uluslararası İspanya İran Araştırmaları Kongresini bu hedef doğrultusunda atılmış önemli bir adım olarak niteledi. 120 makale arasından seçilen 28 bildirinin sunulduğu kongrede birçok ülkeden 1000’e yakın katılımcı yer aldı.

Kuraklık ve Plansız Su Tüketimi

Yağış ortalamasının 200 mm olduğu İran, doğu ve güney bölgelerindeki kurak arazilerin genişliği nedeniyle kurak ülkeler sıralamasında yer almaktadır. Bu oran dünya ortalamasının üçte biridir. Eski Tarım Bakanı ve mevcut Çevre Örgütü Başkanı İsa Kelanteri, İran’da mevcut su tüketimi aynı şekilde devam ederse tüm su kaynaklarının yakın zamanda tükeneceğini ve milyonlarca İranlının bulundukları köy ve şehirlerden göç etmek zorunda kalacağını söyledi.

İran’da kişi başına düşen su miktarı 1300 m3’tür ve bu miktar küresel bağlamda kişi başına düşen su miktarı (7000 m3) ile kıyaslandığında ciddi fark görülmektedir. İran’ın kentsel bölgelerindeki ekonomik eşitsizlikler, iş fırsatları ve daha iyi yaşam koşulları göç oranlarının yükselmesine sebep olarak bu alanlarda su talebi de artmaktadır. Su kaynaklarının %90’dan fazlası tarım sektöründe kullanılmaktadır. Tarım sektöründe eski ve verimsiz sulama yöntemlerinin kullanılması su kaybının başlıca nedenlerinden biridir. Yeraltı su kaynaklarının kullanımı uluslararası ortalamanın üç katıdır. Rafsancani ve Hatemi’nin cumhurbaşkanlığı dönemlerinde binlerce su kuyusu açma izni verildiği ve Ahmedinejad döneminde ise bu rakamın 300 bine çıktığı belirtilmektedir. New York Times’a göre gelecek 50 yıl içerisinde 12 eyaletin su kaynakları yok olacaktır. İran’da en az 35 milyar m3 su sadece dağıtım şebekelerinin doğru kullanılmaması sebebiyle boşa gitmektedir.