Haftalık Basın Özeti 5-11 Kasım 2016 (15-21 Aban 1395)

Haftalık Basın Özeti 5-11 Kasım 2016 (15-21 Aban 1395)
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

Hükümet ve Parlamentodaki Fraksiyonların Ortak Komite Oluşturma Kararı

Tahran milletvekili Mahmud Sadıki, hükümet ve Parlamento arasında ortak komite oluşturulması amacıyla Perşembe günü Sadabad’da Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin katılımıyla bir toplantı gerçekleştirildiğini açıkladı. Fraksiyon üyeleri, Hükümetin Parlamentodan sorumlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hüseyin Ali Emiri ve bazı hükümet yetkililerinin yer aldığı toplantı sonucunda ortak bir komite kurulması konusunda görüş birliğine varılmıştır.

Ruhani: Güvenlik Yalnızca Füze, Tank ve Uçaklarla Sağlanmaz

5 Kasım Cumartesi günü 22. Basın ve Haber Ajansları Fuarının açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, İran’da basına uygulanan sansürü ve kısıtlamaları eleştirerek, ‘’basın asılsız bahanelerle susturulmamalı’’ ifadelerini kullanmıştır. Ruhani, hükümet olarak mevcut Matbuat Kanunu üzerinde çalıştıklarını belirtmiş ve bundan sonra basındaki sorunların mahkeme tarafından değil Basın Yayın Kurulu tarafından incelenebileceğini açıklamıştır. Ülkenin güvenliğinin bazılarının düşündüğü gibi sadece tank ve füze ile sağlanamayacağına dikkat çeken Cumhurbaşkanı, ülkede sorumlu bir özgürlüğün olması gerektiğini ifade etmiştir.

Cumhurbaşkanı Bağımsızlar Fraksiyonu ile Görüştü

Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Parlamentodaki üçüncü fraksiyon olan Bağımsızlar Fraksiyonuyla görüştü. Ümid Fraksiyonunun desteğini alan Hasan Ruhani, Parlamentodaki Bağımsızlar Fraksiyonunun da desteğini almayı amaçlamaktadır. Her iki Fraksiyon da Ruhani’nin geçtiğimiz günlerde kabinede gerçekleştirdiği mini revizyonda bakanlık için önerilen üç isme güvenoyu vermiştir. Cumhurbaşkanı Ruhani; Parlamento ve hükümetin etkileşiminden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, bu işbirliğinin halkın sorunlarını çözmede çok önemli bir role sahip olacağını ifade etmiştir.

Meşhed Cuma İmamı Alemül Huda: Bugün Fitne Meclistedir!

Bir hadis-i şerifte ‘’ben fitneleri sizin evlerinizin ortasında görüyorum!’’ denildiğini nakleden Meşhed Cuma İmamı Ahmed Alemül Huda , “Hangi ev meclisten daha üstündür?” diye sormuş ve fitnenin İran Meclisinde olduğunu öne sürmüştür. Meşhed Cuma İmamı, hutbesinde Parlamento içinde bulunan 88 fraksiyon üyesini Amerika ile ilişkilerin düzeltilmesini savunan fitneciler olmakla itham etmiştir. Bu kişilerin Amerika’yı savunduğunu ve Hillary Clinton’un cumhurbaşkanı olmasını istediklerini söyleyen Alemül Hüda, bu 88 kişilik fitneci grubu Clinton’un ABD Dışişleri Bakanı olduğu dönemde kendilerinin(ABD’nin) kurduğu yönündeki sözlerini hatırlatmıştır. Ümid Fraksiyonu başkanı Muhammed Rıza Arif bu sözlere  ‘’Elbette herkes kendi düşüncesini söyleyebilir, meclisin konumunu İmam (Humeyni) ve Devrim Rehberi belirlemişlerdir. Koruyucular Konseyi tek tek adayların yeterliliğini onaylamıştır. Bu nedenle, Meclis fitne merkezi değil, memleket meselelerine kafa yorma, inceleme ve çözme yeridir’’ şeklinde cevap vermiştir.

Sadık Amoli Laricani: Hem Basınla Mücadele Etmek İstiyorlar Hem de Özgürlük Naraları Atıyorlar

Yüksek Yargı mensuplarıyla gerçekleşen toplantıda konuşan Yargı Başkanı Sadık Amoli Laricani, geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’nin basın özgürlüğü hakkında yapmış olduğu açıklamalar hakkında “basın organlarıyla mücadele etmek isteyen ve kapalı kapılar ardında basının üzerine yeterince gidilmediğinden şikâyet eden bazı yetkililer, halkın arasında basının yanında olduklarından ve basın özgürlüğünden dem vuruyorlar. Bu kişiler basının mesnetsiz sebeplerle susturulamayacağını ve basının mutlaka özgür olması gerektiğini söylüyorlar’’ şeklinde değerlendirmelerde bulunmuştur. Laricani, dünyanın hiçbir yerinde ve siyasal düzeninde mutlak özgürlük olmadığını ve mutlak özgürlüklerin birçok sıkıntıyı da beraberinde getirdiğini söylemiştir. Bütün basın organlarının kırmızı çizgilerinin olması gerektiğini hatırlatan Laricani, Ruhani’nin sözlerini yargıya atılmış bir iftira ve hakaret olarak değerlendirdi. Yargı Başkanı Amoli Laricani “yargıya bu iftiraları atanlar sürekli İslam’dan ve ahlaktan bahsediyorlar. Bu hakaretler hangi ahlak ve İslam’la uyumludur? Yargı mekanizmasının zayıflaması kimin faydasına olur?” sorularını dile getirmiştir.

İstihbarat Bakanı: İran Aleyhindeki Her On Komplodan Sadece Birini Kamuoyuyla Paylaşıyoruz

İstihbarat Bakanı Mahmud Alevi, halkın korku ve endişeye düşmemesi için İran aleyhinde yapılan komplolardan sadece birkaçını kamuoyuyla paylaştıklarını söyledi. İstihbarat Bakanlığının etkin uzmanları sayesinde düşmanın tuzaklarını etkisiz hale getirdiklerini ifade eden Alevi, İstihbarat Bakanlığının ve çalışanlarının Devrim Rehberinin takdirini kazandığını ve Cumhurbaşkanın da her zaman bu bakanlığın rolünü, önemini ve hizmetlerini övdüğünü açıkladı.

Ruhani: Amerika’nın Seçim Sonuçları İran’ın Politikalarını Etkilemeyecek

Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, hükümet heyetiyle yaptığı toplantıda ABD’deki cumhurbaşkanlığı seçim sonuçları hakkında konuştu. Kendi politikalarını sadece İran halkının değiştirebileceğini söyleyen Ruhani, Amerika’nın seçim sonuçlarının İran’ın tutumunda herhangi bir değişikliğe neden olmayacağının altını çizdi. Amerika’nın mevcut pozisyonunun yanlış politikalar nedeniyle zayıflamış olduğunu söyledi. Ruhani ayrıca, İran’ın KOEP’i sadece bir ülke ile anlaşarak değil aynı zamanda BM Güvenlik Konseyinin onayından geçirerek imzalamasının siyaseten çok doğru bir hamle olduğunu söyledi.

Ali Muteherri: Trump’ın Başkanlığı İran’ın Lehinedir

İran Meclis İkinci Başkanvekili Ali Muteherri, Amerika’da Demokratların programlara tam bağlı kalarak hareket ettiğini ve ince eleyip sık dokuyarak iş yaptığını belirterek Trump’ın seçim kampanyaları sürecindeki açıklamalarıyla Başkanlık dönemindeki icraatlarının farklı olacağını iddia etti. Basın sergisinde konuşan Başkanvekili, Trump’ın Suriye konusundaki düşüncelerini olumlu bulduklarını ve Arabistan’a sıcak bakmaması ve Rusya ile iyi ilişkiler geliştirmeye meyilli olması nedeniyle Trump’ın başkanlığının İran’ın lehine olacağını düşündüğünü söyledi.

Trump’ın Cumhurbaşkanı Seçilmesinin İran Sosyal Medyasındaki Yansımaları

8 Kasım 2016 tarihinde Amerika’da yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde Donald Trump’ın İranlılar için beklenmedik başarısı, İran’da haftanın espri konusu olmaya devam ediyor. Trump’ın zaferi, İran sosyal medya kullanıcılarının esprili paylaşımlarına konu oldu. İranlılar, instagram sayfalarında Amerikan Başkanlık adayları ve yeni ABD Başkanı Donald Trump'ın kızı Ivanka için şu içerikleri paylaştılar:

Hillary Clinton’a ilişkin paylaşımlar:

  • Hanım, zararı yok, inşallah 4 yıl sonra!
  • Allah göstermesin, gelecek 8 yılda senin sefaletinin şiddetinden Amerikalı biçareler, kalpten giderlerdi. Doğrusu dünyanın şokta olduğu şey bizim belleğimizde.
  • İlk şanssızlık, evine gidip bulaşıkları yıkamalısın.
  • Her yenilgi, zaferin başlangıcıdır.

Donald Trump’a ilişkin paylaşımlar:

  • Hayırlı olsun Donaldcığım.
  • Biz, Cumhurbaşkanı olacağını önceden biliyorduk!
  • On binlerce Green Card’ı ateşe attım.
  • Benim çiçeğim oyun dalı açmaz.
  • Ey Trump JCPOA’ya dokunma!

ABD Başkanı Donald Trump'ın kızı Ivanka Trump’a ilişkin paylaşımlar:

  • Canım, annen babana adam olmasını ve İranlılarla uğraşmamasını söylesin.
  • Hanımefendi, babanızın Cumhurbaşkanı seçilmesi sebebiyle sizi ve saygıdeğer ailenizi tebrik ederim.
  • Baban Cumhurbaşkanı olmuş…. Mutluyum.

Twitter yorumlarında da mizah yönü ön planda:

  • Bundan sonra 4 yıl boyunca radyo ve televizyonlar Trump'ın eşinin önüne abajur olurlar. (Bu tweet, Trump’ın eşinin geçmişteki giysi ve modelleri ile ilgilidir. )
  • Bana göre Trump, ilk iş olarak Beyaz Sarayı boyatmalı. Uzun süredir beyaz renkli ve tekrarlanmakta.
  • Eğer Trump Başkan olursa, gördüğüm her Amerikalıya teessüflerimi iletirim ve bu topluma ne oldu da geleceğini bu duruma soktu derim.
  • Beyefendi, bu şans oyunu nereden iptal ediliyor?
  • Medya, bir buçuk yıl Trump’ı şakayla yayınladı, Trump, şimdi ciddi ciddi Başkan oldu.
  • Çantasını toplayıp Amerika’ya göç eden beyinler, şimdilerde ülkemiz kel miydi diyorlar.
  • Sahte demokrasi, Trump’a telefon edip JCPOA anlaşmasını yarın sabaha kadar yırtmazsan sana küserim demiş.
  • Obama, şimdi Beyaz Saray’ın tasarruf lambalarını söküp kendisiyle birlikte götürüyor.
  • Göç Bakanlığı, yasal olmayan yollarla ve deniz yoluyla ülkeye giren Amerikalı sığınmacıların küçük Tunb kampına taşınacaklarını duyurdu.
  • Amerika’daki seçim sonuçları göz önüne alınarak Amerika’nın İran’dan 8 yıl geride kaldığı söyleniyor.
  • Dünyanın tüm borsaları yerine oturdu, ama küserek evine giden bazı borsalar artık gelemeyeceklerini söylüyor.
  • Belki de bazı Amerikalılar, şu anda şok halinde ve rahatsızlardır. Ama 4 yıl sonra yaptıkları esprilere güleceklerdir. Zorluğu ilk yılda gördüm ki söylüyorum.
  • Clinton: Ben her şeyimi kaybettim, Trump! Ben artık seçim oyunu oynayamıyorum. -Trump: Her zaman böyle olmaz ki, biz sizi bekliyoruz ama.
  • Sahte demokratlar, Trump’ın başarısından dolayı aşağıyı tanımaz oldular.
  • Şimdi Obama, Trump’a Beyaz Saray’ın anahtarı saksının altında diye telefon ediyor.

Bu yorumlara göre; İranlılar için seçimin galibinin kim olduğunun henüz o kadar önemli olmadığı anlaşılmaktadır.

İran Büyükelçisinin Gözünden Ulusal Birlik ve Rusya’nın Geleceği

İran’ın Rusya Büyükelçisi Mehdi Senayi, bugünkü Rus sosyologlarının ve antropologlarının, 130’dan fazla milletten oluşan yaklaşık 150 Milyon insanın, 17 milyon km2 toprağa sahip bir ülkede millet olarak nasıl bir arada toplanacağı sorusunu yeniden gündeme getirdiklerini söylüyor. Mehdi Senayi, 4 Kasım Rusya Ulusal Birlik günü münasebetiyle sosyal medya hesabında adalet, geçmişle övünme, tarihi kahramanlar ve güçlü bir lidere güvenmenin Ruslar arasındaki ulusal birliğin unsurları olarak hatırlanan önemli faktörler arasında olduğunu yazmaktadır ve şöyle demektedir: “Rus halkı, tarihin çeşitli dönmelerinde dış düşmanlar karşısında hak ve adalet inancıyla birlik olmuşlar ve savaşmışlardır. Moğollar, Napolyon, ve Hitler karşısındaki muzaffer komutanlarıyla övünen Rusların ulusal kimliklerinin şekillenmesinde bu zaferler etkili olmuşlardır.  Ayrıca Rus topraklarındaki edebiyat ve sanat büyükleriyle gurur duymaktadırlar. Rus araştırmacılar, daima güçlü bir lidere inanmayı ve güvenmeyi Rus halkının en temel özelliklerinden saymaktadırlar. Bu sebeple İvan Mehof’un ölümünden sonra 17.  Ve 20. yüzyılın başlarındaki karışıklıkların sebebini zayıf yöneticileri ve yöneticilerin arasındaki ayrılıklar olarak göstermektedirler. 70 yıllık Komünist yönetim dışında her yıl 4 Kasım’da, Polonya saldırıları karşısındaki Rus halkının birliğinin bir işareti ve 17. yüzyılda Moskova’nın bağımsızlığını kazanmasının kutlanması olarak ulusal ve dini törenler yapılmaktadır”. İran Büyükelçisi Mehdi Senayi’nin Rusya’daki milliyetçilik düşüncesinin tarihçesine ve günümüze yansımalarına dikkat çekerek İran toplumuna mesaj vermeye çalışmaktadır.

İran Basınının Nijerya Duyarlılığı

Nijerya’daki Şiilerin tutuklu dinî lideri Ayetullah İbrahim Zakzâkî’nin  özgürlüğü için Zakzâkî’nin eşi, akrabaları ve taraftarlarından bir grup gösterici Nijerya’nın başkenti Abuja’da gösteri düzenlediler. Şii militanlarca gerçekleştirilen gösterilere karşı güvenlik güçleri ve polis tarafından yapılan müdahale sonucunda 4 kişinin yaralandığı bildirilmektedir. Haber kaynaklarına göre, Şii kaynaklı bu gösteriler Nijerya’da Şiilerin yaşadığı diğer bölgelerde de meydana gelmiştir. Nijerya’da gerçekleşen gösterileri İran basını yakından takip etmektedir.

Sokaklarda Çalışan Çocuklar ve Dilencilik

İran Sosyal Refah Kurumu Başkan Yardımcısı Habibullah Mes’udi Ferid, yapılan araştırmalara göre gece gündüz sokaklarda çalışan çocukların her birinin günlük 20 Bin tümenden 100 Bin tümene kadar kazanç elde edebildiklerini ve bu rakamın günlük ortalama olarak 30-40 bin tümene ulaştığını açıkladı. Sokaklarda çalışan çocukların %90’ının bir hamisinin olduğunu, geriye kalan %10’luk kimsesiz çocukların büyük bir kısmının yabancı uyruklu olduğu belirtilmektedir. Çocukların büyük çoğunluğunun mahrumiyet bölgelerinin başında yer alan Sistan ve Beluçistan eyaletinden Tahran’a geldiklerine ve Tahran’ın varoş mahallelerinde yaşadıklarına, göçe mecbur kalan ailelerin Tahran’a dilencilik amacıyla bulunduklarına, Tahran’da dilenmek için fırsat kolladıklarına ve bundan da ciddi bir gelir elde ettiklerine dikkat çekilmektedir. Sokaklarda çalışan çocuklar için düzenlenen yasaya göre, çocukların kontrol altına alınması ve bakımı için sorumluluğun belediyelere ait olmasına rağmen Tahran belediyesinin bu alanda Sosyal Refah Kurumuyla iyi bir iş birliği yapmadığı görülmektedir.

Tahran’da 50 Kreş Kapatıldı

İran Sosyal Refah Kurumu Başkan Yardımcısı Habibullah Mes’udi Ferid, son 7 ay içerisinde Tahran genelinde sorunlu 50 kreşin kapatıldığını açıkladı. Kapatılan bu kreşlerin çoğunun ruhsatı olmadığı ve yasalara uygun hizmet vermediği anlaşılmaktadır. Eğitim alanında yaşanılan sorunlar son dönem İran medyasında sıkça yer bulmaktadır. İran’da erken yaşta evlilikten dolayı okula gidemeyen kız öğrenciler hakkında ve ders malzemesi yönünden yaşanan sıkıntılara ilişkin haberlere sık sık rastlanmaktadır.

İran’a Erken Evlilik ve Yoksulluk Kız Çocuklarının Eğitimine Engel

İran Cumhurbaşkanı Ruhani’nin kadınlardan sorumlu danışmanı Şehindokht Movlaverdi; erken ve zorunlu evlilik ve yoksulluk yüzünden kız çocuklarının eğitimden geri kaldığını açıkladı.  İran’da kız çocuklarının eğitim-öğretim kurumlarından uzak kalmasında toplumun kültürel değerlerinin de etkili olduğu belirtilmektedir. Okuldan uzak kız çocuklarının eğitim-öğretimi konusunda kurumlar arasında iyi bir koordinasyonun olmadığı ve ilgili kurumların bu konuyu önemsemediği gözlemlenmektedir.

İran Toplumu Komedi Filmi İstiyor

Sinema filmi yapımcısı Rûya Şerif, komedi içerikli “Bînevâyân” (Sefiller) isimli bir filim hazırladıklarını ve bu filmin 35. Fecr Film Festivalinde gösterime girmesini hedeflediklerini açıkladı. Toplumun mutluluğa ve gülmeye ihtiyacı olduğundan komedi içerikli filmlerin hazırlanması gerektiğine işaret eden Rûya Şerif, toplumsal komedi içerikli ve iki âşık gencin maceralarını anlatan “Bînevâyân” isimli bu filmde bu iki gencin sinema oyunculuğu okuyabilmek amacıyla Tahran'a geldiklerini ve sinema oyuncusu olmaları sürecinde başlarına gelen olayların anlatıldığını söyledi. Filmde bu iki gencin başına gelen ilginç ve eğlenceli maceralar, karşılaşılan zorluklar komedi olarak yansıtılıyor. Rûya Şerif,  gelecek yıl "Masum Yalan" isimli bir çocuk filmi yapmayı düşündüklerini de basınla  paylaştı.

Nihat Zeybekçi'nin İran Ziyareti

Türkiye Cumhuriyeti Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi geniş bir ticaret delegasyonuyla cumartesi günü İran'a yaptığı ziyaretinde İranlı üst düzey yetkililer ile bir araya geldi. İran Telekomünikasyon ve İletişim Teknoloji Bakanı Mahmud Vaezi ile görüşen Zeybekçi, iki ülke arasındaki ticaret hacminin arttığına ve 30 milyar $ hedefinin yakın zamanda ulaşılabilir bir hedef olduğunu söyledi. Vaezi iki ülkenin ticaret, turizm, yatırımlar, bankacılık gibi konularda sürekli görüşme halinde olduğunu ancak hedefe ulaşabilmek için iki ülkenin de daha fazla çaba sarf etmesi gerektiğini vurguladı.  İran Sanayi, Maden ve Ticaret Bakanı Mohammad Reza Nematzadeh ile görüşen Zeybekçi bu görüşmede iki ülke arasındaki finansal ilişkiye değindi. Zeybekçi İran’da Halk Bankası'na ek olarak Ziraat Bankası'nın da faaliyet göstermesini istediklerini belirtirken; Nematzadeh İran'ın da aynı beklentiler içinde olduğunu fakat henüz bir gelişme yaşanmadığını ifade etti. Bakan Zeybekçi, bir diğer görüşmesini İran Yol ve Kentleşme Bakanı Abbas Ahundi ile gerçekleştirdi. Toplantıda iki ülke arasındaki ticaretin genişletilmesi için kara ve demiryolları altyapısının geliştirilmesi konuları masaya yatırıldı.  Ayrıca İran'dan Türkiye'ye demir yolu ve kara yolu ile gelen araçların güvenlik sıkıntısına odaklanan Ahundi, buna ek olarak iki ülke arasındaki petrol fiyatının farklı olmasından ötürü transit geçiş yapan tırların sınırlarda yığılmasının da büyük bir sorun olduğuna değindi. Nihat Zeybekçi ise Türkiye'den geçen her aracın güvenliğinin Türkiye tarafından sağlanacağı sözünü verirken; Türk yatırımcıların İran altyapı projelerinde yer alma konusundaki isteklerini Ahundi’ye iletti.

Ambargo Sonrası İlk Büyük Anlaşma

Yaptırımların kaldırılmasının ardından neredeyse dünyanın her yerinden heyetler İran'a ziyaretlerde bulundu ve sayısız mutabakat anlaşmaları imzalandı. Ancak bu anlaşmalar yakın zamanda herhangi bir yatırıma dönüşmedi. Yaptırımların kalkmasından bu yana ilk defa mutabakat anlaşmalarından ileri bir adım TOTAL tarafından atıldı. 8 Kasım da İran Milli Petrol Firması ile Fransız TOTAL arasında Güney Pars Doğalgaz Sahasının Geliştirilmesi konusunda 6 milyar dolarlık işbirliği anlaşması imzalandı. Bakanlık açıklamalarına göre TOTAL %50.1, PETROPARS %19.9 ve Çin CNPC %30 hisse sahibi olacak ve anlaşma son halini altı ay içinde alacak.

Büyüme ile İlgili Endişeler

Açıklanan verilere göre İran ekonomisinde %5 civarında bir büyüme gözlemlenmiştir. Ancak büyüme verileri detaylı analiz edildiğinde büyümenin lokomotifinin petrol olduğu saptanmıştır. İran hükümeti sözcüsü Muhammed Bakır Nobaht, hükümetin petrol dışındaki sektörlerin en önemli iki etmeni olan petrokimya sanayi ve ileri teknoloji alanlarında çalışmalar ve yatırımlar yaptığını belirtti. Nobaht ayrıca bu yatırımların önümüzdeki en az on yıllık bir sürede hedeflenen seviyelere ulaşılabileceğini sözlerine ekledi. Bu konuyla ilgili olarak Dini Lider Ayetullah Ali Hamaney de bilgi ekonomisini destekleyen açıklamalar yapmış ve bunun üzerine Hükümet tarafından yerli yatırımcılara pek çok muafiyet sağlanmıştı. Buna ek olarak büyüme konusuna değinen Uzman Hamid Azarmand ekonominin petrol sayesinde büyümeye devam edemeyeceğini ve ülkenin altyapı yatırımlarına ihtiyaç duyduğunu belirtti. Bunun yanı sıra Azarmand, Hükümetin kısa vadeli çözümlerden ziyade yapısal reformlara, uzun vadeli ve iyice organize edilmiş programlara odaklanması gerektiğini belirtti.

Türkiye, İran Davasını Kazandı

Türkiye’nin İran aleyhinde açtığı doğalgaz davası Türkiye’nin lehine sonuçlandı. İran Petrol Bakanı Bijen Namdar Zengene Türkiye’nin doğalgaz fiyatının %25 oranında düşürülmesi talebi yönündeki davada fiyatın %12,5 ila %13 kadarının düşürülmesinin kabul edildiğini, bunun indirim şeklinde fiyatlara uygulanmasının gerektiğini kaydetti. Bakan Zengeni konu ile ilgili 2 milyar dolarlık tutarın ceza bedeli olmadığını, sadece önceki senelerde satılan doğalgazın fiyatının düşürülmesinden kaynaklanan geri ödeme olduğunu ifade etti.

Macaristan Meclis Başkanı Tahran’da

Macaristan Meclisi Başkanı Laszlo Köver Tahran ziyareti kapsamında İran İslami Şura Meclisi Başkanı Ali Laricani ve Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile ayrı ayrı görüştü. Laricani ortak basın toplantısında, İran ile Macaristan'ın tarihi ilişkilerinin geçmişine değinerek, Macaristan Meclis Başkanı’nın İran ziyaretini, işbirliğinin geliştirilmesi için iyi bir fırsat olarak niteledi. Ruhani ise AB’nin nükleer müzakerelerdeki olumlu rolünü hatırlatarak, İran-Macaristan ilişkilerinin gelişmesi için ambargolar sonrası dönemde mevcut fırsatlardan yararlanılması gerektiğini vurguladı.

BM Suriye Özel Temsilcisi Tahran'da

BM Genel Sekreteri'nin Suriye özel temsilcisi Staffan de Mistura, İran Dışişleri Bakanı Arap ve Afrika Ülkelerinden Sorumlu Yardımcısı Sadık Hüseyin Caber Ensari'nin resmi daveti üzerine Tahran'a geldi. BM Özel Temsilcisi Staffan de Mistura Suriye krizinin çözümü konusunda İranlı makamlarla görüşmelerde bulunmak için Tahran'da.

İran Dışişleri Bakanı Zarif Beyrut’a Gitti

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Kasımi, Dışişleri Bakanı Zarif’in Lübnan’a ve üç Doğu Avrupa ülkesine gideceğini açıkladı. Sözcü Kasımi, Zarif’in Beyrut’ta temaslarını tamamladıktan sonra Romanya, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya’nın başkentlerini ziyaret edeceğini kaydetti. Dışişleri Bakanı Zarif Tahran’dan ayrılarak Lübnan’ın başkenti Beyrut’a gitti.

İran Dışişleri Bakanı Zarif’in Slovakya Ziyareti

Slovakya’yı ziyaret eden Dışişleri Bakanı Zarif, Cumhurbaşkanı Kiska ve Slovak Dışişleri Bakanı Laichak ile görüştü. Görüşmede Laichak, iki ülkenin ilişkilerinin çok iyi olduğunu belirtti. Laichak Tahran’daki büyükelçiliklerini başta ekonomi olmak üzere çeşitli alanlarda takviye etmek istediğini kaydetti. Görüşmede Zarif İran’ın Slovakya ile ilişkilerini geliştirmek istediğini, beraberindeki iktisadi heyetin de İran’ın bu iradesini sergilediğini vurguladı. Dışişleri Bakanı Zarif Doğu Avrupa turunun devamında gittiği Çek Cumhuriyeti’nde temaslarını sürdürüyor.

İran-AB Görüşmeleri

İran ve AB heyetleri Belçika’nın başkenti Brüksel’de ikinci kez bir araya geldi. 9 Kasım tarihinde gerçekleşen oturum, geçen Şubat ayında Tahran’da düzenlenen birinci oturumun sonunda AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ve İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif’in düzenli görüşmelerin devam etmesi yönünde aldıkları karar çerçevesinde gerçekleşti. Oturumda İran heyetine Dışişleri Bakanı Yardımcısı Macid Tahti Revançi, AB heyetine Mogherini’nin Yardımcısı Helga Schmit başkanlık etti. Oturumda ticaret, çevre, enerji, göç, eğitim, kültür, nakliyat ve Irak, Suriye, Yemen, Lübnan ve Afganistan gibi bölgesel konular ele alındı.

ABD’nin Yeni Başkanı Trump ve İran Nükleer Anlaşması

Amerikan başkanlık seçim sonuçlarını değerlendiren pek çok İranlı yetkili Trump’ın seçim kampanyasında söylediği gibi İran ile yapılan nükleer anlaşmayı iptal etmesinin mümkün olmayacağını fakat Amerika’nın olası bir iptal girişiminde İran’ın da anlaşmayı yakacağını ifade etti. Buna göre Amerika’da yeni iktidarın sorumluluk üstlenmesi ve yükümlülüklerine bağlı kalması gerektiği vurgulandı.

ABD Başkanlık Seçimleri Sonrası Zarif'ten Nükleer Anlaşma Açıklaması

Donald Trump’ın ABD başkanı seçilmesi sonrası nükleer anlaşma tartışmaları politik gündemi daha fazla işgal etmektedir. Çek Cumhuriyeti’nde düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlayan İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif nükleer anlaşmanın uygulanmasının bütün taraflar için yararlı olacağını vurgulamıştır. Zarif, nükleer anlaşmanın çok taraflı bir anlaşma olduğunu kaydederek, İran ve P5+1 arasında varılan anlaşmanın BM Güvenlik Konseyi tarafından da onaylandığını hatırlattı. İran Dışişleri Bakanı, ülkesinin anlaşmanın tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, ancak ABD'nin verdiği taahhütlerinin bir kısmını uygulamadığını açıkladı. Zarif ayrıca, bütün tarafların Nükleer Anlaşmaya uyması gerektiğini ve tarafların verdiği taahhütlere bağlı kalmadığı takdirde İran’ın göstereceği tutumun farklı olacağını ifade etti.