Hişam Haşimi Suikastının Arkasındaki Mesaj

Hişam Haşimi Suikastının Arkasındaki Mesaj
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz
Kıdemli Uzman Müştak El-Hılo

Irak’ta bulunan İran yanlısı radikal gruplara yönelik sert eleştirileriyle bilinen ünlü güvenlik araştırmacısı Hişam Haşimi, 6 Temmuz Pazartesi akşam saatlerinde Bağdat’ın doğusunda bulunan evinin yakınlarında kimliği belirsiz kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırı sonucunda hayatını kaybetti.

Irak işgalinden önce köktenci gruplar üzerinde araştırmalar yapan Haşimi, Baas rejiminin son yıllarında hapse girmiş, 2003 işgali esnasında da cihatçı grupların yanında ABD’ye karşı mücadele etmiş ve tekrar hapse girmiştir. Bu dönemde radikal grupların önderleriyle tanışmış, söz konusu grupların işleyişine yakından tanık olmuştur. Hapisten çıktıktan sonra medyaya yönelmiş ve silahlı radikal gruplar hakkında araştırmalar yapmaya başlamıştır. Birkaç dönem Irak Emniyet Güçlerinde danışman olarak da görev yapmıştır.

Haşimi, DEAŞ’la ilgili ciddi araştırmalar yapan ilk isimlerden biri olup DEAŞ liderlerinin gerçek isimlerini ifşa etmiştir. Bu nedenle DEAŞ tarafından mürtet ilan edilmiştir. Haşimi’nin radikal gruplarla ilgili el-Kaide’nin Irak’taki Varlığına Yönelik Notlar/Nebzeh en Tarih el-Kaide fil Irak, İçerden DEAŞ/Tanzim DAEŞ Meneddahil ve DEAŞ’ın Dünyası/Alem DAEŞ olmak üzere üç eseri bulunmaktadır. DEAŞ’ın düşüşü ve İran destekli grupların yükselişiyle Haşimi de araştırmalarını bu gruplara yöneltmiştir. Öyle ki son dönemlerde İran’a bağlı radikal gruplar hakkında çalışmalar yapan en iyi araştırmacı olarak bilinmekteydi.

Görüşleri

Haşimi, sahte hesaplarla tweet atan İran yanlısı Haşdi Şabi liderlerinin isimlerini ifşa eden ilk kişiydi. Suikasttan bir hafta önce “Haşdi Şabi’nin İçindeki İhtilaflar/el-Hilaf el-Dahili fi Heyeti’l-Haşdi Şabi” başlığı altında detaylı bir araştırma yayımlamıştı. Son yazılarından “Melez Gruplarla Karşılaşma/el-Muvacehe meğel Fesail el-Hacine” başlıklı makalesinde önemli noktalara değinmiştir. Melez gruplardan kastı hem devlet içinde hem de dışarıda faaliyetlerde bulunan gruplardır. Bu gruplar yasal silahlı güçlere sahiptir. Ayrıca bu gruplar, milletvekilliği olan ve bakanlıklarda önemli statülerde bulunup devletin imkânlarından yararlanan ve bunlara eş zamanlı olarak devletin kontrolünde olmayan ve bazen diğer ülkelerde de savaşlara katılan silahlı güçlere sahiptir. Haşimi’ye göre Ketaib Hizbullah da bu gruplardan biridir. Irak’ta bulunan ABD üslerine yapılan roketli saldırılarla bağlantılı olarak Terörle Mücadele Eden Güçler tarafından Haşdi Şabi’nin bazı üyelerinin tutuklanmasıyla Haşimi bu operasyonun detaylarını medyada anlatan ilk kişilerden biriydi. Nitekim bundan dolayı tehdit edilmişti. Başbakan’ın, Ketaib Hizbullah sözcüsü Ebu Ali Askeri tarafından tehdit edildikten sonra ülkenin mevcut durumunu en iyi bilenlerden biri olarak Haşimi, Kazımi’nin devlet kontrolünde olmayan bütün silahlı güçleri kontrol edebilmek için yeterli maddi, askerî ve yasal güce sahip olduğunu ancak gerekli siyasi iradeye sahip olmadığını söylemişti. Buna ek olarak bütün silahlı grupların silahsızlandırılıp hükûmet çatısı altında faaliyetlerini sürdürmeleri için görüşmeleri başlatmak amacıyla bir komitenin oluşturulmasını istemişti. Haşimi, yayımlayamadığı ancak bazı kısımlarını arkadaşlarıyla paylaştığı son makalesinde resmî belgelere dayanarak Hizbullah’ın ona bağlı güçler aracılığıyla Irak’tan yıllık 300 milyon dolarlık bir kazanç elde ettiğini ileri sürmekteydi.

İran Yanlısı Gruplar Tarafından Yöneltilen Tehditler

Haşimi her ne kadar analizlerinde tarafsız olup mantıklı yaklaşımlarda bulunsa da son yazıları nedeniyle Asaib Ehli’l-Hak’a bağlı el-Ahd gibi İran yanlısı TV kanalları onu ABD, Suudi Arabistan ve BAE’ye uşaklık yapmakla suçlamıştı. Onlara göre Başbakan Kazımi, Haşimi’yi Haşdi Şabi’yi karalamak için kullanmıştır. Nitekim yapımcısı belli olmayan “Arap Kartalları/Sakru’l-Arap” adında bir filmde Haşimi; ABD ve DEAŞ için çalışan, Irak’ın dinî atmosferini bozan kişi olarak tanıtılmıştır. Ancak Haşimi İran yanlısı gruplar tarafından bu şekilde ithamlara tabi tutulup öldürülen ilk kişi değildir. Daha önce Decle kanalının sunucusu Ahmet Abdussamed de Haşimi’yle aynı kaderi paylaşmıştı.

Haşimi suikastı hem İran’ın Bağdat Büyükelçiliği hem de Haşdi Şabi tarafından kınanmıştır. Hadiseden bir saat sonra ISNA Haber Ajansı bu saldırıyı DEAŞ’ın üstlendiğini yazmıştır. Ancak DEAŞ’a mensup olduğu bilinen medya kanallarında bundan söz edilmemiştir. Fakat Ali Mekdem, Meğen Habib, Gais Tamimi ve Haşimi’nin bazı arkadaşları Haşimi’nin, öldürülmeden önce onlara Ketaib Hizbullah tarafından tehdit edildiğini söylediğini ileri sürmüştür.

Sonuçlar

  • Kazımi’nin savunucularından ve arkadaşlarından biri olan Haşimi’nin öldürülmesi doğrudan Başbakan’ın kendisine de tehdit oluşturabilir.
     
  • Bu olay; toplumun aydın kesimine, vatansever gençlere ve aktivistlere “Uluslararası camiada tanınmış Haşimi gibi birisi evinin önünde bu kadar basit bir şekilde öldürülebildiğine göre İran yanlısı silahlı grupları eleştiren hiç kimsenin can güvenliği yoktur.” mesajı vermektedir.