Irak Başbakanı Sudani’nin İran Ziyareti

Irak Başbakanı Sudani’nin İran Ziyareti
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz
Kıdemli Uzman Müştak El-Hılo

Irak’ta 13 Ekim 2022 tarihinde hükûmetin kurulmasının ardından Başbakan Muhammed Şiya Sudani; 21 Kasım’da Ürdün’e, 23 Kasım’da Kuveyt’e ve 29 Kasım’da da İran’a resmî ziyarette bulunmuştur. Son yıllarda İran, iktidara gelen Irak başbakanlarının ilk yurt dışı ziyaretlerini, bölge ülkeleri ve ABD’ye dolaylı bir mesaj gönderme çerçevesinde Tahran’a gerçekleştirmeleri konusunda ısrarcı olmuştur. Sudani’nin geçmişte İran’a yakın koalisyonlar ve özellikle milis gücü Asaib Ehli'l-Hak’ın lideri Kays el-Hazali tarafından başbakan adayı olarak gösterilmesi nedeniyle ilk yurt dışı ziyaretini Tahran’a gerçekleştireceği öngörülmüş ancak söz konusu ziyaret gecikmiştir. Bu durum, Sudani’nin Tahran’a gitmeden sonuca kavuşması gereken Bağdat-Erbil hattındaki yoğun diplomatik temaslar ve bu temaslar kapsamında gerçekleşen pazarlıklarla ilişkilendirilebilir. 

Ziyaret Öncesinde Bağdat’taki Diplomatik Temaslar

  • Irak’ta hükûmet kurulduktan sonra geçen bir buçuk aylık süre zarfında, ABD’nin Bağdat Büyükelçisi Alina Romanowski, Sudani ile sekiz kez görüşmüştür. Bu durum, Büyükelçi’nin nüfuzunu gösterme çabaları veya Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) ile Tahran’ın sorunlarını çözmek için Bağdat ile pazarlık ettiği yönündeki iddialar kapsamında okunabilir.
  • 15 Kasım’da Irak Cumhurbaşkanı Abdullatif Cemal Reşid, IKBY’nin başkenti Erbil’e giderek ilgili makamlarla bir araya gelmiştir. Bu ziyaretten bir hafta sonra yani 22 Kasım’da IKBY Başkanı Neçirvan Barzani Bağdat’a giderek Cumhurbaşkanı Reşid, Başbakan Sudani ve Yargı Konseyi Başkanı Faik Zeydan ile görüşmüştür.
  • 23 Kasım’da Irak hükûmeti, Ulusal Güvenlik Konseyi toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Irak güçlerinin İran sınırı boyunca konuşlanacağını duyurmuş; Irak sınırlarının korunmasına yönelik ulusal çabaların uyumlu hâle getirilmesi amacıyla IKBY ve Peşmerge Bakanlığı ile koordinasyon kurulacağını da açıklamıştır.
  • Bu açıklamadan üç gün sonra, yani 26 Kasım’da Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Başkanı Bafıl Talabani, Bağdat’ta Başbakan Sudani’yi ziyaret etmiş; hemen ertesi gün ise Neçirvan Barzani tekrar Bağdat’a giderek Bafıl Talabani’nin görüştüğü yetkililerle görüşmüştür. Kamuoyuna servis edilen açıklamalara göre Irak hükûmetinin Ulusal Güvenlik Konseyi toplantısının ardından, Bağdat’ın egemenliğinin daha fazla ihlal edilmesini önlemek için Türkiye ve İran sınırlarındaki birliklerin artırılması yönündeki karara vurgu yapılmıştır. Bağdat ile Erbil yönetimlerinin üst düzey yetkilileri arasında birkaç gün içinde yaşanan bu benzersiz ve eşi görülmemiş diplomasi yoğunluğu, iki taraf arasında önemli anlaşmaların yapıldığını kanıtlar niteliktedir.
  • 26 Kasım’da İran’ın Bağdat Büyükelçisi Muhammed Kazım Al-i Sadık, Irak Başbakanı Sudani’yi ziyaret ederek İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi adına davet sunmuş ve Sudani’de kabul etmiştir.
  • 27 Kasım’da Irak Başbakanı Sudani ile Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron bir telefon görüşmesi gerçekleştirmiştir. Görüşmede, “bölge ve dünyadaki güvenlik eksenli gelişmeler” ele alınmıştır. Fransa’nın bölgede Erbil ve Bağdat üzerinde artan varlığı göz önüne alındığında, Macron’un bölgedeki yeni dengelere kayıtsız kalamayacağı söylenebilir.
  •  
  • 28 Kasım’da Irak Adalet Bakanı Halid Şivani, KYB Başkanı Bafıl Talabani’nin evinde yapılan toplantıda Bağdat ile Erbil’in, Irak Anayasası’nın 140. maddesinin uygulanması için özel bir komisyonun kurularak on gün içinde çalışmalarına başlaması konusunda anlaştıklarını duyurmuştur. 


Tartışmalı Bölgelerle İlgili 140. Madde Ne Öngörmektedir?

IKBY’nin; Erbil’e katılması gerektiğini öne sürdüğü Kerkük, Musul, Diyala ve Selahaddin bölgelerinin statüsüne ilişkin tartışmalar, 2003 sonrası Irak’ta Arap, Kürt ve Türkmen gruplar arasındaki tartışmalı konular arasında yer almıştır. Ancak bu konuda herhangi bir uzlaşıya varılamamış ve 2005’te halk tarafından onaylanan Irak Anayasası’na taşınmıştır. Bu kapsamda; Anayasa’nın 2007 yılında uygulamaya geçirilmesi öngörülen 140. maddesi; söz konusu bölgelerde, Araplaştırma politikası öncesindeki demografi göz önünde bulundurularak referanduma gidilmesi ve buraların Bağdat’a mı yoksa Erbil’e mi bağlanacağının halka sorulmasını ifade etmektedir. Anayasa’da öngörülen sürenin üzerinden 15 yıl geçmesine rağmen bu konuda bir ilerleme kaydedilmemiştir. 

Irak hükûmetinin 140. maddenin uygulanmasını gündeme getirmesi, Bağdat yönetiminin Erbil yönetimine sunduğu büyük bir imtiyaz olarak değerlendirilebilir. Saha kaynakları, İran’ın Irak’ın kuzeyine yönelik saldırılarının son bulması kapsamında, Erbil’in KOMELA (İran Kürdistan Devrimci Emekçiler Örgütü), İKDP (İran Kürdistan Demokrat Partisi) ve PAK (Kürdistan Özgürlük Partisi) örgütlerinin konuşlanmasına izin vermekten vazgeçmesi karşılığında, Bağdat’ın 140. madde hususunda Erbil’in lehine bir pozisyon alacağını belirtmektedir. Ayrıca Başbakan Sudani’nin Tahran ziyareti öncesi, Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı Kasım el-Araci de Bağdat-Erbil hattında anlaşma sağlandığını belirterek İran ve Türkiye’yle mutabakata varmak ve uygun çözümler üretmek için üst düzey komisyon oluşturulacağını kaydetmiş; bunun yanında, Sudani’nin Tahran ziyareti kapsamında gerçekleştireceği görüşmelerde, İran’ın IKBY’ye yönelik saldırılarının da ele alınacağının altını çizmiştir. 

Ziyaret Öncesinde Yaşanan Diğer Gelişmeler

Sudani’nin Tahran ziyareti öncesinde Bağdat’ta yaşanan önemli gelişmelerden bir diğeri, Irak hükûmetinin devlet tarafından sağlanacak 70 milyon dolar sermayeyle 28 Kasım’da Ebu Mehdi el-Mühendis adına açılacak ve Haşdi Şabi’nin denetimine tabi bırakılacak El-Mühendis Genel Hissedarlık Şirketinin tesisini onaylamasıdır. Haşdi Şabi’nin yüzlerce küçük şirketi olmakla beraber bu şirketler aracılığıyla Irak ekonomisinde rol oynamaktadır. Ancak söz konusu şirketin kurulmasıyla bütün şirketleri tek bir kompleks altında toplayacak ve özel sektörü geri plana itecektir. Bu da İran’daki Devrim Muhafızları Ordusunun (DMO) mekanizmasının benzerinin Irak’ta tesis edilme sürecini tamamlayacaktır. Öte yandan aynı tarihte Irak hükûmeti, Tahran Tıp Bilimleri Üniversitesinin Kerbela’da uluslararası bir şubesinin açılmasını da onaylamıştır. 

Sudani’nin Tahran’daki Temasları

Resmî açıklamalara göre Sudani, iki gün süren Tahran ziyaretinin ilk gününde Devrim Rehberi Ali Hamenei, Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Meclis Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf ile bir araya gelmiştir. Ziyaretinin ikinci gününde ise İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile görüşmüş ve ardından Meşhed’de bulunan İmam Rıza Türbesini ziyaret etmiştir. Söz konusu görüşmeler esnasında en dikkat çekici açıklamalar Hamenei’den gelmiştir. Hamenei, Irak’ın güvenliğini baltalamaya çalışan herhangi bir tarafın önünde kararlı bir şekilde duracaklarını vurgulamış; bunun yanında Irak’ın bazı bölgelerinden İran’a yönelik güvenlik tehditleri olduğunu öne sürerek bu tehditlerin ortadan kaldırılması için Irak merkezî yönetiminin bu bölgelerdeki otoritesini genişletmesi gerektiğini ifade etmiştir. İki ülke arasında geçmişte imzalanan ekonomik anlaşmaların hayata geçmediğinden yakınan Hamenei; ekonomi, mal değişimi ve demir yolu bağlantısı alanlarında anlaşmalar yapılması ve bu anlaşmaların uygulanması gerektiğini ifade etmiştir. İran ile Irak arasındaki demir yolu bağlantısı anlaşmaları konusunun, uzun bir süredir iki ülkenin gündemini meşgul ettiği atlanmamalıdır. İran ve Irak’ın demir yolu hatları arasında sadece 20 kilometrelik bir mesafe bulunmaktır. Bunun yanında geçtiğimiz asırda, Avrupa’ya yolcu ve yük taşıyan Bağdat Demir Yolu, hâlihazırda İran ile Akdeniz arasındaki bağlantıyı sağlayabilecek niteliktedir. Dolayısıyla Tahran 20 yıldır iki ülkenin demir yolu hatlarının birleşmesi konusunda ısrarcı bir yaklaşım sergilerken Bağdat, bağlantının Irak için doğuracağı olumsuz sonuçların yanında bağlantının limanlarını kapatacağı endişesiyle bu konuya pek sıcak bakmamaktadır.

Söz konusu görüşmeler kapsamında İran Cumhurbaşkanı Reisi’nin açıklamalarındaki en önemli husus ise ABD’nin Irak’taki askerî varlığına değinerek ABD askerlerinin geri çekilmesi gerektiğini vurgulaması olmuştur. Ancak Sudani, konuşmasında daha çok ekonomik hususların yanı sıra “Karma Ekonomik Komisyonu”nun etkinleştirilmesine dikkat çekmiştir. 

Sonuç

Irak Başbakanı Sudani’nin İran’a gerçekleştirdiği ziyaretin gecikmesinin altında yatan en temel etken Bağdat’ın; Tahran’ı, Erbil ile anlaşmaya razı etmeye çalışması olmuştur. Bu bakımdan Bağdat yönetiminin Erbil yönetimine verdiği en önemli koz, tartışmalı bölgelerin statüsünü belirleyecek olan 140. maddenin uygulanmasını gündeme getirmesidir. 

Kamuya servis edilen açıklamalara bakıldığında, Sudani’nin Tahran’daki görüşmelerinin güvenlik ve ekonomi alanları ekseninde gerçekleştiği görülmektedir. Ancak Sudani’ye yakın saha kaynaklarından elde edilen bilgilere göre söz konusu görüşmelerde iki ülke arasındaki ortak su kaynakları meselesinin yanında İran ile Suudi Arabistan arasında gerçekleşen müzakereler de ele alınmış ancak bunlar resmî açıklamalara yansımamıştır.