İran Basınında Öne Çıkanlar (22-28 Temmuz)

İran Basınında Öne Çıkanlar (22-28 Temmuz)
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

Duhok’ta Türkiye’ye Karşı Kirli Provokasyon

Terör örgütü PKK’nın Irak’ta Duhok’a düzenlediği saldırının ardından, örgüt yanlısı medya tarafından Türkiye hedef gösterilerek TSK’nın sivilleri vurduğu yalanının ortaya atılması üzerine Irak’ta, Türkiye karşıtı protesto gösterileri düzenlenmiştir. Türkiye’nin, Suriye sınırında konuşlanan terör örgütü PKK’ya yönelik harekâta hazırlandığı bir süreçte gerçekleşen bu kirli provokasyon, İran basınında oldukça geniş yer edinmiştir. Devrim Rehberi’nin uhdesi altında faaliyet gösteren gazeteler ise Türkiye’yi, sivilleri bombalamakla suçlamıştır. Bu bağlamda Keyhan gazetesi, söz konusu gelişmeyi “Türkiye’nin Kuzey Irak’taki Saldırısına Geniş Çaplı Kınama: Öfkeli Iraklılar Türkiye Büyükelçiliğine Saldırdı” başlığıyla okura sunarken İttilaat gazetesi, “Türk Ordusunun Kürdistan Bölgesinde Sivilleri Öldürülmesinin Ardından Geniş Çaplı Protestolar” başlığını kullanmıştır. Bunlara ek olarak son zamanlarda eleştirel yaklaşımlarıyla dikkat çeken İran’ın köklü gazetesi Cumhuri-yi İslami, “Türkiye ve Siyonist Rejimin Irak ve Suriye’ye Hava Saldırıları” manşetine yer vermiştir.

Devrim Muhafızları Ordusuna (DMO) yakınlığıyla bilinen Cevan gazetesinin “Türkiye Büyükelçiliği, Iraklıların Öfkesinin Ateşinde” başlıklı yazısında “Iraklı yetkililerin, Türkiye’nin Kuzey Irak’taki askerî harekâtlarına ilişkin uyarılarına rağmen Ankaralı yetkililerin savaş çığırtkanlığını sürdürmesi, iki taraf arasındaki tansiyonun yükselmesine neden oldu.” ifadesine yer verilmiştir. İran Radyo ve Televizyon Kurumuna bağlı Cam-ı Cem gazetesi, “Erdoğan’ın Iraklıları Sinirlendiren Oyunu” manşetli yazısında; Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Recep Tayyip Erdoğan’ın dış politikasına yönelik eleştirileri irdelenerek Türkiye’nin askerî harekâtlarının, Erdoğan’ın halk üzerindeki popülaritesine olumsuz yansıyacağı yorumu yapılmıştır. Bunun dışında Erdoğan’ın Irak ve Suriye’deki harekâtlarının, Ankara’yı uluslararası sistemde izole ettiği değerlendirmesine yer verilmiştir.

Reformcu yayın politikası izleyen gazetelerde de benzer bir çerçeve çizildiğini belirtmek mümkündür. Eski Cumhurbaşkanı Ekber Haşimi Rafsancani’ye yakın Arman-ı İmruz gazetesinin “Duhok Bombardımanı; Erdoğan’ın Oyunu İşe Yaradı” manşetli yazısında; mezkûr gelişmenin, Erdoğan’ın üçlü zirveden “eli boş döndüğü” bir süreçte meydana geldiğine dikkat çekilerek Erdoğan’ın, Suriye’yi “işgal etme” niyetiyle gittiği ancak Rus ve İranlı yetkililerin direnciyle terör bahanesiyle elde ettiği nüfuzu dahi kaybettiği iddia edilerek Irak-Türkiye arasındaki su ilişkilerinde yaşanan çatışmalara yer verilmiştir. Bu olayın “Erdoğan’ın bölgesel ve uluslararası hırslarının tabutuna son çivilerden birini çaktığı gibi Türkiye’nin Irak’taki işgalini etkilemekle kalmayıp Suriye ve Libya’daki askerî faaliyetlerine uzanan geniş etkileri olacağı” şeklinde yorumlanmıştır. Aynı gazetede yayımlanan “Erdoğan’ın Ateşle Oyunu” başlıklı diğer bir yazıda ise Türkiye’nin, terörle mücadele bahanesiyle Suriye ve Irak’a saldırarak bu ülkelerin ulusal egemenlik ve toprak bütünlüğünü ihlal ettiği iddia edilmiş ve bu saldırıların çok sayıda sivilin hayatına mal olduğu öne sürülmüştür.

İran basınının, Tahran’daki Türkiye-İran-Rusya üçlü zirvesinden sonra gerçekleşen söz konusu provokasyona yönelik tutumuna bakıldığında Türkiye’ye karşı açık bir şekilde algı operasyonu yürütüldüğünü belirtmek mümkündür. Genel itibarıyla Türkiye’nin güvenlik kaygıları göz ardı edilerek pervasız bir üslupla Suriye’deki muhtemel bir operasyona karşı muhalefet edilmektedir.

Şiddetli Yağışlardan Kaynaklanan Sel Felaketi

İran’da Tahran başta olmak üzere ülkenin büyük kısmını etkisi altına alan ve birçok can kaybına neden olan şiddetli yağışlardan kaynaklı sel felaketi, İran basınının gündemini meşgul eden diğer bir gelişmedir. Reformcu cenahın önde gelen yayınlarından Şark gazetesi, “Tekrarlanan Sel, Tekrarlanan Olaylar” başlıklı yazısıyla 2019 yılında İran’da yaşanan sel felaketlerindeki hatalı kriz yönetiminden ders alınmadığına dikkat çekmiştir. Bunun yanında vatandaşları sel, taşkın ve heyelan gibi tehlikelere karşı bilgilendiren uyarı mesajının; sel felaketinden önce değil, sonra gönderildiğini vurgulayarak krizin doğru yönetilememesinin daha fazla can kaybına neden olduğu yorumuna yer vermiştir. Aftab-ı Yezd gazetesi de benzer bir çerçeve çizerken İktisad-ı Ser Amed gazetesi “Yeniden Sel Yönetimi Krizi” manşetine yer vermiştir.

Devrim Rehberi’nin uhdesinde faaliyet gösteren Keyhan gazetesi, “DMO, Ordu, Kızılay Cemiyeti, Hükûmet ve Belediyeler Sel Mağdurlarının Yardımına Koştu” manşetini kullanmıştır. Ülkenin en eski yerel gazetesi olarak kabul edilen ve hâlihazırda ülke genelinde yayımlanan muhafazakâr çizgideki Horasan gazetesi, 2019 yılında İran’da yaşanan sel felaketinin ardından Devrim Rehberi Ali Hamenei’nin şiddetli yağış ve sel riskine karşı alınması gereken önlemlere dikkat çektiğini belirterek ilgili kurumlarda görev alan personeli bu konuda ihmalkârlıkla suçlamış; bunun yanında Devlet Denetleme Kurumu Başkanı’nın bölgeye gerçekleştirdiği ziyaretten hareketle söz konusu ihmalkârlıkların inceleneceği ifade edilmiştir. Radikal muhafazakâr Mütelife Partisine yakınlığıyla bilinen Risalet gazetesi, ilgili kurumların aşırı yağışlara karşı yeterli uyarıda bulunduğunu ancak vatandaşların dinlemediğini öne sürerek kriz yönetimine ilişkin eleştirileri geçersiz kılmaya çalışmıştır.

Sonuç olarak İran basınında, muhalefet pozisyonunda bulunan reformcu çizgideki gazetelerin, ülkenin doğal afetlere karşı acil durum planlarındaki eksiklikleri ve kriz yönetimine ilişkin eleştirileri mercek altına aldığı gözlemlenmiştir. Buna karşılık sistemle iltisaklı muhafazakâr çizgideki gazetelerde, yetkililerin gerekli önlemler aldığı algısı oluşturulmaya çalışarak kriz yönetimine ilişkin eleştiri ve tepkiler perdelenmek istenmiştir.

Urmiye Gölü’nün %95’in Kuruması

İran’ın en büyük gölü Urmiye Gölü’ndeki su miktarının %95’ini kaybetmesini ele alan ve gölün kurtarılmasını öngören tartışmalar, İran basını tarafından mercek altına alınan bir diğer gelişmedir. Aftab-ı Yezd gazetesi “Türkiye Neden Başardı? İran Neden Başaramadı?” manşetli yazısında, birbirine çok yakın ve hemen hemen aynı büyüklükte olan iki gölün doluluk oranını kıyaslamış ve Van Gölü’nün aksine Urmiye Gölü’nün neden kuruduğu sorusunu cevaplamaya çalışmıştır. Bu bağlamda Urmiye Gölü’nün kuruması, yanlış su kaynakları yönetimiyle ilişkilendirilerek Türkiye’nin Van Gölü’nde bu hataya düşmediği belirtilmiştir. Risalet gazetesi, “Urmiye’nin Canlandırılması; Hâlâ Tazeliğini Koruyan Bir Rüya” manşetini kullanarak gölü kurtarmak için bilimsel çözümleri irdelemiş ve su üzerinden sağlanan rant ve çıkar çatışmasına son verilirse gölün eski hâline kavuşacağı değerlendirmesini yapmıştır. Merdumsalari gazetesinde; Japonya’nın, Urmiye Gölü’nün kurtarılması için sağladığı 100 milyon doların nereye harcandığı sorgulanmıştır. Arman-ı Millî gazetesinde, Urmiye Gölü’nün kurumasında rol oynayan unsurlar ve kurtarılması için atılması gereken adımlar irdelenmiştir.

Sonuç olarak İran basınının söz konusu gelişmeye ilişkin tutumuna bakıldığında su ve çevre sorunları üzerindeki yönetimsel zorluklar ve hatalı politikalar irdelenerek gölün kurtarılmasını öngören projelere yer verildiği görülmektedir.