İran BM Genel Kurulundaki Oy Hakkını Kaybetti

İran BM Genel Kurulundaki Oy Hakkını Kaybetti
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

Birleşmiş Milletlerden (BM) yapılan açıklamaya göre İran ve dört Afrika devletinin BM Genel Kurulundaki oy hakları, iki yıldır ödenmemiş borçlar nedeniyle askıya alındı. Bu karar üzerine Tahran, BM’ye olağan tepkilerini ifade ederken hedefindeyse yine ülkeyi giderek her alanda baskılayan ABD ve yaptırımları yer aldı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in, BM 75. Genel Kurul Başkanı Volkan Bozkır’a hitaben Ocak 2021 tarihli mektubunda, içlerinde İran’ın da yer aldığı 10 üye devletin, borçlarını ödeyemediği belirtilmişti. Mayıs 2021’e kadar geçen süreçte bazı ülkelerin borcunu ödediği gözlemlenirken iletilen son belgelerde, 5 üyenin borcunun hâlihazırda ödenmediği bilgisi yer almıştır. 5 üyeye ilişkin olarak İran ve Orta Afrika Cumhuriyeti’nin BM bütçesine olan borçlarını ödemekte geciktikleri ve 193 üyeli BM Genel Kurulunda oy haklarını kaybedecekleri ifade edilirken diğer üç Afrika ülkesi; Komorlar, Sao Tome ve Principe ile Somali’nin de borçlarının ödenmediği ancak eylül ayında sona erecek olan mevcut oturumda hâlâ oy kullanabileceklerini belirten bir karar alındığı açıklamaları yer almaktadır.

Bu noktada alınan kararlar, BM Antlaşması’nın 19. maddesi uyarınca gerçekleştirilmiştir. BM Antlaşması’nın 19. maddesine göre örgüte mali katkısını ödemekte gecikmiş olan bir BM üyesi, eğer gecikmiş ödemelerinin tutarı önceki iki tam yılın ödeme payları tutarına eşit ya da bundan fazla ise Genel Kurulda oy kullanamaz. Bununla birlikte Genel Kurul, ödemedeki aksamanın söz konusu üyenin iradesi dışındaki nedenler yüzünden meydana gelmiş olduğu kanısına varırsa bu üyenin, oylamaya katılmasına izin verebilir.

Kimler Borçlarını Ödeyemiyor?

Üye devletler, BM bütçesine ekonomik gelişmişlik düzeyleriyle doğru orantılı olarak katkı sağlamaktadır. Örnek olarak Türkiye’nin payı, 2019-2021 bütçe döneminde %1,371 olarak belirlenmiştir. BM’nin 2021 yılı genel bütçesi 3,231 milyar dolar olarak kabul edilirken örgütün ayrıca Barışı Koruma Operasyonları için de 2020-2021 dönemi için 6,58 milyar dolarlık bütçesi bulunmaktadır.

• 2019 yılında 193 üyeli örgüte; 146 ülke finansal katkısını tam öderken 47 ülke ise ödeme yapmadı.

• 2020 yılında 7 ülke; Lübnan, Venezuela, Orta Afrika Cumhuriyeti, Gambia, Lesotho, Tonga ve Yemen, örgüte yapmak zorunda olduğu mali katkı borcunu ödemediği için Genel Kuruldaki oy kullanma haklarını geçici olarak kaybetti.

• 2021 yılında şu ana kadar 5 ülke; İran, Orta Afrika Cumhuriyeti, Komorlar, Sao Tome ve Principe ile Somali, mali katkı borcunu ödemedi.

• Son olarak Komorlar, Sao Tome ve Principe ile Somali’nin 75. oturumun sonuna kadar Genel Kurulda oy kullanmasına izin verildi.

• İran’ın ise BM Genel Kurulunda oy kullanabilmesi için 16 milyon 251 bin dolardan fazla ödeme yapması gerekmektedir.

Borçlu üyelerin oy haklarını geri kazanabilmesi için borçlarının bir bölümünü ödemesi gerekmektedir. 2021 yılı için bahsi geçen devletlerin oy haklarını geri kazanmak için ödemesi gereken asgari ödeme tutarı şu şekildedir:

Kaynak: Birleşmiş Milletler, 2021

*Genel Kurul; Komorlar, Sao Tome ve Principe ile Somali’nin 75. oturumun sonuna kadar Kurulda oy kullanmasına izin verilmesine karar vermiştir.

 

İran’ın Karara Tepkisi Ne Oldu?

Tahran yönetiminin BM’nin ilgili kararına tepkisi ise beklenildiği üzere BM liderliğini amaç ve ilkelerine sadık kalmaya, çok taraflılığı zayıflatan herhangi bir karardan kaçınmaya ve ABD ve yaptırımlarını konuya ilişkin doğrudan hedef göstermeye yönelik oldu. Kararın “temelde kusurlu, tümüyle kabul edilemez ve tamamen haksız” olduğunu belirten Dışişleri Bakanı Cevad Zarif’in Twitter hesabında da bir kopyasını yayımladığı ve Guterres’e ithaf ettiği mektubunda, konuya ilişkin çeşitli detaylar ön plana çıkmaktadır.

Öncelikle mali katkıyı ödememe nedeninin tamamen Tahran’ın kontrolünün dışında olduğu belirtilmiştir. Kontrol dışında olma nedeni olarak ise ABD hedef alınarak özellikle yaptırımlar üzerinden çeşitli eleştiriler yöneltilmiştir. BM’nin bu kararda, ABD yaptırımlarını hesaba katmadığı belirtilirken ABD’nin “ekonomik terörü”nün, ülkenin gıda ve ilaç ihtiyaçları için dahi ödeme yapmasını engellediği göz önünde bulundurulduğunda borçlar için ödeme yapılmasının nasıl beklendiği ve İran halkının şu anda cezalandırılmasının şaşılacak derecede absürt olduğu ifade edilmiştir.

Bakan’ın bir diğer dikkat çektiği husus ise İran’ın bankacılık sektörü üzerine getirilen aşırı kısıtlamalardır. Zarif, İran’ın katkı için transferdeki kapasitesinin azalması ve yaşanan gecikmelerin sebebi olarak Güney Kore, Japonya, Irak vb. ülkelerin bankalarında dondurulmuş nakitleri işaret etmiştir. Zarif paylaşımında ayrıca BM’nin, İran’ın ödemesi gereken borcu ABD’nin deniz korsanlığı ile elde ettiği 110 milyon dolar üzerinden tahsil edebileceğini ifade etmiştir. Zarif’in 110 milyon dolardan kastıysa yakın zamanda gündeme gelen ABD’nin İran’a ait olan bir tankere el koyduktan sonra 2 milyon varil İran ham petrolünü satması haberlerine yöneliktir.

Oy hakkı kararına ilişkin olarak BM tarafından Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric’in açıklamaları; BM’nin bu sürecinin, BM Antlaşması’nın kurallarından kaynaklı prosedürden kaynaklandığı ve İran ile yoğun görüşmelerin yapıldığı ancak yaptırımların durumu karmaşıklaştırdığı ve görüşmelerin iyi niyetle devam ettiği yönündedir. İran tarafından Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatipzade ise 3 Haziran’da yaptığı açıklamada, İran’ın bir Güney Kore bankasındaki hesabı aracılığıyla BM’ye olan borcunu ödeyebilmesi için bir yol açıldığını ve İran’ın yakın zamanda BM’ye olan katkısını ödeyeceğini belirtmiştir.

Karar İran İçin Ne Anlam İfade Etmektedir?

Uluslararası barış ve güvenliği koruma, dostça ilişkiler geliştirme, insan haklarına ve temel özgürlüklerine gösterilecek saygının geliştirilmesi ve ekonomik, toplumsal, kültürel ve insancıl konulardaki sorunların çözülmesi hususunda iş birliği sağlama gibi konularda bir merkez olma amaçlarıyla kurulan örgüt, bugün 193 üyesiyle 75 yıldan fazladır varlığını sürdürmektedir. Antlaşma’da belirtildiği üzere BM’nin ana organları; Genel Kurul, Güvenlik Konseyi (BMGK), Ekonomik ve Sosyal Konsey (EKOSOK), Vesayet Konseyi, Uluslararası Adalet Divanı ve BM Sekreteryasıdır.

Genel Kurul, BM’nin başlıca müzakere, politika oluşturma ve temsil organı olarak merkezî bir konuma sahiptir. Kurulda her üyenin bir oy hakkı bulunmaktadır. Kurul kararları çoğunlukla basit oy çokluğu ile alınırken barış ve güvenlik ile ilgili tavsiyeler, BMGK ile EKOSOK üyelerinin seçimi ve bütçe sorunları gibi belirlenmiş önemli hususlarda alınan kararlar ise üçte iki çoğunluğu gerektirir. Mali değerlendirmeler, konsey üyelerinin seçimi, uluslararası barış ve güvenlik meseleleri, BM’nin herhangi bir organının yetki ve işlevlerini etkileyen sorunlar, ülkeler arasındaki dostluk ilişkilerini bozabilecek her türlü durumun barışçıl çözümü gibi meselelerde değerlendirme ve tavsiye verme yetkileri bulunan organ, üye devletlere uluslararası meseleler hakkında görüşlerini ifade etme fırsatı sağlamaktadır. Dolayısıyla burada bir oy yetkisine sahip olmak, birçok ülkeye güç dengesi üzerinde kazanamadığı olanağı diplomatik kanallar aracılığıyla sağlama açısından oldukça değerlidir.

Kuruldaki kararlar bağlayıcı olmamasına rağmen her üye devletin politika pozisyonlarını gözlemlemek ve karşılaştırmak için benzersiz bir evrensel platform olmaya devam etmektedir. Devletlerin politika tercihlerini ve siyasi yakınlığını değerlendirmek için BM Genel Kurulu oylama kayıtları çeşitli teorik çerçevelerden değerlendirilebilir. Oylama kayıtları bir ülkenin nerede durduğunu, kiminle ve hangi amaçla durduğunu en azından BM bağlamında geniş bir şekilde yansıtmaktadır. Dolayısıyla platform bir ülkenin küresel meselelerdeki duruşunu sergileyebildiği, eşitliğin ve adaletin gözetildiği bir alandır. Burada söz sahibi olmak devletlere tercihlerini gösterme olanağı sağlarken söz hakkı sahibi olamamak ise onları yalnızlaştırabilir ve itibarını zedeleyebilir.
Nükleer faaliyetleri ile uluslararası arenada istediğini elde edemeyen İran içinse Kuruldaki hakkının da askıya alınması İran’ı daha da yalnızlaştırmak anlamına gelir. Bölgesel gücünü, ideolojisini ve tutumunu korumak adına bu durum, İran’ın içinde bulunmak istediği bir konum değildir. Aynı zamanda iki aydır devam eden ABD-İran arasındaki Viyana görüşmeleri için de diplomatik çabalar sürdürülmeye çalışılırken bu olayların ikili ülke ilişkilerinin ilerlemesine zarar verebileceğini söylemek de mümkündür.