İran Halkı Yoksullaşıyor

İran Halkı Yoksullaşıyor
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

ABD’nin, 2018 yılında Kapsamlı Ortak Eylem Planı (KOEP) olarak da isimlendirilen Nükleer Anlaşma’dan tek taraflı olarak çekilmesi ve sonrasında İran’a daha önceden uygulanan yaptırımların yeniden yürürlüğe girmesi birçok ekonomik, siyasi ve toplumsal değişkene etki etmiştir. ABD yaptırımlarının yeniden devreye girmesi ve ardından Çin’de başlayıp tüm dünyaya yayılan koronavirüs salgınının neden olduğu kapanma ile diğer tedbirlerin yarattığı baskı, İran ekonomisini derinden etkilemiştir. Makroekonomik göstergeler (büyüme, enflasyon, işsizlik), son 3 yıldır olumsuz bir seyir izlemektedir.

ABD’nin KOEP’ten ayrılması, salgının neden olduğu doğrudan ve dolaylı etkiler ile İran’ın kendine özgü yapısal sorunları; İran ekonomisini gerek makroekonomik açıdan gerekse de sosyoekonomik açıdan ciddi düzeyde etkilemiştir. Bu etkilerin bir yönü, sosyoekonomik alanda kendini göstermektedir. İran’da, geçtiğimiz birkaç yılda yoksulluk probleminin daha da derinleştiği gözlemlenmektedir. İran’da ilk kez bir resmî kurum, ülkede yoksulluk ve gelir dağılımına yönelik bir çalışma yayımlamıştır. Bu yazıda, bahsedilen resmî çalışma referans alınmak suretiyle İran’da gelir dağılımı ve yoksulluk sorunları hakkında yakın dönemde meydana gelen gelişmelerle ilgili genel bir çerçeve çizilmesi amaçlanmıştır.

İran İstatistik Merkezi tarafından yakın zamanda yayımlanan 1399 (2019-2020) yılı “Hane Halkı Gelir ve Harcama Raporu” verileri kullanılmak suretiyle İran Kooperatif, Çalışma ve Sosyal Refah Bakanlığı tarafından hazırlanan “Yoksulluk İzleme Raporu”na göre İran’da, orta gelir grubunda sayısal olarak ciddi düzeyde bir erime söz konusudur. Bu duruma paralel olarak ülkede daha önceleri orta gelir grubunda yer alan hane halkının ciddi bir bölümünün, gelir düzeyinin “yoksulluk sınırının” altına gerilediği gözlemlenmektedir.

Yoksulluk Sınırı Nedir?

Hane halklarının zorunlu ihtiyaçlarını karşılamak için yapmak zorunda oldukları; gıda, giyim, konut (kira), elektrik, su, yakıt, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri harcamalar için gerekli olan asgari ortalama tutarın hesaplandığı göstergeye yoksulluk sınırı denmektedir. Hane halkı olarak genelde 4 kişilik aile referans alınmakta ve 4 kişilik bir ailenin zorunlu harcamaları yapabilmesi için ayırmak zorunda olduğu asgari parasal miktar gösterilmektedir. Zorunlu mal ve hizmetlerin neler olduğu ile bu mal ve hizmetlerin niteliğine yönelik farklı kriterler olsa da birçok ülkede farklı kurumlar tarafından yoksulluk sınırına yönelik hesaplamalar yapılmaktadır.

İran’da 1398 (2018-2019) yılında aylık ortalama yoksulluk sınırı 3 kişilik bir aile için 2.000.000 tümen iken bu sınır 4 kişilik bir aile için 2.450.000 tümendir. Tablo 1’e göre 1399 yılında yoksulluk sınırında 1398 yılına göre %38’lik bir artış olmuştur. Buna göre 3 kişilik bir aile için yoksulluk sınırı 2.760.000 tümen ve 4 kişilik bir aile için 3.390.000 tümen olmuştur.

 

Tablo 1: 1398-1399 Hane Halkı Yoksulluk Sınırı (Tümen)

  1398 1399 Artış Miktarı
3 Kişilik Aile 2.000.000 2.760.000 %38
4 Kişilik Aile 2.450.000 3.390.000 %38

Kaynak: Yoksulluk İzleme Raporu

 

İran Kooperatif, Çalışma ve Sosyal Refah Bakanlığı tarafından hazırlanan çalışmaya göre 1398 yılında, İran’da yoksul kişi sayısı 26 milyon düzeyinde iken bu sayı 1399 yılında, 4 milyon kişi artmış ve yoksulluk sınırının altında kalan bir gelirle hayatlarını sürdürmek zorunda olan kişi sayısı 30 milyona yükselmiştir. Aynı yıllar için İran nüfusu sırası ile 81,8 ve 82,9 milyondur. Buna göre İran’da yoksulluk sınırının altında yaşayanların oranı 1398 yılında %31,8 iken bu oran 1399 yılında %36,1’e yükselmiştir (bk. Tablo 2).

 

Tablo 2: Yoksulluk Sınırının Altında Yaşayanlar

  1398 1399 Artış Miktarı
Yoksul Kişi Sayısı 26.000.000 30.000.000 %15,3
Yoksulların Toplam Nüfusa Oranı %31,8 %36,1 %13,5
İran Nüfusu1 81.800.000 82.900.000 %1,34

Kaynak: Yoksulluk İzleme Raporu verileri kullanılarak yazar tarafından hesaplanmıştır.

1 Nüfus verisi, Dünya Bankasından elde edilmiştir. 1398 yılı nüfusu 2018 ve 1399 nüfusu 2019 yılı referans alınarak sunulmuştur.

 

İran’da 1399 yılında en zengin %10’luk dilimde yer alan hane halkının toplam yıllık millî gelirden aldıkları pay %31,4 iken en yoksul %10’luk dilime giren hane halklarının toplam yıllık milllî gelirden aldıkları pay %2 düzeyindedir.

Gelir dağılımı ile ilgili önemli bir diğer gösterge “gelir makası” oranıdır. Bu gösterge; şehirde (ya da köyde) yaşayan ve en zengin %10’luk gelir diliminde yer alan hane halkının gelirleri ile en yoksul %10’luk dilimde yer alan hane halkının gelirlerinin oranına eşittir. Belirli bir dönemde, ortalama olarak en zengin %10’luk kesim ile en yoksul %10’luk kesimin gelirleri arasındaki makas ne kadar açıksa bu ülkedeki gelir dağılımı o denli kötüdür.

İran’da, şehirlerde yaşayan hane halkları arasındaki gelir makası; 1395 yılında 6,67 iken bu makas, 1399 yılında 6,48’e gerilemiştir (bk. Tablo 3). Tablo 3’e göre kırsal bölgelerde gelir makası 1395 yılında 7,16 iken 1399 yılında kötüleşmiş ve 7,67 olmuştur. Salgın nedeniyle şehirlerde yaygın bir şekilde uygulamaya konulan kapanma tedbirleri makasın kapanmasına neden olurken köylerde bunun tam tersi bir durum ortaya çıkmıştır. Salgın döneminde kapanmalardan doğan gelir kayıplarının (işsizlik ödemeleri vb.), daha çok şehirlerde çalışan insanları etkilemesinin ve ayrıca kırsal bölgelerdeki istihdamın daha çok kayıt dışı ve enformel karakteristikte olmasının, bu tür yardımların alınmasını engellediğini düşünüyoruz.

 

Tablo 3: Gelir Makası

  1395 1399
Şehir 6,67 6,48
Kırsal 7,16 7,67

Kaynak: Yoksulluk İzleme Raporu

 

Gelir dağılımında meydana gelen değişimi ölçmek için kullanılan diğer bir önemli gösterge de zengin ve yoksul ailelerin tüketim harcamaları arasındaki farktır. Bunun için farklı hesaplamalar kullanılmaktadır. En yaygın kullanılan araçlardan biri, en zengin %10’luk dilime giren hane halkının ortalama tüketim harcamaları ile en yoksul %10’luk dilime giren hane halkının aylık ortalama tüketim harcamalarının oranlanması ile elde edilen “tüketim makası” göstergesidir.

Rapora göre İran’da, 1399 yılında şehirlerde yaşayan en zengin %10’luk dilimde yer alan hane halkının tüketim harcamaları ile yine şehirde yaşayan en yoksul %10’luk dilimde yer alan hane halkının tüketim harcamaları arasındaki makas ya da bunların birbirine oranı 12,2’dir. Diğer bir şekilde ifade edecek olunursa zengin %10’luk kesimin tüketim harcamaları, yoksul %10’luk kesimin harcamalarından 12,2 kat fazladır. Aynı oran, kırsal bölgelerde (ya da köylerde) 18’dir. Bu bağlamda tüketim makası göstergeleri, kırsal bölgelerde daha ciddi bir adaletsizliğin olduğunu göstermektedir.

Ünlü İranlı iktisatçı Cavid Salehi-Isfahani; İran Kooperatif, Çalışma ve Sosyal Refah Bakanlığı tarafından hazırlanan bu çalışmayı kıymetli bulmakla birlikte bu raporda yer alan rakamların, gerçekleri yansıtmadığını veya gelir dağılımı ve yoksullukla ilgili verilerin çok daha yumuşatılarak resmedildiğini düşünmektedir. Isfahani’nin kendi yaptığı hesaplamaya göre yaptırımlar öncesi ile 2020 yılı karşılaştırıldığında İran’daki tüm gelir gruplarının tüketim harcamalarında hissedilir bir azalma olmuştur. Bu dönemde (2017-2020 arası dönem), İran’da reel harcamalarda %18’lik bir azalma söz konusudur ve bu durum, tüm gelir gruplarında gözlemlenmiştir.

Sonuç olarak ABD’nin KOEP’ten çekilmesi sonrasında başlayan ekonomik ve siyasi türbülans, salgının ekonomi üzerinde yarattığı doğrudan ve dolaylı etkiler neticesinde daha da artmıştır. İran’da, geçtiğimiz 3 yıllık dönemde başta kırsal bölgeler olmak üzere gelir dağılımı ve yoksulluk göstergelerinde hissedilir düzeyde bir kötüleşme söz konusudur.