İran’da Bir Kamu Diplomasisi Alanı Olarak Milli Kütüphane

İran’da Bir Kamu Diplomasisi Alanı Olarak Milli Kütüphane
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

İslam Devrim Arşivleri ve Milli Kütüphane Kurumu'na bağlı olan İran Milli Kütüphanesi, ülkedeki en önemli kütüphane konumundadır. Milli Kütüphane'nin yer aldığı üst kurum olan Arşivler ve Milli Kütüphane Kurumu ise Kültür ve İslamî İrşad Bakanlığı bünyesinde yer almaktadır. İran Milli Kütüphanesi'nin faaliyetleri, kuruluş kanununda vazedildiği şekliyle doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından denetlenir. Başkanı Cumhurbaşkanının teklifi ve kütüphane yönetim kurulu üyelerinin oylarıyla 4 sene süreyle atanan kütüphanenin bütçesi, devlet genel bütçesinin cumhurbaşkanlığı makamına ayrılan bölümü altında ayrı bir başlıkta düzenlenmiştir.[1]

İran'da ilk modern kütüphane, Kacarlar zamanında askeri ve teknik bir okul olarak açılan Darülfünun bünyesinde kurulmuştur. Darülfünun'a ait bu kütüphanenin kuruluşu Kacar Hanedanının Batı’yla yoğun diplomatik ve iktisadi ilişkiler içerisine girdiği Muzaffereddin Şah dönemine rastlar. Kacarlar zamanında ülkede çoğalan matbaalar ve basılan kitap ve gazete sayısındaki artış, İran'da modern kütüphanelerin yaygınlaşmasında etkili olmuştur. Modern tarzda kütüphanelerin yaygınlaşmasında etkili olan diğer bir faktör de, Kacarlar döneminde modern sistemde eğitim veren okulların yaygınlaşmasıyla beraber Tahran'da tarih, felsefe, din ve siyaset gibi alanlarda yazılan kitaplara giderek daha fazla ilgi duymaya başlayan aydın zümrenin genişlemesidir.[2] Darülfünun'daki ilk modern kütüphaneden sonra bağımsız olarak kurulan ilk milli kütüphane, Pehlevî Hanedanı döneminde 25 Ağustos 1937’de Tahran'daki İran Arkeoloji Müzesi yakınında kurulmuştur. Ülkenin Dördüncü Cumhurbaşkanı Ekber Haşimi Rafsancani'nin cumhurbaşkanlığı döneminde kurumun yeni bir binaya taşınması gerekliliği ortaya çıkmış ve kurum 2005 yılında Şehid Hakanî Bulvarı üzerindeki yeni binasına taşınmıştır .[3]

İlk dönemlerde yalnızca kültürel ve bilimsel bir kuruluş olarak tasarlanan İran Milli Kütüphanesi, süreç içerisinde siyasi ve diplomatik alanın bir aracı haline dönüşmüştür. Bu sürecin nasıl geliştiğini açıklayabilmek için öncelikle kamu diplomasisinin ne olduğunu ve devletin kültürel değerleri ve kurumları hangi yollarla bu amaçla kullandığını açıklamak gerekmektedir. Kamu diplomasisi, bir ülkenin sahip olduğu kültürel, tarihi ve ekonomik değerleri, askeri güç gibi herhangi bir zorlayıcı unsur içermeksizin gerek kendi halkı gerekse de diğer ülke vatandaşları üzerinde etki alanı oluşturmak maksadıyla faaliyet yürütmesidir. Ülkelerin bu bağlamda meydana getirdiği etkiye yumuşak güç (soft power) denilmektedir. Devletlerin sahip oldukları zengin tarihsel geçmiş, iyi korunmuş tarihi eserler, iyi eğitim veren üniversiteler veya zengin içeriğe sahip kütüphaneler gibi kültürel değerleri, iç ve dış kamuoyu üzerinde bağlılık, ilgi veya beğeni hissi yaratmak amacıyla birer kamu diplomasisi aracı olarak kullandıkları görülmektedir. Ülke içinde ve dışında belirli haftalarda düzenlenen kutlama, anma ve yıldönümü programları yumuşak gücün en çok başvurulan enstrümanları arasındadır. 2018 Şubat ayının son haftasında İran’da Milli Kütüphane Kurumu'nun düzenlediği etkinlikler kamu diplomasisinin dikkat çekici bir örneğini teşkil etmektedir.

80. Yıl Etkinlikleri ve Kamu Diplomasisi

24 Şubat-28 Şubat 2018 tarihleri arasında icra edilen İran Milli Kütüphanesi'nin 80. Kuruluş Yıldönümü kutlamaları, dikkat çekici etkinliklere sahne olmuştur. Kurumun önemine vurgu yapan icradan sorumlu sekreter Muzaffer Pasdar, bu durumu "Milli Kütüphane, 80 senelik eski bir kültür kurumudur. Kurulan en eski milli kütüphane olduğu unutulmaması gereken bu kurum, bizler için övünülecek bir konuma sahiptir. Ülkenin en önemli kültürel olayları arasında yer alan bu kutlamaları ilk olarak 12. Hükümet başlatmıştır. Bundan önceki hükümetleri bu tarz bir faaliyette bulunduğuna şahit olmadık" ifadeleriyle ortaya koymuştur.[4] Pasdar ayrıca, bu kutlamalara gösterilen ilgili artırmaya çalıştıklarını da sözlerine eklemiştir. Pasdar’ın, Hasan Ruhani hükümetinden önce bu tarz bir faaliyetin düzenlenmediği yönündeki ifadeleri kuşkusuz iç politikaya dönük bir mesajdır. Program kapsamında İSNA Haber Ajansı'na röportaj veren Milli Kütüphane’nin eski Yazma Eserler Bölümü Müdürü 88 yaşındaki Mehdi Muhakkik de 80. Yıl Kutlamalarının önemine değinmiş ve bir akademisyen olan Cumhurbaşkanı Ruhani'nin kütüphanelere daha çok ilgi göstereceği yönündeki ümidini paylaşmıştır.[5]

Kutlama programı, 24 Şubat Cumartesi günü, Milli Kütüphane'nin eski binası, Meclis ve Tahran Üniversitesi'nin yanı sıra, kurumun içlerinde Meşhed'deki Âstân-i Kuds-i Rezevî Kütüphanesi ve Kum'daki Ayetullah Meraşî-i Necefî Kütüphanesi’nin de bulunduğu 12 taşra şubesinde ayrı açılışı yapılan "Milli Kütüphane ile 80 Yıl" sergisiyle başlamıştır. Bu vesileyle, İran İslam Devrimi Milli Kütüphane ve Arşivler Kurumu Başkanı Eşref Brucerdî de bir basın toplantısı düzenlemiştir. Brucerdi, Milli Kütüphanesinde İranlı ilim adamlarının ülkeye yadigâr bıraktığı birçok kaynağı ve yazılı eseri koruduklarını belirterek kurumun manevi değerine ve önemine atıfta bulunmuştur. Kütüphanenin faaliyetlerinden de bahseden Brucerdî, değerli nadir kitapların yurt dışına çıkarılmasını önlemek ve çıkan eserleri Milli Kütüphane'ye tekrar kazandırmak maksadıyla kitap alımları için devletin 20 milyar Tümen (yaklaşık 5.4 milyon dolar) bütçe ayrıldığını ve bu sayede şimdiye dek birçok değerli eserin ülkede tutulduğunu ifade etmiştir. Kutlama programlarına yabancı ülke temsilcilerinin de katılacağını belirten Brucerdi, devletin program vasıtasıyla oluşturulmak istediği kültürel etkinin dış dünyada de arzulanan etkiyi meydana getirmesi için çalıştıklarını söylemiştir.[6] Kütüphanecilik alanında uluslararası bir üne sahip olan Uluslararası Kütüphane Dernekleri ve Kurumları Federasyonu Başkanı Gloria Perez-Salmerón’un programın icracısı sıfatıyla Tahran'a davet edilmesini bu amaca yönelik bir adım olarak değerlendirmek gerekmektedir. 

Programın takip eden günlerinde ise kütüphanelerdeki değerli eserler sergilenmiştir. Örneğin, 25 Şubat 2018 Pazar günü 12 ciltlik “Gâm be Gâm bâ İmam Musa Sadr / İmam Musa Sadr ile Adım Adım” eseri, Kültür ve İslamî İrşad Bakanı Seyyid Abbas Salihî'nin katılımıyla ziyaretçilere açılmıştır. Bunun yanında, Arşivler ve Milli Kütüphane Kurumu binasında “Evrâk-i Zerrîn / Altın Varaklar” sergisi yapılmıştır. Etkinlikleri, 28 Şubat, Çarşamba günü, “İran-zemîn” adlı ansiklopedik eserin ve yine aynı gün Türk tarihi için mümtaz bir yere sahip olan “Camiu't-Tevârîh” adlı meşhur eserin Tahran'daki Gülistan Sarayı'nda yer alan nüshasının on gün süreyle ilk kez sergilenmesiyle devam etmiştir. Camiu't-Tevârîh'in UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne kaydedilmesi vesilesiyle ayrıca bir merasim de gerçekleştirilmiştir. Yine Gülistan Sarayı'nın envanterinde tutulan Firdevsi'nin “Şahname” adlı eserinin bir nüshası olan Baysungur Şahnamesi ve Nizamî'nin “Hamse” eseri de Camiu't-Tevârîhle beraber sergilenen eserler arasında yer almıştır.[7] Gülistan Sarayı'nda icra edilen bu program aynı zamanda kutlamaların son ayağını teşkil etmiştir.[8]  

Kutlamalar ve İç Siyaset

Kutlamalar dahilinde 26 Şubat 2018 Pazartesi günü Milli Kütüphane'de de bir etkinlik düzenlenmiştir. Eşref Brucerdî, Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangirî ve Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Ali Ekber Salihî gibi önemli isimlerin katıldığı programda verilen siyasi mesajlar, dikkatleri bu etkinlik üzerine çekmiştir. Brucerdî konuşmasında, kütüphane kültürünün İran’da kadim bir geçmişe sahip olduğunu ve 1937 yılında kurulan Milli Kütüphane'nin esasen uzun bir geçmişin parçası bulunduğunu ortaya koymak amacıyla sık sık tarihe atıfta bulunmuştur. Brucerdî’nin şu ifadeleri İran İslam Cumhuriyetinde zaman zaman tartışma konusu olan İslam öncesi geçmişe ilişkin dikkat çekici unsurlar içermektedir: "İran, kadim tarihi ve binlerce yıllık medeniyetiyle beraber aynı zamanda kitap ve kütüphanecilikte de kadim bir geçmişe sahiptir. 2500 yıl önce Ahamenişler zamanında Taht-ı Cemşid’de [Persopolis] bir kütüphane kurulmuş olması ve antik dünyanın en büyük kütüphanesi sayılan Cund-i Şapûr Kütüphanesi'nin varlığı, İran'da kitap ve kütüphanenin sahip olduğu yüksek mertebeyi göstermektedir".[9]

Toplantıya katılan İshak Cihangiri ise konuşmasında, kütüphaneler gibi kültürel kurumların halkı ülkesine ve onun değerlerine bağlayan rolüne vurgu yapmıştır. Cihangiri’ye göre, İran’da devlet-toplum diyaloğunun yeniden tesisi için Milli Kütüphane, halk, aydınlar ve hükümet mercilerinin bir araya gelerek diyalog kurduğu bir alan olarak kullanılabilir. Cihangiri'nin bu sözleri Aralık 2017 protestoları dikkate alındığında daha anlamlı hale gelmektedir. Ruhani hükümeti, bu protestoların ortaya çıkardığı riskleri hafifletmek için ülkenin tarihsel ve kültürel zenginliğine vurgu yapan faaliyetlerle kamuoyunda ülkenin değerlerine bağlılık hissini güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Kuşkusuz Milli Kütüphanesi kuruluş yıldönümü vesilesiyle yapılan kutlamaların bu amaca hizmet etmesi de hedeflenmiştir.   

Sonuç:

Etnik, dini ve diğer alanlarda meydan okumalarla karşılaşılan bir dönemde İran devleti, ülke içinde kültürel birliği vurgulamak, dünya çapında ise ülkenin diplomatik prestijini artırmak için kültürel hazinesini devreye sokmaktadır. Kutlamalar kapsamındaki etkinliklerin kamuya açık olmasının ve yabancı ülkelerin büyükelçilerinin de bu etkinliklere davet edilmesinin bir amacı da budur. Diğer yandan, Milli Kütüphane'nin 80. yıldönümü kutlamalarının bu yıl asıl kuruluş ayı olan Ağustos yerine şubat ayında yapılması tesadüf değildir. Nitekim, İran devletinin genel anlamda kültürel etkinlikleri şubat ayı içerisinde toplamayı amaçladığı görülmektedir. Zira bu ay, Ayetullah Humeyni'nin sürgünden ülkeye geri döndüğü (1 Şubat) ve İran İslam Cumhuriyetinin ilan edildiği (11 Şubat) aydır. Devletin şubat ayı içerisinde icra ettiği kültürel etkinliklere Fecr Festivali kapsamındaki kitap, şiir, sinema ve tiyatro ödül törenleri örnek gösterilebilir. İran, söz konusu kültürel faaliyetleri birer kamu diplomasisi aracı olarak kullanarak iç ve dünya kamuoyuna Devrimin kültürel başarılarını duyurma istemektedir. Brucerdi'nin 26 Şubat 2018'deki programda gerek geçmişte gerekse de günümüzde İran’da kültüre verilen önemi öne çıkarması devletin bu yönde oluşturmak istediği kamu algısının dile getirilmiş halidir.


[1] http://nlai.ir/asasnameh (Erişim tarihi 28.02.2018)

[2] Kurtuluş, R. (2001). "Kacarlar" DİA (c. 24, sayfa: 53-54). s.54

[3] http://nlai.ir/tarikhcheh (Erişim tarihi 28.02.2018)

https://www.isna.ir/news/96120904585 (Erişim tarihi 28.02.2018)

http://www.hamshahrionline.ir/details/60085 (Erişim tarihi 28.02.2018)

[4] http://www.farsnews.com/newstext.php?nn=13961110000645 (Erişim tarihi 27.02.2018)

[5] https://www.isna.ir/news/96120602782 (Erişim tarihi 01.03.2018)

[6] https://www.isna.ir/news/96120502099 (Erişim tarihi 01.03.2018)

[7] https://www.isna.ir/news/96120602783 (Erişim tarihi 01.03.2018)

[8] http://www.irna.ir/fa/News/82844134 (Erişim tarihi 26.02.2018)

[9] https://www.isna.ir/news/96120703189 (Erişim tarihi 26.02.2018)