İran’da Korona Salgını

İran’da Korona Salgını
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

Çin’in Wuhan şehrinde Aralık 2019’da ortaya çıkan koronavirüs; resmî adıyla COVID-19, Dünya Sağlık Örgütü’nün ilan ettiği güncel rakamlara göre dünya genelinde 2009 kişinin ölümüne yol açtı ve bu sayı her geçen gün artmaya devam ediyor. Bugün Çin’in haricinde 25 ülkeyi etkisi altına alan salgın sebebiyle hastalığa yakalananların sayısı 80 bine yaklaştı. Bütün dünyada korku ve panik hâli yaratan koronavirüs krizinin, 19 Şubat Çarşamba günü itibarıyla İran’a da sirayet ettiği görülmektedir.

Korona salgınının şiddetlendiği ve diğer ülkelere yayılmaya başladığı geçtiğimiz ocak ayından beri İran’da gribe dayalı birçok ölüm vakası koronavirüs ile ilişkilendirilmişti. İran Sağlık Bakanlığı yetkilileri ise bu iddiaları sürekli biçimde yalanlamıştı. Nitekim İran’da koronavirüs haricinde var olan diğer birçok grip türünden dolayı ölüm hadiseleri yaşanmıştı. Hastalığın yayıldığı günlerde Çin’den İran’a gelen turistlerin salgının ortaya çıktığı Wuhan şehrinden olmadığı, Wuhan şehrinde kalan 12 İran vatandaşının da ülkeye getirildikten sonra karantina altına alındığı ve yapılan incelemeler sonucunda sağlık durumlarının iyi olduğuna yönelik açıklamalar kamuoyunda endişeleri bir süre için hafifletmişti. Virüsün İran’da görülme ihtimaline karşı Sağlık Bakanlığı Hastaneler Genel Müdürü tarafından ocak ayından itibaren uyarılar yapılmış ve ülkenin sağlık yönetimi, söz konusu tehditle mücadele konusunda hazırlıklı olmaya çağırılmıştı. Bunun üzerine Sağlık Bakanlığı söz konusu krize karşı hazır olduklarını, alınan önlemler dâhilinde Tahran’ın Şüheda-yı Yaftabad Hastanesi’nin koronavirüse bağlı vakaların teşhis ve tedavisi için merkez olarak belirlendiği bilgisini kamuoyuna duyurmuştu.

Bir süredir İran kamuoyunu meşgul eden virüsün İran’da olup olmadığı mevzuu üç gün önce Sağlık Bakanlığı İletişim Merkezi ve Halkla ilişkiler Başkanı Dr. Kiyanuş Cihanpur’un açıklamasına göre İran’ın Kum şehrinde 2 kişide koronavirüs tespit edilmesi ile kesinleşmiş oldu. Sağlık Bakanı Yardımcısı, 19 Şubat Çarşamba günü yaptığı bir açıklamayla koronavirüs tespit edilen kişilerin öldüğüne ilişkin bilgiyi kamuoyuna duyurdu. Bu kişiler İran’da koronavirüsten yaşamını yitiren ilk kişiler olarak resmî kayıtlara geçti ve böylece İran koronavirüs görüldüğü ülkeler listesine girdi. Sağlık Bakanı Said Nemeki’nin 20 Şubat Perşembe günü açıkladığı son rakamlara göre 24 kişi koronavirüs şüphesiyle hastanelere kaldırıldı. 21 Şubat günü vefat eden iki kişi ile birlikte koronavirüsten ölenlerin sayısı 4’e yükseldi. Resmî yoldan açıklanan olayların yanında sosyal medya yoluyla birçok asılsız olayın kısa sürede yayılması kamuoyunda bir panik ortamının oluşmasını kaçınılmaz hâle getirecektir. Bu sebeple Hükûmet Sözcüsü Ali Rebii, sosyal medyada dayanağı olmayan birçok haberin dolaşımda olduğu gerekçesiyle yalnızca Sağlık Bakanlığının açıklamalarına itibar edilmesi yönünde açıklama yapmak zorunda kaldı.

Dikkat çeken hususlardan biri de virüs vakasının ortaya çıktığı Kum şehrinde, bundan 3 hafta önce yine koronavirüsü şüphesiyle hastaneye birkaç kişinin sevk edilmiş olması ve şüpheli kişilerin koronavirüs değil B tipi inflüenzaya yakalanmış olduklarının belirtilmesidir. Eğer ortada bu hastalığın bahsedilen tarihlerden çok daha önce ortaya çıkmış ve sağlık makamlarının gerekli tedbirleri almamış olması gibi bir durum varsa hastalığın İran’da daha vahim sonuçlara sebep olacağı kesindir. Zira Kum şehri; Masume Türbesi ve Cemkeran Camii gibi dinî mekânlar nedeniyle birçok insanın ziyaret için gelip gittiği ve insan trafiğinin yoğun olduğu bir bölgedir. Bu durum virüsün İran’ın diğer şehirlerine önlem alınmadan önce yayılmış olması ihtimalini arttırmaktadır.

2019 Kasım ayından bu yana ülkede ambargolar yüzünden oluşan ekonomik sorunlar ve işsizlik nedeniyle başlayan sokak gösterileri, 2020 yılına girerken Kasım Süleymani’nin ölümü ve Ukrayna Hava Yolları’na ait bir uçağın İran tarafından yanlışlıkla düşürülmesi olaylarıyla birleşince halkta yönetime karşı büyük bir öfkenin birikmesine yol açmıştır. İran’ın birçok siyasi sorunla yüz yüze olduğu böylesi bir havada hükûmetin koronavirüsten kaynaklanan sağlık krizini nasıl yöneteceği sorusu büyük bir önem kazanmaktadır. Hükûmetin önünde söz konusu sağlık sorununun yeni bir siyasi bunalıma dönüşmemesi için aşması gereken ciddi bir sınav bulunmaktadır. Zira İran’ın farklı şehirlerinden yeni vakaların rapor edilmeye başlandığı bu panik ortamında hükûmetin yeni bir toplumsal infial yaratmadan söz konusu krizi kontrol altına alabilmesi ciddi bir zorunluluk hâline gelmiştir.