İran’da Koronavirüs Gölgesinde Tarım ve Gıda Sektörü

İran’da Koronavirüs Gölgesinde Tarım ve Gıda Sektörü
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

Dünyanın büyük bir bölümünü etkisi altına alan koronavirüs salgını, uluslararası ve yerel bazda olmak üzere birçok sektörü olumsuz yönde etkiledi. Bu sektörlerin başında tarım ve gıda sektörü gelmektedir. Özellikle salgın sürecinde hane halklarının yiyecek ve içecek temini konusunda telaşa kapılması, bazı gıda maddelerinin talebinin artmasına neden oldu. Ayrıca virüsün hızlı bir şekilde yayılabilme özelliği sebebiyle gıda güvenliği problemleri arttı. İran da koronavirüs salgınının tarım ve gıda sektörüne olumsuz etkilerinden nasibini alan ülkelerden biri. Bu durum sektörün hem talep hem arz hem de dağıtım süreçlerinde bazı aksaklıkların ve problemlerin doğmasına neden oldu. Bunun yanında koronavirüs salgını tarım ve gıda sektöründeki birçok problemin derinleşmesine veya tekrar nüksetmesine yol açtı.

İran’da Tarım ve Gıda Sektörü

İran’da tarım sektörü petrol-dışı sektörler arasında en gözde sektör olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle son yıllarda yapılan ihracata yönelik yatırımlar tarım sektörünün gelişmesine katkı sağlamış ve petrol-dışı ihracatta kayda değer seviyelere ulaşmıştır. 1398 yılı verilerine göre tarım ve gıda sektörü İran’ın ihracatının %13,2’sini oluşturmaktadır. Son on yıldaki büyüme verilerine göre de ambargo gölgesindeki sektör 1397 yılı haricinde kesintisiz olarak büyümüştür.

Grafik 1: Son 10 Yılda İran'da Tarım Sektöründeki Büyüme Oranları

Kaynak: İran Meclisi Araştırmalar Merkezi

1398 yılı verilerine göre İran ekonomisinde tarım sektörünün GSYİH içindeki payı yaklaşık %9’dur. İş gücünün yaklaşık dörtte biri tarım sektöründe istihdam edilmektedir.

İran bulunduğu coğrafya nedeniyle iklim ve toprak çeşitliliği bakımından oldukça zengindir. Bu çeşitliliğe rağmen coğrafi konumundan dolayı İran yıllık olarak tarımsal faaliyetler için oldukça az yağış almakta ve yağışların dağılımı düzenli olmamaktadır. Bu yüzden tarımsal üretim genelde ülkenin kuzeyindeki ve batısındaki yıllık yeterli ve düzenli yağış alabilen verimli arazilerde yapılmaktadır. Ancak İran'da tarım sektörü son on yıldır kuraklık sıkıntısı yaşamaktadır. Buna ilave olarak bu sektör geleneksel tarım yöntemleri; gübre kullanım uygulamalarındaki yanlışlık; toprak kalitesinin düşüklüğü; nadas süreleri ve tarım arazisinin kullanımı ile ilgili problemlerle karşı karşıyadır. Tarımsal faaliyetler, çoğunluğu oluşturan küçük araziler üzerinden yapıldığından ölçek ekonomisinden elde edilen fayda azalmakta ve tarımla uğraşan kesimlerin yoksulluğu artmaktadır. Ayrıca uluslararası ambargolar nedeniyle diğer sektörlerde olduğu gibi tarım sektöründe de teknoloji açığı vardır.

İran’da gıda sektörü tarım ile bağlantılı önemli bir katma değer alanıdır. İstihdama yaklaşık %16’lık katkısıyla ülkede önde gelen sektörlerden biri olan gıda sektörü bu bağlamda yüksek istihdam kapasitesi ile öne çıkmaktadır. Bu sektörün de diğer sektörler gibi en çok zorlandığı konu devlet desteğine rağmen uluslararası rekabet gücünün yetersizliği ve sektörün çeşitli standartlar açısından geride kalmasıdır.

Koronavirüs Salgınının Etkisi

Koronavirüs salgını İran’da tarım ve gıda sektörünü çeşitli kanallardan etkisi altına almıştır. Başta talep kanalı olmak üzere arz ve ticaret kanalları buna örnek olarak gösterilebilir. Buna ilave olarak İran Meclisi Araştırmalar Merkezinin tarım ve gıda sektörü üzerine yaptığı araştırmaya göre salgının kısa ve uzun vadeli olmak üzere en önemli etkisi fiyat ve üretim üzerinde olacaktır.

Tarım sektöründeki üretim ve fiyat üzerindeki olumsuz etkiler daha çok arz yani üretim tarafında ortaya çıkmış ve bu da fiyatları etkileyerek tarım sektörünün hasılatında düşüşe neden olmuştur. Her ne kadar azalan talep nedeniyle düşen fiyatlar olumlu bir hava oluşturuyormuş gibi gözükse de üreticiler bundan zararlı çıkmaktadır.

Hasılatta düşüşe sebep olan üç temel etken bulunmaktadır. Birincisi salgının hane halklarının tüketim rejimlerini değiştirmesidir. Özellikle karantina ve sokağa çıkma yasağı gibi kısıtlamalar hane halklarının konserve gibi dayanaklı gıda maddelerine talebini artırmış ve günlük tüketilen gıdalara olan talebi düşürmüştür. İkinci ise karantina nedeniyle ara veren sektörlerin tarım ve gıda malları alımını durdurmak zorunda kalmasıdır. Özellikle restoran, kafe ve otel gibi gıda hizmeti veren yerlerin karantina sürecinde gıda talepleri yok denecek düzeye gerilemiştir. Üçüncü ve son sebep daha çok İran’ın dış ticaretiyle ilgilidir. İran’da tarım ve gıda mallarının yaklaşık %90’ı komşu ve körfez ülkelerine ihraç edilmektedir. Bu ihracatın %50’sini Irak oluşturmaktır. Ancak salgın sebebiyle başta Irak olmak üzere komşu ülkeler ve diğer ticari ortaklar sınırlarını kapatmak zorunda kalmış ve ihraç edilecek tarım ve gıda malları iç piyasaya geri dönmüştür. Azalan talep ve artan arz fazlası nedeniyle mezkur mallarda ortaya çıkan fiyat düşüşleri tarım ve gıda sektöründe hasılatın azalmasına yol açmıştır.

Üretim tarafında elde edilen hasılat temel bir sorun olsa da üreticiler salgın ortamına has bazı durumlarla da karşı karşıya kalmıştır. Özellikle üreticiler tarım ve gıda mallarının emniyetini sağlamak adına bazı dezenfekte araç ve gereçleri ile gerekli olan iş gücünü temin etmekte zorlanmıştır. İran ayrıca salgının yarattığı telaş psikolojisi ile iç pazarda bulunmayan tarım ve gıda mallarını stoklamak üzere ithal etmiştir. Böylece artan ithalat ve azalan ihracat sonucunda tarım ve gıda ürünlerindeki dış ticaret açığı artmıştır.

Grafik 2: Tarım ve İşlenmiş Gıda Sektöründeki Dış Ticaret Açığı

Kaynak: İran Meclisi Araştırmalar Merkezi

Tarım ve gıda mallarına azalan talep sebebiyle düşen fiyatlar kendini enflasyon oranında da göstermiştir. Bunun en bariz örneği İsfend ayında gözlemlenmiştir. Yılın son ayı olan İsfend ayında hane halkları yeni yıl dolayısıyla harcamalarını artırdığı için bu ayın enflasyon oranı yüksek çıkmaktadır. Ancak salgının etkisiyle 1398 yılının İsfend ayında aylık enflasyon %2,2 olarak gerçekleşerek diğer yıllara oranla düşmüştür. Her ne kadar enflasyon oranı salgın nedeniyle düşme eğiliminde olsa da salgın sonrası oluşacak ekonomik konjonktürde hane halkları salgın sürecinde tükettiği mal harici mallara yöneleceğinden toplam talepteki ani artış İran’da enflasyonun yükselmesine sebep olacaktır.

Salgının bu sektör üzerinde bahsedilen etkilerine ilave olarak ambargolar gölgesinde oluşan risk ve güvensizlik ortamı, salgınının sektörlerde oluşturduğu belirsizlik ile birlikte yatırım ortamının oluşmasını da engellemiştir.
İran’ın gıda ihtiyacının %80’ini ve petrol-dışı ihracatın kayda değer kısmını karşılayan tarım sektöründe salgın sürecinde tüketimde %7,6 ve ihracatta %10’luk bir azalma gerçekleşmiştir. Bu ayda tarım sektörünün toplam zararı yaklaşık 3.950 milyar tümendir. Tarım sektörü üzerindeki zarar düşünüldüğünde ülkenin gerek dış gerekse iç ticaret için önemli bir artı değer kaynağını salgının verdiği zarardan kurtarmak gerekmektedir.

Salgın sürecinde ve sonrasında İranlı yöneticilerin üzerine düşen ve yapılması gerekli bazı işler var. Salgın sürecinde arz ve talep kanallarını korumak adına verimli ve kapsamlı destek programlarının uygulanması elzem. Böylelikle tarım ve gıda sektörünün zararları minimize edilebilir. Ancak bu tedbirler yeterli değil. Buna ilave olarak salgın sonrası her koşulda ülke içinde üretilemeyen tarım ve gıda ürünlerine alternatif bulunması son derece önemli. İran’ın ihracat yapacağı ülkeler de aynı şekilde tarım ve gıda ticareti üzerindeki konjonktürel bir şokla karşı karşıya kaldığı için tarım ve gıda ürünleri ihracatını azaltabilir. Bu sebeple tarım ve gıda sektöründe uluslararası standartların sağlanması ve sektörün daha rekabetçi bir hâle getirilmesi gerekiyor. Ancak ambargo ve salgın sebebiyle düşen petrol fiyatları nedeniyle İran mali bütçesinin gelir kalemlerindeki azalma, devletin salgın süreci ve sonrası dönemde bu politikaları tam kapasite ile gerçekleştirmesini epey güçleştirmektedir.