İran’da Kutsal Savunma Sineması ve Sorunları

İran’da Kutsal Savunma Sineması ve Sorunları
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

İran’da her yıl 22-29 Eylül /31 Şehriver-7 Mihr tarihleri arasında olduğu gibi bugünlerde de Defa’-ı Mukaddes/Kutsal Savunma olarak adlandırılan İran-Irak Savaşı’nın yıldönümü çeşitli etkinliklerle anılmaktadır. Irak Ordusunun İran’ın Basra Körfezi kıyısındaki Huzistan eyaleti topraklarına saldırısıyla başlayan ve 1980-88 arası, sekiz yıl kadar süren bu savaş, İran halkının topyekûn hâlde vatanlarını Irak güçlerine karşı savundukları bir mücadele olmuştur.

İran-Irak Savaşı’nın kültür ve sanat üzerindeki etkilerine bakıldığında savaşın büyük bir sinema sektörünü beraberinde getirdiği görülür. Kutsal Savunma Sineması denen bu sektör, cephede savaşın gidişatını anlatan ve cephe gerisindeki İran halkına moral vermek maksadıyla çekilen video kayıtlarıyla doğmuş, 80 ve 90’lı yıllarda peş peşe yayınlanan hamaset dolu ve kahramanlık hikâyeleriyle bezeli filmlerle kısa sürede bir çığ gibi büyümüştür. İran halkının savaş döneminde cephede ve cephe gerisindeki sivil yaşamda çektiği sıkıntıları dile getiren ve İran İslam Cumhuriyeti’nin kurucu ideolojik unsurlarının yoğun biçimde kullanıldığı bu filmler, toplumun savaş yılları ve savaş sonrası dönemde en çok izlediği filmler arasında yerini almıştır. Savaş yıllarında doğan Kutsal Savunma Sinemasının İran sinema tarihinde yaklaşık 40 yıllık bir maziye sahip olduğu söylenebilir.

Şah Dönemi sinemasını, Batı kültürünün İran toplumu üzerinde hegemonya kurmasını sağlayan bir araç olarak gören İslam Devrimi, sinemaya yeni bir kimlik kazandırmaya çalışmıştır. İslam Devrimi ile tesis edilmeye çalışılan yeni sinema anlayışında her sanatçının, eseriyle toplumu İslami bilgi ve devrimci değerleri kullanarak eğitmesi (bir anlamıyla irşat etmesi) görevi bulunmaktadır. Bu yeni sanat anlayışı Kutsal Savunma Sinemasının temelini oluşturmuştur. İran-Irak Savaşı’nın anlatıldığı Kutsal Savunma Sinemasında topluma vatanı sevmek, devrime ve devrim rehberine bağlılık, devrimi diğer yönetimler altında ezilen Müslümanlara ulaştırmak, Şii-İslam’ın değerlerine sadakat ve İran’ı bir millet şeklinde tasavvur etmek gibi dinî ve millî motifler işlenmiştir.

İran’da Kutsal Savunma Haftası kutlanırken Kutsal Savunma Sinemasının toplumu eğitici yönü siyasi çevreler tarafından yeniden hatırlanmakta ve başta Devrim Rehberi Ali Hamenei olmak üzere Kutsal Savunma Sinemasının ciddi bir yumuşak güç ve kamuoyu algısı yaratmada güçlü bir enstrüman olarak kullanılması gerekliliği her defasında yeniden gündeme getirilmektedir. Hamenei’nin, 2006 yılında sinema sanatçılarını ve yönetmenleri ağırladığı bir toplantıda sinemanın toplumu eğiten ve yeniden inşa eden yönüne atıfta bulan şu sözleri konuya örnek oluşturması bakımından önemlidir:

"Sizler bir nesli geleceğe karşı umutlu, istekli, kendine, İslam’ın değerlerine ve millî değerlere inanan bir nesle dönüştürebilirsiniz ve yine aynı şekilde sizler bir nesli utangaç, pişman, geçmişin, İslam Devrimi’nin ve kutsal savunmanın iftihar edilecek değerlerini sorgulayan bir nesle de dönüştürebilirsiniz."

Devrim Rehberi Eylül 2018’de Kutsal Savunma Haftasıyla ilgili başka bir programda sinema için “diplomatik silah” tabirini kullanmıştır. Ayrıca İran-Irak Savaşı’nda çarpışan askerlerin yaşamlarının anlatıldığı yeni filmlerin vizyona girmesi ve bu filmlerin yurt dışına ihraç edilmesi arzusunu dile getirmiştir. Hamenei, son olarak Ağustos 2019’da yaptığı konuşmada Kutsal Savunma Sinemasının günümüzde önemini yitirmeye başladığını, bu sektörün canlandırılması gerektiğini ve bunun için yeni bir kültürel plan hazırlanmasının şart olduğundan bahsetmiş, Kültür ve İslami İrşad Bakanlığı, İslami Propaganda Kurumu, Eğitim ve Öğretim Bakanlığı, Bilim Teknoloji ve Yüksek Öğretim Bakanlığı ve Radyo ve Televizyon Kurumunun ortak sorumluluk üstlenerek plana dâhil olmalarını istemiştir.

Bu noktada şunu belirtmek gerekir ki; Kutsal Savunma Sinemasının 80 ve 90’lardaki eski ihtişamlı günlerine kavuşmasına engel olan birçok sorun bulunmaktadır. Öncelikle Kutsal Savunma Sineması her zaman devletin desteğiyle ayakta duran bir sektör olmuştur. Zira savaş filmleri büyük bütçeler isteyen pahalı yapımlardır ve İran’da özel sinema bu masrafları tek başına karşılayacak durumda değildir. Ayrıca filmlerde kullanılan 80’li yıllara ait savaş teçhizat ve malzemeleri yalnızca askerî makamlardan temin edilebilmektedir.

Savaşın yaşandığı 80’li yıllarda ve henüz güncelliğini koruduğu 90’larda Kutsal Savunma Sineması propaganda amacıyla devletten gerekli mali desteği almış ve bu konuda çekilen filmler bu yıllarda büyük oranda artış göstermişti. Ancak bu filmler 2000’lerin başında hükûmetin politik öncelikleri arasından kalkmış ve devlet tarafından verilen ödenekler giderek azalmıştır. Bu durum ise 2000’li yıllardan sonra İran-Irak Savaşı’nı konu alan filmlerin sayısında düşüş yaşanmasına ve İran sinemasındaki payının azalmasına neden olmuştur.

Kutsal Savunma Filmlerinin Sayısı ve İran Sinemasındaki Payı (Yıllara Göre)

Yıllar 1985-1991 1991-2001 2001-2011 2011-2019
Kutsal Savunma Filmleri 35 110 86 36
Gösterime Giren Tüm Filmler 293 697 741 944
Kutsal Savunma Filmlerinin Sinema Endrüstrisindeki Payı %12 %16 %12 %4

Sektörü yeniden canlandırmak için 2014 yılında bazı adımlar atılmaya başlanmış, Sanat ve Kutsal Savunma Sineması İşleri Kurumu adıyla müstakil bir yapı oluşturulmuştur. Tek bir kurum altında faaliyetlerini yürütmesi kararlaştırılan Kutsal Savunma Sinemasının kendine ait bir bütçeye sahip olması ve film yapımlarına daha çok mali ve teknik destek sağlanması amaçlanmıştır. Kurumun kendisi de ayrıca savaş hakkında belgesel türünde eserler hazırlamaktadır.

Kutsal Savunma Sinemasının son yıllarda karşı karşıya kaldığı en büyük problem, aslında İran’da tüm sektörleri olduğu gibi sinema sektörünü de durgunluğa iten ABD ambargolarıdır. Ağustos 2018’de başlayan ve Kasım ayından itibaren şiddetini artıran ABD ambargoları her ne kadar sinema sektörünü kapsamasa da İran sineması da bu yaptırımlardan payını almaktadır. Ambargolar nedeniyle hazine gelirleri azalan devlet, kültürel projelere para aktarmaktan çekinmektedir. Bunun yanında ambargo ile İran’da ciddi bir döviz kuru artışı ve enflasyon yaşanmakta bu da film prodüksiyon maliyetlerini artırmaktadır. Film şirketleri ve yönetmenler de artan masraflardan dolayı yeni prodüksiyonlardan kaçınmaktadır. Son yıllarda sinema sektöründe gösterime giren film sayılarına bakıldığında 2017’de 169 olan film sayısının %31’lik azalışla 2018’de 116 filme düştüğü görülmektedir.

Hükûmetlerin kutsal savunma filmlerine verdiği desteğin azalmasında seyircinin beklenen ilgiyi göstermemesi de etkili olmuştur.

Kutsal Savunma Filmlerine Giden Seyirci Sayısı (Yıllara Göre)

Yıllar Film Sayısı Seyirci Sayısı
1985-1991 35 53.968.409
1991-2001 110 64.786.092
2001-2011 86 15.392.827
2011-2019 36 5.944.836

Seyircinin bu tür filmlere artık rağbet etmemesinin üç nedeni olabilir. Bunlardan ilki kutsal savunma filmlerindeki bayağılık ve kalitenin düşüklüğüdür. İstisnalar elbette mevcuttur ancak genel anlamda bu tür filmlerde yer alan kahramanlar aşırı yüceltilmekte, genellikle askerî konular işlenmekte ve hamaset dışında diğer insani değerler yeteri kadar işlenmemektedir. İkinci neden ise ekonomiktir. Ambargolar nedeniyle geliri ve alım gücü zayıflayan halk, nispeten kolay vazgeçilen bir unsur olan kültürel faaliyetlerden elini çekerek sinemadan uzaklaşmaya ve bunun yerine korsan satıcılara yönelmeye başlamıştır. Üçüncü etkenin siyasi olduğu söylenebilir. İran’da bazı kesimler son yıllarda ekonominin kötü gidişatı nedeniyle hükûmete ve hatta rejime karşı tepki göstermektedir. Bu tepkinin somut biçimini son yıllarda rejimi hedef alan sloganların atıldığı sokak gösterilerinde görmek mümkündür. Halkın bu tepkisinden dolayı rejimin övüldüğü ve propagandasının yapıldığı bu tür filmlere gitmemeyi tercih etmesi doğaldır.

Rejimin son yıllarda giderek artan bir şekilde sorgulanması, siyasi otoritenin başta Devrim Rehberi’nin Kutsal Savunma Sinemasını yeniden canlandırılmasını istemesine neden olmuştur. İran İslam Cumhuriyeti, rejimin kurucu değerlerini topluma özellikle genç nesillere bu tür filmler aracılığı ile yeniden kazandırmak çabası içerisindedir. ABD tarafından İran’a askerî müdahale ihtimalinin gündemi sıkça işgal ettiği bugünlerde vatan savunması ve direniş erdemlerinin yüceltildiği Kutsal Savunma Sineması'nın ihya edilmeye çalışılması bir tesadüf değildir.