İran’dan Türkiye’nin Baraj Faaliyetlerine Yönelik Suçlamalar

İran’dan Türkiye’nin Baraj Faaliyetlerine Yönelik Suçlamalar
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, 10 Mayıs Salı günü gerçekleşen Meclis özel oturumunda, Türkiye’nin sınıraşan sular üzerindeki baraj faaliyetlerine yönelik gelen bir sorunun ardından Türkiye’nin faaliyetlerini sert bir şekilde eleştirerek çeşitli ithamlarda bulundu. Dışişleri Bakanı’nın, Türkiye’nin baraj faaliyetlerini “kabul edilemez” olarak ilan ettiği ve bu faaliyetlere karşı çıktığını ifade ettiği açıklamalarında; Türkiye’nin sınıraşan sular üzerindeki baraj faaliyetlerinin, İran halkı ve bölge için sorunlar yarattığı iddia edildi.

Abdullahiyan açıklamalarında konuya ilişkin olarak Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’yla son sekiz ayda üç görüşme yaptığını ifade etmiş İran’ın, Türkiye’nin sınıraşan sular üzerindeki baraj faaliyetlerini onaylanmadığını ve Aras Nehri üzerindeki baraj inşalarına ilişkin endişelerini dile getirdiğini belirtmiştir. Türkiye ile İran arasında su iş birliği konusunda ikili bir anlaşmanın bulunmadığını ancak dört ay önce önemli bir adım olarak Türkiye ile bir “Ortak Su Komitesi” oluşturulması konusunun dile getirildiğini söylemiştir. Türkiye’nin, uluslararası mekanizma eksikliğini, İran ve Irak’ta çevre koşullarını değiştirmek için kullanmasına izin verilmemesi gerektiğini öne süren Abdullahiyan, Türkiye’nin baraj projelerinden hem İran’ın hem de Irak’ın zarar gördüğünü iddia etmiş ve Irak hükûmetiyle sürekli temas hâlinde olduklarını belirtmiştir. Açıklamasında son olarak “Türk yetkililer baraj inşalarının dağlık bölgelerde ve hidroelektrik üretimi için yapıldığına dair güvence verdi.” ifadelerini kullanan Abdullahiyan, Türk heyetinin konuyla ilgili yasal ve siyasi anlaşmaları takip etmek için yakında İran’ı ziyaret edeceğine değinmiştir.

Bakan’ın ilgili ifadelerinin, geçen hafta mevkidaşı Çavuşoğlu ile gerçekleşen telefon görüşmesinin ardından, İran ile Türkiye arasında çevrenin korunması ve su kaynaklarının yönetimi konusunda iş birliğine vurgu yapıldığı ve ilgili konuları ele almak ve sorunları çözmek hedefiyle “Ortak Su Komitesi” oluşturarak ikili iş birliğini hızlandırma gerekliliğine yönelik resmî açıklamaların hemen ardından gelmesi ise dikkat çekicidir. İran’dan Türkiye’nin baraj faaliyetlerine yönelik suçlamalar uzun zamandır düzenli bir şekilde devam etmektedir. 19 Mayıs 2020'de faaliyete geçen Ilısu Barajı ve HES özellikle Kasım 2021’de İran basınında oldukça geniş bir yer bulmuş ve ciddi ithamlar üzerinden bir kamuoyu yaratılmaya çalışılmıştır.

Türkiye’nin resmî sınıraşan su politikası; hakça, makul ve optimum su kullanımı ve önemli derecede zarar vermeme prensipleri üzerine inşa edilmiştir. Türkiye kıyıdaş ülkelerle iş birliğine odaklanan bir politika süreci yürütmektedir. İddiaların aksine Türkiye, Irak ile uzun süredir iş birliği süreci yürütmekte ve çeşitli ortak eylem planları geliştirmektedir. Bugün İran, dünyada en çok baraj faaliyetinde bulunan ülkelerden biridir. Irak’a akan nehirler üzerindeki baraj faaliyetleri nedeniyle iki ülke arasında bir çözüme kavuşturulamayan anlaşmazlıklar yaşanmaktadır. Irak, İran’ın kendi topraklarından doğup Irak’a akan nehir sularını büyük oranda keserek ülke içine, diğer havzalara transfer etme şeklinde gerçekleşen sınıraşan sular üzerindeki faaliyetlerini uluslararası yasaları ihlal etmek olarak tanımlamıştır. Irak Su Kaynakları Bakanı’nın birkaç gün önceki demecinde de bu vurgu tekrarlanmıştır. Irak, İran’ı aralarındaki su krizini çözemediklerini ve diplomatik çabaları engelleyen anlaşma yöntemleri nedeniyle son çare olarak Uluslararası Adalet Divanına şikâyette bulunacağını çeşitli resmî kanallar aracılığıyla zaman zaman ifade etmiştir.

İran son yıllarda kötü su kaynakları yönetimi ve iklim değişikliği ile uyumlu politikaların yetersiz olmasından dolayı ülke çapında çeşitli olumsuzluklar yaşamaktadır. Özellikle su sorunlarından kaynaklı geniş halk kitlelerine ulaşan ve hükûmetin sert müdahalesiyle sonlanan protestolar bunların önemli bir örneğidir. Ülkenin su sorununa karşı kalıcı bir çözüm üretememesi aksine sorunların çözümü için Türkiye’nin sınıraşan su politikalarını sert söylemler, suçlamalar ve ciddi ithamlar üzerinden hedef gösterme çabaları, sorunu çözmeyeceği gibi ikili ve bölgesel iş birliğine de zarar verecektir.