İran’ın Yabancı Para Rezervleri Eriyor

İran’ın Yabancı Para Rezervleri Eriyor
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

İran Merkez Bankası Başkanı Abdulnasır Himmeti bir sosyal medya platformunda, Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından hazırlanan bir raporda, İran’ın sahip olduğu yabancı para rezervi miktarıyla ilgili yapılan tahminle ilgili sert bir tepkide bulundu. IMF’nin Orta Doğu ve Orta Asya ülkelerine odaklanan raporunun istatistik ekinde sunulan tabloya göre 2020 yılının sonu itibarıyla İran’ın sahip olduğu gayrisafi döviz rezervi miktarının 4 milyar ABD doları düzeyine gerilediği gözlemleniyor. IMF raporuna göre İran’ın 2017-2022 yılı sonrası gayrisafi yabancı para rezervi ve önümüzdeki iki yıla yönelik beklenti, Grafik 1’de gösterilmektedir. Grafik 1’e göre ABD’nin Kapsamlı Ortak Eylem Planı’ndan (KOEP) çekildiği 2018 yılında, İran’ın rezerv miktarı 122 milyar ABD doları düzeyindeyken yaptırımların devreye girmesi ile rezervlerin çok hızlı bir şekilde azaldığı; 2019 yılı sonunda 12,4 milyar ve 2020 yılı sonunda 4 milyar ABD doları düzeyine gerilediği gözlemleniyor. Önümüzdeki iki yıl, durumun bir nebze toparlanacağı ve rezervlerin sırasıyla 2021 yılında 12,2 ve 2022 yılı sonunda 21 milyar ABD doları seviyesine yükseleceği tahmin ediliyor.

Donald Trump tarafından İran’a uygulanan “maksimum baskı” politikası her ne kadar beklenilen siyasi sonuçları üretmemiş olsa da bu politikanın, ülkeyi ekonomik cepheden sarstığı söylenebilir. Son 3 yılda İran ekonomisi hızla mevzi kaybetti ve ülkede ekonomik hayat giderek kötüleşti. Geçtiğimiz yılın ilk aylarında ülke ekonomisinde hafif bir toparlanma emareleri gözlemlenmişti. Ancak koronavirüs salgınının Mart 2020’den itibaren ülkeyi etkilemeye başlaması ve takip eden dönemde uygulamaya konulan kapanma tedbirleri, ekonomik bağlamda iyiye gidişe yönelik cılız sinyallerin de sönmesine neden oldu. Küresel anlamda salgın sonrası alınan kapanma tedbirleri ve birçok ülkede bu tedbirlerin uygulanmasıyla küresel petrol talebinin azalması ve bununla birlikte petrol üreticilerinin, petrol üretimi kısıntısı konusunda anlaşamamaları, petrol fiyatlarının tarihî seviyelerde düşmesine neden oldu. Petrol fiyatlarının düşük olması ve ayrıca İran’ın petrol ihracatının yaptırımlar nedeniyle eskiye oranla %70-80’lere varacak düzeyde düşmesi, döviz rezervlerindeki azalmayı hızlandırdı.

İran’ın sahip olduğu rezervin ekonomi güvenliği bağlamında tehlikeli bir alanda olduğu söylenebilir. Gerek işletmeler bağlamında gerekse de ülkeler için genel olarak bir firmanın (ülke), hiç hasıla (döviz kazandırıcı gelir) elde etmese dahi en az 6 ay işletmenin giderlerini (yabancı döviz gereksinimi, ithalat vs.) karşılayacak düzeyde işletme sermayesi (yabancı rezerv) bulundurması tavsiye edilmektedir. Bu bağlamda şu an sahip olunan rezerv miktarının, 2019 yılı toplam ithalatı 35 milyar ABD dolarının yarısı olan 17,5 milyar ABD dolarının altına düştüğü gözlemlenmektedir. Ekonomi güvenliği bağlamında mevcut tablo kötü görünmektedir.

Grafik 1: İran’ın Gayrisafi Yabancı Rezerv Miktarı (Milyar ABD Doları)

Kaynak: IMF (2021).

 

IMF’nin bu raporundan sonra konuyla ilgili birçok yazı yazıldı. İnternet üzerinden yayın yapan Radio Farda, IMF raporunda sunulan rezerv rakamına yönelik bir analiz yazısı yayımladı. Radio Farda’da yayımlanan analize göre aslında İran’ın toplam rezerv miktarı 2020 yılında 40 milyar ABD doları düzeyine geriledi. Ancak 40 milyar ABD doları değerindeki rezervlerin yaklaşık 36 milyarlık kısmı yaptırımlar nedeniyle üçüncü ülkelerde bloke edilmiş durumda. Diğer bir şekilde ifade edilecek olunursa İran’ın toplam rezerv miktarı “malik” olma bağlamında 40 milyar ABD doları olsa dahi İran, bu paranın ancak 4 milyar dolarlık kısmını kumanda edebiliyor.

Himmeti, bu raporda yer alan rakamların gerçeği yansıtmadığını belirtti. Ancak herhangi bir detaylı bilgi de sunmadı. Esfandyar Batmanghelidj tarafından kaleme alınan diğer bir analiz daha farklı bir tablo sunuyor. Batmanghelidj, İran Merkez Bankası tarafından sunulan rakamları esas alarak rezerv miktarı ile ilgili bir çıkarım yaptı (bk. Grafik 2). İran Merkez Bankasınca sunulan yabancı rezervlerdeki değişim verileri dikkate alınarak Batmanghelidj tarafından yapılan hesaplamaya göre 2017-2020 (İran takvim yılı bağlamında 1395-1399) arası 4 yıllık dönemde, İran’ın gayrisafi yabancı rezerv miktarında kayda değer bir azalma gözlemlenmektedir. Belirtilen dönem, kısmen yaptırımların olmadığı dönemi kapsamasına rağmen 4 yıllık süreçte net rezervlerdeki erime 6,5 milyar ABD doları düzeyindedir. Yaptırımların ağır bir şekilde hissedildiği 1398 ve 1399 yıllarında kümülatif olarak ciddi bir değişim gözlemlenmemektedir.

Grafik 2: İran’ın Gayrisafi Yabancı Rezervindeki Değişim (Milyar ABD Doları)

Kaynak: Esfandyar Batmanghelidj tarafından İran Merkez Bankası verilerine dayanılarak hazırlanmıştır.

 

İran ile ilgili önemli bir sorun, ekonomik verilerin ve özellikle de stratejik verilerin İran Devleti tarafından sunulmaması, bilerek gizlenmesi ya da kafa karıştıracak şekilde farklı rakamlar verilmesi şeklinde kendini göstermektedir. Bu “karartma politikası”, güvenlikçi çerçevede çeşitli şekillerde savunulabilir. Net rakamların sunulmaması nedeniyle İran ekonomisi ile ilgili hazırlanan raporlarda genelde birtakım varsayımlara dayanılarak tahminler yapılmaktadır. Bu yüzden aynı değişkenle ilgili farklı kurumların hazırladığı raporlarda inanılması güç farklılıklar oluşmaktadır. Yukarıdaki analizlerden de anlaşılacağı gibi IMF tarafından hazırlanan rapora göre İran, son 3 yılda kabaca 80 milyar ABD doları rezervini kaybetmiştir. Ancak İran Merkez Bankası verilerine dayanılarak yapılan hesaplamaya göre döviz rezervlerinde ciddi bir azalma olmamıştır.

İran Ticaret, Sanayi, Maden ve Tarım Odası tarafından hazırlanan bir rapora göre geçtiğimiz 3 yılda İran’dan, İran vatandaşlarınca üçüncü ülkelere gayrimenkul almak ve iş yeri açmak için çıkarılan para miktarının 100 milyar ABD doları civarında olduğu söylenmektedir. Gerek Türkiye gerekse de Birleşik Arap Emirlikleri’nde İran vatandaşlarının çok sayıda gayrimenkul konut aldıklarına yönelik son birkaç yıldır çok sayıda haber yapıldığı ayrıca altı çizilmesi gereken bir konudur. İran Meclisi Araştırma Merkezi tarafından yapılan diğer bir araştırmaya göre yaptırımların devreye girmesini takip eden bir yıllık süreçte, İran’dan 39 milyar ABD doları değerinde sermaye çıkışı olduğu ifade edilmektedir. Buna ilave olarak İran’ın IMF’den salgınla mücadele amacıyla borç para istemesi (ve bu isteğinde ısrar etmesi), fonların dondurulduğu bazı ülkelerden fonların en azından bir kısmının serbest bırakılması için görüşmeler yapması ve diplomasi dışı yollara başvurması (örneğin Güney Kore’ye ait bir geminin alıkonulması) döviz rezervlerinde ciddi düzeyde azalmaya işaret etmektedir. Ülkede son 3 yılda ithalatta hissedilir düşüşe rağmen bu dönemde petrol ve diğer ihraç kalemlerinin gelirlerinde azalma neticesinde anılan dönemde ticaret açığı gözlemlenmiştir. Bunun yanında ülkeden yabancı yatırımcıların çekilmesi ve İran vatandaşlarının eliyle hatırı sayılır düzeyde sermaye çıkışı, yabancı para rezervinde önemli düzeyde azalma olduğu yönündeki şüpheleri kuvvetlendirmektedir.

Yukarıda verilen rakamlar arasındaki ciddi uçurum dikkate alındığında ortaya sağlıklı bir tablo koymak kolay değil. Maksimum baskı politikasının İran ekonomisinde ağır tahribat yarattığı kesin. Son 3 yılda millî gelir, ihracat, enflasyon, döviz kurları ve diğer birçok değişkenle ilgili gelişmeler ekonomik anlamda kötüye gidişe işaret ediyor. Yaptırımların bu denli zorladığı ülkede diğer ekonomik göstergelerde olduğu gibi döviz rezervlerinde de hissedilir bir kötüye gidişi tahmin etmek güç olmasa gerek.