İran’ın Yargı Başkanı Sadık Laricani Yaptırım Listesine Alındı

İran’ın Yargı Başkanı Sadık Laricani Yaptırım Listesine Alındı
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

ABD Başkanı D. Trump, 11 Ocak Cuma günü Nükleer Anlaşmaya tekrar onay verdiğini açıkladı. Seçim kampanyalarından itibaren bu anlaşmaya karşı olduğunu söyleyen Trump, Beyaz Saray’a yerleştikten sonra da bu tutumunu değiştirmemişti. 2017 Ekim ayı ortasından itibaren, Trump’ın ülkesini anlaşmadan çekeceği yönünde tartışmalar başlamıştı. Ancak ekibinden bazı güçlü isimlerin aksi yöndeki görüşleri nedeniyle Trump’ın böyle bir hamle yapmayacağı son günlerde belirginleşmişti. Dolaysıyla Trump’ın cuma günü yaptığı açıklama sürpriz olarak değerlendirilmemelidir.

Ne var ki Trump’ın bu kararının ardından ABD’den dikkat çekici bir hamle geldi. ABD Hazine Bakanlığına bağlı Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi, İran'da insan hakları ihlalleri, sansür ve silahlanma faaliyetlerine destek verdiği gerekçesiyle14 kişi ve kuruluşun yaptırım kapsamına alındığını açıkladı. Aralarında İran’ın Sanal Ortam Yüksek Konseyi, Siber Ortam Ulusal Merkezi, Devrim Muhafızları Siber ve Yazılım Savunma Kurumu, İran Uçak Sanayii ve Recaişehr cezaevi ve bu cezaevinin müdürü gibi önemli İranlı isim ve kurumları da barındıran listede kuşkusuz en dikkat çeken isim İran Yargı Başkanı Sâdık Laricani oldu.

Nitekim İran Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, İran’ın Nükleer Anlaşmanın sınırları dışında hiçbir yükümlüğü üstlenmeyeceği ve bu anlaşmayı herhangi bir şekilde yeniden müzakere etmeyeceği vurgulandı. Açıklamada ayrıca ABD’nin Laricani kararının “tüm kırmızı çizgileri aştığını” savunuldu ve İran’ın buna güçlü bir tepki vereceği belirtildi.

ABD’nin yaptırımlar listesine eklediği şahıs ve kurumlarla ilgili bu kararının son dönemde İran içerisinde yaşanan gelişmelerle ilişkili olduğu görülmektedir. 2017’nin son günlerinde Meşhed kentinde patlak vererek ülke geneline yayılan protestoları destekleyen ABD Başkanı, gösteriler boyunca üst üste paylaştığı Twitter mesajlarında protestocuların ‘Uygun zamanda ABD’nin büyük desteğini göreceklerini’ yazmıştı. ABD ayrıca İran’ın olaylar esnasında bazı sosyal medya uygulamalarına getirdiği sınırlamaların ifade özgürlüğüne aykırı olduğunu savunmuş ve güvenlik güçlerini ve yargı birimlerini protestoculara karşı ‘şiddet’ uygulamak ve ‘insan haklarını ihlal’ etmekle suçlamıştı. ABD’nin İran’da sanal ortamın faaliyet ve denetimden sorumlu bazı kurum ve kuruluşları ve Yargı Başkanını yaptırım listesine almasında bu değerlendirmeler etkili olmuştur.

Trump’ın Nükleer Anlaşmayı sürdürmesinde bu anlaşmayı tek taraflı iptal etme yetkisine sahip olmaması veya anlaşmayı ihlal eden taraf olarak görülmek istememesi belirleyici olmuştur. Ancak ABD, İran’a karşı uyguladığı yaptırımlarla bu ülkenin anlaşmadan elde etmek istediği sonuçları engellemeye ve İran’ı anlaşmadan çekilmeye zorlamaya çalışmaktadır. Önümüzdeki dönemde, Trump yönetiminin Laricani’den sonra İran’da kritik konumdaki başka kişi ve kurumları da listeye eklemesi olasıdır. Bu yönde bir hamle, yalnızca iki ülke ilişkilerini daha gergin bir zemine taşımayacak aynı zamanda İran’ı özellikle ekonomik olarak zor durumda bırakacaktır.