İranlı Muhalif Ruhullah Zem’in Tutuklanması

İranlı Muhalif Ruhullah Zem’in Tutuklanması
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

14 Ekim Pazartesi günü Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) İstihbarat Teşkilatı yurt dışında bulunan muhaliflerden Ruhullah Zem’i “istihbari taktikler” uygulamak suretiyle tutukladığını duyurdu. Söz konusu kurumun Fransa’da ikamet eden Zem’in nasıl tutuklandığı ile ilgili ayrıntılı bir bilgi vermemesi ve olayla ilgili sonraki gelişmeler, ülke içinde ve dışında tartışmalara yol açtı.

Devlette önemli görevlerde bulunmuş din adamlarından Muhammed Ali Zem’in oğlu olan Ruhullah Zem, İran’da Ahmedinejad döneminde hükûmet karşıtı faaliyetlerinden dolayı hapis cezasına çarptırılmıştı. Zem cezaevinden izne çıktığı sırada yurt dışına kaçarak devlete karşı faaliyetlere başlamıştı. Amednews web sitesi ve sosyal medya hesaplarının yöneticisi olan Zem, ülke içindeki kaynaklardan aldığını ifade ettiği bilgilerle devlet yetkilileri ile ilgili yolsuzluk iddiasında bulunmuştu. İranlı yetkililer de Zem’in devlet karşıtı faaliyetlerinden dolayı siyasi sığınmacı olarak bulunduğu Fransa’dan iade edilmesini talep etmişti.

Zem’in tutuklanmasının ertesi günü Fransız gazete Le Figaro yayımladığı bir yazıda, İran istihbarat güçlerinin görevlendirdikleri bir kadın vasıtasıyla Zem’i Irak’taki Şii Lider Ayetullah Ali Sistani ile görüşmeye ikna ettiklerini ileri sürdü. İddialara göre söz konusu kadın Zem’in en yakın mesai arkadaşı Şirin Necefi’dir. Necefi’nin DMO İstihbarat Teşkilatı tarafından bir ay önce ele geçirildiği ve onun iş birliği ve yönlendirmesi sayesinde Zem’in Irak’a çekildiği belirtilmektedir. İddialara göre Necefi Zem’i, kendisini Sistani’nin destekleyeceğine ikna etmişti. Necefi ise bu iddiaları reddetmektedir. Le Figaro’yo göre Fransız istihbaratı tarafından korunan Zem’in Irak’a gidişinin engellenmeyerek tutuklanmasında Fransız istihbaratının da payı vardır.

Bu iddiaların ardından Ayetullah Sistani’nin ofisi yapılan iddiaları reddederek olayla ilgili herhangi bir ilişkileri olmadığını açıkladı. Zem’in Irak’ta güvenlik güçleri tarafından tutuklanıp İranlı yetkililere teslim edilmesi yönündeki iddialar gittikçe arttıysa da Iraklı yetkililer de söz konusu iddiaları yalanladı. Fransa hükûmeti de ayrıca ülkelerinde siyasi sığınmacı olarak barınan Zem’i tutuklamasından dolayı İran hükûmetini kınadı.

Fransa’nın son dönemde İran ve ABD arasındaki krizde giderek daha fazla rol üstlendiği ve iki devlet arasında bir arabulucu görevi üstlenmeye çalışarak İran’da tutuklu bulunan iki vatandaşına karşılık Zem konusunda İran ile iş birliği yaptığı Zem’in tutuklanmasıyla ilgili konuşulan senaryolar arasındadır. Ancak Fransa’nın, Zem’in İranlılar tarafından ele geçirilmesinde bir rolü olup olmadığı konusunda bir kesinlik yoktur.

Diğer yandan Zem’in tutuklanmasının İran’ın güvenlik güçleri açısından başarılı bir gelişme olduğunu da not etmek gerekmektedir. Bu durumun özellikle yurt dışında faaliyet gösteren muhalifler açısından olumsuz ve endişe verici bir durum olduğu açıktır. Başka önemli bir husus ise Ayetullah Sistani eksenli iddialardır. İranlıların Ayetullah’ın isminden veya ofisindeki şahıslardan yararlanarak Zem’i Irak’a çekmelerinin doğrulanması durumunda Ayetullah Sistani’nin İran ile ilişkileri zedelenebilir.

Teamüllere göre yurt dışındaki muhaliflerin durumu ve faaliyetleri ile ilgilenme görevi İstihbarat Bakanlığındadır. Ancak son tutuklama olayının DMO İstihbarat Kurumu tarafından yapılması, söz konusu rekabette dengelerin gittikçe DMO İstihbarat Kurumu lehine değişmekte olduğunu göstermektedir.

Yaşanan bu gelişmelerle beraber Zem’in tutuklanma haberi duyurulduktan sonra İran televizyonunda ekran karşısında “itiraflarda” bulunması ve ülke içindeki bağlantılarıyla ilgili bilgi vermesi Zem’in artık iç politikadaki hesaplaşmalarda da malzeme olarak kullanılacağı sinyalini vermiştir. Nitekim Meclis Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Üyesi Cevad Kerimi Kuddusi söz konusu “itirafların” yayımlanmasının ardından özellikle Cumhurbaşkanı Başdanışmanlarından Hüsamettin Aşina’nın ismini vererek Zem’in cumhurbaşkanlığındaki bazı isimlerle irtibatta olduğunu iddia etmiştir. Ruhani hükûmeti karşıtı muhafazakâr Kuddusi’nin iddialarına mukabil Aşina da aynı suçlamaları Kuddusi’ye yöneltmiştir.