Kazakistan’da Yükselen Çin Varlığı ve İran

Kazakistan’da Yükselen Çin Varlığı ve İran
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

Bir Kuşak ve Bir Yol Girişimi’nin duyurulmasından bu yana geçen yaklaşık sekiz yıllık süreçte Çin’in dünya çapında genişleyen etki alanı dikkat çekmektedir. Kendine özgü ekonomik, jeopolitik ve ticari varlığıyla Çin, uluslararası yönetişimde varlığını güçlendirme istekliliğini her fırsatta dolaylı yollardan dile getirmektedir. Bu minvalde Orta Asya ve özellikle Kazakistan stratejik bir öneme sahiptir. Hatırlanacak olursa girişimin iki koridorundan biri olan İpek Yolu Ekonomik Kuşağı, Xi Jinping tarafından Nur-Sultan’da (eski ismiyle Astana) açıklanmıştı. Bu durum, Kazakistan’ın Çin için öneminin en temel göstergelerinden biri olarak kabul edilmektedir.

Bir Kuşak Bir Yol Girişimi

Çin, hâlihazırda Orta Asya’nın önde gelen yatırımcılarından ve ticaret ortaklarından biri konumundadır. Bazı araştırmalar, Kazakistan’ın yabancı yatırımcıları koruduğu düşünülen demokratik kurumlardan uzak olduğu sonucuna varsa da bu durum, Çin menşeli yatırımcıların Kazakistan’a doğrudan yaptıkları yatırımları üzerine bir engel teşkil etmemiştir. Aksine ülkedeki Çin yatırımları giderek artan bir seyir izlemektedir. Bununla birlikte Dünya Bankası İş Yapma Kolaylığı Endeksi’ne göre de Kazakistan; Kanada (23.) ve İrlanda’nın (24.) hemen arkasında 25. sırada konumlandırılmıştır. Ülke, çeşitli nedenlerden dolayı Çin ve diğer birçok ülkenin yatırımları için bir cazibe merkezi konumundadır. Bu nedenlerin arasında özellikle jeopolitiğin iki temel unsuru yer almaktadır: Coğrafi konum ve doğal kaynaklar.

Kazakistan’a İlişkin Temel Göstergeler ve Sıralamalar

Kaynak  Kriter Yıl Sıralama
     A. Uluslararası Şeffaflık  Ö rgütü, Yolsuzluk Algılama Endeksi(A)  2019 113/180
     B. Dünya Bankası, İş Yapma Kolaylığı Endeksi     2020 25/190
     C. Küresel İnovasyon Endeksi     2020 77/131
     D. Dünya Bankası, Kişi Başına Düşen Brüt Millî Gelir   2019 8.820$


Kazakistan’ın zengin doğal kaynakları; hızla büyüyen ekonomi ve nüfus ilişkisine dayalı artan yurt içi enerji talebini karşılamakta zorlanan Çin’in, ülkedeki varlığını giderek artırmasının başlıca sebeplerindendir. Çin’in, Körfez’e olan enerji bağımlılığını Orta Asya ile çeşitlendirme çabaları, ülkenin enerji güvenliğini güçlendirmeye ne denli önem verdiğini göstermektedir. Bu doğrultuda Kazakistan hükûmeti 2019 yılında; 2015 yılında iki ülke arasında sanayileşme ve yatırım alanlarında iş birliğinin güçlendirilmesine ilişkin imzalanan “Hükûmetlerarası Çerçeve Anlaşması” uyarınca ülkede 27,6 milyar dolar değerinde 55 ortak projenin uygulanmakta olduğuna ilişkin bir liste yayımlamıştır. Bu projelerin genel dağılımındaki en yüksek pay ise şaşırtıcı olmayarak %27’lik dilimle enerji sektörüne aittir.Dünyanın kanıtlanmış en büyük 12. ham petrol rezervine sahip olan Kazakistan, Orta Asya’daki en büyük petrol üreticisidir. Doğal gaz sektöründe de dikkate değer rezervleri bulunan ülke, aynı zamanda dünya uranyum rezervlerinin yaklaşık beşte birine sahiptir ve dünyanın en büyük uranyum üreticisi konumundadır. Enerji ve madencilik sektörleri haricinde ülkede tarımsal üretim için de önemli olanaklar mevcuttur. Ocak 2021’de gerçekleştirilen araştırmaya göre ABD özellikle Chevron ve ExxonMobil enerji şirketleriyle Kazakistan’ın en büyük yabancı yatırım kaynağı konumundayken Çin de beşinci sırada yer almaktadır. Çin’in ülkeye 1991 yılından 2018 yılına kadar yaklaşık 20 milyar dolar yatırım yaptığı öne sürülmektedir. Çin’in yatırımlarının özellikle tarım, kimyasal üretim, madencilik ve ulaşım altyapısı alanlarında olduğu ve bu alanlardaki yatırımlarının çoğunun Çin’e ihraç edilecek ürünlerin üretimi için geliştirildiği belirtilmektedir.

Çin’in açıklanan projelerde yenilenebilir enerji sektöründeki yatırım planları ise özellikle dikkat edilmesi gereken bir diğer husustur. Bu noktada ise Çin’in hem fosil yakıt hem de yenilenebilir enerji altyapısı için dünyanın en büyük finansörü ve kurucusu olduğunu hatırlamak gerekir. Enerji geçişlerinin yaşandığı bu dönemde, Kazakistan da rüzgâr, güneş, biyokütle ve hidrolik güç potansiyeli ile özellikle 2012 yılından beri kendine bir B planı hazırlayarak “Yeşil ekonomi bizim geleceğimizdir.” vurgusunu yineliyor. İlk başta zayıf olarak nitelendirilebilecek adımlar atılırken son zamanlarda Çin projeleri ile sınırlı da olsa sektör canlandırılmış durumda. Sektörde ayrıca temiz enerjiye geçişi destekleyen öncülerden olan çeşitli Avrupa Birliği ülkelerinin izlerini de görmek mümkün.

Sonuç olarak Kazakistan, birçok sektörde ön plana çıkan imkânlarıyla büyük güçlerin dikkatini ve yatırımlarını çekmiş durumda. Çin’in şu anda ekonomik büyümeyi hedeflediğini öne sürdüğü Orta Asya modeli, Kazakistan için de oldukça umut verici olarak nitelendirilmektedir. Projelerin özellikle bölgesel ticaretin genişletilmesi yoluyla eskimiş ulaşım ve enerji altyapılarının modernize edilmesine olanak sağlaması beklenmektedir. Bu bağlamda yükselen Çin’in Kazakistan denklemi, olası bir anlaşmazlıkta coğrafi konumu hasebiyle denizden gelebilecek tehditleri ortadan kaldıran ve Çin’i Batı’ya taşıyabilen devasa bir kara ülkesi, aynı zamanda Çin’in belirli ülkelere olan enerji bağımlılığını azaltarak enerji güvenliğini güçlendirecek bir kaynak şeklindeyken; Kazakistan açısından ise Rusya’ya olan tarihsel bağı azaltan, ticari ve ekonomik gelişmeye katkı sunacak devasa bir ihracat pazarı olarak değerlendirilebilir. Jeoekonomik açıdan “kazan-kazan” ile sonuçlanması beklenen bu oyun, geçtiğimiz günlerde diğer bir bölgesel oyuncu olan İran’ı ağırladı.

İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif; 5-8 Nisan tarihleri arasında sırasıyla Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan ve Türkmenistan olmak üzere bir Orta Asya turu gerçekleştirdi. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Said Hatipzade, Zarif’in turunu duyururken Orta Asya ülkeleri ile bağların güçlendirilmesinin İran’ın en önemli önceliklerinden biri olduğunu ayrıca vurguladı. Zarif’in bölgesel turunun üçüncü ayağı ise 7 Nisan Çarşamba günü Nur-Sultan’da gerçekleştirildi. Toplantıda, iki ülke arasındaki iş birliği olanaklarıyla ikili bölgesel ve uluslararası konulara odaklanıldı. İranlı yetkililer, Kazakistan’ın uluslararası arenada İran’a ve nükleer programına olan desteği için şükranlarını sunarken ülkenin ilk Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in birçok girişimini ve nükleer silahsız bir bölge oluşturma inisiyatifini desteklediklerini belirtti

Kazakistan Dışişleri Bakanı Mukhtar Tileuberdi’ye göre 2020 yılında iki ülke arasındaki ticaret hacmi bir önceki yıla göre %37,2 azalarak 237 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu bağlamda bu toplantıda çeşitli nedenlerden dolayı yavaşlayan ikili ticaret hacminin artırılmasının yollarının arandığı ifade edildi. Bununla birlikte Kazakistan’ın Bender Abbas Limanına erişiminin destekleneceği belirtilirken ülkenin Çabahar ve İnce Burun’daki varlığının artırılmasından duyulacak memnuniyet de dile getirildi. Taşımacılık ve ulaşım sektörlerindeki artan iş birliğinin altı çizilirken ekonomi ve ticaretin yanı sıra Nükleer Anlaşma, Hazar Denizi ile ilgili sorunlar, Afganistan’daki barış süreci, Astana Süreci, Orta Asya’daki bölgesel iş birlikleri ile “Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı” görüşülen diğer önemli konular arasında yer aldı. Görüşme sonunda iki ülkenin dışişleri bakanlıkları arasında mevcut ikili ilişkilerin sürdürülmesi ve genişletilmesini hedefleyen on beş maddelik mutabakat zaptı imzalandı

İran ve Çin arasında 27 Mart’ta imzalanan Kapsamlı İş Birliği Anlaşması’nın hemen ardından gerçekleştirilen Orta Asya ziyaretlerinde ekonomi, ulaşım ve transit projelerinin ağırlıklı olarak görüşüleceği düşünülüyordu. Nitekim sonuç beklenildiği gibi oldu. Bir Kuşak Bir Yol Girişimi kapsamında İran-Çin arasındaki kara yolu, Orta Asya üzerinden yapılacağı için bölgedeki taşımacılık ve transit projeleri İran için ayrıca önemlidir. Orta Asya ile gerçekleştirilmesi hedeflenen iş birliği ve güçlendirilen ilişkiler, İran’ı Çin’e daha da yakınlaştıracak ve yaptırımların etkisinin hafifletilmesinde İran’a yeni olanaklar sağlayacaktır. Tüm bunların farkındalığı ile İran’ın, Çin ile görüşmelerinin ardından gerçekleştirdiği Orta Asya ziyaretlerinin önemli bir stratejik hamle olduğunu söylemek mümkündür. Kazakistan ise bölge ülkeleri içinde doğal kaynakları ve konumuyla ön plana çıkarken giderek artan Çin yatırımları ile bölgesel ekonomik ve siyasi konumunu güçlendirmeyi hedeflemektedir. Bölgenin giderek artan jeopolitik öneminin ve Çin ile İran’ın Orta Asya’daki yükselen stratejik hamlelerinin, Joe Biden ve Vladimir Putin yönetimleri tarafından nasıl karşılanacağı ise ülke ve bölge dengeleri üzerinde belirleyici rol oynayacaktır.