Kazaların Ardından İran Hava Kuvvetlerinde Modernleşme İhtiyacı

Kazaların Ardından İran Hava Kuvvetlerinde Modernleşme İhtiyacı
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

18 Haziran Cumartesi günü İran medyasında çıkan haberlerde, F-14 Tomcat tipi bir avcı uçağının Isfahan’da bulunan 8. Jet Üssü’nden havalandıktan hemen sonra düştüğü yer aldı.

Uçağın düşme nedeninin motordaki teknik bir arızadan kaynaklandığı bildirildi. Düşen uçaktaki arızanın sebebinin, son günlerde tırmanan İsrail-İran arasındaki gerilimin bir yansıması olarak sabotaj olma ihtimali imkân dâhilinde olsa da son yıllarda sıklıkla gerçekleşen benzeri kazalar göz önüne alındığında, söz konusu kazanın farklı bir sorunun altını çizmekte olduğu görülmektedir. İran, 2018’den bu yana birçok uçağını ve pilotunu, herhangi bir çatışma durumunun aksine ve genellikle eğitim tatbikatında, teknik arıza sebebiyle düşmesinden dolayı kaybetmiştir. 2022’nin şubat, mayıs ve haziran aylarında, üç adet İran savaş uçağı teknik arıza sonucu düşmüştür.

Her devletin hava kuvvetlerinin kazalardan veya teknik arızalardan dolayı savaş uçaklarını ve hatta pilotlarını kaybettiği bilinmektedir. Ancak İran örneği göz önüne alındığında, bu kazaların nedeninin, çoğunlukla savaş uçaklarının eski olması ve birçok uçağın 40 yılı aşkın süredir kullanımından kaynaklı yıpranma sonucu olduğu ileri sürülebilir. Son yıllarda artan kazalara bakıldığında; teknik arıza sebebiyle düşen uçakların Amerikan yapımı F-4 Phantom II, F-5 Tiger II, F-14 Tomcat; Sovyet yapımı MiG-29 ve Çin yapımı F-7 modelleri olduğu görülmektedir. İran’ın yaptığı en son savaş uçağı ithalatı, 1990’ların başında Moskova’dan satın aldığı bir filo MiG-29 modelidir.

Ayrıca Rus yapımı Su-24 Fencer da envanterinde yer almaktadır. Ancak İran Hava Kuvvetlerinin (IRIAF) savaş uçağı envanterinin önemli bir kısmını oluşturan uçaklar; ABD yapımı F-4, F-5 ve F-14 Tomcat modelleridir. Envantere giriş tarihleri 1979 Devrimi’nden önceki Şah Dönemi’ne dayanmaktadır. Envanterinde ayrıca 1980’lerde İran-Irak Savaşı sırasında Çin’den aldığı F-7’ler ve 1991’de Irak Hava Kuvvetlerinin, o yılki Basra Körfezi Savaşı sırasında İran’a kaçan uçaklarına el konulmasıyla elde edilen MiG-29’lar ve Fransız yapımı Mirage F1 mevcuttur.

İran’ın, ABD ile gergin ilişkileri ve 1979 Devrimi’nden sonra ABD tarafından silah satışlarına uygulanan ambargo, İran’ın hava gücünü yenilemesi ve var olan hava kuvvetlerini sürdürmesi için gereken teknolojilere erişmesi bakımından büyük bir engel oluşturmuştur. Yaklaşık 50 yıldır İran Hava Kuvvetleri, yeni yedek parça ve orijinal üreticilerin desteği olmadan savaş uçaklarını havada tutmaya çalışmaktadır. Daha sonrasında bu durum; İran’ı, hava gücünü sürdürmek üzere nispeten daha az maliyetli araçlar geliştirmeye yöneltmiştir. İran bu doğrultuda asimetrik kapasiteler dâhilinde insansız hava araçları (İHA) ve balistik füzeler inşa etmek için gelişmiş bir yerli askerî sanayi kurmaya odaklanmıştır. Öte yandan 2015’te imzalanan Nükleer Anlaşma’nın bir parçası olarak Birleşmiş Milletlerin İran’a yönelik konvansiyonel silah ambargosunun Ekim 2020’de sona ermesine rağmen, İran tarafından günümüze kadar herhangi bir askerî uçak alımı gerçekleşmemiştir. Silah ambargosunun kaldırılmasından bu yana Rusya’dan Su-30 modeli savaş uçakları alacağına dair haberler medyada yer almış fakat bir sonuca varılamamıştır. Ayrıca İran’ın, Çin yapımı J-10C modeli savaş uçağı satın almaya da ilgi gösterdiği ancak Tahran’ın, nakit para ile ödeme yapmak yerine jetler için petrol ticareti yapmak istediği ve Pekin’in de jetleri satmak konusunda isteksiz olduğu medyaya yansımıştır.

İran’ın ambargo sonrası seçeneklerini ele alan Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsünün (IISS) Aralık 2017 tarihli analizinde, İran’ın kendisine uygulanan ambargonun kaldırılmasından sonra ordusunu seçici bir şekilde modernize edeceği ve konvansiyonel güçlerini yeniden dengeleyeceği öngörülmüştü. Bununla birlikte İran’ın, yüksek maliyeti nedeniyle çok sayıda savaş uçağı veya zırhlı araç satın almasının mümkün olmadığı belirtilmişti. Analistler, 40 yılı aşkın süredir hizmet veren F-14’lerinin yerini alacak bir seçenek olarak Rus yapımı Su-30SM’lerin uygun görüldüğünü ancak İran’ın, nispeten düşük maliyeti sebebiyle Çin ve Pakistan tarafından ortaklaşa geliştirilen JF-17 Thunder’ı tercih etme olasılığının daha yüksek olduğunu öne sürmüştür. 

Bununla birlikte 2022’de yayımlanan bir rapora göre ambargolardan dolayı uzun yıllar boyunca filosunu yenileyemeyen ve yedek parça sıkıntısı çeken İran’ın, envanterinin büyük bir bölümü ABD yapımı F-4 Phantom II, F-5 Tiger II ve F-14 Tomcat modeli 3 ve 4. nesil savaş uçaklarının kombinasyonundan oluşmaktadır. Buna karşılık yine aynı rapora göre savaş uçağı kategorisinde 364 aktif savaş uçağı filosuyla Suudi Arabistan küresel bazda sekizinci, 338 aktif savaş uçağı filosuyla Mısır ise dokuzuncu sırada yer almaktadır. Suudi Arabistan’ın savaş uçağı envanterinin önemli bir kısmını ABD yapımı 4 ve 5. nesil F-15 Strike Eagle modelinin varyantları oluşturmaktadır. Ayrıca 100’den fazla 4. nesil Tornado IDS ve 4 ve 5. nesil Eurofighter Typhoon modeli modern savaş uçaklarına sahiptir. Genel olarak askerî hava aracı kategorisinde 1.062 aktif araçlık filosuyla küresel bazda sekizinci sırada bulunan Mısır ise savaş uçağı kategorisinde F-16 varyantlarına dayanmaktadır. Diğer yandan envanterinde 4. nesil Mirage 2000 ve Mig-29; 4 ve 5. nesil Rafale ve Su-35 modeli savaş uçakları mevcuttur. Yürüttükleri gölge savaşları sebebiyle aralarındaki gerilimin son günlerde had safhaya çıktığı İsrail’in envanterinde ise 4. nesil F-15 ve F-16’lar ve 5. nesil F-35 modeli savaş uçakları mevcuttur. Diğer yandan Basra Körfezi’ne kıyısı olması bakımından komşusu konumundaki Birleşik Arap Emirlikleri’nin de envanterinde F-16 ve Mirage 2000 varyantları bulunmakla birlikte 5. nesil F-35 filosuna sahip olma yolunda olduğu bilinmektedir. 

Envanteri, Devrim öncesi dönemde sipariş edilen F-4, F-5 ve F-14’lere dayanan İran Hava Kuvvetlerinin son yıllarda teknik arızalar sebebiyle yaşadığı kazalar ve bölgedeki diğer güçlerin 4 ve 5. nesil savaş uçağı filolarıyla envanterlerini yenilemeye yönelik atılımları birlikte değerlendirildiğinde; İran’ın hava gücü kapasitesindeki modernleşme ihtiyacı her geçen gün daha da belirginleşmektedir. İran’ın bu soruna yönelik çeşitli girişimlerde bulunduğuna dair haberler zaman zaman medyada yer alsa da henüz net bir çözüme ulaşılamadığı görülmektedir.