Kuzey Irak’ta PKK-KDP Çatışması ve Anlamı

Kuzey Irak’ta PKK-KDP Çatışması ve Anlamı
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

PKK ve KDP Arasında Güncel İhtilaf Alanları

• PKK ve IKBY/KDP, kendilerini Kürt halkının temsilcisi olarak tanımlamakta ve nitelendirmektedir. “Kürt Ulusal Birliği” hedefinin liderliği çerçevesinde PKK ve KDP arasında tarihsel bir rekabet söz konusudur.

• Söz konusu liderlik rekabetinin fiziki boyutunda, Irak’ın kuzey alanı için hâkimiyet mücadelesi mevcuttur. PKK açısından Irak’ın kuzeyi, sözde “Güney Kürdistan Parçası (Başur)” ve mücadele alanlarından bir tanesi olarak tanımlanmaktadır. Bu bağlamda PKK, bölgedeki varlığını korumak ve geliştirmek isterken KDP, PKK varlığını kendi egemenliğine dönük bir meydan okuma olarak algılamaktadır.

Şekil 1: PKK ve KDP Arasında İhtilaf Alanları

 

• Uzun bir süredir devam etmekte olan ENKS-PYD/YPG Birlik Görüşmeleri, PKK-KDP ihtilafının önemli bir alanıdır. KDP öncülüğündeki ENKS ile PYD/YPG arasında, sözde “ulusal birlik” hedefi ile gerçekleştirilen görüşmeler, PKK’yı endişeye sevk etmiştir. PKK bu görüşmeleri, PYD/YPG üzerindeki kontrolünü yitirme endişesi ve KDP’nin Suriye’nin kuzeyinde de etkin güç olması kaygılarıyla takip etmiştir.

• Sincar bölgesi, PKK-KDP ihtilafının en yoğun biçimde yaşandığı alanlardan bir tanesidir. Bu bölgede PKK iltisaklı YBŞ örgütü, DEAŞ ile mücadele ve Ezidileri koruma argümanıyla varlık göstermektedir. KDP ise PKK’nın Sincar bölgesini ikinci bir Kandil hâline getirmesinden kaygılanmakta ve bu durumu kendisine yönelik bir tehdit olarak algılamaktadır.

Askerî-Stratejik Durum

• PKK, sözde “Medya Savunma Alanları” olarak tanımladığı Irak’ın kuzey hattında, Türkiye’nin 2019 yılında başlattığı Pençe harekât dizisiyle savunma ve geri çekilme pozisyonuna geçiş yapmıştır. Türkiye’nin bölgedeki operasyonları ve askerî varlığı PKK için varoluşsal tehdit niteliğindedir.

Şekil 2: PKK’yı Geri Çekilme Pozisyonuna İten Süreç

 

• KDP, “Parastin” isimli yapılanması aracılığıyla bölgede PKK’ya karşı istihbarat üstünlüğü sağlamış durumdadır. Bununla birlikte KDP, Nisan 2020 tarihinden beri bölgenin geniş bir kısmında askerî sevkiyat ve üslenme faaliyetlerini artırmaktadır. Bu durum, PKK için Türkiye’nin operasyonları ile birlikte bir diğer önemli tehdit kaynağıdır.

• PKK; Gare, Sinat, Haftanin, Metina, Avaşin, Zap, Hakurk ve Sincar bölgelerinde konuşlu durumdadır. Bunlar arasında; Sinat, Haftanin, Avaşin, Zap ve Hakurk kampları, Pençe harekâtları sonucunda ağır kayıplar yaşamıştır. 4 Kasım 2020’de ise Gare kampı bölgesinde KDP güçleri ile çıkan çatışma, PKK’nın bu alana yönelik tehdit algısını artırmıştır. Bu noktada PKK açısından Sincar bölgesindeki yapılanma, şu ana kadar büyük ölçekli darbe almayan tek konuşlanma alanıdır. Bu durum Sincar bölgesini, örgüt açısından daha stratejik ve kritik bir konuma yerleştirmektedir.

Irak Merkezî Hükûmeti ve KDP Açısından PKK

• Irak merkezî hükûmeti, PKK’yı ülke sınırları içerisinde gayrimeşru bir güç olarak algılamaktadır. Fakat buna rağmen Türkiye’nin Pençe harekâtlarına “egemenliğin ihlali” gerekçesiyle tepki göstermiştir. Bununla birlikte Irak hükûmetinden, bulunduğu bölgeleri terk etmesi yönünde PKK’ya çağrılar yapılmaktadır.

• KDP, PKK’nın bölgede gayrimeşru bir güç olduğunu, bölgedeki PKK varlığının istikrar ve güvenlik sorunu yarattığını savunmaktadır. KDP’ye göre PKK; bölge halkına baskı ve şiddet uygulamakta, köyleri boşaltmakta ve Türkiye’nin bölgeye müdahalesine zemin oluşturmaktadır.

• 9 Ekim 2020’de KDP ve Irak merkezî hükûmeti arasında varılan mutabakatta, PKK’nın Sincar bölgesindeki varlığının sonlandırılması kararlaştırılmıştır.

PKK’nın Propaganda Faaliyetleri ve Bölgedeki Toplumsal Etki Düzeyi

• PKK, 2019 yılında Pençe harekâtlarının başlangıcı ve özellikle Nisan 2020’de Zine Werte olarak adlandırılan bölgede kendisine yönelik olarak gerçekleştirilen operasyonun ardından KDP’yi hedef alan propaganda faaliyetlerine başlamıştır.

• Bu süreçte KDP’ye yönelik olarak “ihanet” vurgusunu kullanmıştır. PKK yöneticilerinin açıklamalarında KDP; “Kürtlerin kazanımlarına ihanet eden, düşman Türkiye ile iş birliği yapan” bir güç olarak konumlandırılmıştır. Bu çerçevede PKK tarafından, KDP-Türkiye iş birliğine işaret edilerek “Düşmanla iş birliği yapan herkes hedefimizdir.” açıklaması yapılmıştır. PKK ayrıca KDP’nin 2014 yılında Ezidilere de ihanet ettiğini iddia ederek Sincar bölgesinde konuşlanmasının doğal bir hak olduğunu savunmaktadır.

Şekil 3: PKK’nın Propaganda Mesajlarındaki İthamlar ve Çağrılar

 

• PKK’nın söz konusu propaganda faaliyetlerinde ikinci hedef ise Türkiye olmuştur. Bu bağlamda Türkiye; “işgalci güç, sivillere yönelik saldırı, Kürtler arasında bölünme yaratma” gibi farklı ithamlarla kodlanmıştır. Bununla birlikte PKK, Türkiye’ye karşı yerel Arap halkını da harekete geçirmeye çabalamıştır.

• PKK’nın propaganda faaliyetleri sonucunda Irak’ın kuzeyinde yaşayan yerel halkın bir bölümü, KDP ve Türkiye’yi protesto adına gösteriler düzenlemiştir. Bunlar arasında 20 Haziran 2020’de Şeladiz bölgesindeki protesto gösterileri bölgede, PKK’nın propaganda ve etki gücüne dair bir görünüm sunmuştur.

Değerlendirme

• PKK ve KDP arasında, 4 Kasım 2020 itibarıyla sıcak çatışmaya dönüşen ihtilaf durumunu yaratan sebepler varlığını korumaktadır. Bu durum, çatışma durumunun münferit bir hadiseden ibaret olmayacağını göstermektedir.

• Askerî-stratejik açıdan son derece zayıf bir konumda olan PKK için alternatiflerden bir tanesi, KDP ve Irak merkezî hükümeti ile uzlaşma yolunun aranmasıdır. Bu çerçevede PKK, “ulusal birlik” ve “Kürtler arasında iç savaşı önleme” argümanlarını öne sürebilecektir. Fakat söz konusu iki tarafın da PKK’ya yönelik olarak son dönemde ortaya koyduğu tavır, bu olasılığı son derece zayıflatmaktadır.

• PKK’nın önündeki bir diğer seçenek KDP ile çatışmanın tırmandırılması yoluyla KDP’yi baskı altına alarak uzlaşmaya zorlamaktır. Fakat bu durum PKK’ya, kazanımdan çok kayıp olarak dönecektir. PKK’nın izleyebileceği bu strateji, örgütün bu bölgede daha fazla kriminalize olmasını; Irak merkezî hükûmeti ve KDP’nin örgüt ile mücadelesinin daha meşru bir zemine kavuşmasını beraberinde getirecektir.

• PKK için son alternatif ise İran ile iş birliği yolunun aranması olacaktır. Zira Türkiye ve Suriye hatlarına geçiş yapamayan, Irak’ta ise sıkışmışlık yaşayan PKK için İran hattı, âdeta bir “yaşam alanı” niteliğindedir. Karabağ’da çatışma durumunun ortaya çıkması ile birlikte PKK militanlarının Ermenistan saflarında yer almaya başlaması, İran hattının güvenli bir transit hat olarak kullanılabileceğini de göstermiştir.