Moskova’da Afganistan Barış Görüşmeleri Yapıldı

Moskova’da Afganistan Barış Görüşmeleri Yapıldı
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

Moskova, 18 Mart Perşembe günü Afganistan barış görüşmelerine ev sahipliği yaptı. Bir gün süren zirveye Rusya ile birlikte zirvenin ana aktörleri olan ABD ve Çin’in yanı sıra Pakistan ve Katar’dan temsilciler de iştirak etti. İran, davet edilmiş olmasına rağmen zirveye katılım göstermedi. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatipzade, 22 Şubat’ta ülkesinin Moskova Zirvesi’ne davet edildiğini teyit ederek katılıp katılmama konusunda henüz bir karar vermediklerini söylemişti. Tahran’dan Moskova Zirvesi’ne neden temsilci göndermediğiyle ilgili henüz resmî bir açıklama gelmedi. Zirvede Kabil yönetimi ve Taliban heyetinin yanı sıra Afganistan’ın önde gelen siyasi figürleri de hazır bulundu. Zirvenin ev sahibi sıfatıyla açılış konuşmasını yapan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, “Afganistan’daki güvensizliğin, bölgede uyuşturucu kaçakçılığını ve DEAŞ da dâhil olmak üzere radikal grupların büyümesini artırarak bölge güvenliğini tehdit ettiğini” söyledi. ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada ise “Moskova Zirvesi’nin Afgan barış sürecini desteklemeye yönelik tüm uluslararası çabaları tamamladığı ve uluslararası toplumun endişelerini yansıttığı” ifade edildi. Zirvede söz alan Afganistan Ulusal Uzlaşı Konseyi Başkanı Abdullah Abdullah “Savaşın çözüm olmadığını bir kez daha vurguluyoruz. Tüm gruplar hesaplarını buna göre yapmalılar.” derken Taliban’ın Siyasi Bürosu Başkanı Molla Abdulgani Berader ateşkesin ancak “yeni İslami bir rejimin” iktidara geldikten sonra mümkün olacağını söyledi.

Moskova Zirvesi, Joe Biden’ın iktidarı devralmasından sonra Afganistan barış görüşmelerinin hızlandırılması için atılan ilk adım olma özelliği taşımaktadır. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, 7 Mart’ta Afgan liderlere mektup yazarak barış görüşmeleri konusunda acele etmelerini istemişti. Ardından ABD Özel Temsilcisi Zelmay Halilzad; Kabil yönetimi, Taliban ve Afganistan’ın önde gelen siyasi liderleriyle ayrı ayrı görüşerek Washington’ın “barış planını” paylaşmıştı. Basına yansıdığı kadarıyla Washington’ın planı tıpkı 2001 sonrasında olduğu gibi Afganistan’da üzerinde uzlaşılan yeni siyasi yapının belirlenmesinden önce tüm cenahların katılımıyla geçici bir hükûmetin oluşturulmasını öngörmektedir.

Doha Anlaşması gereği ABD’nin 1 Mayıs 2021’e kadar tüm güçlerini Afganistan’dan çekmesi gerekmektedir. Son günlerde Amerikan basınında Biden’ın çekilmeyi ileri bir tarihe erteleme seçeneği üzerinde düşündüğüne dair haberler yer almaktadır. Fakat Taliban tarafından kabul edilmesi düşük bir ihtimal olan bu seçenek, barış sürecini tehlikeye atabilir. Dolayısıyla ABD için ilk hedef 20. yılına giren başarısız Afganistan Savaşı’nın ardından “onurlu bir çekilişin” koşullarının bir an önce sağlanmasıdır. Washington, Afganistan sorununu bölgesel ve uluslararası aktörlerden oluşan Birleşmiş Milletler destekli bir platforma havale etmek istiyor.

Zirvenin ardından açıklanan sonuç bildirgesinde, Afganistan’da “İslami Emirliğin” desteklenmeyeceği vurgulandı. ABD, Çin, Rusya ve Pakistan imzası taşıyan bildiride “Afganistan’da barışın ancak müzakereler çerçevesinde ortaya çıkacak siyasi bir uzlaşıyla sağlanabileceği” belirtildi. Sonuç olarak kadınlara az yer verildiği, davetli ülke listesinin yeterince geniş tutulmadığı gibi tartışmaların gölgesinde gerçekleşen Moskova Zirvesi, sembolik bir anlam taşımaktan öteye gidemedi. Afganistan’ın siyasi geleceğini belirleyen başlıkların önümüzdeki nisan ayında İstanbul’da başlaması planlanan Afganistan barış görüşmelerinde ele alınması beklenmektedir. Bu anlamda Moskova Zirvesi, İstanbul Zirvesi’nin bir provası olarak değerlendirilebilir.