Muhalif Din Adamı Ayetullah Sanei’nin Vefatı

Muhalif Din Adamı Ayetullah Sanei’nin Vefatı
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

İran’da reformcu kesim, fakihler arasından önemli bir destekçisini kaybetti. Ayetullah Sanei, bu sabah Kum’da tedavi gördüğü hastanede vefat etti. Evde düştüğü için kalça ve kol kemiği kırılan ve iki gün önce hastaneye kaldırılan Sanei, vasiyetinde koronavirüs salgını döneminde hayatını kaybetmesi durumunda virüsün yayılmaması için cenaze töreni düzenlenmemesini istemişti.

1937’de Isfahan’ın Nikabad kasabasında dünyaya gelen Sanei, dedesi ve babası gibi din adamı olarak yetişmiştir. Dokuz yaşında Isfahan İlim Havzasına girerek beş yıl öğrenim gören Sanei daha sonra Kum’a gitmiş ve Kum İlim Havzasında ileri düzeyde din eğitimine devam etmiştir. Seyit Muhammed Hüseyin Burucerdi, Seyit Ali Muhakkık-ı Damad, Muhammed Ali Eraki ve Seyit Ruhullah Humeyni’den ileri düzeyde fıkıh usulü ve fıkıh dersleri almıştır.

Sanei, Devrim’den önce hocası Humeyni için siyasi faaliyetlere girişerek Humeyni’yi destekleyen konuşmalar yapmış ve yine Humeyni’yi destekleyen birçok bildirinin altına da imza atmıştır. Devrim’den sonra idari ve yargı organında görevler üstlenmiştir. Devrim’den bir yıl sonra Kum İlim Havzası Müderrisler Topluluğu üyesi olurken yine aynı yıl Humeyni tarafından Anayasayı Koruyucular Konseyinin fakih üyesi seçilmiş, 3 yıllık üyeliğinin ardından 1982’de istifa etmiştir. Humeyni aynı yıl Sanei’yi başsavcılığa atamış fakat Sanei bu görevi de üç yıl yürüttükten sonra istifa etmiştir. Sanei’nin başsavcılığı döneminde sistem muhaliflerinin sert bir şekilde tasfiyelerine devam edilmiştir. Uzmanlar Meclisinin Birinci Dönemi’nde Tahran milletvekili seçilen Sanei, Humeyni’nin en yakın öğrencilerinden biri olarak bilinmiş ve Humeyni’nin muhaliflere karşı sert girişimlerini desteklemiştir.

Sanei, 1993’te fetva külliyatı yayımlayarak taklit mercisi olmuş, o günden bugüne tartışılan birçok fetva vermiştir. Bunlara; kız çocuklarının 13 yaşında erişkin olmaları, kadınların yargıçlık yapabilme hakkına sahip olması, büyükbaba yerine annenin küçük çocuğa vasiliği, kadın ve erkek diyetinin aynı miktarda oluşu, bütün müzik türlerinin haram olmadığı, Müslümanlarla savaş hâlinde olmayan kafirlerin necis olmadığı örnekleri gösterilebilir. Bu fetvaların tümü ilim havzalarının gelenekçi fakihleri tarafından eleştirilmiştir. Buna karşın Sanei’nin destekçileri onu “düşüncede yenilikçi” olarak adlandırmaktadır.

Sanei’nin siyasi konular ve özellikle Velayet-i Fakih teorisi üzerine görüşleri, siyasi yaşantısıyla bağlantılı olarak değişkenlik göstermiştir. Humeyni’nin sağlığında Velayet-i Fakih’i sıkı bir biçimde savunan Sanei, bu teoriyi hiçbir surette eleştirmemiştir. Ancak Hamenei’nin 1989’da Humeyni’nin ölümünün ardından devrim rehberi olmasıyla 1990’ların ortalarında reformcuların asli unsurlarını oluşturacak olan İslamcı sol kanadı güç ve iktidar blokundan tasfiye etmesi sonucunda Sanei yavaş yavaş Velayet-i Fakih muhaliflerinin safları arasına karışmıştır.

Son yıllarda Veli-yi Fakih’in mevcut yorumlarına eleştiriler getiren Sanei özellikle 2009 Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde Mahmud Ahmedinejad’ın cumhurbaşkanı seçilmesini üstü kapalı “hileli” bulmuş, ardından İranlı muhafazakârların karşısında yer almıştır. Sanei, veli-yi fakihin meşruiyetinin halkın ekseriyetinin görüş ve onayına bağlı olduğunu ve İslam’ın demokrasinin, demokrasinin de İslam’ın özü olduğunu belirtmiştir. Sanei bu şekilde reformcu kanada yakın en önemli taklit mercilerinden biri olmuştur.

Sanei ile Hamenei ve muhafazakâr hareket arasındaki anlaşmazlık 2009’daki tartışmalı cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra daha da derinleşmiştir. Reformcuların adayı Mir Hüseyin Musevi’ye açıkça desteğini beyan eden Sanei, seçim sonuçlarına itiraz ederek üstü kapalı olarak hükûmeti seçimlerde hile yapmakla suçlamıştır. Bunun ardından İran’ın farklı kentlerinde bulunan ofisleri, Veli-yi Fakih taraftarlarınca saldırıya uğramıştır. Daha sonra Kum İlim Havzası Müderrisler Topluluğu bir açıklama yaparak Sanei’nin “taklit merciliği yapmaya yaraşır olmadığını” ifade etmiştir.

Ruhani’nin Cumhurbaşkanlığı Dönemi’nde Sanei’ye yapılan baskılar azalmış ve devlet görevlilerinden bazılarıyla görüşmeler gerçekleştirse de geçen 10 yılda İslam Cumhuriyeti’ni sürekli eleştirmiş ve her zamankinden daha fazla veli-yi fakih muhalifi bir taklit mercisi olarak tanınmaya başlamıştı. Reformcuların din adamları arasında sığınabilecekleri en önemli dinî otorite olan Sanei, demokratik görüşleriyle İran’ın modernleşen kesimlerine dinî açılım sağlamaktaydı.