Reformcu Siyasetçi Muhteşemipur Hayatını Kaybetti

Reformcu Siyasetçi Muhteşemipur Hayatını Kaybetti
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

Eski Devrim Rehberi Ayetullah Humeyni’nin yakın çevresinden olan, Lübnan Hizbullahı’nın kurucularından ve reformcu siyasetin önemli simalarından olan Ali Ekber Muhteşemipur, koronavirüs nedeniyle Tahran’da tedavi gördüğü hastanede 7 Haziran Pazartesi günü vefat etti.

Muhteşemipur, 1947’de Tahran’da dünya geldi. Temel eğitimini, o dönem İslamcı kesimin modern eğitim sistemiyle genç kuşakları yetiştirmek için kurduğu ünlü Alevi Okulunda bitirdi. 1960’ların başında dinî eğitim almak için önce Tahran ve Kum’daki ilim havzalarına ve ardından Necef İlim Havzasına gitti. Ruhullah Humeyni, Hasan Burucerdi, Ebulkasım Hoyi ve Bâkır Zencani gibi dönemin önde gelen Şii din adamlarından ders aldı.

Dinî eğitime başladığı dönemden itibaren Pehlevi rejimine karşı siyasi faaliyetlere de başladı. Bu faaliyetlerinden dolayı ilk kez 1961’de tutuklandı. Hocası Ayetullah Humeyni’nin, Şah’a karşı eylemlerinden dolayı 4 Kasım 1964’te önce Türkiye’ye ve ardından Irak’a sürgüne gönderilmesinden sonra Humeyni’nin yanına giderek Irak’a yerleşti ve böylece 1979 Devrimi’ne kadar geçen sürecin önemli bir kısmını yurt dışında geçirdi. Bu dönemde; Suriye, Lübnan, Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkelerine ziyaretler yaparak Humeyni’nin başlattığı hareket için destek arayışında bulundu.

Muhteşemipur, Irak’ta bulunduğu süreçte Saddam yönetimi tarafından da takip edildi ve birkaç kez tutuklandı. En sonunda 1978’in sonbaharında Bağdat Havaalanında tutuklandı ve sınır dışı edildi. Bu gelişmeden sonra Fransa’ya yerleşen Ayetullah Humeyni’nin yanına gitti ve ofisinde iletişim sorumluluğunu üstlendi.

Muhteşemipur Devrim’den sonra çeşitli görevlerde bulundu. Ayetullah Humeyni’nin; Paris, Tahran ve Kum’daki ofislerinde ve İran Radyo ve Televizyon Kurumunda temsilciliğini yaptı. İran Meclisinde ikinci, üçüncü ve altıncı dönem Tahran milletvekili oldu. Humeyni’nin devrim rehberi olduğu dönemde üstlendiği en önemli iki görev ise İran’ın Şam büyükelçiliği (1981-1985) ve içişleri bakanlığı (1985-1989) oldu. Şam büyükelçisi olduğu dönemde önemli bir misyon üstlenerek Lübnan Hizbullahı’nın kuruluşunda etkili rol oynadı. Ayrıca bu görevdeyken İsrail tarafından gerçekleştirildiği öne sürülen bir bombalı suikastta ağır yaralanıp bir kolunu ve bir gözünü kaybetti.

Muhteşemipur, 1980’li yıllarda iktidarda olan ve 1990’lı yıllarda kabuk değiştirerek reformcu olarak sahneye çıkan şahin kanadın önde gelen isimlerinden biriydi. Bu kanadın en önemli oluşumu olan Mücadeleci Din Adamları Topluluğunun (Mecme-i Ruhaniyun-i Mübariz) merkez komitesi üyeliğini, hayatının sonuna kadar sürdürdü. Onun bu dönemde İran siyasetindeki etkinliği, üstlendiği görevlerle sınırlı kalmadı ve yaptığı açıklamalarla ciddi tartışmaları başlatmasıyla da gündeme geldi. Nitekim İran-Irak Savaşı’ndan kısa bir süre sonra Irak’ın Kuveyt’i işgal etmesi ve ardından ABD’nin başını çektiği koalisyonun Saddam rejimine saldırmasıyla ilgili Mecliste yaptığı bir konuşmada İran’ın, Irak’ın yanında ABD’yle savaşa girmesi gerektiğini savundu. Muhteşemipur’un bu konuşmasında, daha o güne kadar savaştıkları Saddam Hüseyin’i, İslam tarihinin meşhur ordu komutanlarından Halid bin Velid’e benzetmesi ise o dönem tepkilere neden oldu.

Ayetullah Humeyni’den sonra Ali Hamenei’nin devrim rehberi olmasıyla İran’da yeniden şekillenen siyaset sahnesinde Muhteşemipur ve diğer eski şahin kanat mensupları, politikalarında bir değişime gidip reformcu olarak yola devam etseler de İran siyasetinde Devrim Rehberi eksenindeki muhafazakârlar karşında her zaman muhalefet pozisyonunda kaldılar. Buna rağmen ülke siyasetinde her zaman etkili olmaya devam ettiler. Bu dönemde eskiden aşırı bir figür olarak bilinen Muhteşemipur, reformcuların “dengeli ve ara bulucu” siyaset adamlarından biri olarak hem reformcu kanattaki konumunu korudu hem de Devrim Rehberi’nin izindeki muhafazakârlar tarafından saygı duyulan bir isim oldu. Nitekim reformcu siyasetin zirvedeki kadrolarından olmasına rağmen Ali Hamenei, devrim rehberi olduğunda kendisini danışmanı olarak atadı ve Muhteşemipur, uzun süre bu görevde bulundu.

Muhteşemipur, 2009 Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinin ardından meydana gelen ayaklanmaların bastırılmasını ve Yeşil Hareket liderlerinin ev hapsine atılmasını protesto ederek İran’dan Irak’a geçip Necef’e yerleşti. İran tarihinde ulemanın siyasi iktidarı protesto etme amacıyla Kum veya Necef’e göç etmesinin bir gelenek olduğu dikkate alındığında Muhteşemipur’un bu girişiminin önemi daha iyi anlaşılacaktır. Nihayetinde uzun süre Necef’te ikamet eden Muteşemipur, son günlerde yakalandığı koronavirüs hastalığından dolayı durumu kötüleşti ve tedavi için Tahran’a götürüldü. Ancak tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.

Gelinen noktada Muhteşemipur’un ölümünün reformcular için bir kayıp olduğu açıktır. Bununla beraber her ne kadar İran siyasetinde hâkim olan çevrelerle arası son dönemlerde açılmış olsa da kişiliği ve geçmişi nedeniyle iki karşıt kanat arasında köprü rolünü üstlenebilen bir ismi olması, bu kaybın sadece reformculara ait olmadığını göstermektedir. Görünen o ki 1979 Devrimi ve İran İslam Cumhuriyeti’nin kuruluşu süreçlerinde beraber olan ve bu itibarla ortak geçmişe sahip etkili siyasi aktörler, uzun yılların ardından giderek hayat sahnesinden çekilmektedir. Rafsancani’den sonra Muhteşemipur gibi isimlerin ölümüyle devam eden bu sürecin, bu noktada durmayacağı açıktır. Bu nedenle İran siyasetinin giderek gerginleşen ortamında ve uzlaşmayı sağlayabilecek siyasetçilere duyulan ihtiyacın her geçen gün arttığı bu dönemde, önemli bir ismin kaybedildiği söylenebilir.