Şeker Fabrikası İşçilerinin Protestoları Neden Devam Ediyor?

Şeker Fabrikası İşçilerinin Protestoları Neden Devam Ediyor?
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

İran’ın Huzistan eyaletine bağlı Şuş ilçesinde bulunan Hefttepe Şeker Fabrikası işçilerinin 5 Kasım Perşembe günü başlattıkları protesto gösterileri üçüncü haftasına girmiş bulunmaktadır. Aralarında fabrikadaki işçi sendikası yöneticilerinden bazı isimlerin de bulunduğu 18 işçi ve bir gazetecinin 18 Kasım Pazar günü tutuklandığına ilişkin haberler, işçilerin 19 Kasım günü Şuş Adliyesi önünde protesto gösterilerinde bulunmalarına neden olmuştur. Konuya ilişkin açıklama yapan Huzistan Valiliği yalnızca 4 kişinin tutuklandığını belirtirken Şuş Savcısı da 20 Kasım Salı günü 15 işçinin serbest bırakıldığını bildirmiştir.

Söz konusu fabrika işçilerinin itirazlarına ilişkin haberler yaklaşık 20 yıldır İran’da zaman zaman gündeme gelmektedir. 1975’den beri bölgenin en önemli sanayi kuruluşlarından biri olarak faaliyete devam eden fabrikanın 2000’lı yılların başından itibaren faaliyetleri aksamaya başlamıştır. Fabrikanın zarar etmesine bağlı olarak yaklaşık 5 bin işçisinin maaş ödemelerinde de aksaklıklar yaşanmaya başlamıştır. İlk kez 2006’da meydana gelen ve yaklaşık üç ay süren işçi protestoları, günümüze değin ara ara tekrarlanmış ve zamanla daha sertleşmiştir. Bir kamu işletmesi olan fabrikanın 2015 yılında özelleştirilmesiyle de koşullar, işçiler açısından iyiye gitmediği gibi daha da kötüleşmiştir. Durumdan şikâyet eden işçiler fabrikanın yeniden kamulaşmasını talep etmişlerdir.

Diğer yandan her ne kadar yalanlanmış olsa da İran’ın önde gelen din adamlarından Ayetullah Nâsır Mekarim Şirazi’nin, şeker tüccarı olduğu iddia edilen bir yakının şahsi çıkarları doğrultusunda fabrikanın özelleştirilmesinde etkili olduğu söylentileri mevcut gerginliğin tırmanmasında etkili olmuştur. Bunun yanında özellikle fabrika yönetimi ve hissedarlarından bazılarının adlarının yolsuzluk soruşturmalarına karışması ve adli birimler tarafından fabrikanın yönetim kurulu üyelerinden bazılarının kaçak olduğu ve henüz yakalanmadıklarına  dair yapılan açıklamalar yaşanan son gösterileri tetiklemiştir.

Gelinen noktada Hefttepe Şeker Fabrikasında yaşananların belirli yönleriyle İran sanayisinin durumunu yansıttığını söylemek mümkündür. Uzun yıllardır uluslararası yaptırımlarla baş etmeye çalışan İran’ın, yaptırım kaynaklı problemlerin yanı sıra ülkenin siyaset ve ekonomi yönetiminde var olan yapısal sorunları gidermekte yetersiz kaldığı görülmektedir. Hasan Ruhani hükûmetinin bu durumdan bir çıkış yolu olarak gördüğü özelleştirme stratejisi de söz konusu sorunları çözmediği gibi şartların daha da kötüleşmesine yol açmıştır.

Hâlihazırda söz konusu fabrika işçilerinin başlattıkları protesto gösterileri bir güvenlik meselesine dönüşmüştür. Gösterilere, bölgedeki diğer sanayi işçileri ve hatta şehirdeki esnaf ve dahası halkın katıldığına ilişkin haberler ise gösterilerin yayılma ihtimalinin bulunduğunu göstermektedir. Böyle bir durum gerçekleşmese dahi ekonomik olarak zor durumda olan fabrika işçilerinin ve bölge halkının mevcut koşullarla daha ne kadar başa çıkabileceği belirsizdir. Kaldı ki yalnızca söz konusu fabrika ve bulunduğu bölgeyle sınırlı olmayan ve İran’ın neredeyse tamamında gözlemlenen ekonomik sorunların ülkenin diğer bölgelerinde de Şuş’takine benzer protestolara neden olması muhtemeldir. Bütün bu gelişmeler ışığında, 5 Kasım’dan itibaren ABD’nin artan ekonomik baskısının hedefi olan İran’ın, mevcut zorlu süreci ulusal ve uluslararası boyutlarıyla nasıl yöneteceği cevabı merakla beklenen bir sorudur.