Üçlü Zirvenin İran Basınındaki Yansımaları

Üçlü Zirvenin İran Basınındaki Yansımaları
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz
İRAM İstanbul İdari Süleyman Gündede

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani Astana Süreci’ni desteklemek amacıyla liderler düzeyindeki ilk üçlü zirveyi 22 Kasım 2017’de Soçi’de gerçekleştirmişti. Bu görüşmeden iki yıl sonra 16 Eylül Pazartesi tarihinde Ankara’da gerçekleştirilen görüşme ise üçlü zirvenin beşinci ayağı oldu. İran basınında da geniş yer bulan zirve öncesinde ve sonrasında genel olarak ılımlı bir hava hâkimdi.

Hükûmete yakın ılımlı ISNA Haber Ajansı’nda zirve öncesi Orta Doğu Uzmanı Asgar Zari’i “Astana Zirvesi Önündeki Zorluklar” başlıklı yazısında İdlib’te toplanan “teröristlerin” Türkiye ve ABD tarafından desteklendiğini ileri sürdü. Yazının devamında ise Zari’i, “Türkiye şimdiye kadar İran, Rusya ve Türkiye arasında Astana Süreci kapsamında gerginliği azaltma bölgeleri konusunda imzalanan bazı anlaşmaları çeşitli bahanelerle İdlib’in bazı bölgelerine askerlerini konuşlandırmak suretiyle ihlal etti. Türkiye’nin ABD ile bu bölgedeki ortak çabaları Suriye’de istikrar ve güvenliği zayıflatıyor ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü ihlal ediyor” yorumunda bulundu.

Genel olarak bağımsız bir çizgide hareket eden İttilaat gazetesinde zirve öncesinde çıkan “Ankara’da Üçlü Zirve” başlıklı yazıda Rusya’nın Suriye’de savaşın bittiğine ve Suriye’nin geleceğinin konuşulması gerektiğine inandığı belirtildi. Ebu’l Kasım Kasımzade imzalı yazıda Türkiye’nin ise savaşın son aşamaya geldiğine inandığı ancak İdlib konusunda ve Türkiye-Suriye sınırındaki tehditler, terör unsurları ve Suriyeli mülteciler hakkında yeni önerilerinin olacağına işaret edildi. Kasımzade yazısında, “Suriye meselesinde Türkiye’nin kendine has sorunları var. Erdoğan’a göre Suriye ile ortak sınırlarının uzunluğu Türkiye için güvenlik tehdidi oluşturmaktadır. Türkiye’nin sınırlarına yığılan birkaç milyon Suriyeli mülteci ve bu mültecilerin geleceğinin belirlenmesi Türkiye için en hassas konudur. Elbette bunun yanı sıra Türkiye ve Suriye’deki terör unsurları meselesi Türkiye’nin ulusal güvenlik geleceğini belirlemesi açısından çok önemlidir. Erdoğan yanlış hesap yapmak istemiyor” ifadelerini kullandı.

Ilımlılara yakın olan İran gazetesi ise zirveyi “Üç Müttefikin Ekonomik-Savunma Adımları” manşetiyle girdi. Yazıda Ruhani’nin açıklamalarının yanı sıra, Erdoğan ve Ruhani’nin ikili görüşmesine de yer verildi. Ayrıca Erdoğan’ın iki ülkenin zor günlerde birbirinin yanında durduklarını ifade etmesine dikkat çekildi.

Aynı gazetede Dış Politika Uzmanı Behram Emir Ahmediyan “Ankara Zirvesi İş Birliğini Güçlendirme Fırsatı” başlığıyla yayımlanan yazısında Ankara’da yapılan ikili ve üçlü görüşmelerin İran, Rusya ve Türkiye arasındaki bazı ihtilafları çözmesi, ortaklıkları takviye etmesi ve ilişkileri geliştirmesi açısından iyi bir fırsat olduğu değerlendirmesinde bulundu.

İran’ın reformist yayın organlarından İtimad gazetesinde Ahmed Fatıminejad’ın “Ankara’da Üçlü Zirve ve Suriye Savaşının Yönetimi” başlığıyla çıkan yazıda, üç ülkenin bazı ihtilaflara rağmen birçok konuda anlaşmaya vardıkları belirtildi. Fatıminejad, “İran, Rusya ve Türkiye arasında gerçekleşen üçlü zirveler Suriye’deki çatışmaların tırmanmasını önlemede ve hatta yer yer gerginliğin azalmasında önemli bir rol oynamıştır. Bu, Suriye savaşının yönetiminde bu ülkelerin rolünü göstermektedir. En önemlisi Tahran, Moskova ve Ankara’nın kararlılığı ve bu ülkelerin üçlü müzakerelerinin devam etmesi, onların Suriye’deki gerilimi azaltmalarına yardımcı olabilir” ifadelerini kullandı.

Sonuç olarak Ankara’daki üçlü zirve hakkında İranlı bazı yazarlar Türkiye’nin İdlib konusunda Astana Süreci kapsamında birtakım anlaşmaları ihlal ettiğini ileri sürdü. Bunun yanı sıra muhafazakâr, reformist ve ılımlı yayın organlarının ortak noktası olarak Ruhani’nin “İdlib’teki teröristlerle mücadele edilmeli ve Suriye hükûmetine yardımcı olmalıyız. Fırat’ın doğusu ABD’nin hâkimiyetinde ve burada da teröristler bulunmaktadır” ifadelerini ön plana çıkardığı gözlemlenmektedir. İran’ın da Fırat’ın doğusu konusunda Türkiye’nin kaygılarını kısmen paylaştığı görülmektedir. Genel olarak değerlendirildiğinde ise İran basınında İran, Rusya ve Türkiye arasında gerçekleşen üçlü zirvelerin Suriye’ye çözüm ve istikrar getireceğine vurgu yapıldı.