Yeni Dönem İran Dış Politikasında Direniş Ekseninin Konumu

Yeni Dönem İran Dış Politikasında Direniş Ekseninin Konumu
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz
Araştırmacı Hurşit Dingil

Viyana’da ABD ile İran arasındaki diplomatik görüşmeler devam ederken İran Cumhurbaşkanlığı seçimleri gerçekleşti. Bu durum, beraberinde yeni seçilen Cumhurbaşkanı’nın dış politika tercihlerinde bir değişim olup olmayacağı tartışmalarını başlattı. Değişime dair tartışmalar sürerken bölgede gerçekleşen gelişmeler, esasında bir değişim olmayacağına dair güçlü sinyalleri ortaya çıkardı. Nitekim seçimler sonrası Irak’taki Haşdi Şabi unsurlarının dronelardan ve milislerden oluşan birliklerle askerî geçit töreni düzenlemesi, ardından Hamas Lideri İsmail Haniye’nin Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’la Lübnan’da bir araya gelmesi direniş ekseninin yeni Cumhurbaşkanı döneminde de önemsendiğini vurgular niteliktedir. Hizbullah Genel Sekreteri Nasrallah’la görüşen Haniye, İsrail-direniş mücadelesine dair son gelişmeleri, direnişin koordinasyonu ve dayanışmasının önemi dâhilindeki gündemleri değerlendirdi. Görüşmede taraflar, Hizbullah ve Hamas kardeşliğinin önemini yinelediler. Ayrıca bu görüşmede dikkat çeken detaylardan biri de Hizbullah bayrağının üzerinde ilk defa Kudüs silüetinin görülmesiydi. Hamas ve Hizbullah liderlerinin görüşmesine dair yayımlanan fotoğrafta yer alan bu detay, uzmanlar tarafından Hizbullah’ın, Hamas’ın İsrail’e karşı son zamanlarda elde ettiği başarıları paylaşmaya yönelik bir girişimi olarak okundu. Bir diğer anlamda bu sembolik detay, direniş eksenini ortak paydalar etrafında güçlendirme çabaları olarak da değerlendirilebilir.

 

Resim 1 : Hizbullah Genel Sekreteri Nasrallah ve Hamas Lideri Haniye'nin Görüşmesi, Lübnan

 


Tüm bunlarla birlikte İran’ın yeni dönemde dış politikasının nasıl bir seyir izleyeceği bölgesel gelişmeler dâhilinde ele alındığında direniş ekseni yani İran’ın bölgesel vekil güçler ağı önemini koruyacaktır. Bu kapsamda tartışmalı bir soru ortaya çıkmaktadır. İran, daralan ekonomisiyle direniş eksenini nasıl destekleyecek? Nitekim vekil güçlerin bölgedeki faaliyetlerinin temel motivasyonu aylık verilen ödemeler üzerinden görülmektedir. Milisler, aylık maaş karşılığında bölgedeki aktivitelerini sürdürmektedir. Her ne kadar Şiilik inancı, İran’ın bölgesel vekil ağında belirleyici bir motivasyon olsa da ekonomik motivasyon kritik bir önemi haizdir. Bu durumdan hareketle eğer İran, Viyana’daki görüşmelerden beklediği sonuçları alamazsa bölgesel olarak tayin edilen vekil güçler ağı büyük sorunlarla karşılaşabilir. Yeni dönem dış politikada, dünya ile angaje olmak ve bilhassa komşularla iyi ilişkiler tesis etmek hedeflenirken direniş eksenini dış politikanın merkezî bir destekçisi olarak bölgede tutma hedefi de görülmektedir. Direniş ekseni merkezli dış politika stratejilerinin uygulamada sonuç verebilmesi için gereken bütçenin nasıl temin edileceği konusu da bu bağlamda önemli bir sorunsal olarak belirmektedir. Dış politikaları uygulamada yürütebilmek adına bu bütçenin bir şekilde sağlanması, İran’ın bölgesel etkisi için de önem arz etmektedir. Diğer bir ifadeyle Viyana’da, beklenildiği gibi ABD yaptırımları kaldırılmazsa yeni dönem dış politikasının uygulanması ve yürütülmesi konusunda zorluklarla karşılaşılabileceği düşünülebilir. Öte yandan İran’ın, ortaya çıkan bu ihtiyacı karşılamak üzere dış politikasını Doğu’ya bakış üzerinden temellenen bir yaklaşımla geliştirebileceği de seçenekler arasında bulunmaktadır. Ancak bu yaklaşıma karşı bazı eleştiriler de yöneltilmektedir. Bu doğrultuda, henüz Doğu yükselişini tamamlamadan Batı’yla ilişkilerin kötü bir durumda bırakılmasının, ülkenin aleyhine olacağı şeklinde eleştiriler görülmektedir. İran’ın, yeni dönem dış politikasını hangi eksende yöneteceği sorusu bu bağlamda belirsizliğini korurken bölgesel gelişmeler dâhilinde eski dış politika ve güvenlik dinamikleri geçerliliğini sürdürmektedir. Buna ek olarak ABD, son zamanlarda Şii vekil güçlere karşı sürdürdüğü düşük yoğunluklu saldırılarla özellikle drone ve roket saldırılarına bir cevap olarak Viyana görüşmeleri devam ederken bile gerektiğinde taviz vermeyeceğini göstermeye çalışmaktadır.