İran’ın İsrail-Hamas Savaşı Stratejisi ve Muhtemel Senaryolar

İran’ın İsrail-Hamas Savaşı Stratejisi ve Muhtemel Senaryolar
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

İran Devrim Rehberi Ali Hamenei’nin Aksa Tufanı Operasyonunun ardından 10 Ekim’de yaptığı açıklamasında kullandığı “Bu operasyonu düzenleyen Filistinli gençlerin ellerinden öpüyoruz. Filistin direnişini destekliyoruz. Ancak saldırının arkasında başkalarını arayanlar yanlış hesap yapıyor.” Şeklindeki ifadeler Tahran’ın İsrail-Hamaş savaşına yönelik yaklaşımını mükemmel bir şekilde özetliyor. Hamenei bir taraftan İran’ın Hamas’a yönelik desteğini açıklarken diğer taraftan Tahran’ın olası rolüne ilişkin iddiaları kesin bir dille reddederek “direniş cephesinin” İran’dan bağımsız hareket ettiğinin altını çizdi.  Aynı vurguyu diğer üst düzey İranlı yetkililerin açıklamalarında da görmek mümkün. Gerek Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi gerekse Dışişleri Bakanı Emir Abdullahiyan konuyla ilgili yaptıkları açıklamalarda Filistin’e yönelik desteklerini ifade etmenin yanında direniş ekseninin İran’dan bağımsız karar aldıklarının altını çizmeyi ihmal etmiyor. İranlı yetkililerin açıklamaları Tahran’ın bölgesel çıkarlar ve risklere ilişkin pragmatik hesapları ile Filistin davası ve direniş eksenine olan ideolojik bağlılıkları arasındaki bir ikilemi yansıtıyor. İranlılar, bir yandan hayati önem taşıyan bölgesel varlıklarını tehlikeye sokan riskli girişimlerden kaçınmaya çalışırken, diğer yandan da direniş ekseni konusundaki taahhütlerini yerine getirmek ve güvenilir bir müttefik olarak kalmak için mücadele ediyor. İran’da bazı çevrelerden gelen tamamen iç politikaya yönelik hamasi açıklamaları bir kenara bırakarak sahadaki gelişmelere baktığımızda Tahran’ın oldukça temkinli bir strateji izlediği görülmektedir. Tahran’ın bu temkinli yaklaşımı; askeri olarak müdahil olmama, caydırıcılığın güçlendirilmesi ve diplomatik manevraları maksimize etme şeklinde üç başlık altında incelenebilir. ...

Yazının tamamı için sol üstteki PDF Dosyasını İndir linkine tıklayın.