Meclis Başkanlığı Tartışmaları

Meclis Başkanlığı Tartışmaları
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

İran’da 11. Dönem Meclis 28 Mayıs’ta yapılacak açılış ile yasama faaliyetlerine başlayacak. Yeni dönemde; meclis başkanlık kürsüsüne kimin oturacağı, başkanlık divanı üyelerinin kimlerden oluşacağı ve komisyon başkanları ve üyelerinin hangi isimlerden oluşacağı üzerine kulis çalışmaları hâlâ devam ediyor. Meclis başkanlığı için adaylığını açıklamış olan adaylar arasında Muhammed Bakır Kalibaf, Murtaza Ağa Tahrani, Ali Riza Zakani, Mustafa Mir Selim, Şemsuddin Hüseyni ve Feridun Abbasi gibi isimler yer almakta. Bu adaylardan hangisinin şansının daha yüksek olduğunu anlayabilmek için Meclis aritmetiğini göz önünde bulundurmak gerekmektedir.

21 Şubat’ta birinci turu gerçekleşen genel seçimlere ülke genelindeki katılım %42 seviyelerinde kalmıştı. Bu katılım oranıyla son seçimler, Devrim sonrası en düşük katılımlı seçim olarak tarihe geçerken Meclise girmeye hak kazanan 279 milletvekilinden 221’i Muhafazakâr kanattan olmuştur. Geri kalan sandalyelerin 38’ini bağımsızlar alırken 20’sini Reformcular kazanmıştır. On bir seçim bölgesinde milletvekillerinin belirlenmesi için 17 Nisan’da düzenlenmesi planlanan ikinci tur seçimler, koronavirüs salgını nedeniyle İçişleri Bakanlığının önerisi ve Anayasayı Koruyucular Konseyinin (AKK) kararı ile 11 Eylül’e ertelenmişti. Ancak Meclis genel oturumları için gerekli olan toplantı ve karar yeter sayısı olan 194 milletvekilinden daha fazlası birinci turda Meclise girmeye hak kazandığından Meclisin açılışı için eylül ayına ertelenmiş olan seçimlerin ikinci turunun beklenmesi şartı ortadan kalkmıştır. Bu yüzden Meclisin resmî açılış tarihi olan 28 Mayıs’ta takvim işlemeye başlayacaktır. Ayrıca birinci turda Meclise girmeye hak kazanan Tahran Milletvekili Fatma Rehber ve Gilan eyaleti Astana Eşrefiye seçim bölgesi milletvekili Muhammed Ali Ramazani, koronavirüs nedeniyle hayatlarını kaybetmiş ve Merkezi eyaletine bağlı Teferruş seçim bölgesinden seçilen bağımsız milletvekili Sina Kemalhani’nin diplomasının sahte olduğunun ortaya çıkması üzerine milletvekilliği AKK tarafından iptal edilmişti. Hayatını kaybeden ve milletvekilliği iptal edilenlerin yerlerine seçilecek milletvekilleri de ikinci turda değil ara dönem seçimlerinde belirlenecektir.

Bu tabloya göre Reformcu ve bağımsız milletvekillerinin meclis başkanlığı için şansları olmadığından mevcut durumda bu milletvekilleri arasından adaylığını açıklayan da olmamıştır. Dolayısıyla meclis başkanının Muhafazakâr kanattan olacağı kesin olmakla birlikte bu cenaha mensup milletvekillerinin tamamı ise aynı siyasi çizgiyi paylaşmamaktadır. Hâlihazırda Mecliste en az dört Muhafazakâr grubun yer alacağını söylemek mümkündür:

  • Kalibaf’ın liderlik ettiği Neo-muhafazakârlar,
     
  • Radikal çizgisi ile tanınan İslam Devrimi Direniş Cephesi,
     
  • Geleneksel sermayeyi temsil eden İslami Koalisyon Partisi,
     
  • Ahmedinejadçılar olarak bilinen 9 ve 10. hükûmette görev almış olan bakanlar, bakan yardımcıları, valiler ve üst düzey bürokratların öncülük ettiği ve başlarında da Şemsuddin Hüseyni’nin ön plana çıktığı Hizmet Cephesi. Hizmet Cephesi her ne kadar Ahmedinjadçılar olarak anılıyor olsa da Ahmedinejad ile aralarında bir mesafe olduğunu belirtmekte yarar var. Esasen Ahmedinejad da 2017 Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinin aksine 2020 Genel Seçimlerinde arka planda kalmayı tercih etmişti.
     

Mecliste bulunan 219 Muhafazakâr milletvekilinin siyasi parti, grup veya cephe şeklindeki dağılımı kesin olmamakla birlikte şu şekildedir:

  • İslam Devrimi Direniş Cephesi 50 milletvekili,
     
  • Hizmet Cephesi 55 milletvekili,
     
  • İslami Koalisyon Partisi 50 milletvekili,
     
  • Neo-muhafazakârlar 65 milletvekili.
     

Her dört gruptan da meclis başkanlığı için adaylığını açıklamış olan milletvekilleri bulunmaktadır:

  • İslami Koalisyon Partisi yaptığı açıklama ile adayının Mustafa Mir Selim olduğunu duyurdu.
     
  • İslam Devrimi Direniş Cephesinden iki aday ön plana çıkmaktadır. Bu isimler Cephenin genel sekreteri Murtaza Ağa Tahrani ile bu Cephe ile hareket eden Rehpuyan Grubunun ileri gelenlerinden Ali Rıza Zakani'dir.
     
  • Hizmet Cephesinden ise birkaç isim adaylığını açıkladı. Ekonomi eski Bakanı Şemsuddin Hüseyni (2008-2013) ve İran Atom Enerjisi eski Başkanı Feridun Abbasi (2011-2013) aday olacaklarını duyurdu. Bu Cephede adaylığını açıklamak için birtakım hazırlıklar içerisinde olan Eğitim ve Öğretim eski Bakanı Hamid Rıza Hacı Babai (2009-2013) de bulunmaktadır.
     
  • Neo-muhafazakârların adayı olan ve aynı zamanda en güçlü aday olarak görülen Tahran eski Belediye Başkanı Muhammed Bakır Kalibaf da aday olan isimler arasındadır.
     

Bu durum, 11. Dönem Meclisin dörtte üçünün Muhafazakârların kontrolünde olmasına rağmen Mecliste bir homojenliğin olmadığını ortaya koymaktadır. Görüldüğü üzere sadece gruplar arası değil grupların kendi içerisindeki çeşitli alt gruplar ve bileşenler de kendi aralarında farklılaşmaktadır. Dolayısıyla grup veya cephe ifadelerinden tamamen homojen bir siyasi yapı anlaşılmamalıdır. İran’da partili sistem olmadığı için bütün milletvekilleri bağımsız olarak adaylık başvurusunda bulunmaktadır. Seçilen milletvekilleri seçim öncesi ittifaklara açık oldukları gibi seçim sonrasında da mecliste grup kurmak için pazarlıklara açıktır.

Birlik Görüntüsü Verme Çabaları

Meclis açılışına kısa bir sürenin kalmasıyla söz konusu grupların ileri gelenleri arasındaki trafik de yoğunlaşmış durumda. Amaç ise Muhafazakârlar içerisindeki bu denli bir bölünmüşlükten birlik ve beraberlik imajı oluşturmanın yanı sıra Meclis içerisindeki görev ve sorumlulukların dağılımını da önceden belirleyebilmek. Böylelikle Meclis açıldıktan sonra sürpriz birtakım gelişmeler de engellenmiş olacaktır. Zira benzer bir çaba seçim öncesi de sergilenmiş ve ülke genelinde ittifak kurma çabası başarısızlıkla sonuçlanmış olsa da Tahran’da ortak bir liste ile seçimlere girme kararı çıkmış ve bu listede yer alan adayların tamamı Meclise girmeye hak kazanmıştır. Söz konusu süreçte Tahran için ittifaka yanaşan Direniş Cephesi ülke genelinde kendi adayları ile yarışmaya karar vermişti. Ancak seçim sonrasında ortaya çıkan manzara söz konusu ittifakın korunmasının mümkün olmadığını ve her grubun kendi ajandasını takip edeceğini daha aşikâr bir şekilde ortaya çıkarmıştır.

Kalibaf’ın amacı seçim öncesi liderlik ettiği Devrimci Güçler Koalisyonunun varlığını koruyarak meclis başkanlığı seçimlerinde bunun avantajından yararlanmaktır. Ancak söz konusu koalisyonun ortaklarından İslami Koalisyon Partisi daha en baştan kendisine ayrı bir yol haritası çizerek Kalibaf’ın beklentisini riske atmıştır. Tahran’da yapılmakta olan hazırlıklar koronavirüs salgını yüzünden beklenen düzeyde hızlı ilerleyememektedir. Salgın neticesinde birçok milletvekili de enfekte olmuş, iki milletvekili de hayatını kaybetmiştir. Ancak tedavi neticesinde iyileşen milletvekilleri de vardır. Bu yüzden söz konusu oturumlar dar gruplarla yapılmakta ve bu da istenilen sonuçların elde edilmesini geciktirmektedir.

Meclis Başkanlığı Ne Anlama Geliyor?

Bu sorunun öne çıkan en belirgin yanıtlarından biri 2021 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ile yakından bağlantılıdır. İkinci bir yanıt ise Rehberlik Ofisi, Devrim Muhafızları ve müesses nizamın diğer etkili kurumlarında ülke yönetimine dair farklı düşüncelere sahip aktörlerin sistem içi güç ve iktidar mücadelesinin yansımasıdır. Bu durum, müesses nizamın da kendi içerisinde homojen bir anlayış ve siyasi çizgiye sahip olmadığını göstermektedir. Dolayısıyla söz konusu görüşme trafiği, ülkenin bir numaralı yetkilisi ve yaşı bir hayli ilerlemiş olan Devrim Rehberi ile iki numaralı yetkilisi cumhurbaşkanlığı makamlarına yakın gelecekte kimlerin oturması gerektiği üzerine perde arkasında yürütülen sıkı bir mücadeleyi de haber vermektedir. Bu bakımdan her dört cephenin de mevzisini korumaya çalıştığı ve muhtemel güç paylaşımında çıkarlarını maksimize etmeye çalışacakları gözlemlenmektedir.

Radikal duruşu ile ön plana çıkan Direniş Cephesinin, Kalibaf’ı Tahran Belediye Başkanlığı Dönemi'ne ait yolsuzluk iddiaları gerekçesiyle meclis başkanlığında desteklemek istemediği bilinmektedir. Direniş Cephesinin yolsuzluk iddialarının arkasına sığınarak Kalibaf’a destek sunmamasının siyasi sebebi ise 2021 Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinde hâlihazırda görevde bulunan Yargı Erki Başkanı İbrahim Reisi’yi desteklemek istemesidir. Meclis başkanlığının cumhurbaşkanlığına giden süreçte bir kaldıraç rolü olduğuna inanan Direniş Cephesi, Reisi’yi cumhurbaşkanı seçtirmesi durumunda Hamenei sonrası Devrim Rehberliği için de Reisi’yi bir adım öne çıkarmış olacaktır. Ayrıca Kalibaf’ın neo-muhafazakâr söylemlerine de sıcak bakmayan Direniş Cephesi, Kalibaf’ın bu politik düşüncesinin ileride ılımlı bir politik çizgiye evrileceğine ilişkin de kaygı taşımaktadır. İslami Koalisyon Partisi ve Hizmet Cephesi de söz konusu yolsuzluk iddialarını öne sürerek Kalibaf’a destek vermek yerine kendi adaylarını çıkarmıştır. Bağımsızların Kalibaf’a yaklaşımları konusunda net bir bilgi mevcut değildir. Reformcular ise diğer üç cephedense Kalibaf’a oy vermeyi tercih edebilir veya çekimser kalabilir. Diğer üç cephenin herhangi bir ittifak kurmaksızın adaylarını başkan seçtirebilmesi mümkün gözükmemekle birlikte bu üç cephe kendi aralarında da rekabet içerisindedir. Bu durum, mevcut pozisyonda hâlâ en güçlü adayın Kalibaf olduğunu göstermektedir.

Sonuç olarak meclis başkanlığı tartışmaları, Muhafazakâr kanadın kendi içerisinde bir güç ve iktidar mücadelesinde olduğunu gösteriyor. Söz konusu tartışmaları cumhurbaşkanlığı seçimlerinden ve Hamenei sonrası hazırlıklardan bağımsız değerlendirmek yanlış ve eksik bir değerlendirme olacaktır. Ancak meclis başkanlığının, cumhurbaşkanlığı kapısını kesin bir şekilde açacağını söylemek de isabetli bir değerlendirme değildir. 2021 Cumhurbaşkanlığı için ismi geçenler arasında mevcut Meclis Başkanı Ali Laricani ve Ahmedinejad da var ancak Ahmedinejad’ın geçmişte olduğu gibi bir kez daha AKK vetosuna takılma ihtimali yüksek. Bu durumda Kalibaf, Laricani ve Reisi’nin şimdiden en güçlü adaylar olduğunu söylemek mümkündür.