Taliban, Afganistan’da elde ettiği zaferin ikinci yılını kutlarken ülke tüm öngörülerin aksine göreceli bir istikrar dönemi yaşıyor.
Taliban İktidarının İkinci Yılında Afganistan’da Son Durum
Taliban, Afganistan’da elde ettiği zaferin ikinci yılını kutlarken ülke tüm öngörülerin aksine göreceli bir istikrar dönemi yaşıyor. Taliban’ın iki yıl önce ABD ve Batı destekli yönetimi devirerek Afganistan’da hâkimiyeti ele geçirmesinin ardından, ABD’nin Afganistan’da 20 yıldır devam eden varlığına ani bir şekilde son vermek zorunda kalması, birçok ülkeyi endişeye sevk etmişti. Özellikle komşu ülkeler; ABD ve NATO’nun çekilmesiyle ortaya çıkacak otorite boşluğunun, Afganistan’ı tıpkı 1990’lardaki gibi bir kaosa sürükleyeceği ve DEAŞ, el-Kaide gibi terör örgütlerinin bu kaostan faydalanarak yeniden canlanacağı endişesini taşıyordu. Ancak gelinen noktada, bazı küçük silahlı muhalif grupların Taliban yetkililerine yönelik zaman zaman düzenlediği suikast saldırıları dışında, ülke çapında genel olarak sükûnetin hâkim olduğu söylenebilir. Afganistan halkı, on yıllardır özlemini çektiği güvenli bir ortamda seyrüsefer yapabiliyor.
Neredeyse son yarım asırda hemen her zaman merkezî otoriteye meydan okuyabilecek güçte birden fazla silahlı muhalif grubun bulunduğu ülkede, Taliban yönetimini devirebilecek kapasitede muhalif askerî güç bulunmuyor. Hâlihazırda Taliban’a karşı belki de en güçlü rakip, DEAŞ’ın Horasan kolu olabilir. Zaman zaman sivil kayıplara da neden olan bombalı saldırılar düzenleyen örgütün, 4.000 ila 6.000 civarında savaşçıya sahip olduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca Taliban’ın iktidarı devralmasından bu yana, Türkistan İslam Partisi (Doğu Türkistan İslami Hareketi) ve Özbekistan İslami Hareketi gibi bazı grupların DEAŞ ile iş birliği ve koordinasyon eğiliminde olduğu yönünde raporlar bulunmaktadır. Bölgesel perspektiften bakıldığında Afganistan’daki DEAŞ varlığı, başta Orta Asya ülkeleri olmak üzere komşu ülkeler açısından potansiyel bir güvenlik riski oluşturabilir. Ancak Afganistan’daki mevcut yönetim, şimdilik bütün bu tehditlerle baş ediyor gibi görünüyor. Taliban’ın hâkimiyeti ele geçirdiği ilk yıl kısmi bir artış gösteren DEAŞ saldırıları, son bir yılda Taliban güçleri tarafından örgütün üst düzey liderlerine yönelik düzenlenen operasyonlar sonucu önemli ölçüde azaldı.
Ekonomi
Taliban, iktidarı ele geçirdiğinde büyük makroekonomik sorunlarla karşı karşıya kaldı. Batı destekli bir önceki yönetimin bütçesinin yaklaşık dörtte üçü, uluslararası toplum tarafından oluşturulan insani yardım fonlarına dayanıyordu. Hâl böyle olunca dış yardımların aniden kesilmesi, ülke ekonomisi üzerinde büyük bir şok etkisi yarattı. Uluslararası finansal işlemlerin durdurulması, bankacılık sisteminin ani çöküşü ve Taliban liderlerine yönelik ABD ve Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımları var olan sorunları daha da derinleştirdi. Ancak Taliban yönetimi, ilerleyen süreçte işleri yeniden rayına oturtmayı başardı. Hatta Taliban hükûmetinin; istikrarlı döviz kuru, negatif enflasyon, bir önceki döneme göre artan vergi tahsilatı ve ikiye katlanan ihracat göz önüne alındığında ekonomide beklenenden daha iyi bir iş çıkardığı söylenebilir. Örneğin Taliban yönetimi, bir önceki yönetime göre daha fazla vergi toplamayı başardı. Önceki yönetim döneminde rüşvet ve yolsuzlukların merkezi hâline gelen gümrüklerde uygulanan sıkı denetim neticesinde rüşvet ve yolsuzluklar önemli ölçüde azaldı. Öte yandan Taliban yönetimi, ülkeye yabancı yatırımcı çekmek için başta Çin olmak üzere komşu ülkelerle görüşmelere devam ediyor. Son olarak Ekonomik İşlerden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Molla Birader, Ağustos 2023’te Türkiye’ye gerçekleştirdiği 6 günlük ziyaret kapsamında; siyaset, ekonomi ve iş dünyasından önemli isimlerle “iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin geliştirilmesi ve Türk yatırımcıların Afganistan’da yatırım yapmalarının kolaylaştırılması” konularını görüştü. Ayrıca mevcut yönetim; Afganistan’ın, hâlihazırda ABD bankalarında bloke hâlde olan 10 milyar dolarının serbest bırakılması için Amerikalılarla müzakerelere devam ediyor. Taliban’ın; bankacılık yaptırımları, merkez bankasının varlıklarına el konulması ve dış yardımların ani olarak kesilmesiyle büyük bir çöküşle yüz yüze kalan Afganistan ekonomisini bir ölçüde toparladığı söylenebilir. Bununla birlikte yukarıda da işaret edildiği üzere, büyük ölçüde insani yardım kapsamında oluşturulan uluslararası fonlara dayanması nedeniyle mevcut dengenin oldukça kırılgan olduğunu da belirtmek gerekir.
Kadın Hakları
Son iki yılda Taliban yönetimi, kadınların ve kız çocuklarının eğitim, öğretim ve toplumsal hayattaki faaliyetlerine yönelik kapsamlı kısıtlamalar getiren bir dizi yasa çıkardı. Altıncı sınıf dışında kız çocuklarının okula devam etmesini yasaklayan düzenlemeyle başlayan süreç, kadınların devlet idareleri ve sivil toplumda çalışmalarını engelleyen düzenlemelerle devam etti. Son olarak Temmuz 2023’te yaklaşık 60.000 kadın için iş kapısı olan güzellik salonları kapatıldı. Taliban’ın iktidarı devralmasıyla ardı ardına gelen kadınlara yönelik kısıtlamalar, Taliban ile uluslararası toplum arasındaki temel anlaşmazlık noktası olmaya devam ediyor. Uluslararası toplum ve insan hakları örgütleri, kadınlara yönelik kısıtlamalara tepki gösterirken BM yetkilileri; söz konusu kısıtlamaların kaldırılmasının, Taliban hükûmetinin tanınmasının temel şartlarından biri olduğunu belirtiyor. Kadın hakları meselesi, aynı zamanda birçok uluslararası yardım kuruluşunun Afganistan’a yönelik insani yardıma devam etmesinin ön koşulunu oluşturmaktadır. Taliban, bu konuda henüz geri adım atmazken ülkenin yardım faaliyetlerinden dışlanması Afganistan halkına zarar vermeye devam etmektedir.
Uyuşturucu
Taliban yönetimi, Nisan 2022’de ülke genelinde afyon üretimini tamamıyla yasaklayan bir karar çıkardı. Taliban’ın lideri Molla Hibetullah Ahundzade’nin fermanıyla “uyuşturucunun ana maddesi olan afyonun elde edildiği haşhaş ekiminin yasaklandığı, yasağı ihlal edenlerin tarlalarının yok edilerek şeriat kanunlarına göre cezalandırılacağı” duyuruldu. Yasağın, uygulamadan çok propaganda olduğu yönünde spekülasyonlar yapılsa da uydu görüntüleri ve bağımsız araştırmacılar tarafından yerinde yapılan incelemeler; kararın, haşhaş ekimini keskin bir şekilde azaltmada oldukça başarılı olduğunu gösteriyor.
Yasağın ardından, bir zamanlar dünyadaki afyonun %50’sini tek başına üreten Helmand’da haşhaş ekimi %99 oranında azaldı. Aynı şekilde en çok afyon üreten illerin başında gelen Nengerhar’da da haşhaş ekiminde büyük bir düşüş görüldü. Amerika Birleşik Devletleri Barış Enstitüsüne (USIP) göre son bir yılda, ülke genelinde afyon ekimi %80 düştü. Bu miktarda bir azalma, ABD destekli bir önceki yönetimin son 20 yıldır çabalayıp da elde edemediği bir başarı. Bir önceki yönetimin tüm çabalarına rağmen son 20 yılda, Afganistan dünya afyon üretiminde zirvedeki yerini korumaya devam etmişti. Bu nedenle güvenlik sorunlarının yanında uyuşturucu konusu da Taliban yönetimindeki Afganistan’dan kaynaklı başlıca endişelerden birini oluşturuyordu. Milyarlarca dolarlık uyuşturucu pazarının terör örgütlerinin kontrolüne geçmesinden kaygı duyuluyordu.
Tek başına dünya afyon üretiminin yaklaşık %90’ından sorumlu olan Afganistan’da kısa sürede haşhaş ekiminde yaşanan bu ölçüde bir düşüş, Taliban yönetimi açısından önemli bir başarı hikâyesi olmanın yanında, uluslararası toplum ve özellikle komşu ülkelerin uyuşturucu konusundaki endişelerini önemli ölçüde azaltan bir gelişmedir. Ancak Taliban’ın, uzun süredir Afganistan’da önemli bir ekonomik sektör olan ve bazı uzmanlarca alternatifsiz olduğu için ani olarak yasaklanmasının daha fazla ekonomik bunalıma ve yoksulluğa yol açacağı savunulan afyon üretimi konusundaki kararlılığını sürdürüp sürdürmeyeceği ise belirsiz.
Sonuç olarak Afganistan, Taliban iktidarının ikinci yılını geride bırakırken bütün felaket senaryolarının aksine pek çok açıdan stabil bir dönem yaşıyor. Bütün bağımsız araştırmalar, Taliban hükûmetinin yıllardır Afganistan’ın başlıca kronik sorunları olan ülke çapında genel asayişin sağlanması, şiddet olayları, yolsuzluk, rüşvet, adam kaçırma gibi pek çok parametrede ABD ve Batı destekli bir önceki yönetime göre daha iyi bir iş çıkardığını gösteriyor. Aynı şekilde ekonomik göstergeler, Taliban hükûmetinin ekonomik alanda bir önceki yönetime göre daha başarılı bir performans sergilediğini ortaya koyuyor. Bununla birlikte ülkenin, başta kadınlara yönelik insani olmayan kısıtlamalar ve milyonlarca insanın hayatını sürdürmek için insani yardımlara muhtaç olmasının yarattığı kıtlık riski gibi vahim sorunlarla boğuşmaya devam ettiğini belirtmek gerekir. Kadınlara yönelik kısıtlamaların geri çekilmesi amacıyla uluslararası toplum tarafından Taliban yönetimine uygulanan baskılardan şu ana kadar sonuç alınmazken durum, Afganistan kadınları için oldukça umutsuz görünüyor.
- Etiketler:
- Afganistan
- Taliban
- ABD
- Kadın
- Uyuşturucu
- Ekonomi.