Yeni Rusya-İran Enerji Anlaşması Neler Vadediyor?

Yeni Rusya-İran Enerji Anlaşması Neler Vadediyor?
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

19 Temmuz 2022 tarihinde, İran Ulusal Petrol Şirketi (NIOC) ve Rusya Devleti’nin en büyük enerji şirketi olan Gazprom arasında petrol ve doğal gaz projelerine yapılacak 40 milyar dolarlık yatırımları içeren mutabakat zaptı (MoU) imzalandı. Belge, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Tahran'ı ziyaret etmesinden önce Gazprom Başkan Yardımcısı Vitaly Markelov ve NIOC Başkanı Muhsin Hocastemehr tarafından video konferans bağlantısı ile imzalandı.

Mutabakat zaptı; Körfez'deki Kiş ve Kuzey Pars gaz sahalarının geliştirilmesi ve bu sahalardan günlük doğal gaz üretiminin 10 milyon metreküpe ulaştırılması için 10 milyar dolarlık yatırım projesini, İran'ın Katar ile deniz sınırındaki dünyanın en büyük gaz sahalarından biri olan Güney Pars’ta son yıllarda düşmekte olan basıncın artırılması için 15 milyar dolarlık yatırım projesini ve 6 farklı petrol sahasının (İsimleri henüz açıklanmadı.) geliştirilmesi projesini kapsamaktadır. Tüm bunların yanı sıra NIOC ve Gazprom LNG projelerinin gerçekleştirilmesi; yeni gaz ihracat boru hatlarının inşası (Çin’in de finansman ve teknik desteği ile İran-Pakistan boru hattının tamamlanamayan kısmı kastedilebilir.) ve iki ülke arasında doğal gaz, ham petrol ve petrol ürünleri için takas (swap) anlaşmasının imzalanması; hidrokarbon kaynaklarının yer altından çıkarılması gibi petrokimya sektöründe bilimsel ve teknolojik iş birlikleri konusunda ortak projeler yapılacağı resmen açıklanmıştır. Rusya’nın, petrol ve gaz üretimini artırması için İran'a arama ve belki de sondaj faaliyetlerinde yardımcı olabileceği; İran’ın ise bunun karşılığında Rusya’ya petrokimya endüstrisi ve gaz rafinerileri alanında bazı kimyasallar ve ekipmanlar sağlayabileceği seçeneği mevcuttur.

İran tarafı; Gazprom ile yapılan bu yeni anlaşmanın, İran petrol endüstrisi tarihindeki en büyük yabancı yatırım anlaşması olacağını ve bu ülkenin, petrol ve gaz sektörleri için önümüzdeki yıllarda planlanan tüm yatırımlarının (160 milyar dolar) dörtte birini oluşturacağını beyan etmektedir. Bu yatırımlarla hedeflenen; 2029 yılına kadar günlük petrol üretim kapasitesini 5,7 milyon varile, günlük doğal gaz üretim kapasitesini ise 1,5 milyar metreküpe ulaştırmaktır. 2022 yılına kadar ise İran ve Rusya’nın ortak olarak uyguladığı enerji projelerinin gerçek değerinin, yeni dönem için dillendirilen 40 milyar dolar meblağından 10 kat daha az yani 4 milyar dolar olduğu da belirtilmiştir.

Yeni enerji anlaşması ile ilgili öne çıkan önemli uzman görüşleri; NIOC ile Gazprom arasında imzalanan bu belgenin şimdilik sadece bir mutabakat zaptı olduğu, Çin ile imzalanan “25 Yıllık Kapsamlı İş Birliği Anlaşması” gibi içeriğinin çok muğlak olabileceği ve bu belgede öngörülen projelerin hayata geçirilebilmesi için gerçek adımların ne zaman atılacağının belirsizliğini koruduğu yönündedir. İran ekonomisi gibi Rusya ekonomisinin de çok ağır yaptırımlar altında olduğu, bu ülkenin Merkez Bankası varlıklarına Batılı ülkeler tarafından büyük ölçüde el konulduğu, uluslararası finansal piyasalardan kredi kullanma imkânlarının kısıtlandığı unutulmamalıdır. Rusya, şimdilik yüksek enerji fiyatları ve enerji ihracatının kesintilerle de olsa devam etmesi nedeniyle çok keskin bir bütçe sorunu yaşamasa da yurt dışı enerji projelerinin finansmanında, yeni dönemde kademeli olarak tasarrufa gitme ihtimali yüksektir. Yaptırımların iki ülkeyi birbirine yakınlaştırmasına rağmen ekonomik açıdan böyle bir zorlu ortamda, Rusya’nın İran ekonomisine ve ayrıca Gazprom’un da bu ülkenin petrol ve gaz sektörüne yatırım yapmak için gerekli finansmanı hangi kaynaklardan (Çin dışında) temin edeceği sorusu ortaya çıkmaktadır.

Dünyadaki toplam kanıtlanmış doğal gaz rezervlerinin %40'a yakınını ve petrol rezervlerinin %15'inden fazlasını kontrol eden Rusya ve İran arasında, enerji alanında iş birliği ve hatta entegrasyon başarılı bir şekilde devam ettirilirse küresel enerji piyasalarında arz açısından yeni dengeler oluşabilir. İki ülkenin enerji iş birliği önündeki en büyük engellerden biri ise Asya-Pasifik bölgesinde Rusya ve İran’ın birbirlerine rakip olması durumu ve Çin'e petrol satışlarının ortaya çıkardığı “indirim savaşı”dır (discount war). Asya piyasalarındaki rekabet, “Oyun Teorisi”ndeki meşhur “tutsak ikilemi” (prisoner's dilemma) yaklaşımı ile ele alınırsa her iki ülke açısından “kaybet-kaybet” senaryosuna dönüşebilir. Bu noktada iki ülke, “kazan-kazan” prensibi temelinde daha koordine hareket etme çabalarını yoğunlaştırabilir.