Irak Hükûmetinin Muslih Hamlesi

Irak Hükûmetinin Muslih Hamlesi
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

26 Mayıs 2021 tarihinde Haşdi Şabi’nin Enbar Komutanı Kasım Muslih, Irak tarafından tutuklandı. Muslih’in, Irak’taki protestolara liderlik eden İhab el-Vezni’nin öldürülmesi olayında ve Irak’ın batısındaki Enbar ilinde bulunan ve ABD güçlerine ev sahipliği yapan Aynu’l-Esed Askerî Üssüne yapılan saldırılarda dahli olduğu Irak makamlarınca açıklandı.

Irak Yüksek Yargı Konseyi tarafından Muslih hakkında verilen “terör suçundan tutuklanma” kararı basına sızdı ve Komutan, tutuklanarak Bağdat’taki Yeşil Bölge’ye getirildi. Bunun üzerine Haşdi Şabi güçleri, askerî araçlar ve silahlarla Yeşil Bölge’nin kapılarına dayandı ve Muslih’in serbest bırakılmasını istedi. Tutuklamanın üstünden yaklaşık on gün geçmesine rağmen Muslih hâlâ serbest bırakılmadı.

Geçen sene İran destekli 14 milisi tutuklayan Irak hükûmeti, bu milisleri hemen serbest bırakmıştı. Bundan dolayı Muslih’in tutuklanması, Irak’tan Haşdi Şabi’ye yönelik ilk ciddi hamle olarak okunabilir. Bu hamlenin Mustafa Kazımi hükûmeti açısından getirilerinin değerlendirileceği bu yazıda, olayın Haşdi Şabi ve dolayısıyla İran için ne ifade ettiği de incelenecektir.

İlk olarak Muslih gibi nüfuzu yüksek bir Haşdi Şabi komutanının tutuklanması, 10 Ekim 2021 tarihinde düzenlenecek Parlamento seçimleri için Başbakan Kazımi’nin elini güçlendirebilir. Muslih’in müttefik üslerine saldırmak ve göstericileri öldürmekle suçlanması, merkezî hükûmetin bu olaylardan kendini aklamayı hedeflediğini göstermektedir. Irak’ta 2019 yılında başlayan protestoların motivasyonlarından birinin, Irak’taki İran etkisi olduğu göz önüne alınırsa ve ülkedeki İran nüfuzunun Haşdi Şabi eliyle sağlandığı hesaba katılırsa Muslih’in tutuklanmasının, Kazımi hükûmetine fayda sağlayacağı görülmektedir. Ayrıca Muslih’in tutuklanmasından bir gün önce 600 göstericinin öldürülmesi, ülkenin dört bir yanındaki göstericiler tarafından protesto edilmiş ve bu eylemlerde Haşdi Şabi’ye işaret edilmiştir. Bu durum, bahsi geçen tutuklamanın, halk nezdinde de karşılığı olduğunu ortaya koymaktadır. Bunun yanında Washington Enstitüsünden Hamdi Malik’in “İran yanlısı grupların etkisini sınırlamaya yönelik girişimler, büyük olasılıkla Kazımi’ye geniş bir yelpazeden destek sağlayacak.” şeklindeki açıklaması da bu düşünceyi desteklemektedir.

Kazımi, ülkede İran destekli milislerin neden olduğu güvenlik tehdidini azaltmayı veya sonlandırmayı hedefliyor olabilir. Haşdi Şabi, resmiyette Irak’ın güvenlik güçlerinin bir parçası olsa da protestocuların öldürülmesi, askerî üslere saldırı ve diplomatik misyonları baltalama gibi olaylara girişerek başına buyruk hareket etmektedir. Ayrıca Sincar Anlaşması gereği Sincar’da PKK varlığını sonlandırmak isteyen Irak hükûmetinin bu hedefi, bölgeye milislerini konuşlandıran Haşdi Şabi eliyle engellenmektedir. Ek olarak Mart 2021’de, İran destekli Şii milis grubu Rab’allah tarafından Bağdat’ta düzenlenen geçit töreninde Irak Başbakanı’nın tehdit edilmesi ve Haziran 2020’de tutuklanan 14 milisin serbest bırakılması için Yeşil Bölge’deki terörle mücadele binasının Ketaib Hizbullah milisleri tarafından ablukaya alınması gibi gelişmeler, Irak’ta bulun İran destekli Şii milislerin, ülke güvenliği açısından ciddi bir tehdit olduğunu göstermektedir. Bu doğrultuda Muslih’in tutuklanması ve belki de mahkûm edilecek olması, ülkede bulunan Şii milislerin yargılanmasına zemin hazırlayabilir.

Öte taraftan Muslih’in tutuklanması, İran’ın Irak üstündeki gücünü zayıflatmaya neden olabilecek bir gelişmedir. Haziran 2020’de tutuklanan milislerin hemen bırakılmasına rağmen Muslih’in yaklaşık on gündür bırakılmaması, Kazımi hükûmetine bu konuda geçmişte gelmeyen uluslararası desteğin geldiğini göstermektedir. Aynı zamanda bu uluslararası destek, son yıllarda Irak’a şantaj uygulayarak ülkeye yapılacak yatırımlara engel olan ve Irak’ı siyasi ve ekonomik olarak gölgesinde tutan İran’ın nüfuzunu azaltarak Irak’ta yeni bir güç odağı oluşturabilir. Bu durumda Irak, yıllardır mecbur kaldığı İran’dan sıyrılarak bir eksen değişikliğine gidebilir.

Sonuç olarak Muslih’in tutuklanması, Kazımi hükûmeti tarafından iç ve dış destek elde etmek için araçsallaştırılabilecek bir gelişmedir. Protestocuların öldürülmesini Muslih’e mal edebilecek olan hükûmet, gelen uluslararası desteğin de etkisiyle İran destekli Şii milislere yönelik tutuklamalara devam ederek ülkedeki İran etkisini kırma fırsatı elde edebilir ve bu kapsamda ülke bileşenlerinin birçoğunun desteğini kazanabilir. Buna karşın İran, Irak üzerinde Haşdi Şabi aracılığıyla sağladığı nüfuzu kaybetmeye başlayabilir. Ayrıca protestoların şiddetlendiği günün ertesinde Muslih’in tutuklanması, Kazımi’nin bu hamle için doğru zamanı kolladığını göstermektedir. Muslih’i henüz serbest bırakmayan hükûmetin, Muslih’i mahkûm edeceği ve ülkede bulunan İran destekli Şii milislere yönelik operasyonlara devam ederek siyasi konumunu güçlendireceği öngörülmektedir.