İran-Çin Arasındaki 25 Yıllık Anlaşma’da Son Durum

İran-Çin Arasındaki 25 Yıllık Anlaşma’da Son Durum
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, 14 Ocak 2022’de Çinli mevkidaşı Wang Yi ile görüşmesinin ardından “Bugün iki ülke arasındaki stratejik iş birliğine ilişkin kapsamlı anlaşmanın uygulanmasının başlama günüdür.” dedi. Çin ve İran, Mart 2021’de iki ülke arasında “Uzun Vadeli İş Birliği Yol Haritası” olarak bilinen “25 Yıllık Kapsamlı İş Birliği Anlaşması”nı imzalamıştı. Bu stratejik Anlaşma’nın detayları henüz yayımlanmamış olsa da bu yol haritasının çeşitli siyasi, güvenlik ve kültürel boyutları kapsadığı ve önemli bir bölümünün iki ülke arasındaki ekonomik iş birliğine odaklandığı söylenmektedir. İran’ın güneyindeki Bender Abbas’ta yeni Çin Konsolosluğunun açılması, Anlaşma’ya dair ilk uygulama adımı olarak kabul edilmektedir. 

Tahminlere göre Anlaşma çerçevesinde enerji, finans, ulaşım, konut gibi sektörlerde çeşitli projeler üzerinde iş birliği yapılacaktır. Konuyla ilgili bazı iddialara göre Çin, İran’ın enerji (petrol ve gaz) endüstrisine 280 milyar dolar ve İran’ın ulaşım sektörüne 120 milyar dolar yatırım yapacaktır. 

Anlaşma’nın maddelerinin gizli olması nedeniyle uygulamaya dair ayrıntılı bilgi mevcut değildir. Ancak Anlaşma uygulanırsa İran ve Çin çeşitli avantajlar sağlayacaktır. Ekonomik olarak Anlaşma’nın uygulanması, İran’ın çeşitli sektörlerdeki ekonomik ve mali sorunlarının çoğunu çözebilir. İran menşeli İktisad News tarafından yayımlanan bir rapora göre İran’da yaklaşık 100.000 yarı bitmiş ekonomik ve kalkınma projesi var ve mevcut tahminlere göre bu projelerin tamamlanması için yaklaşık 35,5 milyar dolarlık kredi gerekiyor. Dolayısıyla ABD yaptırımlarının devam etmesi ve İran’ın yabancı yatırım çekmede karşılaştığı zorluklar göz önüne alındığında İran’ın bu boşluğu, Çin yatırımlarıyla doldurmaya çalışması olasıdır.

Anlaşma’nın en önemli kısmının, iki ülke arasındaki enerji iş birliği olacağı söylenmektedir. Tahminlere göre enerji sektöründe, İran’dan petrol alımına %30 iskonto ile devam etmenin yanı sıra Çin; Güney Pars’ın 11. fazı, Kuzey Pars Gaz Sahası, Azadegan ve Yadavaran petrol sahaları, Abadan ve Tahran rafinerilerinin geliştirilmesi gibi büyük petrol ve gaz sahalarının geliştirilmesine ve İran rafinerilerinin modernizasyonuna katkıda bulunacaktır. Ayrıca Çin, İran ile birlikte temiz enerji geliştirme projeleri ve zarar gören elektrik santrallerinin yenilenmesi konusunda da çalışacaktır. Dolayısıyla iki ülke arasındaki enerji iş birliğinin her iki taraf için de önemli avantajlar sağlayacağı söylenebilir. Çin, İran’ın enerji endüstrisine yatırım yaparak kendi enerji güvenliğini artıracaktır. İran da Çin yatırımlarıyla zarar gören enerji altyapısını geliştirerek petrol ve gaz ihracatını artırabilecektir.

Çin’in, İran’dan petrol ithalatına ilişkin kesin veriler bulunmamakla birlikte yaptırımlardan önce İran’dan yapılan petrol ithalatı, Çin’in toplam petrol ithalatının yaklaşık %6,5’ini oluşturuyordu.

İki ülke arasındaki iş birliğinin bir başka parçası da bankacılık, finans ve sigorta alanındaki iş birliğini artırmak, İran-Çin Ortak Bankasını kurmak ve ikili para birimi anlaşması ve ulusal para birimleriyle ticaret yapmak olabilir. Çin, İran’a yönelik uluslararası yaptırımlardan sonra (2010’dan beri) Tahran’ın en büyük ticaret ortağıdır. Son yıllarda iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin hacmi, yaklaşık 20 milyar dolara ulaştı. 2016 yılından bu yana İran’ın Çin’e ihracatı, yılda 9 milyar dolar, ithalatı ise 9 ila 13 milyar dolar arasında gerçekleşmiştir. Çin, İran’ın en büyük elektrikli, görsel-işitsel, kimyasal ve endüstriyel ekipman tedarikçisidir. İran ise Çin’in en büyük petrol ihracatçılarından biridir. Dolayısıyla mali iş birliğinin geliştirilmesi, iki ülke arasındaki ticaret alanını ve ekonomik ilişkileri genişletebilir.

Çin’in, İran’ın ulaşım sektöründeki altyapı projelerine yapacağı yatırım da 25 Yıllık Kapsamlı İş Birliği Anlaşması’nın bir diğer önemli odak noktası olarak gösterilmektedir. İran’ın farklı demir yolu hatlarının elektrifikasyonu, İran’ın büyükşehirlerinde metro ağının geliştirilmesi, Makran kıyılarındaki Çabahar ve Cask limanlarının geliştirilmesi; ulaştırma sektöründe iki ülke arasındaki en önemli iş birliği alanlarından biri olacaktır. Ayrıca altyapı projelerine yatırım yaparak İran’ın, Çin’in Doğu Asya’dan Avrupa’ya uzanacak milyarlarca dolarlık altyapı projesinin bir parçası olması beklenmektedir. Dolayısıyla uzun vadede Çin’in, İran’ın altyapı projelerine yatırım yapmasıyla birlikte Tahran’ın, Kuşak ve Yol (BRI) projesindeki konumunun güçleneceği söylenebilir. Stratejik konumu ile İran, Çin’in bu projesinde özel bir öneme sahiptir ve bu ülke, Çin’den başlayıp Türkiye üzerinden Avrupa’ya uzanan kara yolundaki ana bağlantılardan biridir. Ayrıca İran, Çin ekonomisinde bir enerji tedarik kaynağı olarak önemli bir konuma sahiptir ve bu nedenle Çin’in, BRI’daki ciddi önceliklerinden biridir. Ayrıca Anlaşma çerçevesinde iki ülkenin konut, otomotiv, tarım, telekomünikasyon, bilim-teknoloji, eğitim, sağlık ve turizm alanlarında da iş birliği yapacağı söylenmektedir.

Ekonomik projelere ek olarak siber güvenlik alanında iş birliği, İran’da 5.000 Çinli askerin olası varlığı, ulusal bir internetin oluşturulması, müze alanında iş birliği (Tahran Üniversitesi ile Pekin Üniversitesi arasında bir mutabakat zaptı) ve sinema alanında iş birliği (İran Sinema Teşkilatı ile Çin Film Bürosu arasında); Anlaşma çerçevesinde iki ülke arasında bir diğer güvenlik, siyasi ve kültürel iş birliği alanı olacaktır. Ayrıca uzun vadede Anlaşma, ABD-Çin rekabeti bağlamında da değerlendirilebilir. ABD-Çin ve ABD-İran arasındaki artan rekabet göz önüne alındığında Anlaşma, bölgede özellikle Orta Doğu’da, ABD rakipleri blokunu güçlendirebilir. Başka bir ifadeyle Anlaşma kapsamında İran, Çin’in enerji ve altyapı yatırımlarından milyarlarca dolar elde edecektir. Bu durum, nihayetinde ülkeye yönelik ABD yaptırımlarının etkisini azaltacaktır. Çin ayrıca İran ile bağlarını ve Orta Doğu’daki konumunu güçlendirecek ve ABD’yi zayıflatacaktır

Bahsedilen faydalara ek olarak Çin’in İran’daki yatırımının birkaç önemli sonucu da olması mümkündür. Çin’in “borç tuzağına” düşmek, Anlaşma’nın talihsiz sonuçlarından biri olacaktır. Bazı haberler, sadece BRI projeleri kapsamında 165 ülkenin (toplam 385 milyar dolar), Çin’e borçlu olduğunu gösteriyor. Dolayısıyla Çin, İran’a 400 fmilyar dolarlık yatırım yaparsa İran’ın geri ödeme sorunuyla karşı karşıya kalması ve Çin’in borç tuzağına düşmesi muhtemeldir.

İki ülke arasındaki Anlaşma’nın özellikle İran için altın bir fırsat olmasına rağmen uygulanmasının büyük zorluklar ve engellerle karşı karşıya kalması dikkat çekicidir. İran’a yönelik yaptırımlar, bu Anlaşma’nın uygulanmasının ve iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinin önündeki en büyük engeldir. Yaptırımlara ek olarak İran’ın FATF’a (Mali Eylem Görev Gücü/Financial Action Task Force) katılmaması, İran-Çin stratejik iş birliğini gölgede bırakacak bir başka zorluktur. Dolayısıyla İran’a yönelik yaptırımlar devam ettiği ve ülke FATF’a katılmadığı sürece Tahran, Çin’in ülkeye yaptığı yatırımlardan bir mucize bekleyemez. 

2015’te imzalanan Nükleer Anlaşma’yı canlandırmaya yönelik düzenlenen Viyana görüşmelerinde devam eden belirsizlik, İran ile Çin arasındaki Anlaşma’nın uygulanmasının önündeki bir diğer engel olarak değerlendirilebilir. İran’ın nükleer programı, ardından Nükleer Anlaşma ve ABD ile İran’ın Anlaşma’dan çekilmesi, ülkenin politik ekonomisi için önemli sonuçlar doğurmuştur. Tahran ve Pekin arasındaki stratejik iş birliği de bu gelişmelerden etkilenmekte ve çoğu durumda iki ülke arasındaki ortak projelerin iptaline yol açmaktadır. Dolayısıyla nükleer müzakereler sürecindeki belirsizliğin devam etmesinin İran ile Çin arasındaki Anlaşma’nın uygulanmasını yavaşlatabileceği söylenebilir. Ayrıca Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve bu krizin sonuçları İran ile Çin arasındaki Anlaşma’nın uygulanmasını da etkileyebilir. Ukrayna krizinin devam etmesi, İran da dâhil olmak üzere çeşitli ülkeler için birçok fırsat ve zorluk yaratacaktır ve uzun vadede bu krizin devam etmesi İran’ın Çin dâhil diğer ülkelerle olan siyasi, ekonomik ve enerji ilişkilerini etkileyecektir