İran’da Tartışma Yaratan İsim: Mevlevi Abdülhamid İsmailzehi

İran’da Tartışma Yaratan İsim: Mevlevi Abdülhamid İsmailzehi
İsmailzehi, İran’ın iç ve dış siyasetindeki önemli meselelere dair resmî ideolojiyle örtüşmeyen siyasi açıklamaları nedeniyle yönetimle sorunlu bir ilişkiye sahip olmuştur.
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

İran’da en tanınmış Sünni din adamı olan Mevlevi Abdülhamid İsmailzehi, son aylarda İranlı yetkililer ve müesses nizama yönelik sert eleştirileriyle gündeme gelmektedir. İsmailzehi; İran’da dinî ve etnik azınlıkların hak ve hukukundan kadın ve başörtüsü sorununa, Filistin meselesinden Yemen, Afganistan ve Rusya-Ukrayna Savaşı’na kadar İran’ın iç ve dış politikasını ilgilendiren önemli meselelerde tartışma yaratan çıkışları nedeniyle sık sık yönetimle karşı karşıya gelmektedir. Özellikle Mehsa Emini’nin ölümü sonrası İran geneline yayılan protestolar sırasında, Beluçların yoğun olarak yaşadığı Sistan ve Beluçistan ilinde emniyet güçlerinin protestoculara ateş açması sonucu yaşanan ölümler, İsmailzehi’nin yönetimle ilişkileri açısından bir dönüm noktasını teşkil etmiştir. Sistan ve Beluçistan ilinin merkezi Zahedan’da Sünnilere ait Mekki Mescidinde 30 Eylül 2022’de cuma namazı sonrası düzenlenen gösterilerde güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucu 100’e yakın kişi hayatını kaybetmiştir. İsmailzehi, “Kanlı Cuma” olarak nitelendirdiği bu olayın ardından cuma namazı vaazlarında sürekli olarak sert ifadelerle İranlı yetkilileri hedef almaya başlamıştır. Hatta 21 Ekim 2022 cuma namazı vaazında “Silahlı kuvvetlerin başı olarak Devrim Rehberi dâhil tüm yetkililer, bu katliamdan Allah’ın nezdinde sorumludur ve hiç kimse bu sorumluluktan kaçamaz. Sorumlular hesap vermelidir.” ifadeleriyle Devrim Rehberi Ali Hamenei’yi hedef almıştır. 

İsmailzehi’nin, Ceyşü’l-Adl ve Ensar el-Furkan gibi ayrılıkçı silahlı gruplara ev sahipliği yapan Sünni Beluçların yoğun olarak yaşadığı Sistan ve Beluçistan gibi hassas bir bölgede cuma imamı olması ve bölge halkı üzerinde hatırı sayılır düzeyde etkisinin bulunması nedeniyle Tahran, konuyu ulusal güvenlik perspektifinden ele almaktadır. 

Mevlevi Abdülhamid İsmailzehi Kimdir? 

İsmailzehi, 1950 yılında Sistan ve Beluçistan’ın merkezi Zahedan’ın batısında bulunan Galugeh köyünde dünyaya gelmiştir. İlköğrenimini Zahedan’da tamamladıktan sonra doğduğu kentte medrese olmaması dolayısıyla dinî eğitimini devam ettirmek için Pakistan’a gitmiştir. İsmailzehi, 1971 yılında Pakistan’ın Bedr el-Ulum Rahimyarhan Medresesinde dinî eğitimini tamamlayarak Zahedan’a dönmüştür. Bu sıralarda Sistan ve Beluçistan’da, Darülulum Medresesini kurmakla meşgul olan tanınmış Sünni din adamı Mevlana Abdülaziz Mollazade ile tanışmış ve bu medresede ders vermeye başlamıştır. İsmailzehi, 1988 yılında Mollazade’nin ölümüyle medresenin başına geçmiş ve aynı yıl Zahedan cuma imamı olmuştur. Aynı zamanda Dünya Müslüman Âlimler Birliği ile Mekke Fıkıh Meclisi üyesi olan İsmailzehi, 2013 yılında İnsan Hakları Savunucuları Merkezi tarafından “farklı dinî ve etnik gruplar arasında hoşgörüye dayalı ilişkilerin tesisi konusunda verdiği çabalardan ötürü” İnsan Hakları Savunucusu Ödülü’ne layık görülmüştür. Kendine ait internet sitesinde yer alan biyografisinde “her türlü aşırıcılığa karşı, ılımlı ve Şii-Sünni vahdetini savunan” biri olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca İsmailzehi’nin silahlı yollardan hak talep etmeye karşı olduğu, İranlı Sünnilerin haklarını yasal yollardan aramaları gerektiğini savunduğu belirtilmektedir

İsmailzehi’nin Tahran’ı Rahatsız Eden Görüşleri 

•    Velayet-i Fakih

İran’daki teokratik sistemin yapı taşı olan Velayet-i Fakih sisteminde öngörülen veli-yi fakihe, icabında ilahi yasaları tatil etme yetkisi veren “mutlak egemenlik” kavramı dâhil bazı noktalara karşı çıkmaktadır. Ona göre hiçbir veli-yi fakih, mutlak egemenlik yetkisine sahip olamaz ve şeriat kanunları sınırları dışında hareket edemez.

•    Sünni azınlıkların hakları 

Vaazlarında sık sık İran’da Sünnilerin çeşitli ayrımcılıklara maruz kaldıklarını dile getirmektedir. Sünnilere yönetimde yer verilmemesini eleştiren İsmailzehi; İran’da Sünnilerin ikinci, hatta üçüncü sınıf vatandaş olarak görüldüklerini savunmaktadır. Sünnilerin çoğunlukta oldukları bölgelerde, idari amirlerin Sünni kökenlilerden atanması gerektiğini söylemekte ve dinî meselelerde Sünnilerin kendi inançlarına göre hareket etmelerine izin verilmesini talep etmektedir.

•    Kadın ve başörtüsü meselesi 

İran’daki başörtüsü kanununun yeniden düzenlenmesi gerektiğini savunmaktadır. Ahlak polisinin kadınlara yönelik uygulamalarını eleştiren İsmailzehi, “İranlı kadınların başörtüsünden nefret eder hâle gelmelerinden” İran yönetimini sorumlu tutmuştur.

•    İdamlar 

Eleştirdiği noktalardan bir diğeri de idamlardır. Ona göre kısas dışındaki idamlar durdurulmalıdır

•    Siyasi tutuklular

Son olarak 10 Şubat 2023 cuma namazı vaazında siyasi tutukluların serbest bırakılması çağrısında bulunmuştur. İran halkının sıkıntıları ve bu doğrultuda bazı talepleri olduğunu ifade eden İsmailzehi, bu talepleri görmezden gelmenin ve halkı bastırmanın işe yaramayacağını belirtmiştir.

•    Bahailer

İran’daki resmî görüşün aksine Bahaileri İslam’ın bir parçası olarak görmekte ve Tahran yönetiminin Bahailiği İsrail ile bağlantılandıran görüşlerine karşı çıkmaktadır.

•    Taliban 

En tartışma yaratan yaklaşımlarından biri de Taliban’la ilgilidir. Taliban’ın Ağustos 2021’de Kabil’i ele geçirmesinin ardından bir tebrik mesajı yayımlayan İsmailzehi, vaazlarında sık sık uluslararası topluma Taliban’ı tanıma çağrısı yapmaktadır

•    Filistin meselesi 

Geçmişte Filistin davasını savunan açıklamalarıyla gündeme gelen bir isimdi. Fakat 27 Ocak 2023 Cuma günü yaptığı “İran halkı, Filistin’de barış istiyor. İsrail hükûmetiyle Filistin halkının barış yapması ve Filistin halkının bağımsız bir devlete kavuşması gerektiğine inanıyor.” açıklamasıyla geçmişteki duruşundan farklı bir görüş ortaya koymuştur. İsmailzehi’nin iki devletli çözümü kabul eden bu açıklaması, İsrail’i meşru bir devlet olarak görmeyen İran’daki müesses nizam tarafından doğal olarak tepkiyle karşılanmıştır. İsmailzehi, bu açıklamasının ardından İran’da resmî ve yarı resmî birçok basın yayın kuruluşu tarafından sistematik bir saldırıya maruz kalmıştır. 

İsmailzehi’ye Yöneltilen Suçlamalar

İsmailzehi, İran’ın iç ve dış siyasetindeki önemli meselelerle ilgili resmî ideolojiyle örtüşmeyen siyasi açıklamaları nedeniyle yönetimle sorunlu bir ilişkiye sahipken ilk ciddi krizini 2015 yılında yaşamıştır. Ocak 2015’te Tahran’da gerçekleşen Uluslararası İslam Birliği Konferansı’nın bitiminde, Tahran’ın Punak bölgesindeki Ehlisünnet Mescidinde İsmailzehi’nin imamlığında kılınması planlanan cuma namazı, İran güvenlik güçlerince engellenmiştir. Aradan birkaç ay geçtikten sonra bahsi geçen mescidin yıkılması üzerine İsmailzehi, Devrim Rehberi Hamenei ve dönemin Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’ye mektup yazarak bu durumu protesto etmiştir. Mektubunda, “Ehlisünnetin cami yapmasına izin verilmeyen bir şehirde sıradan bir namaza izin verilmemesi ve mescidin yıkılması, sadece İran Sünni toplumunun duygularını değil; tüm dünya Müslümanlarının duygularını incitmiştir.” ifadelerine yer vermiştir. İlerleyen süreçte ilişkilerin giderek gerilmesi üzerine İsmailzehi, yurt içi ve yurt dışı seyahat kısıtlaması dâhil her geçen gün daha fazla baskıya maruz kalmıştır. İsmailzehi, Şubat 2022’de İran basınına verdiği bir röportajda, kendisine yönelik yurt içi ve yurt dışı seyahat kısıtlaması uygulandığını, Zahedan ve Tahran dışındaki illere seyahat etmesine izin verilmediğini söylemiştir. Son aylarda, kendisine yönelik giderek artan bir baskı söz konusudur. İsmailzehi, İranlı yetkililer ile resmî ve yarı resmî basın yayın kuruluşları tarafından “bölücü, toplum arasında nifak saçan, İsrail ve ABD’nin casusu, CIA’in medya ayağı” gibi ithamlara maruz kalmaktadır. İçişleri Bakan Yardımcısı Seyid Mecid Mirahmedi, 22 Ekim’de basına verdiği bir demeçte İsmailzehi’yi “halkı kışkırtmakla” suçlamıştır. Devrim Muhafızları Ordusuna (DMO) yakınlığıyla bilinen Fars Haber Ajansı; İsmailzehi’nin, Suudi Arabistan tarafından desteklendiğini ve ülke geneline yayılan son protestolarda rolü olduğunu öne sürmüştür. Eski İran İslami Şûra Meclisi Güvenlik Komisyonu Başkanı Alaaddin Burucerdi, 22 Ocak 2023’te İsmailzehi’ye hitaben bir mektup yazarak “Ayetullah Hüseyin Ali Muntazeri’nin kaderini paylaşabileceği” konusunda kendisini uyarmıştır. İran İslam Cumhuriyeti’nin Kurucu Lideri Ruhullah Humeyni’nin yakınındaki isimlerden biri olan ve İslam Devrimi sırasında önemli rol oynayan Muntazeri, siyasi idamları eleştirmesi üzerine 6 yıl ev hapsine çarptırılarak büyük bir itibarsızlaştırma kampanyasına maruz bırakılmıştı. 

İsmailzehi, hedef gösterme ve tehditlere aldırış etmeden eleştirilerine devam ediyor. İran İslam Cumhuriyeti’nin ise eleştirilere fazla tahammül göstermediği biliniyor. Meclis başkanlığı, iki dönem cumhurbaşkanlığı, Düzenin Yararını Teşhis Konseyi başkanlığı gibi kritik görevler üstlenen Ekber Haşimi Rafsancani, bir dönem takındığı eleştirel tavır nedeniyle aforoz edilmişti. Aynı şekilde İran’daki reformcu hareketin liderleri Mehdi Kerrubi ve Mir Hüseyin Musevi, 2009 yılındaki şaibeli seçim sonuçlarına itiraz etmelerinin ardından 12 yıldır devam eden ev hapsine alındılar. Dolayısıyla İsmailzehi’nin, önümüzdeki günlerde Burucerdi’nin dediği gibi Muntazeri ve diğerlerinin kaderini paylaşması olasıdır. Nitekim Devrim Rehberi Hamenei’nin; 2022 Kasım ayında Black Reward adlı hacker grubu tarafından sızdırılan Fars Haber Ajansına ait gizli bültenlerde, İsmailzehi’nin itibarsızlaştırılması talimatı verdiği ortaya çıkmıştı. Ancak İsmailzehi’nin özellikle yönetimle sorunlu bir ilişkiye sahip olan Beluçlar açısından dinî bir liderin ötesine geçen kişiliğinin, onunla ilgili her türlü tasarrufu Tahran açısından riskli bir hâle getirdiği unutulmamalıdır.