İran’ın Afganistan Büyükelçisi’nin Gözünden Taliban

İran’ın Afganistan Büyükelçisi’nin Gözünden Taliban
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

Black Reward adlı hacker grubu, 25 Kasım Cuma günü Devrim Muhafızları Ordusuna (DMO) yakınlığıyla bilinen Fars Haber Ajansının web sitesini hackleyerek yaklaşık 250 terabaytlık veri ele geçirdiğini duyurdu. Grubun internet sitesinden yapılan açıklamada, hacklenen verilerin Rehberlik Ofisi ve DMO’ya gönderilen gizli bültenler, hükûmet yetkilileri arasındaki aramaların kayıtları ve çeşitli konularla ilgili görüntü arşivlerini kapsadığı belirtildi. Fars Haber Ajansı tarafından teyit edilen hacklenmeden üç gün sonra Black Reward hacker grubu, hacklenen verilerden “Özel Dosya” başlığıyla DMO Başkomutanı Hüseyin Selami’ye gönderilmek üzere hazırlanan bülteni yayımladı. Medyada yer almayan hükûmet içi haberler, talimatlar ve İran’daki son protestolarla ilgili kamuoyu yoklamaları ve toplumun yönelimleri ile ilgili istatistiklerin yer aldığı bu dosyanın en çok ses getiren bölümlerinden biri, İran İslam Cumhuriyeti’nin Kabil Büyükelçisi Bahadır Eminiyan’ın Ekim 2022’de Tahran’da gerçekleştirilen üst düzey bir toplantıda yaptığı konuşma oldu. İran’ın tecrübeli diplomatlarından biri olan Eminiyan’ın konuşması; son dönem İran-Taliban ilişkileri, İran’daki Afgan mülteciler, sınır güvenliği, su, uyuşturucu kaçakçılığı, DEAŞ’ın Afganistan’da yükselişi, Afganistan Şiileri, İran-Afganistan ekonomik ilişkileri gibi geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. Eminiyan, bahsi geçen konularda çarpıcı iddia ve tespitlerde bulunmanın yanı sıra Tahran’ın Taliban yönetimindeki Afganistan’a yönelik nasıl bir politika izlemesi gerektiği konusunda da tavsiyelerde bulunmaktadır

“Taliban İktidarı İran Açısından Bir Facia Olmuştur”

Eminiyan ilgili konuşmasında, Taliban’ın doğası ve son dönemde Tahran-Taliban arasındaki nispeten sıcak ilişkilere rağmen ikili ilişkilerdeki sorun alanları hakkında geniş ve ayrıntılı değerlendirmelerde bulunmaktadır. Eminiyan’a göre Afganistan’da Taliban iktidarı; İran’ın bölge ve Afganistan’daki nüfuzu, Fars medeniyeti ve kültürü açısından bir felaket olmuştur. Taliban’ı Fars kültürü karşıtı bir hareket olarak nitelendiren Eminiyan, Taliban’ın hâkimiyeti ele geçirmesinin Afganistan’da Tacikler, Türkler ve Hazaralar için büyük bir kâbus olduğu değerlendirmesinde bulunmaktadır. Eminiyan, Taliban’ın Afganistan ve tüm İslam dünyası için bir utanç kaynağı olduğunu belirtmektedir. Eminiyan’a göre Afganistan’da Taliban’ın iktidarı ele geçirmesi, İran-Afganistan ticari ilişkileri açısından da büyük bir gerilemeyi beraberinde getirmiştir. Bir önceki iktidar döneminde yıllık yaklaşık 3,5 milyar dolar olan ikili ticaret hacmi, Taliban’ın Kabil’i ele geçirmesinden bu yana 1 milyar dolara gerilemiştir. Eminiyan, Afganistan’daki rejim değişikliğinin İran açısından çeşitli güvenlik risklerini de beraberinde getirdiğini savunmaktadır. Bunların başında DEAŞ’ın bu ülkede yeniden yükselişe geçmesi gelmektedir. Ekim ayında İran’ın Şiraz kentindeki Şah Çerağ Türbesine düzenlenen saldırının DEAŞ’ın Afganistan’daki hücreleri tarafından organize edildiğini belirten Eminiyan’a göre son 1,5 yılda 940 km’lik İran-Afganistan sınırı daha güvensiz hâle gelmiştir. Ayrıca dünyada üretilen toplam uyuşturucu miktarının yaklaşık %80’inin Afganistan’da üretildiğine dikkat çeken Eminiyan, bu miktarın büyük bölümünün İran sınırı üzerinden dış dünyaya aktarıldığını belirtmektedir. İranlı Büyükelçi, yaklaşık 20 yıl ABD ile savaşmış olmasına rağmen Taliban’ı ABD karşıtı bir grup olarak nitelemenin yanlış olduğunu belirtmekte ve hâlihazırda ABD’nin Taliban’a haftalık 40 milyon dolar nakdî yardımda bulunduğuna dikkat çekerek Washington’ın istemesi durumunda Taliban’ı çok kolay bir şekilde kontrolü altına alabileceğini vurgulamaktadır. Eminiyan’ın Taliban’la ilgili dikkat çeken ifadelerinden biri de grubun, İsrail’in ulusal istihbarat teşkilatı olan MOSSAD tarafından desteklendiği iddiasıdır. Eminiyan’a göre MOSSAD’ın Taliban’a verdiği destek, Tahran-Taliban arasındaki ilişkilerde büyük bir yara açmıştır. Taliban’ı “tahammül edilmesi zor bir varlık” olarak nitelendiren İranlı Büyükelçi, Afganistan halkının Taliban yönetiminden razı olmadığını ve bir seçim olması hâlinde Taliban’ın %5 oranında bile oy alamayacağını iddia etmektedir

“İran, Afganistan Şiileri Üzerindeki Kontrolünü Kaybediyor”

Konuşmasının ilerleyen bölümünde, Taliban yönetimindeki Afganistan’daki Şiilerin durumuna değinen Eminiyan, İran’ın bütün harcamalarına rağmen Afganistan’da Şiilerin tamamen dağınık bir durumda olduğuna dikkat çekmektedir. Afganistan Şiilerinin bu dağınıklığını İran’ın izlediği zayıf ve yanlış politikalara bağlayan Eminiyan, Afganistan Şiilerinin çoğunluğunun ünlü Iraklı din adamı Ayetullah Ali Sistani’yi taklit mercisi olarak kabul ettiğini ifade ederek İran Devrim Rehberi Ali Hamenei’yi takip edenlerin sayısının oldukça az olduğundan yakınmaktadır. Eminiyan “Lübnan’da, Yemen’de, Irak’ta ve dünyanın birçok bölgesinde çok sayıda Şii var. Onlar, İran’ın yardımıyla teşkilatlandılar. Ancak diğer bölgelere kıyasla daha fazla imkâna sahip olmamıza rağmen ne yazık ki Afganistan’da bu olmadı.” diyerek Afganistan Şiileriyle ilgili yaşadığı hayal kırıklığını dile getirmektedir. Eminiyan konuşmasının devamında, “Kasım Süleymani’nin Taliban ile açtığı kanal dolayısıyla bugün iyi durumdayız.” diyerek eski Kudüs Gücü Komutanı Süleymani’nin Taliban ile ilişki kurulmasındaki rolünden övgü dolu ifadelerle bahsetmektedir. 

“Su Konusundaki Anlaşmazlık Devam Ediyor”

İran’ın Kabil Büyükelçisi, uzun yıllardır İran-Afganistan ilişkilerindeki belki de en sorunlu alan olan bölgedeki suyun paylaşımı konusundaki sorunlara da değinmektedir. Eminiyan, İran Enerji Bakanı Ali Ekber Mehrabiyan’ın Ağustos 2022’deki Afganistan ziyareti sırasında Taliban Başbakan Yardımcısı Molla Abdulgani Birader’in “Emirü'l-mü'minin (Taliban lideri), İran’a bir damla su bile vermememiz gerektiğini söyledi.” dediğini aktarmaktadır. İran Büyükelçisi; Taliban’ın, İran-Afganistan arasında sorun kaynağı olan Kemal Han Barajını tamamen serbest bırakması hâlinde bile İran’a giden tüm su yolunun kurak bir çöl olması nedeniyle suyun İran’a ulaşmasının zor olduğunu ifade etmektedir.

“Taliban’a Karşı Askerî Seçeneğe Başvurmak Akıllıca Olmaz”

Eminiyan ilgili konuşmasında, bütün bu olumsuz noktalara rağmen “İran’ın ortaya çıkan bu faciayı fırsata çevirmekten başka çaresi olmadığını” savunmaktadır. “Moğolların ülkemize gelmeleriyle ilgili tarihî bir tecrübemiz var. Kültürümüz ve medeniyetimiz o kadar zengindi ki Moğolları kullandık. Onları Müslüman ve Şii kıldık. Dillerini değiştirdik. Şimdi de aynısını Taliban için yapabiliriz. Onların yanında olup bize zarar veren yönlerini kontrol altına alabiliriz.” sözleriyle Eminiyan, her şeye rağmen Tahran’ın Kabil ile iş birliği yapması gerektiği görüşünü savunmaktadır. Eminiyan’a göre Afganistan’daki mevcut koşullar riskli de olsa İran için yeni fırsatlar sunmaktadır. Tahran yönetimi bu fırsatlardan yararlanmayı bilmelidir. Öte yandan alternatif politikalar ise İran açısından oldukça risklidir. Bu kapsamda Eminiyan, Tacik kökenli Ahmed Mesud liderliğindeki Pençşir merkezli direnişin de Taliban’a karşı etkili olamayacağı görüşündedir. Mesud’u yakından tanıdığını belirten Eminiyan, “Pençşir tek kurşun atılmadan teslim oldu.” diyerek Mesud’un, babası Ahmedşah Mesud gibi savaşçı bir karaktere sahip olmadığına dikkat çekmektedir. Eminiyan’ın dikkat çekici açıklamalarından biri de Suriye’de rejim saflarında savaşarak adını duyuran Fatimiyyun Tugayı hakkındadır. Eminiyan; Tahran yönetimine, Afganistan’da Fatimiyyun Tugayını kullanma fikrinden vazgeçmesini tavsiye etmektedir. Zira Eminiyan’a göre Taliban, bu konuda oldukça hassastır ve asla Fatimiyyun Tugayının Afganistan’daki faaliyetine müsamaha göstermeyecektir. Son olarak Eminiyan, İran’ın Afganistan’da yaşadığı sorunların büyük bölümünün Tahran’ın Kabil konusunda tutarlı bir siyasete sahip olmamasından kaynaklandığını dile getirmektedir. Eminiyan’a göre Tahran’ın mevcut Kabil yönetimine karşı politikası stratejik bir temele dayanmaktan ziyade kriz yönetimine dayanmaktadır. Eminiyan gerek Taliban gerekse İran’ın Afganistan Özel Temsilcisi Kazımi Kumi ile sorun yaşamamak adına kendisinin çok fazla konuşmadığını, oysa İran’ın hâlihazırda Afganistan’da olduğu kadar hiçbir bölgede kırılganlık yaşamadığını, üstelik Tahran’ın bunun farkında bile olmadığını dile getirmektedir. 

Sonuç 

Tahran yönetimi, 2014 yılından itibaren ortak düşman ABD ve DEAŞ’ın Afganistan’daki varlığına karşı Taliban ile pragmatist bir iş birliği geliştirmiştir. Bu iş birliğini ilerleyen süreçte de sürdüren İran, Afganistan’da Taliban iktidarını memnuniyetle karşılayan ülkelerden biri olmuştur. Bu bağlamda Eminiyan’ın açıklamaları, birçok yönden İran’ın şu ana kadar Taliban’a karşı izlediği politikalarla paralellik göstermektedir. Tahran yönetimi hâlihazırda Taliban ile sürdürdüğü iş birliğini bozmamak için sınır bölgesinde yaşanan çatışmaları görmezden gelmekte ve Taliban yönetimindeki Afganistan’da Şii Hazaralar ve Farsça konuşan Taciklerin baskı ve zulme maruz kaldıkları yönündeki iddialara kulak tıkamaktadır. Eminiyan’ın açıklamaları, Tahran yönetimi ile Taliban arasındaki iş birliğinin zoraki sebeplerden kaynaklandığını; sınır bölgesindeki suyun paylaşımı, Afganistan Şiileri, sınır güvenliği, uyuşturucu kaçakçılığı, mülteci sorunu gibi temel konularla ilgili Tahran’ın rahatsızlıklarının devam ettiğini ortaya koymaktadır. Eminiyan’ın, Tahran’ın Afganistan politikasıyla ilgili eleştirileri; İran’ın, Süleymani’nin ardından tıpkı Irak ve Suriye’de olduğu gibi Afganistan’da da koordinasyon sorunu yaşadığını göstermektedir. Her ne kadar fiilî Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani uzun süre DMO’nun eski Afganistan sorumlusu olarak çalışmış olsa da Süleymani’nin yerini dolduramamış ve İran’ın etkisi; Irak, Suriye ve Lübnan’da olduğu gibi Afganistan’da da gerilemiştir.