Cumhurbaşkanlığı Seçim Yasası Değişikliği İran Meclisinden Geçti

Cumhurbaşkanlığı Seçim Yasası Değişikliği İran Meclisinden Geçti
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

20 Aralık Pazar günü milletvekilleri tarafından onaylanan Cumhurbaşkanlığı Seçim Yasası’nda, cumhurbaşkanlığı adaylığına uygun kişilerin “özel ve genel şartlarında” önemli değişiklikler yapıldı. Mecliste oylanan bu kanun değişikliği, hazır bulunan 242 milletvekilinden 151’inin evet oyuyla kabul edildi. Bu değişiklikle Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmak isteyenlere yeni şartlar getirildi. Yeni değişiklikler; minimum ve maksimum yaş sınırının düzenlenmesini, görev geçmişine belli bir süre eklenmesini, tahsil derecesi zorunluluğunu ve başka ülkelerden vatandaşlık ve ikamet kartı/yeşil kart sahibi olanların aday olmalarının önüne engel konulmasını içermektedir.

Mevcut Cumhurbaşkanlığı Seçim Yasası’na göre cumhurbaşkanlığı adaylığına başvuru bazı koşullar hariç herkese açıktı. Buna göre adayların, Şii mezhebine mensup ve İran asıllı olmaları zorunludur. Örneğin bir Sünni, İran Anayasası’na göre adaylığını koyamaz çünkü Anayasa ve kanunlarla bu durum engellenmiştir. Adaylarda aranan eğitim derecesi ile ilgili olarak da okuryazar olması yeterli kabul edilmekte geri kalan yeterlilik koşulları, Anayasayı Koruyucular Konseyi (AKK) tarafından belirlenmekteydi. Bu koşullar ise ülkenin dinî ve siyasi ricalinden biri olmak, yönetebilmek, becerikli olmak, iyi bir sicile ve güvene sahip olmak, İran İslam Cumhuriyeti ilkelerine ve ülkenin resmî mezhebine inanmak ve takva sahibi olmak şeklinde belirlenmişti. Yeterlilik kriterlerinin somut olmaması her zaman tartışma konusu olmaktaydı. Örneğin AKK’nin birçok konuda yorumu olmasına rağmen kadınların cumhurbaşkanı adayı olup olamayacağı konusundaki belirsizlik hâlâ devam etmektedir. Diğer taraftan ordu mensuplarının “siyasi rical” sayılıp sayılmadığı da belirsizliğini korumaktadır. Prensipte bir kişinin siyasi rical olarak tanınması için uygulanacak kriterler muğlaktır ve farklı yorumlara açıktır. İslam Cumhuriyeti değerlerine bağlılığın, Şiilik hakkındaki bilginin, dürüstlüğün vb. kıstasların ne olduğu ile bunların nasıl ve kimler tarafından ölçüldüğü gibi belirsizlikler hâlâ devam etmektedir. Genel anlamda adaylık koşulları objektif değildir ve her şey AKK’nin takdirine bağlıdır.

Meclisin yaptığı en önemli değişiklikler; adaylar için yaş şartının 40 ila 70 olarak belirlenmesi, en az yüksek lisans derecesine ve devlet makamlarında dört yıllık yöneticilik tecrübesine sahip olma koşullarının eklenmesi oldu. Bunlar dışında yasa değişikliği, Seçim Yasası’na belirgin bir farklılık getirmedi. Örneğin Meclisin getirdiği değişikliğe göre yaş aralığı ve çalışma geçmişi uygun ve belirli özelliklere sahip bir kişi, AKK tarafından yine de diskalifiye edilebilir. AKK’nin bu değişiklikle bu kriterlere sahip olmayan bir kimseyi teyit etme yükümlülüğü olmayacak, aksine Konsey, daha önce diskalifiye olanlara gösteremediği yasal gerekçeyi artık bu değişiklikle gösterebilecektir. Meclisin dikkate aldığı diğer değişikliklerin bir kısmı mevcut Yasa’da da var. Örneğin ilim havzaları müderrisleri, Rehberlik makamı mensupları, Düzenin Yararını Teşhis Konseyi üyeleri ve Ulusal Güvenlik Yüksek Kurulu üyeleri ve benzerlerinin tümüne mevcut Yasa kapsamında da izin verilmektedir. Yasa’da yapılacak bu değişiklikler, “yönetici ve becerikli” gibi belirsiz ve öznel koşullar için somut kriterler belirlemiyor. Sonuç olarak bu değişiklik, bazı kişilerin adaylığını yasaklamakta ve bundan önce olduğu gibi her şeyi AKK’ye bırakmaktadır. Öte yandan değişiklikler henüz tamamlanmamış ve AKK tarafından onaylanmamıştır. Bu değişikliklerle adaylık başvurularına getirilen yeni koşulların ve kısıtlamaların AKK tarafından onaylanıp onaylanmayacağı ise ilerleyen günlerde netleşecektir.

Bu yasa değişikliği, zamanlaması bakımından anlamlıdır. 18 Haziran 2021 tarihinde gerçekleştirilecek Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yaklaşık yedi aylık bir süre kala bazı isimlerin aday olamaması için yapılan bu değişiklik, kimi uzmanlara göre seçim mühendisliğinin ön girişimleridir. Diğer taraftan Meclisin ekseriyetini elinde bulunduran muhafazakârların, bu değişikliğe bir bütün olarak oy vermediklerine şahit olundu. Düşük bir oyla kabul edilen bu değişiklik, muhafazakârların kendi aralarında bir fikir birliğine sahip olmadıklarını göstermesi açısından da dikkat çekicidir.