Körfez ülkelerinin Suriye ile normalleşme adımları atmaya başladıkları bir dönemde gerçekleşen Reisi’nin Suriye ziyareti, ekonomik boyutuyla öne çıkıyor.
İbrahim Reisi’nin Suriye Ziyareti
İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, 3 Mayıs Çarşamba günü Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed’in daveti üzerine Suriye’ye gitti. İran’dan Suriye’ye cumhurbaşkanı düzeyinde yapılan son ziyaret, Şubat 2010’da dönemin Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad tarafından gerçekleştirilmişti. Hasan Ruhani ise 8 yıllık görev süresi boyunca Suriye’yi ziyaret etmedi. Dolayısıyla bu ziyaret, Suriye’de iç savaşın başlamasından bu yana İran’dan bu ülkeye cumhurbaşkanı düzeyinde gerçekleştirilen ilk ziyaret oldu.
İki günlük bu gezide Reisi’ye; Cumhurbaşkanlığı Ofisi Başkanı Gulam Hüseyin İsmaili, Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Savunma Bakanı Muhammed Rıza Aştiyani, Yol ve Şehircilik Bakanı Mihrdad Bezirpaş (aynı zamanda İran-Suriye Ortak Komisyonu başkanı), Petrol Bakanı Cevad Ovci ile ekonomi ve iş dünyasından kalabalık bir heyet eşlik etti. Suriye’ye ayak basar basmaz Hizbullah’a ait olan el-Meyadin televizyonuna bir röportaj veren Reisi, Suriye ziyaretinin amacının “İsrail karşıtı direniş cephesini güçlendirmek” olduğunu söyledi. Reisi; İran açısından Suriye’nin, İsrail’e karşı direnişin ön cephesi olduğunu ve Tahran’ın Şam ile ilişkisini stratejik gördüğünü sözlerine ekledi. Daha sonra ev sahibi Devlet Başkanı Esed ile bire bir ve heyetler arası görüşmeye geçen Reisi, İran ile Suriye arasında çeşitli alanlarda stratejik ve uzun vadeli kapsamlı iş birliğini öngören anlaşmalara imza attı. Ayrıca her iki ülkeden üst düzey yetkililer; iki cumhurbaşkanının huzurunda iki ülke arasında ticaret, petrol ve enerji, teknik, mühendislik, konut, demir yolu ve hava taşımacılığı alanlarında 14 iş birliği belgesine imza attılar. Ardından ortak basın toplantısına geçen cumhurbaşkanları, iki ülke arasındaki siyaset, güvenlik ve ekonomi alanlarındaki iş birliğinin daha da güçlendirilmesi yönünde karşılıklı iradelerini vurguladılar. Reisi, iki ülke yetkilileri arasında imzalanan iş birliği belgelerine işaret ederek “Bugün ticari, ekonomik, siyasi ve diğer alanlarda imzalanan anlaşmalar iki ülke arasında yeni bir dönemin başlangıcıdır.” dedi. Reisi, Suriye gezisini Şiiler açısından kutsal olan Hz. Zeynep ve Hz. Rukiye’nin türbelerinin ziyaretiyle tamamlayarak ülkesine döndü.
Ziyaretin Ekonomik Boyutu
Körfez ülkelerinin Suriye ile normalleşme adımları atmaya başladıkları bir dönemde gerçekleşen Reisi’nin Suriye ziyareti, ekonomik boyutuyla öne çıkıyor. İran ile Suudi Arabistan’ın 2023 Mart ayında ilişkilerin yeniden normalleşmesi konusunda anlaşmaya varmasıyla başta Suudi Arabistan olmak üzere Arap ülkelerinin Suriye ile normalleşme görüşmeleri hız kazanmıştı. Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad, 12 Nisan’da resmî bir ziyaret kapsamında Suudi Arabistan’a giderken Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan el-Suud 18 Nisan’da iadeiziyarette bulundu. Suriye’de 2011’de başlayan iç savaştan bu yana ilk kez Suudi Arabistan, Mısır, Irak ve Ürdün dışişleri bakanları 1 Mayıs’ta Ürdün’de “Suriye ile ilişkilerin normalleşmesi ve Suriye krizine çözüm” gündemiyle bir araya geldi. Bütün bu çabaların sonunda 7 Mayıs Pazar günü Kahire’deki Arap Birliği toplantısından, Suriye’nin yeniden birliğe kabul edilmesi kararı çıktı.
Tahran, Suriye ile Arap ülkeleri arasındaki normalleşmeyi ekonomik ve dış politika hedefleri açısından olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyor. İran İslam Cumhuriyeti Haber Ajansına (IRNA) konuşan Cumhurbaşkanı Siyasi İşlerden Sorumlu Yardımcısı Muhammed Cemşidi, Şam-Riyad normalleşmesini Tahran açısından “stratejik bir zafer” olarak nitelendirdi ve bu gelişmelerin, ABD’nin bölgeye yönelik politikasının başarısızlığa uğradığını gösterdiğini söyledi. Ayrıca Suriye’nin Arap ülkeleriyle ilişkilerini normalleştirmesinin, İran’ın uzun süredir beklediği ekonomik fırsatları yaratacağına inanılıyor. ISNA’ya göre ise İran ve Rusya’nın desteğiyle nispi bir istikrar sağlanan Suriye, son normalleşme adımlarıyla yeniden yapılanma sürecine girmiştir. İran, bölgesel rakiplerinin gerisinde kalmamak için Şam yönetiminin sağladığı imkânları iyi değerlendirerek bu ülkenin yeniden yapılanmasında kamu ve özel sektörüyle etkin bir rol oynamalıdır.
İran’ın, Suriye İç Savaşı’nda Şam rejimini ayakta tutmak için harcadığı paraları telafi etmek istediği biliniyor. Bunu da İranlı şirketlerin Suriye’nin yeniden yapılanmasında rol almasıyla ve bu ülkedeki kaynakların kullanımında imtiyazlar elde ederek yapmayı planlıyor. Bu kapsamda Suriye İç Savaşı’nın gerilemeye başladığı 2018 yılından başlayarak iki ülke arasında İran’a petrol, doğal gaz, konut ve madencilik alanlarında çeşitli imtiyazlar tanıyan anlaşmalar imzalandı. Örneğin Suriye’nin en büyük limanı olan Lazkiye Limanının işletilmesi 2019 yılında ihalesiz olarak İran’a devredildi. Palmira yakınlarında yer alan fosfat madeninin işletilmesi, Lazkiye’de elektrik santrali inşası, Halep’te termik santral inşası, Humus ve Deyrizor santrallerinin yeniden inşası, petrol ve doğal gaz rezervlerinin inşası için 1.000 hektar arazinin tahsisi, Ebu Kemal’deki petrol sahasının geliştirilmesi İranlı firmalara bırakıldı. Kasım 2019’da dönemin İran Yol ve Şehircilik Bakanı Muhammed İslami’nin girişimiyle iki ülke arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesi amacıyla konut inşaatı, bankacılık ilişkileri, ulaşım, gümrük, Suriye sanayi kentlerinin yeniden inşası vb. konularda çeşitli mutabakat zaptları imzalandı. İran özel sektörünün katkısıyla Şam’da 200 bin konut, çeşitli altyapı ve yol inşasını içeren mutabakat zaptı da bunlardan biriydi. İlerleyen zamanlarda bu sayı 30 bine kadar indirildiyse de yeterli finansman sağlanamaması nedeniyle hayata geçmedi.
Suriye’nin yeniden inşasına yönelik çalışmalar büyük ölçüde Avrupa Birliği veya Arap Birliğinden gelecek desteğe bağlı. Suriye’nin başta Suudi Arabistan olmak üzere Arap ülkeleriyle ilişkilerinin normalleşmesinin, Suriye’nin yeniden yapılanması için gereken finansman kaynağını temin edeceği düşünülüyor. Dolayısıyla Suriye ile Körfez ülkeleri arasındaki ilişkilerin normalleşmesine katkı sağlayan ülke olarak İran, bu desteğinin ekonomik faydalarından yararlanmak istiyor.