İran’da Protestolar ve Orantısız Cezalar
İran’da son birkaç ay içerisinde çeşitli sebeplerle yapılan tutuklamaların artarak devam etmesi ve itham edilen suçlamalara karşılık verilen cezaların ağır ve orantısız olması, gündemi epey meşgul etmektedir. Gittikçe kötüleşen bu duruma toplumun farklı kesimlerinden tepkiler gelmektedir.
İran Meclisi’ndeki reformist Ümit Fraksiyonu üyesi bazı milletvekilleri 2 Eylül Pazartesi günü Yargı Başkanı İbrahim Reisi’ye mektup yazarak tutuklu aktivistler ve gazeteciler hakkında verilen kararların değiştirilmesini talep etti. Ali Mutahhari, İlyas Hazreti, Mahmud Sadıki, Mustafa Kevakibiyan ve Muhammed Rıza Tabeş gibi önemli reformist isimlerin imza attığı söz konusu mektupta milletvekilleri, rejimi korumak adına yapılan ancak hiçbir getirisi olmayan sert müdahalelerin kaldırılması gerektiğini beyan etti. Devamında 1 Mayıs İşçi Bayramı’nda Meclis binası önünde işçilerin düzenlediği protesto gösterisine katıldığı gerekçesiyle tutuklanan kadın hakları savunucuları Neda Naci ve Atıfe Rengriz ile gazeteci Merziye Emiri’ye verilen ağır cezaların hatırlatıldığı mektupta, cezaların toplumu ikna etmediği belirtilerek “Eğer bu kişilerin suçları protesto gösterisine katılmak ise bu anayasaya aykırı değildir. Bununla birlikte haber yapmaktan dolayı suçlanıyorlarsa bu zaten onların görevidir” ifadeleri kullanıldı. Bununla birlikte yine aynı mektupta geçtiğimiz aylarda “mukaddesata hakaret” ve “rejim aleyhine propaganda yapmak” suçlamasıyla gözaltına alınan sinema ve tiyatro fotoğrafçısı Nûşin Caferi için de aynı şeyin geçerli olduğu ileri sürüldü.
Bunun dışında Huzistan eyaletinin Şuş şehrindeki Heft Tepe Şeker Firması İşçileri Sendikası üyelerinden İsmail Bahşi’nin 14 yıl ve Muhammed Hanifer’in ise 6 yıl hapis cezasına çarptırılması ve aktivist Sepide Kalyan’ın da 18 yıl hapis cezasına mahkûm edilmesi kamuoyunda tepkilere neden oldu. Verilen cezalar bu isimlerle de sınırlı kalmadı. 19 Temmuz 2016 tarihinde Çaharmahal ve Bahtiyari eyaletlerinde Devrim Muhafızları Ordusu güçleriyle su nakil projesine karşı çıkan protestocuların çatışmasıyla ilgili dava geçtiğimiz günlerde sonuçlandı. Çoğunluğu Buldaci şehri çiftçilerinden oluşan 78 kişiye “kamu düzenini bozmak” ve “devlet memuruna itaatsizlik” gibi suçlamalardan dörder ay hapis ve otuzar kırbaç cezası verildi.
Güvenlik kaygıları nedeniyle verilen bu cezalar halkta infiale neden olmaktadır. Bunun son örneği ise geçtiğimiz haftalarda başkent Tahran’da 6-24 ay arası hapis cezası istemiyle yargılanmasına tepki olarak mahkemenin önünde kendisini yakarak intihar girişiminde bulunan 29 yaşındaki Seher Hüdayari’nin 10 Eylül Salı günü hayatını kaybetmesi oldu. İstiklal Kulübü’nün forma rengi nedeniyle “Mavi Kız” olarak anılan Hüdayari, mart ayında takımının Asya Şampiyonlar Ligi’nde Birleşik Arap Emirlikleri’nden El Ayn’la oynayacağı maçı seyretmek için Tahran’daki Azadi Stadyumu’na erkek kılığında girmeye çalıştığı sırada gözaltına alınmıştı. Hüdayari’nin ölümü bardağı taşıran son damla oldu ve siyasetçilerden aktivistlere, sporculardan sanatçılara kadar birçok kesimden tepki açıklamaları geldi.
ABD yaptırımlarının sertleşmesiyle birlikte gün geçtikçe ekonomik darboğaza sürüklenen İran halkı, bir süredir devletin bazı uygulamalarına açıkça tepki göstermeye başlamıştır. Müesses nizam, güvenlik kaygıları nedeniyle içeriden yükselen en ufak bir itirazı bile sert bir şekilde bastırarak halka gözdağı vermeye çalışmaktadır. Kamu vicdanını rahatsız eden söz konusu keyfi tutuklamalara ve uygulamalara verilen tepkiler büyümektedir. Bu duruma daha fazla kayıtsız kalmak istemeyen bazı parlamenterler de verilen orantısız cezalara tepki göstererek durumun düzeltilmesini istemektedir. Devletin uygulamakta olduğu sindirme politikalarının ters tepmesi ve toplumsal bir infiale sebebiyet verme riski giderek artmaktadır.
- Etiketler:
- Protestolar
- İşçiler
- Aktivistler
- Çiftçiler
- Orantısız Cezalar
- Mavi Kız