Dış Politika

Netanyahu, Körfezin küçük ama stratejik ülkesi Umman’la ilişki geliştirmenin Arap dünyasına yeni kapılar açacağını düşünmektedir.

Danimarka Dışişleri Bakanı Anders Samuelsen yaptığı açıklamada, son saldırı girişiminin arkasında İran’ın olduğuna inandığını ve Avrupa Birliğine, İran’a karşı yeni yaptırımlar uygulaması için baskı yapacaklarını söyledi.

ABD baskısının arttığı ve bölgesel kutuplaşmanın gözlemlendiği bu dönemde İran’ın yeni bir güvenlik stratejisine ve bölge perspektifine ihtiyacı olduğu kesindir.

Irak'ta hükûmet kurma çalışmaları, tıpkı eskiden olduğu gibi mezhepsel hatlar ve Washington ile Tahran arasındaki güç mücadelesi üzerinden cereyan ediyor.

Amerika’nın İran’a yönelik yeniden yürürlüğe koyduğu yaptırımlar, Esed rejimine koşulsuz destek vermeyi ilke hâline getiren İran dış politikasını şüphesiz sekteye uğratacaktır.

Son üç ayda yoğunlaşan, Komele, PJAK ve İKDP tarafından İran içinde düzenlenen silahlı saldırılar, aslında İran ve Kürtler arasında yeni bir dönemin başladığını gösteriyor.

İran'ın başkenti Tahran, 7 Eylül'de, “Astana Barış Süreci” çerçevesinde İran, Rusya ve Türkiye liderleri arasındaki gerçekleşen zirvelerin üçüncüsüne ev sahipliği yaptı.

Tahran’ın Uluslararası Adalet Divanı nezdinde dava açmasındaki en önemli hedeflerinden biri dünyaya ABD’yi, uluslararası anlaşmalara bağlı kalmayan ve uluslararası hukuk kurallarını ihlal eden “agresif taraf” olarak göstermek istemesidir.

Tahran deklarasyonuyla İdlib operasyonu ertelenmiştir. Bu durum Türkiye açısından önemli bir diplomatik başarı olarak görülürken Rusya, zirveden beklediğini mutlak bir şekilde alamayarak geri adım atmak durumunda kalmıştır.

Türkiye, kararlı tavrını göstererek bu operasyonların kapsamlı bir saldırıya dönüşmesi durumunda Astana sürecinin çökeceğini ve Türkiye’nin farklı seçeneklere yöneleceği mesajını net olarak vermiştir.

Trump’ın Çin’e karşı Rusya’yı kendine müttefik edinme politikasının başarıya ulaşması düşük bir ihtimaldir. Rusya’nın izleyeceği en uygun strateji, ABD-Çin rekabetinin kızışmasını bekleyerek kendine duyulan ihtiyacı arttırmak olacaktır.

Trump yönetiminin nükleer anlaşmadan çekilerek İran'a yeniden tek taraflı ekonomik yaptırımlar uyguladığı bir ortamda Hindistan'ın, İran konusundaki inişli çıkışlı yaklaşımına ilişkin bir muhalefet gösterilmesi öngörülmemektedir.