Viyana’da Nükleer Müzakerelerin Üçüncü Turu Sona Erdi
6 Nisan’da başlayan ABD-İran arasındaki dolaylı nükleer müzakerelerin üçüncü turu 1 Mayıs’ta tamamlandı. Süreç; AB’nin İran’a insan hakları ihlalleri gerekçesiyle yaptırım uygulaması, İran’ın Natanz Nükleer Tesisine gerçekleştirildiğini iddia ettiği sabotaj saldırısı ve İran’ın %60 saflıkta uranyum zenginleştirdiğini duyurması gibi olumsuz gelişmelere tanık olsa da müzakereciler, 7 Mayıs Cuma günü müzakerelerin dördüncü turu için Viyana’ya geri dönmek üzere anlaştı. Görüşmelere katılan taraflar, müzakerelerde bir ölçüde ilerleme kaydedildiğine dair olumlu açıklamalarda bulunsalar da Kapsamlı Ortak Eylem Planı’nın (KOEP) kurtarılması veya ABD-İran arasında imzalanacak yeni bir anlaşma için uzun bir zamana ihtiyaç duyulacağı konusunda hemfikir. Taraflar müzakerelerde, “ABD yaptırımlarının kaldırılması, ABD ve İran’ın anlaşmayı tam ve etkili şekilde uygulaması için atacağı adımların kararlaştırılması ve bu sürecin, her iki tarafı da tatmin edecek bir sıralamada gerçekleşmesi” konularında görüşüldüğünü ifade etti. Viyana’daki görüşmeler hâlâ mekik diplomasisi formatında devam etmektedir. Diğer bir ifadeyle AB/E3 (Birleşik Krallık, Fransa, Almanya), Çin ve Rusya’dan yetkililer, iki ülke heyetleri arasında ara buluculuk yapmaya devam etmektedir.
1 Mayıs tarihinde İran Devlet Televizyonuna açıklamalarda bulunan İran Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşlerden Sorumlu Yardımcısı Abbas Arakçi, müzakerelerdeki başlıca ihtilaflı konulardan biri olan İran’a yönelik hangi yaptırımların kaldırılacağına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Arakçi, “sürecin yavaş işlediğini fakat tematik/sektörel yaptırımların kaldırılması konusunda anlaşmaya vardıklarını”, “ayrıca yaptırım altında olan kişi ve kuruluşların da çoğunun listeden çıkarılmasına karar verildiğini” duyurdu. Öte yandan bu hususta ABD tarafından gelen açıklamalar muğlaklığını koruyor. ABD konu ile ilgili 9 Nisan tarihinde, “KOEP ile tutarsız olan tüm yaptırımları kaldırmaya hazırız.” açıklamasında bulunmuştu. Fakat bu noktada başlıca sorunun, “KOEP ile tutarsız olan yaptırımların” hangi yaptırımları içerdiği üzerinde tarafların uzlaşı sağlaması olduğu söylenebilir. Zira İran, Donald Trump Dönemi’nde uygulamaya konulan tüm yaptırımların kaldırılmasını açıkça talep ederken Joe Biden yönetimi, o dönemde uygulanan yaptırımlar arasında “meşru yaptırımların” var olduğunu savunmaktadır. ABD tarafından gelen açıklamalar dikkate alındığında bu hususa ilişkin uzlaşı sağlanmasının henüz temenni seviyesinde kaldığı kolayca gözlemlenebilir. ABD Dışişleri Bakanı Sözcüsü Ned Price, 29 Nisan Perşembe günü yaptığı basın açıklamasında, “ABD ve İran’ın bir anlaşmaya yakın olmadığını, uzlaşı için alınacak yolun uzun olduğunu” belirtmiştir. Ayrıca ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, 30 Nisan’da müzakerelerle ilgili “İranlılar da dâhil olmak üzere tüm tarafların sorunları çözmede istekli olduğunu gördük. Ancak bunun Viyana’da bir anlaşma ile sonuçlanıp sonuçlanmayacağını bilmiyoruz.” açıklamasında bulunmuştur.
Görüşmelere ilişkin ABD ve İran dışındaki taraflardan gelen açıklamalar da müzakerelerden kısa vadede somut bir başarı beklenmemesi gerektiğine dair değerlendirmeleri desteklemektedir. Müzakerelere AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell Fontelles adına başkanlık eden AB Dış İlişkiler Servisi Genel Sekreter Yardımcısı ve Siyasi Direktörü Enrique Mora, üçüncü tur görüşmeleri için “Mütevazı gelişmeler kaydedildi ancak daha fazla ayrıntı daha fazla karışıklığı beraberinde getiriyor.” şeklinde konuştu. Rusya’nın Viyana’daki uluslararası kuruluşlar nezdindeki daimî temsilcisi Mikhail Ulyanov ise resmî Twitter hesabından üçüncü tur görüşmelerinin sonunda, “Viyana görüşmelerine dair heyecanlanmak için erken. Ancak temkinli ve artan iyimserliğimiz için de nedenlerimiz var.” açıklamasında bulundu. Yaklaşık bir aydır devam eden ABD-İran arasındaki dolaylı görüşmelere yönelik gelen bu son açıklamalar, müzakerelerdeki ihtilafın derinliğine işaret etmektedir.