İran Cumhurbaşkanlığı Seçimleri: Öne Çıkan Muhtemel Adaylar

İran Cumhurbaşkanlığı Seçimleri: Öne Çıkan Muhtemel Adaylar
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

13. Dönem Cumhurbaşkanlığı Seçimlerinin 18 Haziran 2021 tarihinde yapılacağının duyurulması, seçimlere sekiz ay kadar bir süre olmasına rağmen muhtemel cumhurbaşkanı adayları üzerine yürütülen tartışmalara ivme kazandırmıştır. Siyasi cephelerin seçim programlarının netleşmemesi ve İran siyasetinin iç ve dış parametreleri dikkate alındığında adayların profilleri üzerinden bir analizle muhtemel cumhurbaşkanı adaylarını tahmin etmek mümkün gözükmektedir. Bu noktada Devrim Rehberi Hamenei’nin yinelediği genç ve devrimci bir hükûmet çağrısı, adayları okumada önemli bir etken olmuştur.

Devrim Rehberi Hamenei, 11 Şubat 2019’da (Devrim’in 40. yılı) “Devrim’in İkinci Aşaması” başlıklı açıklamasında gençlerin devlet kademelerinde yer almasına ve siyasete atılmasına yönelik bir vizyon ortaya koymuştu. Hamenei’nin yönetim kademelerinin gençleşmesi ve devrimci bir iktidar arayışını vurgulayan mesajları, 2021 Cumhurbaşkanlığı Seçimlerine de zemin hazırlamıştır. Devrim’den 40 yıl sonra Devrim değerleri ile arasına mesafe giren genç kuşağın etkisi göz önüne alındığında Hamenei, arzuladığı cumhurbaşkanı ve kabinenin profilini çizmiştir.

İran, 21 Şubat Meclis Seçimlerine katılımın düşük olması ve seçimlerin meşruiyetinin sorgulanması ekseninde düşünüldüğünde Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelerek bir yandan Hamenei’nin işaret ettiği özellikleri taşıyan diğer yandan da reformcu ve ılımlı seçmen tabanını sisteme dâhil edecek figürleri tartışmaya başlamıştır.

Reformcuların Çıkmazı

Reform hareketinin seçimlere yönelik bir programı henüz bulunmamaktadır. Hareketin kendini yenileyememesi, halkın ekonomik ve siyasi taleplerine çözüm üretememesi bu cephenin seçimlere yönelik henüz bir program oluşturamamasına neden olmuştur. Reform cephesinin stratejik belirsizliği gölgesinde ise Muhsin Haşimi, İshak Cihangiri, Hasan Humeyni, Muhammed Cevad Azeri Cehromi ve Ali Laricani ön plana çıkmaktadır. 39 yaşındaki Haberleşme ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Azeri Cehromi’nin Ruhani’nin kabinesindeki en genç bakan olması, gençlere sosyal medyaya erişimlerinin kısıtlanmaması yönünde sözler vermesi ve bakanlığında daima şeffaf bir politika vurgusu yapması adaylığının önünü açmaktadır. Öte yandan eski Meclis Başkanı Ali Laricani ise reformculara sistemde alan açacak bir figür olarak değerlendirilmesine karşın adaylığının reform cephesinin ilkelerini yansıtmaması cephenin içinde bölünme yaratabilir.

İran’ın geleceğinden ve reformcular arasındaki bölünmeden duyulan endişe sonucu, 20 Eylül Pazar günü eski Tahran Belediye Başkanı ve Kargozaran-ı Sazendegi Partisi Genel Sekreteri Gulam Hüseyin Kerbasçi ile Yeşil Hareket’in ev hapsinde tutulan liderlerinden Mehdi Kerrubi altı saatlik bir toplantı düzenlemiştir. Kerbasçi, Kerrubi’nin halkın yaşam koşullarından ve ülkenin geleceğinden endişe duyduğunu, seçimlere yönelik bir fikri bulunmadığını belirtmiştir. Kerrubi, 2011’den beri ev hapsinde tutulmaktadır ve 10 yıl sonra gelen Kerbasçi-Kerrubi görüşmesinin seçimlere ve reform hareketine yönelik neler getireceği kısa vadede belli olacaktır. Kerrubi, 31 Ağustos’ta da İtimad-ı Millî Partisi ve Mücadeleci Din Adamları Topluluğu üyeleri ile de bir araya gelmişti. Kerrubi’nin reformcu figürlerle temasta bulunması kısa vadede reform hareketinin Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik bir program çizilmesi ile sonuçlanabilir.

Hâlihazırda son görev yılında olan Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve 5. Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi’nin izlediği reform politikalarının sistemin ideolojisiyle çatışması ve vaatlerin yerine getirilmemesi, halkın bu cephelere olan inancını kırmıştır. Diğer taraftan sistem, Meclis seçimlerinde olduğu gibi Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de reformcu siyaseti sınırlayan yaklaşım da benimseyebilir. İran’da reformcu siyasetin yörüngesi, esasen “pasif devrim”1 kavramını işaret etmektedir. Yeni kuşak gençlere ve kadınlara hitap eden reformun kitlesel cazibesi sonucunda reformcu liderler hükûmete gelmiş fakat devrimci sistem siyasal istikrar ve halkın sisteme olan bağlılığını koparmamak adına ödün vererek reform hareketini devlet aygıtına dâhil etmiştir. İran siyasetinde ivme kazanan ve meşruluğu kurumsallaşan reform hareketi ise sistem tarafından pasifize edilerek sindirilmeye çalışılmaktadır.

Asker Kökenli Bir Cumhurbaşkanı mı?

İran siyasetinde DMO’nun artan nüfuzu, iç ve dış politikada ulusal çıkarların korunması vurgusu göz önünde bulundurulduğunda askerî figürler de ön plana çıkmaktadır. İki ana siyasi akımın başarısız politikaları ve geçmişleri dikkate alındığında asker kökenli bir cumhurbaşkanı adayının birleştirici bir aktör olarak halktan destek alması muhtemeldir. Bu bağlamda değerlendirilen adaylarda Hüseyin Dehkan, Said Muhammed, Rüstem Kasımi ve Muhsin Rızai isimleri bulunmaktadır. Hüseyin Dehkan, Devrim Rehberi’nin askerî danışmanı ve eski savunma bakanıdır. Üç hükûmetle de çalışmış olması (Hatemi, Ahmedinejad, Ruhani) onu ılımlı bir aday profili hâline getirmektedir. 2018 yılında yapılan bir röportajda 2017 Cumhurbaşkanlığı Seçimlerine katılmaya niyetinin olmadığını fakat 2021 Seçimlerine katılımı için bunun hayatta olmasına bağlı olduğunu düşündüğünü belirtmiştir.

Son dönemlerde ismi ön plana çıkan 52 yaşındaki Hatemu’l-Enbiya İmar Karargâhı Komutanı Said Muhammed, komutan olarak anılmakla beraber askerî bir geçmişe sahip değildir. Dr. Muhammed olarak bilinen genç ve ikinci kuşak DMO mensubu Said Muhammed’in hâlihazırda bulunduğu kurum DMO’nun ekonomik faaliyetlerini organize eden en büyük alt kollarından biridir ve devlet projelerinin yüklenicisi konumundadır.

Düzenin Yararını Teşhis Konseyi sekreteri ve DMO’nun tanınan eski komutanlarından 66 yaşındaki Muhsin Rızai’nin de ismi muhtemel adaylar arasında geçmektedir. Rızai; 2005, 2009 ve 2013 Cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılmış fakat 2005’te seçimlerden çekilmiş, diğer ikisinde de mağlubiyet almıştır. Siyasi ve askerî geçmişi göz önünde bulundurulduğunda 2021 Seçimleri için de adaylığını koyması ihtimal dâhilindedir.

Radikal Figürler

2017 yılında Yargı Erki Başkanı İbrahim Reisi, seçimlere girerek Hasan Ruhani’ye karşı kaybetmişti. 2021 Seçimlerine de girmesi beklenen Reisi’nin politikaları yolsuzlukla mücadele üzerine şekillenmektedir. 60 yaşındaki Reisi’nin, yargı makamlarında bulunduğu görevler ve Velayet-i Fakih’in destekçisi olması göz önüne alındığında potansiyel cumhurbaşkanı adayı olması muhtemeldir. Nitekim Reisi’nin ismi Hamenei’nin halefi olarak da geçmektedir. Hamenei de cumhurbaşkanlığı görevinden sonra devrim rehberi olmuştu. Fakat Reisi’nin 2021 Seçimlerinde adaylığı yenilgi getirdiği takdirde devrim rehberliği de riske girebilir. Cumhurbaşkanı adayı olmaktan ziyade Reisi, yolsuzlukla mücadele programını sürdürerek Hamenei’nin takdirini kazanmaya devam edebilir.

İsmi son dönem hem İran medyasında hem de uluslararası medyada geçen 59 yaşındaki Mustazaflar Vakfı Başkanı Perviz Fettah, yeni bir figür olarak öne çıkmaktadır. Perviz Fettah’ın başkanlığını yürüttüğü vakıf vasıtasıyla yoksullarla arasında kuracağı bağ ve yolsuzlukla mücadele vurgusu adaylığını kuvvetlendirmektedir. 8 Ağustos’ta katıldığı televizyon programında ülkenin yönetici elitlerini, vakfın arazilerinin işgal edildiği gerekçesiyle hedef göstermesi bu minvalde yorumlanabilir. 19 Ağustos’ta vakfın mülklerini ellerinde tutan isimleri açıkladığı için özür dilemesi ve 26 Ağustos’ta da Ebulfazıl köyünde Mustazaflar Vakfına ait olduğu belirtilen arazilerin üzerinde inşa edilen evlerin yıkılmasına tepkiler dolaylı olarak Fettah’ın imajının zedelendiği yönünde yorumlansa da Fettah, Devrim Rehberi Hamenei’ye sadakatiyle bilinen ve Hamenei’nin güvenini kazanmış teknokrat kökenli bir siyasetçidir.

Sayıştay başkanı olan 39 yaşındaki Mihrdad Bezirpaş, siyasi kariyerinde hızlı yükselen genç bir aday profili oluşturması bakımından önem taşımaktadır. Nitekim henüz 22 yaşındayken dönemin Tahran Belediye Başkanı olan Ahmedinejad’ın danışmanı olarak atanmıştır. 2012 yılında ise Tahran milletvekili olarak Meclise girmiş, 22 Temmuz 2020 tarihindeyse Sayıştay başkanı olarak atanmıştır. Genç bir siyasetçi olarak siyasi kariyerindeki hızlı yükselişi ve Devrim değerlerinin taşıyıcısı olması onu ön plana çıkarmaktadır.

Kadın Bir Cumhurbaşkanı Mümkün mü?

Anayasayı Koruyucular Konseyi Sözcüsü Abbas Ali Kedhudayi’nin kadınların da cumhurbaşkanı olabileceği, Ahmedinejad Dönemi’nde kadın bakan atandığı ve kadınları engelleyen yasal bir mevzuatın bulunmadığı yönünde İttilaat gazetesine verdiği röportaj, İran’da kadın devlet başkanı olabilir mi sorusunu tekrar gündeme taşımıştır. Tartışmanın dayanak noktası ise İran Anayasası’nın 115. maddesine dayanmaktadır. 115. madde uyarınca “Cumhurbaşkanı; İran asıllı, İran vatandaşı, idari önderliğe haiz, iyi bir geçmişe sahip, dürüst ve takva ehli İslam Cumhuriyeti’nin ve ülkenin resmî mezhebinin temellerine inanan, dinî ve siyasi rical arasından seçilir.” Maddede yer alan “siyasi rical” kavramının siyaset adamı olarak kullanılması, seçim dönemlerinde tartışmayı da beraberinde getirmektedir. İslami bir yönetim sisteminde kadınların başkanlık seviyesine ulaşmaması gerektiğini savunanlar, rical kavramını erkek anlamına gelecek şekilde yorumlamaktadır. Öte yandan “rical” kavramının erkeği işaret etmediğini, seçkin ve bilge kişiler anlamına geldiğini ve İslami hükümlerin kadınların yönetim kademelerine gelmesine engel teşkil etmediğini savunanların bulunması, tartışmanın netlik kazanmadığını ve kadınlar konusunda belirsizliğin korunduğunu göstermektedir.

Sonuç

İran’da muhtemel cumhurbaşkanı adaylarına bakıldığında genç, askerî kanada mensup ve Devrim değerlerinin taşıyıcısı radikal isimlerin ön plana çıktığını belirtmek mümkündür. Nitekim İslam Cumhuriyeti, bugüne kadar 12 hükûmet dönemi görmüştür. 40 yıl sonra, seçimlerde “Devrim’in İkinci Aşaması”nı tamamlayacak yeni nesli temsil eden genç bir cumhurbaşkanı aranmaktadır.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri, siyasal mekanizmalara yabancılaşan ve seçimlere katılmayan halkı sisteme dâhil ederek ve özellikle Devrim’den sonra doğan ve Devrim değerlerinden uzaklaşan genç nüfusun sisteme entegresini sağlayarak devrimci ruhun yeniden biçimlendirilmesini hedeflemektedir.


1 İran’da reformcu siyasetin izleğini açıklayan Antonio Gramsci’nin pasif devrim kavramı, Asef Bayat tarafından İslam’ı Demokratikleştirmek adlı eserde kullanılmıştır.