İran ve Irak Savunma İş Birliği Anlaşması İmzaladı

İran ve Irak Savunma İş Birliği Anlaşması İmzaladı
İran-Irak Savunma İlişkilerinde Yeni Bir Dönemin Başlangıcı
Yazı boyutunu buradan ayarlayabilirsiniz

İran Savunma Bakanlığı tarafından “İran-Irak Savunma İlişkilerinde Yeni Bir Dönemin Başlangıcı” başlığıyla yapılan açıklamada; Tahran’da bulunan Irak Savunma Bakanı General İrfan Mahmud el-Hayali ile İran Savunma Bakanı General Hüseyin Dehgan arasında pazar günü (23 Temmuz 2017) iki ülke arasındaki askeri iş birliğinin, terörizm ve radikalizmle mücadelenin geliştirilmesi, sınır güvenliği, eğitim, lojistik, teknik ve askeri destek konuları ile tecrübelerin karşılıklı olarak paylaşılmasını içeren bir mutabakat zaptının imzalandığı duyuruldu. Anlaşmanın imzalanması sonrası iki ülke savunma bakanları bu anlaşma ile iki ülkenin daha güçlü, derin ve etkin iş birliği imkanına sahip olması temennisinde bulundular.

Bilindiği gibi Irak’ta Amerikan askeri varlığının sona ermesi ve İran’a dost bir hükümetin tesis edilmesiyle birlikte, bu ülke İran için bir tehdit olmaktan çıkmış, aksine İran’ın doğal nüfuz alanı olarak gördüğü Irak, İran’ın bölgesel güç projeksiyonlarında stratejik öneme sahip kilit ülkelerden birisi haline gelmiştir. Bu açıdan İran ile Irak arasında Saddam sonrası dönemde yakın siyasi ve askeri ilişkilerin olduğu sır değildir. Ayrıca son dönemde İran’ın DEAŞ’a karşı mücadelede Irak’a verdiği geniş kapsamlı askeri destek ise İran ile Irak arasında askeri iş birliğinin genişlemesine zemin hazırlamıştır. Dolayısıyla Irak’a yönelik güvenlik tehditleri İran’ın Irak’taki etkisinin artmasına ve iki ülke arasındaki stratejik ilişkilerin derinleşmesine neden olmuştur. DEAŞ’ın Irak’ta bir tehdit olarak yükselmesi Tahran’da bir yandan alarm zillerinin çalmasına neden olurken, diğer yandan İran ile Irak arasındaki stratejik ilişkilerin geliştirilmesi için bir fırsat olarak değerlendirilmiştir.

Yukarıda bahsedilen DEAŞ ile mücadele kapsamında İran’ın Irak’ta kazandığı etkinlikte, Haşd-i Şabi de önemli bir unsur haline gelmiştir. Irak ordusu ve güvenlik güçlerinin DEAŞ'ın eylemleri ve geniş bir alanda denetimi ele geçirmesi sürecinde etkisiz kalması ve örgütün ilerleyişini durduramamasının ardından Irak’taki en büyük Şii dini merci Ayetullah Ali es-Sistani’nin cihad çağrısı sonrası binlerce Iraklı Şii, milis grupların önderliğinde “Gönüllü Birlikler” olarak anılan “Haşd-i Şabi” oluşumunu meydana getirmişti. Fakat Irak güvenlik güçlerine takviye olarak kurulmuş olan Haşd-i Şabi zamanla İran kontrolünde bir güç haline gelmiştir. Bu açıdan İran doğrudan Irak ordusu içinde de fiili olarak etkilidir.

Irak ordusu içinde de bu kadar etkili olan İran’ın Irak ile imzaladığı bu savunma iş birliği anlaşması zamanlama açısından önemlidir. Hem “zafer” hem de “yeni bir tehdit” paradoksunu barındırmaktadır. Çünkü Musul’un Irak silahlı kuvvetleri tarafından kurtarılması sonrası DEAŞ ile mücadeledeki başarının taçlandırılmasına yönelik imzalandığı düşünülen anlaşmanın diğer bir gündeminin ise Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin (IKYB) 25 Eylül 2017 tarihinde bağımsızlık referandumu yapılmasına dair kararı olduğu anlaşılmaktadır. Zira İran Savunma Bakanı Dehgan’ın konuk bakan ile yaptığı görüşmede Irak'taki ulusal birlik ve bütünlüğün ülkede istikrarı, güvenliği ve tüm etnik grupların çıkarlarını garanti edeceğini ve İran'ın Irak’ta bölücü bir hareketi hiçbir zaman kabul etmeyeceğini vurgulaması bunun işareti olarak değerlendirilebilir. Yapılan savunma iş birliği anlaşması da bu çerçevede daha fazla anlam kazanmaktadır. İran böylece Bağdat’a tam desteğini gösterirken Erbil yönetimine de mesaj vermiştir.

Elbette bu referandum Erbil bölgesel yönetimi ile Bağdat merkezi hükümeti arasında sadece Irak’ın içişlerini ilgilendiren bir mesele değildir. Referandumun, doğrudan bağımsızlık ilanı anlamına gelmemesine rağmen, bölgesel dinamiklerde önemli sonuçları olacaktır. Bu açıdan küresel güçler ve bölge ülkeleriyle birlikte İran’ın da bu referanduma yaklaşımı ve olası bir Kürt devleti ilanında muhtemel tepkileri daha derin analiz edilmelidir.